Fakr ile Röportaj

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Fakr

Profesör
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
449
Tepkime puanı
25
Puanları
28
*Fakr kardeşim, bize bir gününüzü anlatırmısınız?
*Nelere ne kadar zaman ayırıyorsunuz?
selamet ile

Selam

Klasik bir hayat yaşayan bir insan gibi (genel hattıyla) günü geçiren/değerlendirmeye çalışan birisiyim...

Sabah namazından sonra güne başlıyorum.

Hemen bir süre sonrasında günlük mutlaka 40 sahifeden aşagı olmamak şartıyla kitap okurum...

Sonrasında işyerine gittiğimde işime yoğunlaşırım.

Günlük nusuklarıma riayet ederim...Ve geri kalan zamanlarımda bunları nasıl ''ibadete'' çevirerebilirim hususunda çeşitli gayretlerim olur.

Her an'ı salih amele dönüştürmek için fırsat ararım...Yelpaze biraz geniştir...

Akşam evime geldiğimde ailem ile ilgilenir gün içerisinde olan konular konuşulur...

Çeşitli zamanlarda derslerimiz/te'vil-tertil okumalarımız vardır.Onları yaparız...

Bir süre televizyon seyreder,foruma girerim,haberleri takip ederim vb....

Sonrasında gece için bir rutin bir uygulama yaptığım bir husus var onu yaparım...

Tabi birazda uyurum...

Genel hattı ile böyle...

Selametle...
 

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
Selam

Klasik bir hayat yaşayan bir insan gibi (genel hattıyla) günü geçiren/değerlendirmeye çalışan birisiyim...

Sabah namazından sonra güne başlıyorum.

Hemen bir süre sonrasında günlük mutlaka 40 sahifeden aşagı olmamak şartıyla kitap okurum...

Sonrasında işyerine gittiğimde işime yoğunlaşırım.

Günlük nusuklarıma riayet ederim...Ve geri kalan zamanlarımda bunları nasıl ''ibadete'' çevirerebilirim hususunda çeşitli gayretlerim olur.

Her an'ı salih amele dönüştürmek için fırsat ararım...Yelpaze biraz geniştir...

Akşam evime geldiğimde ailem ile ilgilenir gün içerisinde olan konular konuşulur...

Çeşitli zamanlarda derslerimiz/te'vil-tertil okumalarımız vardır.Onları yaparız...

Bir süre televizyon seyreder,foruma girerim,haberleri takip ederim vb....

Sonrasında gece için bir rutin bir uygulama yaptığım bir husus var onu yaparım...

Tabi birazda uyurum...

Genel hattı ile böyle...

Selametle...
Cevaplarınız için teşekkür ederim..Allah c.c yar ve yardımcınız olsun.
 

Fakr

Profesör
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
449
Tepkime puanı
25
Puanları
28
selam fakr

Vahdetul vucut felsefesini benimsiyormusunuz? gördüğüm kadarıyla bu felsefeyi benimsiyor tevil yoluna gidiyor temeli küfür olan bu felsefeyi temize cıkarmaya çalışarak milleti küfre sürekleye çalışıyorsunuz

sizin Allah korkunuz varmı?
Korkunuz var ise Allaha küfür eden bu felsefeyi neden savunup tevil yoluna gidiyorsunuz

Selam

Birebir İbnül Arabi gibi her noktada aynı çizgide olduğumu söyleyemem.Bazı yaklaşımlarını kabul ederim,bazılarını ise reddederim...

Benim isimlere yaklaşımım ve usulum ortadadır.Bundan İbnül Arabide uzak değildir...

Öncelikle sizin algınız ile benim algım bir değil...Ben bu konuda neye nasıl niçin inandığımı biliyorum. Ve söylediğim meseleyi ne anlamda algıladığımı dile getiriyor ve bu şekilde diyorum...

Bu konuda birçok yaklaşım olduğu için buna riayet ediyorum...

Bu benim anladığım,algıladığım anlamda küfür olduğunu değil bizzat tevhidin ta kendisi diye inanıyorum...

