Haberleri takip ediyorsunuz herhalde. Bu günler dünya demokrasi tarihinin kilometre taşlarından biridir. Haber nedir: TUNUS'TA HALK AYAKLANMASI. AYAKLANMA OLAĞANÜSTÜ HAL İLAN EDİLMESİNE RAĞMEN BASTIRILAMADI. SONUNDA ZEYNELABİDİN BİN ALİ ÜLKEYİ TERKEDİP SUUDİ ARABİSTAN'A SIĞINDI. Dünya global bir köy haline geldiği için Tunus'taki olaylar ilgiyle izlendi ve heyecan yarattı. Aynen Sudan'daki halkoylamasını, Irak'taki seçimleri, Suud ve İran'daki açılımları ilgiyle takip ettiği gibi bunu da takip etti.
Diktatör ve ebedi şef Bin Ali ülkeyi sertlikle yönetiyor ve halkların temel haklarını görmezden geliyordu. Arapların sanki kötü talihiydi diktatörler tarafından yönetilmek. Halk bir sürüydü nasıl olsa. Bir şey bilmezlerdi. "Hak- hukuk" dedilermi baskılar ve meçhul ölümlerle sindirilirlerdi. Demokrasi beyefendilerin müsaade ettiği kadar halka verilmeliydi. Baskı, zulüm ve ölümler Arap kardeşlerimizin nerdeyse kaderi oldu. Protestolar başlayıp halk ayaklanınca Bin Ali açıklama yapıp halka “demokratik hakları çoğaltacağı açıklamasını yapıyordu. Şimdiye kadar niye vermedin be mübarek? Ama tabi bu halkı memnun etmedi. Bıçak kemiğe dayanmış olacak ki halk “hak istemiyoruz, şimdiye kadar seni sırtımızda taşıdığımız yeter, defol git” deyiverdiler. Ölümlere rağmen protestolar artınca Bin Ali çareyi ülkeyi terk etmekte buldu. Ve gidip başka bir baskıcı rejim olan Suudi Arabistan’a sığındı. Halkın gücü şu ana kadar iyi gitti. Amaçlarına ulaştılar. Ama bitmedi. Korkumuz buranın bir Irak, Afganistan olmaması. Diktatörün birini kovmak başka bir diktatöre iktidar fırsatı vermek için olmamalı. Bundan sonrasını Tunus’lu kardeşlerimiz çok dikkat ve sağduyuyla devam etmek zorundalar. Ülke Irak gibi bir karmaşaya sürüklenirse Irak’lıların bazılarının Saddam’ı aradıkları gibi onlarda Bin Ali’yi arayabilir ve işler daha kötüye gidebilir.
Tunus’un bu durumunu tüm dünya ilgiyle izledi ve izliyor. Arap alemindeki baskıcı diktaları şimdi halk korkusu sardı. Hatta protestocular onlara da bir mesaj vererek “sıra Hüsnü Mubarek’te” dediler. Öte yandan Bin Ali demokratik rejimlere sığınamadı, hatta kendisini destekleyen Fransa’ya bile sığınamadı, Suud’a sığındı. Bakalım gelişmeler ne olacak?
Bu arada ülkemizde birileri de “ahhh” çekiverdiler. Ne olurdu şu ayaklanma Türkiye’de olup Tayyip’ten kurtulabilselerdi. Asker bile darbe yapmıyordu artık. Peki halka hiç güvenmeyen birileri şimdi nasıl olacakta bu hususta halktan medet umacak? Birde tabi sistemler arasında fark var; Bin Ali orada baskıyla iktidarını korurken Türkiye’de Erdoğan sevgiyle iktidarda kalıyor. Bütün oyunları projeleri planları boş.
Bu olaydan şu dersi çıkarıyoruz:1- Diktatörlük insan fıtratına ters bir yönetim biçimidir. Şimdiye kadar hiçbir diktatör sonuna kadar gidememiş alaşağı edilmişlerdir. Adamlar ülkenin her yerine isimlerini vermişler. Ülkelerinde göstermelik seçimler oluyor. Demokrasinin beşiği denen İngiltere’ de oy oranları %70 civarında ancak olup iktidar olan parti % 40 ile ancak iktidar olabilirken Bunlar %99 katılım, % 93-90 gibi oy oranları alıyorlar. Nasıl oluyor bu? Elbette herkes biliyor.
