En Seçmece Başörtüsü Provokasyonları

Dua Nur · 17 Şub 2008

İstanbul Müftüsü: 'Allah' lafzı her yere yazılmaz, olay provokasyon

Dünkü Milliyet Gazetesi'nde 'Dairelerin kapısına Allah yazdılar' başlığıyla yer alan habere aynı apartman sakinlerinden tepki geldi.

İstanbul'un Bahçelievler Soğanlı Mahallesi Sefakent Sitesi'nde gerçekleşen hadisenin fazla büyütüldüğünü belirten apartman sakinleri, yazının 5 aydır orada durduğunu belirtti. Olayın neden şimdi gündeme geldiğine anlam veremediklerini söyleyen site yöneticisi Nilgün Hanım, "Yaklaşık 5 ay önce kimliği belirsiz bir kişi apartmanımıza gelerek bu yazıları yazmış. Biri de olayı gazeteye vermiş." dedi. Sitede daha çok Alevi vatandaşların kapılarına 'Allah' yazıldığını belirten bir site sakini, bazı daire sahiplerinin bu olaydan dolayı tedirgin olduğunu dile getirdi.

Olayın kötü amaçlı ve provokasyon niteliğinde olduğunu belirten İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı, "Allah, rastgele her yere yazılmaz. Bu bir hürmetsizliktir. Vatandaşlarımız rahatlıkla yazıları silebilir. Bu tür yazıları yazanlar provokasyon niyetindeler." açıklamasını yaptı. Ayrıca konuyla ilgili bilgi veren din adamları, kapıların üzerindeki Allah lafzının acemice yazıldığını ve kelime üzerinde pek çok yazım hatası yapıldığını dile getirdi.

zaman

Dua Nur · 18 Şub 2008

Provokasyon kalitesi çok düştü!

Yaptıkları provokasyonlarla bu ülkenin gündemini, bu milletin kanaatlerini değiştirmeyi hedefleyen derin mahfillerin ya kalitesi çok düşmüş ya da işlerini hiç ciddiye almıyorlar.

Her bunalım tutuşturma döneminde anında kendini emir ve komutaya amade kılan malum medya organlarında (iyi gitti burada bu laf) şu sıra yine böyle kıtır haberler çıkmaya başladı. Ama bu sefer gerçekten "civcive atsan yemez" kıvamında hepsi... Vicdan ve insaf sahibi herhangi bir muhabir arkadaşımın sadece tek bir telefon görüşmesiyle kurulan yalan tezgâhını rahatlıkla devirebileceği çırpıştırma senaryolardan doğaldır ki kötü filmler çıkıyor. Ufacık bir gayret, "ülkemizi hızla sarmakta olan irticai tehdit"in uzantısı olarak acayiplik sergilemiş olan kişi ya da kişilerin asli vaziyetini aşikâr etmeye yetiyor. Sonuçta "ülkemizi hızla sarmakta olan irticai tehdit" tezini güçlendirmek dışında her şeye yorulabilecek psikopatlar, meczuplar, turistler, abuk sabuk konuşan ve ağır ağabeylere bağlantıları birkaç yıl sonra ortaya çıkacak olan şiddet düşkünü vatan kurtarıcıları kalıyor hep elimizde.

Ama dedim ya kendini geliştiremeyenler var hâlâ aramızda. Onlar bu gerçekten saçma sapan, pespaye, neredeyse komik kurgulamaları haber diye önümüze servis etmeye devam ediyorlar. Bu milletin bunca zaman ve bunca badirenin ardından bile Hanya'nın ve Konya'nın yerini bilemeyeceğini zannediyorlar. O devirler geçti, bu ülkenin insanları epeyce düşündüler bu meseleleri. Zaten malum medyanın yüz vermediği gerçek haberlerden çok uzak olmayan geçmişte hangi ateş olmayan yerden hangi dumanın çıkartılmış olduğunu da okuyup duruyoruz.

