Fethullah Gülen'in İadesi

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Cumhurbaşkanı Böcek davası kapsamında isteneceğini söyledi.

43531788_3122014.jpg



İsmet Berkan böcek iddianamesini tek yazıyla çürüttü 03 Ara 2014 12:31

Hürriyet Yazarı İsmet Berkan, geçtiğimiz günlerde mahkeme tarafından kabul edilen Böcek İddianemesini 5 soruda çürüttü. İşte iddianamedeki skandal detaylar...

Böcek iddianemesi Mahkeme tarafından "oybirliği" ile değil, "oy çokluğu" ile kabul edildi. Hürriyet Yazarı İsmet Berkan ise daha mahkeme bile başlamadan büyük soru işaretlerinin olduğunu iddianamedeki çelişkileri bugünkü yazıyla ortaya koydu.

Siyasi casusluk deniliyor ama bununla ilgili tek bir delil bile yok. Bulunduğu iddia edilen böcekler 2011'de bulunuyor. Tam 2 yıl sonra faaliyete geçiliyor. Bu kadar süre neden bekleniyor? MİT, Başbakanlık'ta arama yapılacağını ilgili ekibe bildiriyor ama neden 20 gün bekliyor?

İşte İsmet Berkan'ın Böcek İddianamesini çürüten o yazısı;

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde, 2011 yılının 28 Aralık günü, kullandığı iki çalışma odasında çıkan dinleme cihazlarıyla ilgili iddianame hakkında geçen hafta dört yazı yazdım.

Bu yazılarda mümkün olduğunca kendi görüşlerimi veya yorumlarımı işin içine katmadan, iddianameyi aktarmaya, savcının bulgularını burada sunmaya çalıştım.
Kuşkusuz davada yargılanacak sanıkların avukatları bu iddianameyi çok daha eleştirel bir gözle okudular ve dava başladığında da görüşlerini sunacaklar. Ben de bugün, bu serinin beşinci ve son yazısında, kendimi avukatların yerine çok koymamaya çalışarak iddianamenin eksiklerinden ve yetersizliklerinden söz etmek istiyorum.

Önem sırasıyla değil de aklıma geliş sırasıyla yazıyorum...

1. Casusluk ama kimin lehine? ALMANYA AÇIKÇA BELİRTMİŞTİ BİZ DİNLEDİK DİYE

Savcının temel iddiası dinleme cihazlarının casusluk amacıyla yerleştirildiği.
Önde gelen sanıklara yöneltilen suçlama da 'siyasal casusluk' suçlaması. Ancak bu casusluğun kimin için (hangi ülke veya kuruluş) yapıldığına dair tek bir
cümle bile yok iddianamede. Zaten yapılmış bir kayıt, bu kaydın falanca kişi eliyle filanca ülke veya kuruluşa aktarıldığı gibi bir iddia da, kanıt da iddianame içinde yer almıyor. Böyle olunca da, casusluk suçunun gerçekleşip gerçekleşmediği konusu ortada kalıyor.

2. 'Böcek'leri bu sanıkların yerleştirdiğinden emin miyiz?

Savcının, 24-25 Kasım 2011 günleri Başbakan'ın daha sonra 'böcek' bulunacak çalışma odalarına 'böcek arama' gerekçesiyle giren dört polis başta olmak üzere bir grup polisi 'böcek'leri yerleştirmekle suçladığını yazdım zaten. Ancak bu polislerin 'böcek'i yerleştiren isimler olduğuna dair iki temel kanıt var savcının elinde.

Biri, bu kişilerin gerçekten o günlerde bu odalarda arama yapmış olması. Bu tartışmaya açık bir konu değil; sanıklar da o günlerde o odalara girdiklerini
söylüyorlar zaten. Ancak elbette 'böcek' yerleştirdiklerini kabul etmiyorlar.
Savcının sözüne karşılık sanıkların sözü... Kime inanacağına mahkeme karar verecek.

İkinci kanıt ise bu 'böcek'lerin satın alınmasına dair sipariş formları ve faturalar. Ancak bir gizli tanık aracılığıyla kopyaları elde edilen bu faturaların asıllarının Emniyet Genel Müdürlüğü'nde zaten olması gerekiyor.
İddianame fatura asıllarına ilişkin bir inceleme yapılıp yapılmadığını söylemiyor. Eğer fatura asılları emniyetin elinde değilse veya faturalar emniyette durduğu halde emniyet envanterinde bu cihazlardan iki tanesi kayıp gözüküyorsa o zaman bu kanıt anlamlı olabilir.

