Hadis Ögreniminde Edeb - Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan

Erkam.

Kıdemli Üye
Katılım
25 Mar 2007
Mesajlar
8,441
Tepkime puanı
259
Puanları
83
Konum
BURDUR
Hadis Ögreniminde Edeb
Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan
1990 - Ocak, Sayı: 047, Sayfa: 011​
Hocaya Saygı Hadis öğrencisi, muhaddise bir şey söyleyeceği zaman, "ey alim, ey hafız" gibi sözlerle onu ilme nisbet etmek suretiyle ta'zîm etmelidir.
Muhammed b. el-Münkedir demiştir ki: "biz sadece şiir nakledenlere "raviye" diye hitab ederdik. Hadis rivayet edenlere "alim" derdik."
Öğrenci, muhaddise "ya seyyidî, efendim, hocam " diye hitab edecek olursa bu caizdir. Muğîre demiştir ki; "biz, devlet başkanına saygı gösterdiğimiz gibi İbrahim en-Nehaî'ye saygı gösterirdik." Harmele el-Eslemî de "devlet başkanından izin istercesine izin almadan Said b. EI-Müseyyeb'e kimse soru sormaya cesaret edemezdi" der.
Ebû Asım anlatıyor: "Biz İbn Avn'ın yanındaydık. O hadis rivayet ediyordu. Kardeşi Muhammed'in öldürülmesinden sonra "imam"lığı üstlenen İbrahim b. Abdullah, maiyyetiyle birlikte çıkageldi. İbn Avn'a olan saygımız sebebiyle, ayağa kalkmak şöyle dursun, dönüp emirin yüzüne bile bakamadık".
İshak eş-Şehîdî de şöyle bir müşahedesini nakleder:
"Yahya el-Kattan, ikindi namazını kılar, mescidinin minaresi dibine yaslanır, önünde de Ali b. el-Medînî, eş-Şazekünî, Amr b. Ali, Ahmed b. Hanbel, Yahya b. Main ve diğerleri ayakta oldukları halde akşam namazına kadar hadis sorarlardı. O, onlardan hiç birine "otur" demezdi. Onlar da Yahya el-Kattan'a saygılarından ötürü oturmazlardı. Ben bu manzarayı sık sık görürdüm."
Ayağa Kalkmak
Cabir b. Abdillah (r.a.), Kurayza oğullarının, hakemliğini istedikleri Sa'd b. Muaz (r.a.) binit üzerinde görev yerine geldiğinde Peygamber (s.a.), "-Büyüğünüz için ayağa kalkın!" buyurdu" demiştir.
Ebû Hişam er-Rufaî der ki; "Veki' b. el-Cerrah, Süfyan için ayağa kalktı. Süfyan onun bu hareketini tasvîb etmedi. Veki' şöyle dedi: "Benim, senin için ayağa kalkmamı kınıyor musun?" Halbuki Amr b. Dinar vasıtasıyla İbn Abbas (r.a.)'ın şöyle dediğini bana sen rivayet ettin. İbn Abbas (r.a.), "Resülullah (s.a.) şöyle buyurdu" demiştir: "Beyaz saçlı müslümana saygı göstermek bir anlamda Allah'a saygı göstermek demektir." Ebû Hişam diyor ki Süfyan, Veki'in elinden tuttu ve yanı başına oturttu.
Enes b. Malik (r.a.); "Ashab için Resülullah (s.a.)'den daha sevimli hiç kimse yoktu. Ancak -buna rağmen- hoşlanmadığını bildiklerinden dolayı Hz. Peygamber için ayağa kalkmazlardı."
Peygamber (s.a.v.), sevgi sebebiyle ayağa kalkılmasına bir şey demezdi. Nitekim kendisi de İkrime b. Ebi Cehil için kalkmış, elbisesini süt annesinin altına sermiş ve (Sa'd b. Muaz olayında) "efendiniz için ayağa kalkınız" buyurmuştur. Yine Hz. Peygamber "insanların, huzurunda ayakta durmasından hoşlanan, kendisine ayağa kalkmanı isteyen hiç kimse için sakın ayağa kalkma!" buyurmuştur.
Muhaddisin binitini tutmak
eş-Şa'bî demiştir ki; "Abdullah İbn Abbas (r.a.), Zeyd b. Sabit (r.a.)'ın binitini tuttu, binmesine yardımcı olmak istedi. Zeyd;
"-Resulûllah'ın amcasının oğlu olduğun halde benim hayvanımı mı tutuyorsun?" dedi. İbn Abbas (r.a.) da;
"Biz ulemaya böyle saygı gösteririz" cevabını verdi.
Ebû Ma'şer dedi ki; ben Hammad b. Zeyd'e gittim. Hayvanıma binmek üzere kalktığım zaman, Hammad da kalktı, hayvanımı tuttu. Ben bundan fevkalade heyecanlandım, sıkıldım ve binmek istemedim. Hammad:
"-Kim, bir şey beklemeden kardeşinin binitini tutarsa bağışlanır" rivayeti sana ulaşmadı mı" dedi.
Daha sonra gön oldu, Hammad b. Zeyd bana geldi. Gitmek için kalktığında bu defa ben koşup binitini tuttum. Binmedi ve bana;
"-Sen, "kardeşine ağır gelen ikramda bulunma" haberini duymadın mı?" dedi.
Bunun üzerine Ebû Ma'şer her iki durumda da bir şey yapamamanın üzüntüsüyle kalakaldı.
Ebû'1-Ayna' Muhammed b. Kasım anlatıyor: 207. ve 208. hicrî yılda Osman b. Faris'in cenaze töreninde idik. Basra kadısı Yahya b. el-Eksem de bizimle birlikteydi. Hadisçiler, Ebû Asım en-Nebîl'in çevresine toplandılar. Bunu gören Yahya b. el-Eksem, Ebû Asım'a;
"-Bunlara bir ikramda bulunsan (bir hadis rivayet etsen veya yiyecek bir şey takdim etsen) dedi. Ebû Asım da ona;
"-İşte yeni sağılmış süt, yarısı da sana!" dedi. Sonra cenaze defnoluncaya kadar oturup beklediler. Daha sonra dönüş başladı. Ebû Asım hayvanına binmek istedi. Ben koşup hayvanını tuttum. Eyer üzerinde doğrulunca bana dedi ki;
"-Evladım, ben Osman b. el-Esved'i, "Mucahid şöyle dedi" derken işittim: "Her iyi (ma'ruf) iş, sadakadır".
O gün benden başka kimse Ebû Asım en-Nebîl'den bir şey öğrenemedi."
 
Üst