Bu konuda ne olduğunu idrak edemeyen birisininde karşıyı itham etmeden önce karşı tarafı Allah'tan korkmaya davet ederken kendisini unutmaması gerekir diye düşünüyorum...

Kusura bakmayın ama Te'vil kelimesinin daha ne anlama geldiği bilmeyen birisinin bu konuyu anlamasını ve idrak etmesinide beklemiyorum...(Cümle kendisini ele vermekte.)

Eğer bildiğinizi iddia ediyorsanız ;

Vücud ne anlamda kullanılmakta,Samed esmasının anlamı;Allah gelişen bir ''VARLIK'' mı yoksa eksiksiz midir? bunları bir düşünmenizi ve Hadid Suresi 3. ayet üzerinde acizane tefekkür etmenizi tavsiye ederim...

Selametle...
 

Fakr

Profesör
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
449
Tepkime puanı
25
Puanları
28
Ne tür müzikler dinlersiniz ve hangi tarz filim izlemekten hoşlanırsınız ?

Selam

Öncelikle bana Allah'ı hatırlatacak her müziği dinlerim...Gençlik yıllarımda benim için önemli olan bir duygu vardır.Halen bu duygum devam etmektedir.Bunu anlatan hatırlatan müzikleri dinlerim...

Genelde ise marş ağırlıklı olmak üzere neşidden tutunda özgün müziğe kadar her türlü kulagıma hoş gelen(ki kulagım bu noktada iyidir) sınırları koruyan müzikleri dinlerim...Yelpazem bu noktada geniştir...

Film olarakta geniş bir yelpazem vardır...Genel hattı ile;

Aksiyon barındıran;

Stratejik akıl ortaya koyan;

Düşünmeye sevk ederek açılımlar sağlayacak filmler;

Kriminal içeriğine sahip filmler;

Duygusal agırlıklı;

Bazende gerçekten sanat diye adlandıracağımız bazı sanatsal filmler izlerim.(Bu sanatsal film reklam olmasın diye size özel mesajla bildirdim)

Selametle...
 

Fakr

Profesör
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
449
Tepkime puanı
25
Puanları
28
Fakr bana kızacaktır ama Fakr deyince benim aklıma hep şu geliyor;

Hani Akademik kariyer peşinde koşan İlahiyatçılar vardır ya, işi salt ilme indirgeyen...sanki Fakr'da da böyle birşey sezinliyorum. Her zaman resmi, saygılı, bu tutumundan taviz vermeyen biri. Sıcak değil, dostça davranmıyor hep mesafeli.
Üslubunu hiç değiştirmiyor. Hani bizler zaman zaman aramızda bazen şakalaşır, birbirimize takılırız ya, Fakr'da tık yok.

Reel hayatta da insanlara karşı böyle mesafeli ve resmi midir yoksa ben mi yanlış bir izlenim edindim.

Kırıcı olduysa kusura bakma, niyetim bu değildi. Samimi bir merak sadece.

Selam

Öncelikle ''kariyer'' gibi bir derdim yok...

''Resmi,saygılı'' olduğum gibi yeri geldiğinde şakalaşan ,esprili,samimiyetini hissettiren vb. birisiyim.Sadece yeri ve zamanı müsait olduğunda/uygun ortamlarda yaparım...

Her zaman samimi bir şekilde yaklaşırım.Bazen mesafeli durmam/yaklaşmam bunu engellemez.Mesafeli olduğum durumlarda işi ''cıvıklaştırmaya'' fırsat vermeme adınadır...

Ciddi meseleler konuşulduğunda şaka gibi huylarım yoktur.Bu tür durumda şaka yapanları ciddiye almam.Çünkü o kişinin bu meseleler ile ilgilenmediğini ve bu konularda bir kaygısının olmadığını gösterdiğinden dolayı bende o kişiyi ciddiye almam...

Espirilerim düzeylidir.Belden aşagı ve ''ucuz'' değildir..Bazen ''çok ince'' olduğu için anlamayanların anlaması için yanımda ''tiner'' taşırım!...

