ferhat kentel'den
Ergenekon'un korkusu ve gucu
Ergenekon cetesi ile ilgili haberlere bakilirsa, isin
icine girmeyen kalmamis anlasilan... Emekli askerler,
gazeteciler, gazete holdingleri, ogretim elemanlari,
irili ufakli parti orgutlenmeleri, dernekler...
Muhtesem bir korkunun orkestrasyonunu yapmak icin
oldukca ciddi ve orgutlu sekilde ugrasmislar. Ve
besledikleri bu korkuya dayanarak, oldukca etkili
olabilecek bir guc odagi olusturmuslar. Ama bir tur
'cehennem senaryosu' kurgulamis olsalar da zavalli bir
hal var butun bu cabalarin icinde... Zavali, ama ayni
zamanda komik ve saf bir cabalama...
Her seyden once dayandiklari mantik 'Soguk Savas'
doneminden kalmaydi. Ergenekon'un o zamanki atalari
olan 'Gladio' ya da 'Kontrgerilla' gibi orgutlenmeler
'zamanin havasi'na uygun olarak, iki kutuplu dunyanin
liberal-kapitalist yakasinda tezgahlanan 'komunist
dusman' insasinin parcalariydilar. O zamanlar dunyada
ve Turkiye'de bu orgutler inanilmaz vahset
senaryolarina imza attilar; ornegin İtalya'da
Gladio'nun kontrolundaki fasistler, komunistlerin
yukselmesini engellemek uzere tren garlarini
bombalayip onlarca kisiyi katlettiler ve silahli
mucadele yuruten Kizil Tugaylar da siddet sarmalini
tamamlayan ve Gladio'nun kaos tezgahlarinin parcasi
oldular. Turkiye'de de 1960'li yillarin sonundan
itibaren, sol-sag cuntalarin, sol-sag catismalarinin
tam gobeginde yer aldi kapitalist dunyanin ABD ve NATO
gudumlu bu gizli cete orgutlenmesi. 1977'de 1 Mayis
isci bayramini, 1978'de Maras'i kana buladilar. Yerli
sol ve sag orgutler bu uluslararasi cetenin bilerek
veya bilmeyerek taseronlugunu yaptilar.
Ama o zamanlar bu keskin kutuplasmalari n dayandigi
bir dunya algisi vardi. Klasik modernlesme mantigina
uygun olarak zaten dunya ikiye bolunmustu ve
tezgahlanacak her oyun bu en buyuk ikili karsitligin
icinde bir yere oturma sansina sahipti. Ve biz bu
oyunun ayrintilarina hicbir zaman tam olarak vakif
olma imkanina sahip degildik. Cunku o donemin iletisim
teknolojilerinin kisitliligina bagli olarak, el
yordamiyla yapilan analizler ve cikarsamalar disinda,
bu korkunc tezgahlara dair yeteri kadar bilgilenme
imkani yoktu.
Oysa, Soguk Savas sirasinda ortaya cikan Gladio ve
benzeri orgutler 'islevlerini' kaybetmis olmalarina
ragmen, bugun bunlarin turevleri benzer bir mantikla,
korkuya dayanarak 'dusman yaratma' ve guc devsirme
tekniklerini kullaninca isin suyu cikti...
Gerci bu isin suyunun ciktigi ayan beyan gorulunceye
kadar ara asamalardan da gecmedik degil. Tezgahlar
aslinda yakin zamana kadar devam etti. Mesela 28
Subat'ta Bati Calisma Grubu marifetiyle sergilenen,
gazete haberlerine dayanan ve ancak aptallar icin
hazirlanan brifingler bir miktar ise yaradi. Soguk
savas icinde toplumda urettikleri travma ve korkularla
kimligi insa olan 'sagci' kutup marifetiyle sahnelenen
'Kanli Pazar' ve Maras katliamlarinin geriye biraktigi
bellek aracsallastirilarak toplumun bir kesimini
'islamofobik' yapmayi becerdiler.
Ancak bugun “kaos cikaracak eylemleri” tezgahlayanlari
n beslenebilecekleri dogru durust ideolojik
referanslari bile yok. Soguk Savas sirasinda iki
kutupta da bizzat toplumsal kesimlerin urettigi
ideolojik kamptan faydalanmak, bu kamplari somurmek
kolaydi. Ancak artik toplumsal hayatin karmasikligi bu
turden kamplari dogduklari anda gecersiz kiliyor. Bu
yuzden Ergenekonculari n ve Ergenekoncu mantigi
tasiyanlarin iddialari, korku politikalari zavalli
kaliyor.