2- Millet sevdimi tam sever, yıllar geçse de adamı unutmaz. Bizdeki Menderes gibi, Özal gibi, biraz Demirel gibi, Erdoğan ve Gül ikilisi gibi. Ama vurdumu da tokadın sesi ta Çin’den duyulur. Halk böyle yapar adamı. HALKA DAYANMAYAN SİSTEMLER TİTRESİN BUNDAN BÖYLE.
ÇEKİLİN HALK GELİYOR.
Diktatör ve ebedi şef Bin Ali ülkeyi sertlikle yönetiyor ve halkların temel haklarını görmezden geliyordu. Arapların sanki kötü talihiydi diktatörler tarafından yönetilmek. Halk bir sürüydü nasıl olsa. Bir şey bilmezlerdi. "Hak- hukuk" dedilermi baskılar ve meçhul ölümlerle sindirilirlerdi. Demokrasi beyefendilerin müsaade ettiği kadar halka verilmeliydi. Baskı, zulüm ve ölümler Arap kardeşlerimizin nerdeyse kaderi oldu. Protestolar başlayıp halk ayaklanınca Bin Ali açıklama yapıp halka “demokratik hakları çoğaltacağı açıklamasını yapıyordu. Şimdiye kadar niye vermedin be mübarek? Ama tabi bu halkı memnun etmedi. Bıçak kemiğe dayanmış olacak ki halk “hak istemiyoruz, şimdiye kadar seni sırtımızda taşıdığımız yeter, defol git” deyiverdiler. Ölümlere rağmen protestolar artınca Bin Ali çareyi ülkeyi terk etmekte buldu. Ve gidip başka bir baskıcı rejim olan Suudi Arabistan’a sığındı. Halkın gücü şu ana kadar iyi gitti. Amaçlarına ulaştılar. Ama bitmedi. Korkumuz buranın bir Irak, Afganistan olmaması. Diktatörün birini kovmak başka bir diktatöre iktidar fırsatı vermek için olmamalı. Bundan sonrasını Tunus’lu kardeşlerimiz çok dikkat ve sağduyuyla devam etmek zorundalar. Ülke Irak gibi bir karmaşaya sürüklenirse Irak’lıların bazılarının Saddam’ı aradıkları gibi onlarda Bin Ali’yi arayabilir ve işler daha kötüye gidebilir.
Tunus’un bu durumunu tüm dünya ilgiyle izledi ve izliyor. Arap alemindeki baskıcı diktaları şimdi halk korkusu sardı. Hatta protestocular onlara da bir mesaj vererek “sıra Hüsnü Mubarek’te” dediler. Öte yandan Bin Ali demokratik rejimlere sığınamadı, hatta kendisini destekleyen Fransa’ya bile sığınamadı, Suud’a sığındı. Bakalım gelişmeler ne olacak?
Bu arada ülkemizde birileri de “ahhh” çekiverdiler. Ne olurdu şu ayaklanma Türkiye’de olup Tayyip’ten kurtulabilselerdi. Asker bile darbe yapmıyordu artık. Peki halka hiç güvenmeyen birileri şimdi nasıl olacakta bu hususta halktan medet umacak? Birde tabi sistemler arasında fark var; Bin Ali orada baskıyla iktidarını korurken Türkiye’de Erdoğan sevgiyle iktidarda kalıyor. Bütün oyunları projeleri planları boş.
Bu olaydan şu dersi çıkarıyoruz:1- Diktatörlük insan fıtratına ters bir yönetim biçimidir. Şimdiye kadar hiçbir diktatör sonuna kadar gidememiş alaşağı edilmişlerdir. Adamlar ülkenin her yerine isimlerini vermişler. Ülkelerinde göstermelik seçimler oluyor. Demokrasinin beşiği denen İngiltere’ de oy oranları %70 civarında ancak olup iktidar olan parti % 40 ile ancak iktidar olabilirken Bunlar %99 katılım, % 93-90 gibi oy oranları alıyorlar. Nasıl oluyor bu? Elbette herkes biliyor.
2- Millet sevdimi tam sever, yıllar geçse de adamı unutmaz. Bizdeki Menderes gibi, Özal gibi, biraz Demirel gibi, Erdoğan ve Gül ikilisi gibi. Ama vurdumu da tokadın sesi ta Çin’den duyulur. Halk böyle yapar adamı. HALKA DAYANMAYAN SİSTEMLER TİTRESİN BUNDAN BÖYLE.
ÇEKİLİN HALK GELİYOR.