Kısacası siz sadece eksik bir tanımlama ile Fakr'ın bir yüzünü okumuşunuz.Diğerleri ise söylediklerim gibi...

Selametle...
 

Verda

Gales
Katılım
9 Nis 2010
Mesajlar
10,917
Tepkime puanı
1,010
Puanları
0
Konu dışı tahrik edici mesajlar silinmiştir tekrarı olursa yine silinecektir bilginize..
 

Verda

Gales
Katılım
9 Nis 2010
Mesajlar
10,917
Tepkime puanı
1,010
Puanları
0

@Fakr beğeniceğinizi düşünüyorum..


Red de sorar ama tiner olayını anlamadım yoksa buda mı ince bi espiriydi =)

Birde izlediğiniz filimler arasında size eşik atlatan yani bi anlamda sizi çok etkileyen/öğretici bi filim oldu mu ?
 

Fakr

Profesör
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
449
Tepkime puanı
25
Puanları
28
Selam Verda Naz

Videoyu buraya aktaracak kadar becerikli biri değilim...Sadece adres vereyim.Umarım severseniz...

Le Trio Joubran-Masar

http://www.youtube.com/watch?v=EgDucfjDO4c

Film olarak ise bana eşik anlatacak filmler olmadı/izlemedim.Ama konuşmadan da anlaşılacağını gösteren bir film olması adına size gönderdiğim mesajda geçen film bana güzel bir anlatı/mesaj verdi...

Kriminal filmlerde ise bazı ayrıntılardan haberdar olmam adına bana artılar kattı...

Stratejik akıl üzerine kurulan filmlerde ise son dönemlerde nasıl bir mesaj veriliyoru görme adına ,nasıl çabalar sarfedildiği hususunda bazı şeyleri okumamda artı oldu...

Aksiyon filmleri ise; erkekler için ''roman''dır.!Yani bir üniversiteye hazırlanan bir ögrencinin dinlenmesi için arada okuduğu ''roman'' gibi...Dinlendirir!...

vs.

Kısaca bana ''eşik atlatacak'' bir film izlemedim/karşılaşmadım...Ama etkilendiğim ve tekrar tekrar izledim filmler oldu...

Selametle...
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Fakr kardeşim birkaç sefer nefsime yenik düşüp sana kalben buğzettim. Seni kibirli ve ukala gördüm. Bu yüzden senden özür dilerim.
 

Fakr

Profesör
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
449
Tepkime puanı
25
Puanları
28
Fakr kardeşim birkaç sefer nefsime yenik düşüp sana kalben buğzettim. Seni kibirli ve ukala gördüm. Bu yüzden senden özür dilerim.

Önemli değil...

Ama bunu söylemek ve herkesin önünde dile getirmekle ''nefsinize yenilmediğinizi'' ıslah etme adına halen güçlü olduğunuzu gösterdiniz...

Allah nefsimizi ıslah edip rızasını kazanan kullarından etsin...

Bende sizi bilmeden kırmış ve üzmüş isem özür dilerim hakkınızı helal edin...

Selametle...
 

garip70

Ordinaryus
Katılım
30 Kas 2009
Mesajlar
2,779
Tepkime puanı
309
Puanları
0
Selam

Benim isim takıntım yoktur.Benim için önemli olan ne denildiği ve mutlak doğruya uymasıdır.Bu açıdan vahyi bana anlatan herkese kulak veririm.Dinlerim,okurum.Ama sözlerini Kur'an süzgecinden geçirebilecek bir birikimim olduğu için(Elhamdülillah) süzgeçten geçiririm.

Bazı ders halkalarına düzenli bir şekilde katılıyorum...Ama herhangi bir cemaate bağlılığım söz konusu değildir.Katılım yaptıklarım bunu bilir.Ben onlardan onlar benden faydalanır(ilim olarak)...

Tasavvuf ve tarikatın aynı değil farklı olduğunu söyleyenlerdenim.Tasavvuf bir ekoldür tarikat ise o ekolün pencereleridir.Aynı Ehli Sünnet Vel cemaatin bir ekol olup mezheplerinin pencere olması gibi...