Danistay saldirilari, Danistay'a saldiranlarin dile
getirmeye calistiklari beceriksiz gerekceler,
“tehlikenin farkinda misiniz?” sayiklamalari,
gecmisten devsirmeye calistiklari “dinci tehlike ve
korkusu” kendilerinden menkul 'cagdasliklarini' kat be
kat asan basortulu kadinlarin yeni zaman modernlikleri
karsisinda bosluga dusuyor. Liberal kapitalist bir
yapinin ve zenginlesmeye calisan yeni toplumsal
siniflarin partisi olan, bu nedenle Turkiye'deki diger
partilerden hicbir farki olmayan AKP'yi laiklik
karsiti, seriatci bir odak olarak gostermeye
calismalari, AKP'yi devirecek darbeyi yapmak icin kaos
yaratma cabalari entelektuel, ideolojik olarak ve
kulturel ve toplumsal sermaye bakimindan ne kadar
fakir olduklarini ve zaman disi kaldiklarini
gosteriyor.
Cunku her ne kadar klasik modernligin ikili
karsitliklar vasitasiyla ruhlarimizda biraktigi
tahribat hâlâ bir olcude mevcut olsa da, artik bu tur
tezgahlarin kutup yaratma potansiyeli mumkun degil.
Cunku bilgilenme tarzimiz artik farklilasti ve
cogullasti. Hayatimiza yon vermeye calisirken,
kendilerini kutsal pozisyonlara yerlestiren 'uzmanlar'
bizi kesmiyor artik. Bilgimiz cogullasirken, hayatimiz
da cogulasiyor. Modern zamanlarin en toparlayici
kelimesini kullanarak “milliyetciyiz” derken bile, bu
kelimeye farkli anlamlar yukluyoruz. Bir zamanlar, bir
sinifin veya zumrenin cikarlarini tum toplumun
cikarlariymiscasina -gorunmez kilinmis iktidar
mekanizmalari ve ikna teknolojileriyle- benimsenmesini
saglayan ve 'normallestiren' modernlik, cagdaslik,
milliyetcilik gibi kavramlar bizzat pratikler icinde
darmadagin oluyor. Soyut hedefler yerine bizzat
izlenen guzergah, tecrube onem kazaniyor.
İste gelecek hakkinda belirsizlik yaratan bu surec
korkular yaratsa da toptan, tek bir referansa dayanan
bir korkunun yerlesmesi artik mumkun degil. Bizim
Ergenekonculari n korku tezgahlari ve politikalari
gecmisten besleniyor, tutmuyor ve hizla aciga cikiyor.
Ve onlar tam da bu acikliktan korktuklari icin
ortaligi 'karartmaya' calisiyorlar. Bu cabalarinda
yaslandiklari guc insa mantigi ise butun
'anti-amerikanci ' dillerine ragmen, bizzat o
Amerika'nin aracsallastirdigi korku politikalarindan
ve korku karsisinda devreye soktugu guc
politikalarindan besleniyor.
Ergenekon'un akibeti yargilama sureci sonunda belli
olacak. Bu cete tam anlamiyla dagitilacak mi, koku
kazinacak mi belli degil. Ancak icinde yasadigimiz
surecten gecen Turkiye korkularini asmak icin
inanilmaz bir tecrube kazanmis olacak. Ve bundan sonra
atilacak Ergenekonvari adimlar cok daha zavalli ve
komik olacak...
Ote yandan, Turkiye bu umudu yasarken, hâlâ karanlik
bir cepheye sahip... Ergenekon ruhu aciga cikmis olsa
da, son Nevroz'da Van'da, Yuksekova'da ortaya cikan
siddet manzaralari Gladio ruhunun bir takim devlet
gorevlilerinin kafasinda devam ettigini gosteriyor.
Yani kutuplardan beslenen, kendi halkini dusman ve
potansiyel terorist goren, boyle gordukce de o insa
edilen 'dusmanlari' gercekten kutup haline getiren bir
zihniyet varligini surduruyor.
İste Ergenekon sadece Ergenekon'la sinirli olmadigi
icin, Soguk Savas'tan beslenen ikili karsitliklar ya
da kutuplar mantigina karsi gosterilecek direnis,
otekilestirilmis olan insanlarda kendini bulmaktan
gecen demokratik mucadele daha cok onem kazaniyor...
İste bu yuzden, Ergenekon ruhuna ragmen, gecmis Mevlid
Kandiliniz, Nevroz'unuz ve Paskalya yortunuz -Surp
Zadik- kutlu olsun... Newroz piroz be... Krisdos
Harvay i Merelots...
