Siyonizm’in Evrensel Hedefleri
Bilindiği üzere Arz-ı Mev’ud, ilhamını değiştirilmiş Tevrat’tan almıştır. Arz-ı Mev’ud, Nil ile Fırat arasında; Toros çevresi ve bunun kuzey doğusu olan “Murat Havzası ile güneyde Akabe ile Basra hattı boyunca belirlenmiştir. Bu çizilen sınırlar yeminli protokollerle teminat altına alınmış ve bu gayeden geriye dönüşün asla mümkün olmayacağı kesin olarak belirtilmiştir. Bu yeminli protokoller-de; Türklerin ve Arapların bu havzadan çıkarılması ve yalnızca “GOYİM” tabiatlı Kürtlerin Yahudilere hizmet etmeleri için “Yudaik-Kürdo” müstemlekesi kurulması teminat altına alındı. Bu karar değiştirilmeden nesilden nesile aktarıldı. Oynanan bu Siyonist Satrançta, Türk Yurdu içinde bazı unsurlar seçkin un-surlar olarak belirlendi. Seçkin unsurlar için birer devlet kurulması planlandı. Wilson’a göre; Türkler kovulacak, Türk Yurdu’nda Pontus, Ermenistan ve Kürdistan devletlerinden oluşan üçlü bir federasyon devlet kurulacaktı.
Masonlarla ve Siyonistlerle tarihin her döneminde, çıkarları gereği birlikte hareket eden ABD, Siyonistlerin bu isteğinin bir an evvel hayata geçirilmesini istedi. Siyonistlerin bu inanılmaz projeleri karşısında İsmet İnönü pasif davranınca; Kemal Atatürk devreye girdi ve Doğu Karadeniz ile Van Gölü’nün tamamını içine alan ve bugünkü Ermenistan ile birleşecek olan Ermeni Devleti’nin kurulmasını engelledi. Sevr ile kurulmak istenen Kürdistan Devleti de Kazım Karabekir’in, Maraş’ın, Urfa’nın ve Antep’in direnişleri sonucunda engellendi. Misakı Milli sınırları içinde yer alan Musul, Kerkük, Erbil ve Süleymaniye, Siyonistlerle birlikte hareket eden ABD ve İngiltere tarafından işgal edildi.
Siyonistler, Arap topraklarından fışkıran petrollerin kıymetini çok iyi biliyorlardı. Bu madenleri ele geçirmek için Osmanlı topraklarında Arap Saltanatı tesis ettiler. Haşimilere Ürdün’ü, Emevilere; yani Suudilere Arabistan’ı verdiler. Diğer petrol bölgelerinde de Birleşik Arap Emirliklerini kurdular. Siyonistlerce kurulan bu devletlerin başlarına Siyonistler tarafından belirlenen Arap Şeyhlerini atadılar. Aden/Handamut, Yemen, Umman gibi petrol çıkmayan bölgeleri de diğer sultanlıklara taksim ettiler. Fransa, bu gelişmelerin kendi çıkarlarına aykırı olduğunu gördüğü için bu paylaşıma tepkili davrandı. Tepkiler sonucunda Irak’tan bir toprak parçası ayrıştırılarak Suriye Devleti ve nüfusunun çoğunluğu Hıristiyanlardan oluşan Lübnan Devleti kuruldu. Siyonistler, evrensel amaçlarını perçinlemek için bazı Arap Şeyhlerini örgütleyerek Osmanlı Devleti’ni arkadan vurdular. Hazin dolu bu tarihi gelişmelerin analizini yaptığımızda Ürdün’ün, Irak’ın, Suriye’nin ve Lübnan’ın Arz-ı Mev’ud Projeleri içinde yer alan geçici devletler olduğunu anlayabiliriz.
Dünya Siyonist Örgüt’ü, İslam coğrafyalarında yeni oluşumlara sebep olan çalışmalar sergiliyorlar. Kuzey Afrika ülkelerinde ardı ardına patlak veren halk ayaklanmaları, Siyonistlerin çirkin ve gizli oyunlarından başka bir şey değildir. Bu bölgeler, Siyonistlerin istediği şekilde yeniden düzenlenecek; böylece yeni bir dünya düzeni kurulmuş olacak.
Siyonizm, Ülkemiz İçin Ciddi Tehlikedir
Siyonizm’in, geçmişte olduğu gibi bugün de ülkemiz üzerinde de bir takım hesapları vardır. Amaçlarına ulaşabilmek için BOP’u oluşturdular. BOP içinde ‘Dinlerarası Diyalog’ ve ‘Türkiye’nin Etnik Yapısı’ gibi çok tuhaf açılımlar mevcuttur.