Doğru kimden gelirse gelsin evet,yanlış kimden gelirse gelsin hayır...

Bilirsiniz kitaplar bazen sadece bir söz için bile okunur,alınır.Bizde bir söz daha ögrenmek ve Allah'ı tanımak,mesajını anlamak adına kulaklarımızı laf edenlere değil de söz söyleyenlere dikiyoruz...

Kısacası bana vahyi ögretecek herkese kulağım açıktır dinlerim ama rastgele değil...Çünkü niyetimiz üzüm yemektir,vahyi anlamaktır.

Selametle...
Teşekkür ederim nezaketinizden dolayı. Amacım neye veya kime karşı olduğunuzu bilmek değil, ilim kaynağınızı öğrenmekti... Aynı fikirde olduğumuzu bilmenizi isterim... Saygılar...
 

Fakr

Profesör
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
449
Tepkime puanı
25
Puanları
28
Selam

Benim birşeyi söylemem/dile getirmem için röportaj vesile olmuş olsun...Bunun için uygun bir ortam olduğunu düşünüyorum...

Bugüne kadar bu forumda bilerek veya bilmeyerek birisinin/birilerinin kalbini kırmış ve hakkını/haklarını ihlal etmiş isem özür diliyorum.Haklarını helal etmelerini rica ediyorum...

Selametle...
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Selam

Benim birşeyi söylemem/dile getirmem için röportaj vesile olmuş olsun...Bunun için uygun bir ortam olduğunu düşünüyorum...

Bugüne kadar bu forumda bilerek veya bilmeyerek birisinin/birilerinin kalbini kırmış ve hakkını/haklarını ihlal etmiş isem özür diliyorum.Haklarını helal etmelerini rica ediyorum...

Selametle...

helal olsun kardeşim.
 

Verda

Gales
Katılım
9 Nis 2010
Mesajlar
10,917
Tepkime puanı
1,010
Puanları
0
Sewgili Fakr sizce yalnızlık nedir? insan bazen kalabalıklar arasında da yalnız kalabiliyor ben bunun daha acı verici olduğunu düşünüyorum! ve dahi insan insanın kurdudur sözünü nasıl ele alırsınız?
 

Fakr

Profesör
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
449
Tepkime puanı
25
Puanları
28
Sewgili Fakr sizce yalnızlık nedir? insan bazen kalabalıklar arasında da yalnız kalabiliyor ben bunun daha acı verici olduğunu düşünüyorum! ve dahi insan insanın kurdudur sözünü nasıl ele alırsınız?
Selam

Daha önce paylaştığım bir yazı sorunuzun cevabı olur umarım…

‘’Yalnızlık’’ tek başına kalmak diye tanımlanır. Bu tanımlama yapan(lar)ın bir kısmı bu şekilde ifade etmelerinin nedeni olarak ‘’yalnız’’ kalan kişinin etrafında’’bedensel’’olarak başkalarının bulunmayışını gösterirler.Oysa ki biraz bu söz üzerinde tefekkür ettiğimizde bu sözün eksik ve(ya) yanlış olduğunu fark edebiliriz.Çünkü’’ ‘’yalnız’’ olan kişilere örnek verir misiniz?’’ sorusunu yönelttiğimizde verdikleri isimlerin etrafında bedensel olarak etraf(lar)ında birçok kişinin olduğunu görürüz.Bu kişilerin hayatlarına doğru bir bakış açısı ile baktığımızda bu tanımlamanın bedensel bir yalnızlık değil de ‘’zihinsel’’bir yalnızlık olduğunu görürüz.Buradan yola çıkarak diyebiliriz ki bir kişi‘’bedensel’’ olarak etrafında bir çok insan barındırsa da etrafındakilerile aynı ‘’zihin’’ yapısında değilse ‘’yalnız’’dır.Ama etrafında (bedensel olarak)kimse olmasa da doğru bir ‘’zihin’’ yapısına sahip olan kişi ise bilirki kendisi yalnız değildir.Bilir ki Rabb’i kendisiyle beraberdir.O karşısında‘’yalnız’’olmadığını ifade ettikleri kişiler gibi kendisine de O Rabb şah damarımızdan/damarlarımızdan yakındır…