Ergenekon'un korkusu ve gucu
Ergenekon cetesi ile ilgili haberlere bakilirsa, isin
icine girmeyen kalmamis anlasilan... Emekli askerler,
gazeteciler, gazete holdingleri, ogretim elemanlari,
irili ufakli parti orgutlenmeleri, dernekler...
Muhtesem bir korkunun orkestrasyonunu yapmak icin
oldukca ciddi ve orgutlu sekilde ugrasmislar. Ve
besledikleri bu korkuya dayanarak, oldukca etkili
olabilecek bir guc odagi olusturmuslar. Ama bir tur
'cehennem senaryosu' kurgulamis olsalar da zavalli bir
hal var butun bu cabalarin icinde... Zavali, ama ayni
zamanda komik ve saf bir cabalama...
Her seyden once dayandiklari mantik 'Soguk Savas'
doneminden kalmaydi. Ergenekon'un o zamanki atalari
olan 'Gladio' ya da 'Kontrgerilla' gibi orgutlenmeler
'zamanin havasi'na uygun olarak, iki kutuplu dunyanin
liberal-kapitalist yakasinda tezgahlanan 'komunist
dusman' insasinin parcalariydilar. O zamanlar dunyada
ve Turkiye'de bu orgutler inanilmaz vahset
senaryolarina imza attilar; ornegin İtalya'da
Gladio'nun kontrolundaki fasistler, komunistlerin
yukselmesini engellemek uzere tren garlarini
bombalayip onlarca kisiyi katlettiler ve silahli
mucadele yuruten Kizil Tugaylar da siddet sarmalini
tamamlayan ve Gladio'nun kaos tezgahlarinin parcasi
oldular. Turkiye'de de 1960'li yillarin sonundan
itibaren, sol-sag cuntalarin, sol-sag catismalarinin
tam gobeginde yer aldi kapitalist dunyanin ABD ve NATO
gudumlu bu gizli cete orgutlenmesi. 1977'de 1 Mayis
isci bayramini, 1978'de Maras'i kana buladilar. Yerli
sol ve sag orgutler bu uluslararasi cetenin bilerek
veya bilmeyerek taseronlugunu yaptilar.
Ama o zamanlar bu keskin kutuplasmalari n dayandigi
bir dunya algisi vardi. Klasik modernlesme mantigina
uygun olarak zaten dunya ikiye bolunmustu ve
tezgahlanacak her oyun bu en buyuk ikili karsitligin
icinde bir yere oturma sansina sahipti. Ve biz bu
oyunun ayrintilarina hicbir zaman tam olarak vakif
olma imkanina sahip degildik. Cunku o donemin iletisim
teknolojilerinin kisitliligina bagli olarak, el
yordamiyla yapilan analizler ve cikarsamalar disinda,
bu korkunc tezgahlara dair yeteri kadar bilgilenme
imkani yoktu.
Oysa, Soguk Savas sirasinda ortaya cikan Gladio ve
benzeri orgutler 'islevlerini' kaybetmis olmalarina
ragmen, bugun bunlarin turevleri benzer bir mantikla,
korkuya dayanarak 'dusman yaratma' ve guc devsirme
tekniklerini kullaninca isin suyu cikti...
Gerci bu isin suyunun ciktigi ayan beyan gorulunceye
kadar ara asamalardan da gecmedik degil. Tezgahlar
aslinda yakin zamana kadar devam etti. Mesela 28
Subat'ta Bati Calisma Grubu marifetiyle sergilenen,
gazete haberlerine dayanan ve ancak aptallar icin
hazirlanan brifingler bir miktar ise yaradi. Soguk
savas icinde toplumda urettikleri travma ve korkularla
kimligi insa olan 'sagci' kutup marifetiyle sahnelenen
'Kanli Pazar' ve Maras katliamlarinin geriye biraktigi
bellek aracsallastirilarak toplumun bir kesimini
'islamofobik' yapmayi becerdiler.
Ancak bugun “kaos cikaracak eylemleri” tezgahlayanlari
n beslenebilecekleri dogru durust ideolojik
referanslari bile yok. Soguk Savas sirasinda iki
kutupta da bizzat toplumsal kesimlerin urettigi
ideolojik kamptan faydalanmak, bu kamplari somurmek
kolaydi. Ancak artik toplumsal hayatin karmasikligi bu
turden kamplari dogduklari anda gecersiz kiliyor. Bu
yuzden Ergenekonculari n ve Ergenekoncu mantigi
tasiyanlarin iddialari, korku politikalari zavalli
kaliyor.
