zeynephanne
Aşka Meftûn…
Ashab-ı kiram aşık insanlardı.Tarih boyunca benzeri görülmemiş sevgi, onların sevgisiydi. Peygamber aleyhisselam'a öylesine bir aşk ile meftun idiler. Her sahabinin kendi mizacına göre bir sevme tarzı vardı. Habib-i Kibriya'nın değil şahsına, bir kılına bile zarar gelmesi, onları tedirgin ederdi. Birinin ona yan bakması, saygısızca davranması, Kur'an'da övülen o büyük insanları çileden çıkarırdı.
canım çıkacak gibi oluyor
O güzeller güzelini dünya gözüyle gören, mâh cemaline hayran kalıp ona gönül veren ve böylece hem insanı yücelten sevginin, hem de bahtiyarlığın doruğuna eren bir kimsenin kalbinde bir başka mahluka yer kalır mı?
Şimdi Hazreti Aişe annemize kulak yerelim. Bakalım dünya ne aşklar, ne aşıklar görmüş! Validemiz anlatıyor:
Bir gün Resûlullah'ın yanına bir adam geldi ve ona dedi ki:
- Ey Allah'ın elçisi! Ben seni canımdan daha çok seviyorum. Seni oğlumdan da çok seviyorum. Bazan evde otururken aklıma sen geliyorsun. O zaman ev bana dar geliyor. Hemen kalkıp yanına geliyor ve mübarek yüzüne bakarak ferahlıyorum. Seni görmesem, canım çıkacakmış gibi oluyor. Fakat beni bir mesele düşündürüyor. Yarın ikimiz de öleceğiz. Sen cennete girince, diğer peygamberlerle beraber olacaksın. Ben ise daha aşağı mertebede kalacağım için, cennette seni bir daha görememekten çok korkuyorum.
Adam sözlerini bitirdi; fakat Hz. Peygamber ona bir cevap vermedi. Derken Nisa suresinin 69. ayet-i kerimesi nazil oldu:
"Kim Allah'a ve Resûlle itaat ederse, işte onlar, Allah'ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddîklar, şehitler ve salih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır."
İşte aşk budur. Aşık da bu sahabîdir. Yüce Rabbim bizleri onun şefaatına nail eylesin (Amin ya Muîn)