3. Diğer polislere nasıl ulaşıldı?

Bir an için, 24-25 Kasım 2011'de arama yapıyoruz bahanesiyle Başbakan'ın çalışma odalarına 'böcek' yerleştirildiğini kabul edelim ve fiilen odaya giren dört polisi suçlamak için elimizde yeterli delil olduğunu varsayalım. Ama bu dört polisin elebaşısı olarak suçlanan diğer polislerin suçla olan bağının nasıl kurulduğu iddianameden anlaşılmıyor. O kişilerle ilgili, onları doğrudan suça bağlayan yegâne delil, bu polislerin o dört polisle telefonda konuşmuş olması.
Konuşmaların içeriğini de bilmiyoruz, sadece konuştuklarını biliyoruz.

İddianamede yurtdışı fuarlara birlikte gitmenin veya yurtdışı seyahatlerin kanıt olarak gösterilmesi ise ilginç bir durum.

NEDEN 1 YIL BOYUNCA HİÇBİR İŞLEM YAPILMADI?

4. Başbakanlık neden bir yıl bekledi?

Başbakanı'ın çalışma odalarından ikisinde dinleme cihazı bulunmuş olması son derece önemli bir suç. Fakat iddianamedeki anlatımdan anlıyoruz ki Başbakanlık böyle bir suçun işlendiğini bildiği ve saptadığı halde konuyu adli makamlara tam bir yıl boyunca iletmemiş. Savcının bu gecikmeyi bir kusur olarak görmemesi, 'böcek'ler bulunduğunda yeterli olay yeri incelemesinin yapılmamış olmasını normal karşılaması anlaşılır gibi değil.

NEDEN 20 GÜN BEKLENDİ?

5. Başbakanlık neden şüphelendi, sonra neden beklendi?

İddianamede de yazıyor, Aralık 2011 başında, Başbakan ameliyat sonrası nekahet dönemi için İstanbul'dayken Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala, MİT Müsteşarı Hakan
Fidan'dan 'böcek' araması için talepte bulunuyor, MİT hemen bir ekip hazırlıyor.
Ama ekip arama yapmak için 20 gün kadar bekliyor, o arada Başbakan Erdoğan Ankara'ya dönüp işbaşı yapıyor ve en az 12 gün 'böcek'lerin bulunduğu odalara
girip çıkıyor. Burada savcının bile sormadığı iki önemli soru var:

1. Başbakanlık somut bir şeyden mi şüphelendi de MİT'ten 'böcek' araması yapmasını istedi;

2. MİT ekibi neden 20 gün bekledi? Savcının bu soruları Başbakanlık'tan hiçbir yetkiliye sormamış olması iddianamede ciddi bir mantık boşluğu yaratıyor.
 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
25,023
Tepkime puanı
1,505
Puanları
113
43531788_3122014.jpg
Bulunduğu iddia edilen böcekler 2011'de bulunuyor. Tam 2 yıl sonra faaliyete geçiliyor.

Sayın @agbi

Her şeyin bir zamanı var.

Bu iddiaları 2 sene önce işleme koysanız, polis cemaatten, emniyet amiri müdürü cemaatten, savcısı hakimi cemaatten...

Sizce netice alınabilir miydi.

oldu-o-zaman-biz-kalkal%C4%B1m_175865.gif
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
ŞİMDİ SORUYORUM AŞAĞIDA İDDİALAR DOĞRU İSE @Dua Nur ALLAH jatında BİKÖEDİĞİN KONUDA İDDİALARINA NASIL CEVAP VERECEKSİN


Böcek iddianamesine, hâkimden manifesto gibi muhalefet şerhi 04 Ara 2014

9645713_hakim_k.jpg


Tayyip Erdoğan’ın ofisinde bulunduğu ileri sürülen böcekle ilgili iddianame mahkeme tarafından kabul edilirken, üye hakim Zeka Kayalı’nın şerhi dikkat çekti.