Danistay saldirilari, Danistay'a saldiranlarin dile
getirmeye calistiklari beceriksiz gerekceler,
“tehlikenin farkinda misiniz?” sayiklamalari,
gecmisten devsirmeye calistiklari “dinci tehlike ve
korkusu” kendilerinden menkul 'cagdasliklarini' kat be
kat asan basortulu kadinlarin yeni zaman modernlikleri
karsisinda bosluga dusuyor. Liberal kapitalist bir
yapinin ve zenginlesmeye calisan yeni toplumsal
siniflarin partisi olan, bu nedenle Turkiye'deki diger
partilerden hicbir farki olmayan AKP'yi laiklik
karsiti, seriatci bir odak olarak gostermeye
calismalari, AKP'yi devirecek darbeyi yapmak icin kaos
yaratma cabalari entelektuel, ideolojik olarak ve
kulturel ve toplumsal sermaye bakimindan ne kadar
fakir olduklarini ve zaman disi kaldiklarini
gosteriyor.
Cunku her ne kadar klasik modernligin ikili
karsitliklar vasitasiyla ruhlarimizda biraktigi
tahribat hâlâ bir olcude mevcut olsa da, artik bu tur
tezgahlarin kutup yaratma potansiyeli mumkun degil.
Cunku bilgilenme tarzimiz artik farklilasti ve
cogullasti. Hayatimiza yon vermeye calisirken,
kendilerini kutsal pozisyonlara yerlestiren 'uzmanlar'
bizi kesmiyor artik. Bilgimiz cogullasirken, hayatimiz
da cogulasiyor. Modern zamanlarin en toparlayici
kelimesini kullanarak “milliyetciyiz” derken bile, bu
kelimeye farkli anlamlar yukluyoruz. Bir zamanlar, bir
sinifin veya zumrenin cikarlarini tum toplumun
cikarlariymiscasina -gorunmez kilinmis iktidar
mekanizmalari ve ikna teknolojileriyle- benimsenmesini
saglayan ve 'normallestiren' modernlik, cagdaslik,
milliyetcilik gibi kavramlar bizzat pratikler icinde
darmadagin oluyor. Soyut hedefler yerine bizzat
izlenen guzergah, tecrube onem kazaniyor.
İste gelecek hakkinda belirsizlik yaratan bu surec
korkular yaratsa da toptan, tek bir referansa dayanan
bir korkunun yerlesmesi artik mumkun degil. Bizim
Ergenekonculari n korku tezgahlari ve politikalari
gecmisten besleniyor, tutmuyor ve hizla aciga cikiyor.
Ve onlar tam da bu acikliktan korktuklari icin
ortaligi 'karartmaya' calisiyorlar. Bu cabalarinda
yaslandiklari guc insa mantigi ise butun
'anti-amerikanci ' dillerine ragmen, bizzat o
Amerika'nin aracsallastirdigi korku politikalarindan
ve korku karsisinda devreye soktugu guc
politikalarindan besleniyor.
Ergenekon'un akibeti yargilama sureci sonunda belli
olacak. Bu cete tam anlamiyla dagitilacak mi, koku
kazinacak mi belli degil. Ancak icinde yasadigimiz
surecten gecen Turkiye korkularini asmak icin
inanilmaz bir tecrube kazanmis olacak. Ve bundan sonra
atilacak Ergenekonvari adimlar cok daha zavalli ve
komik olacak...
Ote yandan, Turkiye bu umudu yasarken, hâlâ karanlik
bir cepheye sahip... Ergenekon ruhu aciga cikmis olsa
da, son Nevroz'da Van'da, Yuksekova'da ortaya cikan
siddet manzaralari Gladio ruhunun bir takim devlet
gorevlilerinin kafasinda devam ettigini gosteriyor.
Yani kutuplardan beslenen, kendi halkini dusman ve
potansiyel terorist goren, boyle gordukce de o insa
edilen 'dusmanlari' gercekten kutup haline getiren bir
zihniyet varligini surduruyor.
İste Ergenekon sadece Ergenekon'la sinirli olmadigi
icin, Soguk Savas'tan beslenen ikili karsitliklar ya
da kutuplar mantigina karsi gosterilecek direnis,
otekilestirilmis olan insanlarda kendini bulmaktan
gecen demokratik mucadele daha cok onem kazaniyor...
İste bu yuzden, Ergenekon ruhuna ragmen, gecmis Mevlid
Kandiliniz, Nevroz'unuz ve Paskalya yortunuz -Surp
Zadik- kutlu olsun... Newroz piroz be... Krisdos
Harvay i Merelots...
