merhaba...
ne zamandır serinlemek için gelmedim kıyına...
ne zamandır, kimler ne bırakmış hatıra diye bakmadım da.
oysa;
ne zamandır, çorak bir baharla avunuyorum, o nedenle hüzünlerde pek yavan oluyor.
ne zamandır bekliyorum... ne kadar daha beklerim bilemiyorum...
geceye benziyor bu aralar bazen yüzüm... kâh dumanı tütüyor bakışlarımın, kâh o dumandan evvel ateşinde nazlı sözler eğleniyor.
yıkıyorum, sivrilmiş dilimle...
gönlümü seyre dalan kimi zaman coşa geliyor, kimi zaman boşa...
......
görmeliydin, geçen gece karşıma gece çıktı. hemde parmak uçlarına basa basa.
derdin nedir senin diyemedim, öyle narin ve öyle çetin; gözlerimin içine baka baka, parmak uçlarına basa basa gece gözlerime yürüdü. sonra durdu, gözlerimde ne gördü bilemiyorum. ama gözlerimde görünenden savunmaya geçti gece!
bilmiyorum mağlup olur muydum; ama ben kolayını buldum. Kapattım hemen gözlerimi ve geceye öyle bir set kurdum ki dondu öylece: uyku...
geldik gidiyoruz faslı...
ben bu sıralar dilimi yontamıyorum... suskunlukta uyku gibi işe yarar mı?