Hukuksuzlukları tek tek sıralayan hakim, iddianamenin iadesini istedi. Muhalefet şerhinde, delil toplamadan meçhul muhbire, şüpheli raporlardan çelişkilere kadar kanuna aykırı pek çok madde yer aldı.

Zaman'ın haberine göre, Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çalışma ofisinde yaklaşık 3 yıl önce bulunduğu ileri sürülen ve ‘böcek’ diye tabir edilen dinleme cihazıyla ilgili tartışma yargı aşamasında da devam ediyor. Hazırlanan iddianame, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından iki hâkimin onayı, bir hâkimin karşı oyuyla kabul edildi. Hâkim Zekâ Kayalı’nın 6 sayfalık muhalefet şerhi ise iddianameye damgasını vurdu. Beş hukuki gerekçe sıralayarak iddianamenin iadesini isteyen Kayalı, TOBB Üniversitesi Öğretim Üyesi Teyfik Demir tarafından hazırlanan ve ısmarlama olduğu suçlaması yöneltilen raporun kesin delil kapsamına sokulamayacağının altını çizdi.

Böceğin bulunduğu ileri sürülen tarihten 2,5 yıl sonra Ankara’da soruşturma başlatılmış, savcı Durak Çetin tarafından hazırlanan 73 sayfalık iddianame de geçtiğimiz hafta mahkeme tarafından kabul edilmişti. 12 polis memuru ve eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Hasan Palaz için 36 yıla kadar hapis istenen iddianamede, TOBB Üniversitesi’ne ısmarlama rapor yazdırıldığı ileri sürülmüştü. Şaibeye rağmen olaydan tam 2,5 yıl sonra hazırlanan rapor dosyaya kesin delil olarak konuldu. İddianameye muhalefet şerhi yazan Hâkim Zeka Kayalı, bu çelişkiye vurgu yaptı. TÜBİTAK tarafından hazırlanan rapora rağmen TOBB Üniversitesi’nden yeni bir rapor istendiğine dikkat çekti. İddianameye esas teşkil eden rapordaki çelişkinin giderilmesi için başka bir rapor hazırlanmasını öneren Kayalı, iddianamenin iadesini istedi.

Casusluk suçlaması yapılamaz

Hakim, diğer iade gerekçelerini de muhalefet şerhinde tek tek not etti. Polislerin casuslukla suçlanması konusuna değinirken, ‘casusluk suçunun ispat edilmesi için suça konu verici cihazların yanı sıra alıcı cihazların da tespit edilmesi gerektiğini’ vurguladı. Dosyada alıcı cihazlara ilişkin herhangi bir tespit bulunmadığını hatırlattı.

Delil toplamada kanunsuzluk

Dosyada isimleri geçen tanıklar Gökhan Korkmaz ve Bayram Yılmaz’ın beyanlarının alınmadığına dikkat çeken Kayalı, şüphelilerin aleyhine olan deliller toplanırken lehe olan delillerin de toplanması gerektiğini ifade etti. Bu davranışın Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 170/5’e aykırılık teşkil ettiğini belirtti.

Muhbirin kimliği bile meçhul

İddianamede delil kısmında ismi geçen Mehmet Kaya’nın ihbarlarının dosyaya temel teşkil ettiğini söyleyen hakim, iddianamenin devamında bu kişinin kimliğinin belirtilmemesini ve belirlenmesine yönelik herhangi bir araştırma yapılmamasını da dikkat çekici buldu. Bu durumun CMK 170/3-f ve 174/1-a maddelerine aykırı olduğunu kaydetti.

İlk sayfadaki şüpheliye, son sayfada takipsizlik

Hakim Zeka Kayalı, iddianamenin son sayfasında geçen “Seyit Saydam, Mehmet Yüksel, İbrahim Sarı, Hurşit Gölbaşı, Harun Yavuz ve Zeki Bulut hakkında ‘devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal casusluk amacı ile temin etmek, haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek ve kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek suçlarından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir.” ifadelerine de vurgu yaptı. İddianamenin ilk sayfalarında ise aynı kişiler hakkında dava açılmasının istendiğine işaret etti. Bu çelişkinin de iade gerekçesi olduğunu aktardı.