Evet, mesajımızı şu söz ile tamamlayalım: ‘’Yalnız olanlar etrafında kimse bulunmayan değil sadece kendini düşünen(ler)dir.’’Ve‘’Asıl yalnızlık sana şah damarından yakını bilmemen ve O’ndan uzaklaşmaktır/uzaklıktır’’…

Kısacası ‘’yalnızlık sadece kendini düşünmek ve sana şah damarından daha yakın Allah’ı bilmemendir’’…

Diğer sorunuzla ilgili olarak anlayışım;

Aslında vahiy çerçevesi içinde baktığımızda ‘’insan’’ kademesine ulaşan birisi bırakın ‘’beşer’’i kendi aşamasındaki bir insanın kurdu olmayı,onunla yoldaşdır/onun yoldaşıdır. Ama bu sözü biz beşer kademesi için söylenilmiş bir söz olarak değerlendirip onun üzerine bir yorum yapalım…

Bu söz biliyorsunuz sözü söyleyen kişinin bir ‘’filozof’’ olması ve ‘’toplumsal ve bireysel(aynı zamanda siyasi) bir konu’’ olması hasebiyle felsefi tartışmalara da neden olmuştur. Bu sözü söyleyen kişinin bu sözü söylemesindeki ortam, tarihsel arka planlara vb. girmeyeceğim.Sade ve kısa olarak olaya iki boyutu ile değinmiş olayım…

İlk boyut olarak kendimiz/şahsımız için yani kendi ‘’ben’’ için kurd olmaya değinerek başlamış olayım. Çünkü kişi kendisi içinde ‘’kurd’’ olabilir.

İnsan yanlış düşünceler içerisinde ise ve bunları değiştirmiyor ise bu yanlış düşünceler kendinde sorunlar, sıkıntılar, hastalıklar oluşturur. Böylece yanlış düşünceler sonucunda bunlar/düşünceler kendi ‘’kurdu’’ olur ve bunlar kendisini yer bitirir,zarar verir…

Diğer boyut yani ‘’İnsanın insanın kurdu olması’’ sözü için ise;Vahye kulak tıkayan ve fıtratına uygun hareket etmeyerek ortadaki dengeyi/adaleti bozarak sadece kendi için biriktiren, acımasız olan, hak ve hukuka riayet etmeyerek kendinden başkasını düşünmeyerek hareket etme mantığında, mülkiyetin sadece kendisine ait olduğu mantığını taşıyan ve başkalarını bundan mahrum eden/etme zihniyeti olan/taşıyan hemcinsleri için bir kurd olurdur.

Kısacası kişi dengeyi bozar adalet üzerine hareket etmezse hem kendi hem de hemcinsleri için ''kurd'' olur… Bir elmaya nasıl kurd zarar! veriyorsa kendisini de aynı kurd gibi kendisini ve hemcinslerini de zarar verir/çürütür/bitirir/bozar…

Kısa Bir Not: Aslında kurd elmaya zarar vermemektedir/zülüm etmemektedir. Dengeyi bozmamaktadır. Çünkü bu Allah’ın ona koyduğu ‘’tesbihtir’’.’’Tesbih’’(in) içerisinde hareket etmek ise zulüm değildir.Çünkü Adalet Allah’ın koyduğu yerinde bilmenin, zülüm ise yerinden etmenin adıdır…

Benim bu konuda anladıklarım kısaca bu şekildedir…

Selametle…
 

Verda

Gales
Katılım
9 Nis 2010
Mesajlar
10,917
Tepkime puanı
1,010
Puanları
0
Ewet okuduğumda daha önce okumuş olduğumu anımsadım =) ya hu sizin hazineyi direk buraya koyalım bari böyle danışıklı dövüş gibi oldu vay arkadaş =)
 

Fakr

Profesör
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
449
Tepkime puanı
25
Puanları
28
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst