Gönül Eri Muhammed Kudsi Bozkırî K.S (Memiş Efendi)

Katılım
13 Haz 2006
Mesajlar
444
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Web sitesi
beysehiraktuel.blogcu.com
YILLARCA ÖNCE MANEVİ BİR İŞARETLE TANIŞTIĞIM ZİYARET ETTİĞİNİZDE BİR ÖLÜ DEĞİL DİRİ OLARAK SİZİ KARŞILAYAN BİR HAK DOSTUNDAN SİZİ HABERDAR ETMEK İSTERİM.YOLUNUZ DÜŞERSE SEYDİŞEHİRİN ÇAVUŞ KASABASINDA MUTLAKA ZİYARET EDİN.ÇOK İSTİFADE EDECEKSİNİZ.

Muhammet Kudsi Bozkıri (Şeyh Memiş Efendi), Miladi 1784 yılında Bozkır’ın Aliçerçi Köyü’nde dünyaya gelmiştir. İlim sahibi bir aileye mensup olan Memiş Efendi’nin şerefli nesepleri İsa’nın oğlu Mustafa Mustafa’nın oğlu Muhammed, muhterem annelerinin adı Halime’dir. Meşrebi Muhammed, Mezhebi Hanefi, Mesleği Nakşidir. İlk tahsilini Bozkır’ın Karacahisar Köyü’nde akrabalarından Şeyh İbrahim isimli zattan, aynı zamanda Şeyh İbrahim’in oğlu ve Hadimi Hazretleri’nin çırağı Muhammed Efendi isimli zattan ilim tahsil etmişlerdir. Daha sonra Kayseri’de ilim tahsil ederek izin aldı. Buradan da Tarhala adıyla bilinen yerde tahsil etmek için izin alarak ayrıldı. Eğitimini Hadim’de sürdürdü. Daha sonra Alaiye (Alanya) de Hadis-i Şerif tahsil ederek icazet aldı. Bütün fenlerde nadir bir alim olup, Karacahisar’a yerleşerek evlenmiş ve çeşitli ilimleri yaymaya başlamıştı. Bu esnada Mevlana Halidi Bağdadi Hazretleri’ni ziyaretten dönerken Hadim’e uğrayan ve oradan da Karacahisar’a uğrayan Ödemişli Hasan Kudsi Efendi beş altı gün Karacahisar’da kaldı. Ve Memiş Efendi’ye Halidi Bağdadi Hazretleri’nin sohbetlerine devam etme izni verdi. Ders verme iznini aldıktan sonra kendisinde Halidi Bağdadi Hazretleri’ni görme arzusu hasıl oldu. Şam’a giderek hazreti ziyaret etti. 40 gün Şam’da kalarak efendi hazretlerinin sohbetlerinde bulundu. Daha sonra Halidi Bağdadi Hazretleri’nden ders almış olarak Bozkır’ın Karacahisar Köyü’ne döndü. Sonra bölgede kendisini çekemeyenlerin çoğalması üzerine şahsına defalarca kendisine suikast düzenlenmiş, tüfekle kendisini öldürme esnasında iken manevi bir el ile tüfek başka bir cihete yön değiştirmiştir… Karacahisar’dan aynı kazanın (Bozkır) Hocaköyü’ne hicret etmiştir. Bu köyde 17 yıl irşad ve müderrislik görevini yürütmüştür. Hocaköyü’nde de hasedçilerin ve kendisini çekemeyenlerin çoğalması üzerine Seydişehir’e gittiler. Orada da beş ay kaldıktan sonra (Seydişehir’e daha önceleri Abdullah Efendi’yi Halife olarak görevlendirmişti), “Kendisine efendim buraya gelecektiniz de beni niye görevlendirdiniz?” gibi bir söz işitmesi üzerine aynı kazanın Çavuş isimli nahiyesine hicret etti. Zira bu nahiyede kardeşi İsa Efendi ve onun çocukları bulunmakta idi.



Bozkır ve Hocaköy ahalisi yaptıklarından büyük pişmanlık duyarak 500 kişilik bir heyetle özür dilemeye geldi… Çavuşlular Memiş Efendi’ye olan saygı ve hürmetlerinden dolayı kendisine davette bulunmuşlardı. Yukarıdaki kalabalık bu köye çıktılar. Fakat Memiş Efendi, Bozkır veya Hocaköy’üne dönmesinin mümkün olmadığını belirterek iki üç saat Teheccüt namazını eda etti, “Bizim hicretimiz dünyaya ait değildir Cenab-ı Maşuk’tan başka bir yere hicret etmiyoruz” dediler. Böyle bir konuşma yaptıktan sonra ilahi emre uyarak 1269 (1852) yılında Muharrem ayının 13’üncü günü 71 yaşında Hakk’ın rahmetine kavuştu. Türbesi hergün binlerce kişi tarafından ziyaret edilmektedir.



Kerametleri:



Kendileri sağlığında keramet göstermekten kaçınırdı. Fakat vefatından 1.5 yıl sonra yapılmak üzere kabri açıldığında halifelerinden Mustafa Efendi elini kefenine sokup ayağını tuttuğunda hissettiği sıcaklık üzerine “Hazret sıcaktır” diye bayılıp düşmüş ve kendisinden geçmiş o esnada Hazret-i Fahri Alem(S.A.V.)’i görüp “Sen İstanbul’da dostum Hacı Feyzullah Efendi’ye git” buyurmuşlardır. Zira kendileri hayatta iken sık sık öldükten sonra teni çürüyenin veli olamayacağını söylerdi.



Halifeleri:



Kayapınar Köyü’nden Veli Hafız Efendi, Hisarlık Köyü’nden Mustafa Efendi, İstanbul’da Hacı Feyzullah Efendi, Ahıska’dan Hacı Halil Efendi, Sivas’tan Hacı Mustafa Efendi, Avdan Köyü’nden Muhammet Efendi, (bu zat daha sonra Ayşe kızı ile evlenmiştir) Kovanlık Köyü’nden Veli Hafız Efendi, Yalıhöyük Köyü’nden İbrahim Efendi, Ahırlı Köyü’nden Süleyman Efendi, Akseki Çimi Köyü’nden Hacı Muhammed Efendi. (Hakkı Özçimi Efendi’nin soyundan) Alaiye(Alanya)nin Kızılağaç Köyü’nden Ahmet Efendi, Tekke’den Elmalılı Hacı Hüseyin Efendi, Rodos ta Ali Talip Efendi, Seydişehir’de Hacı Abdullah Efendi, Yalvaç’ta Hacı Hasan Efendi, Burdur’da Abdullah Efendi, Buhara’dan Taşkentli Fazıl Efendi, Alaiye(Alanya)’den Ali Efendi, İçil’(İçel-Mersin)in Lefze köyü’nden Ali Efendi, Denizli’nin Tavas Köyü’nden Mustafa Efendi, (Prof. Dr. Cevat Akşit Efendi’nin dedesi) Ereğli’den Ali Efendi, Antalya’dan Ali Efendi, Niğdeli Abdülkadir Efendi, Konyalı Hafız Ahmed Efendi, Nuri Efendi, Höyüklü Alibeyköy’den Hacı Ahmet Efendi, Tarsus’tan Gönenli Hacı İbrahim Efendi, Akseki Manavil Köyü’den iki Süleyman Efendiler, Ahırlı Köyü’nden Hasan Efendi, Kırımlı Hacı Efendi, Karaviran Köyü’nden Abdullah Efendi, Çavuş Köyü’nden Türbedar Musa Efendi, Beyşehir’den Hacı Ahmet Efendi, Güzelhisar’dan Hacı Efendi, Manisa’dan Ali Efendi, Kınık Köyü’nden İsmail Efendi, Hadim’in Pirlerkondu Köyü’nden Ali Efendi, ve adlarını bilmediğimiz bir çok zat hepsine Allah rahmet eylesin.
 
Üst