İşte böcek soruşturmasıyla ilgili sürecin ayrıntıları

-Böcek operasyonu, olaydan 2,5 yıl sonra başladı. 3 savcı değiştiren soruşturmada delil bulunamadı. Operasyonu 4. savcı (Durak Çetin) yaptı.

-TÜBİTAK, böceğin üzerindeki yapıştırıcılardan üretim zamanını tespit edip raporlaştırdı. Ancak bakan raporun değiştirilmesini istedi. Baskı, kurumda istifalara yol açtı.

-TÜBİTAK’ın yönetimi değiştikten sonra hukuk skandalı yaşandı. Yetki savcıda olmasına rağmen MİT’in talebiyle, rapor değişti. Böceğin oluşturulma tarihi öne çekildi.

-MİT’in böceği bulduğu belirtilen aramada tutanak tutulmadı, kamera kaydı yapılmadı. Parmak izi, DNA kalıntısı ve delil aranmadı. Suç duyurusunda bulunulmadı.

-Cihazın yapım tarihini öne çekip polisleri şüpheli duruma düşüren raporu, Erdoğan’ın oğluyla yaptığı belirtilen konuşmalara “hecelemeyle montaj” diyen ekip yazdı.
 

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
Gülen için kırmızı bülten
 

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
Gülen için gözaltı kararı çıkmış
 

DESIFRE

Yasaklı
Katılım
2 Şub 2012
Mesajlar
3,817
Tepkime puanı
62
Puanları
0
Apoyu cikartacaklar ya sanirim yerine Fetoyu koyacaklar pardon feto dedim banlamasinlar fetullah malum eskiden olsa banlanirdim

hem akp secmeni hazir aponun serbest kalmasina

siinelerine cekmeye basladilar hazirlaaar
 

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
EKREM DUMANLI'NIN YERİNDE OLMAK İSTİYORMUŞ.

Erdoğan cevap verdi: Tutanmı var çık gel:)))))))
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
55329458_17_12_2014.jpg


Diyarbakır caddelerinde Kürdistan bayrağı dağıttılar

Diyarbakır’da bir süre önce binasına Kürdistan bayrağı asmasıyla gündeme gelen Kürdistan Gençlik Hareketi Derneği, bugün Diyarbakır sokaklarında Irak Kürdistan Bölgesi bayrağı dağıttılar.
 

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
Gülen için yakalama kararı çıktı. Kırmızı bülten çıkartılacakmış.

Mahkeme kararını verdi; Gülen resmen teröristbaşı!http://www.medyagundem.com/mahkeme-kararini-verdi-gulen-resmen-teroristbasi/
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
55329458_17_12_2014.jpg


Diyarbakır caddelerinde Kürdistan bayrağı dağıttılar

Diyarbakır’da bir süre önce binasına Kürdistan bayrağı asmasıyla gündeme gelen Kürdistan Gençlik Hareketi Derneği, bugün Diyarbakır sokaklarında Irak Kürdistan Bölgesi bayrağı dağıttılar.
Bunu siz hep yapıyorsunuz. Kendi âdiliğinizi gizlemek için başka misaller veriyorsunuz. Bu münafıklıktan ne zaman vaz geçeceksiniz diye sormuyorum artık. Çünkü aslınız bu. Her yapının bir genetiği vardır ve mıknatıs gibidir. Bu mıknatıs kendi genetiğine yakın olanları çeker. F.G'nin kurduğu yapı münafık kodlu bir yapı. Dolayısıyle münafık tiynetli ruhların burada toplanması normaldir.

Aklınızda bulunsun bu kural her yapı için geçerli. İdeolojik içeriği ne olursa olsun ahlâki kodlarına bakmanız lazım gelir, oraya bakın siz! Samimi bir yapı kurarsın samimileri çekersin, yiğitliğe önem veren bir yapı kurarsın yiğitleri çekersin. Şiddet kullanan bir yapı kurarsın şiddete meyyal hasta tipleri çekersin. Gizliliği esas alan bir yapı kurarsın münafıklar oraya otomatikmen toplanır. Takva merkezli bir yapı kurarsın -ki buna tarikat deniyor- Allah rızasını arayan ruhları orada toplarsın. Tabiki kötü örnekler ve istisnalar kaideleri bozmaz.
 
Üst