Öteden beri bu ülkede bozulmayan tek istikrar, istikrarsızlığın istikrarı olarak kaldı. Görülüyor ki orada da acayip bir mayışma yaşanıyor. Malum medyanın, malum siyaset erbabının, malum iyi saatte olsunlar takımının kamuoyuna boca ettiği sözlü, yazılı, sanal her türlü beyanda dil ve mantık bakımından son anda aralanmış lise bir kompozisyonu kalitesi bile zorlanamıyor.

Peki bu ülkede onların büyüteçle aradığı türden hiç hadise yaşanmaz mı? Elbette yaşanır. Her ülkede saçma sapan düşünen, saçma sapan davranan, acayip haller sergileyen insanlar bulunur. Saçma sapan davranan her insanın provokatör olduğunu elbette söylemiyorum. Benim söylediğim, bu ülkenin gündemini değiştirmek adına provokasyon örgütleyen mahfillerin zihinsel olarak toplumun sıradan insanlarının bile gerisinde kalmaya başlamış olmasıdır. Bu kötünün de daha kötüsünün olabileceğinin açık ve net bir kanıtıdır.

Provokatörler iki yoldan birini seçmek zorundalar; hadise ve haber kurgularken ya bizi çok daha fazla ciddiye alacaklar ya da en azından kendilerini ciddiye almayacaklar. Böyle davranmaya devam ederlerse, korkarım "youtube"a malzeme olduklarıyla kalacaklar!:O

Gökhan Özcan

Dua Nur · 18 Şub 2008

Asitçiler ve medya

Asitçileriniz emrinizde. İlk gün üç ortaokul öğrencisinin bacağına atılmıştı asit, son olarak da iki evkadını hedef seçilmiş aynı eylem için... Gazeteler, “Mini etek giydikleri için” diyorlar... Konuyu inceleyen Mersin Valiliği'nin açıklamasını yanlış anlamamışsam, benzer eylemlere üç de kamu görevlisi kadın hedef olmuş; bu kez “Pantolon giydikleri için” gerekçesiyle karşılaşıyoruz.

Bu kadar eylem birkaç gün içerisinde gerçekleşiyor. Hepsi de aynı yerde, Tarsus'ta...

Lapa lapa yağan karı pencereden izlerken kış günü 'mini etek' gerekçesi biraz sırıtıyor, ama olsun, gazeteler bunları belli bir görüşle ilintilendirerek vermekte ısrarlı. Bir gazete “Bugün de bunlar oldu” başlığı altında başka 'eylem' haberleri de duyuruyor okurlarına: İstanbul/Bahçelievler'de bir apartmanın 20 dairesinin kapılarının üst kısmına Arap harfleriyle 'Allah' yazmışlar... Diyarbakır'da da yıllardır içki servisi yapılan 22 derneğin lokalinin ruhsatları iptal edilecekmiş. Pir Sultan Abdal Derneği yöneticileri şikâyetçiymiş bu durumdan...

“Bugün de bunlar oldu” dendiğine göre, gazetenin acar muhabirleri fıldır fıldır ülkeyi dolaşıp 'irtica' haberi aramayı sürdürüyor demektir. :O

Sorun da tam bu noktadan kaynaklanıyor zaten: Kendilerine “İrtica haberi yapın” denilenler, etrafta haber değeri taşıyan bir gelişme bulamadıkları takdirde, elleri kolları bağlı otururlar mı, yoksa olmayanı olur hale getirir, eylem icadına mı kalkışırlar?

Bu soruyu boşlukta soruyor değilim. Bir süreden beri muhabirlerini irtica haberi baskısı altında tuttuğu belli olan gazetede garip haberler yer alıyor. Aydın/Kuşadası'nda Ak Partili kadınların toplantısından “Atatürk posterini indirdiler” haberini aynı gazetenin bir muhabiri geçmişti. Toplantıyı düzenleyen kadınlar salona getirmişlerdi dev posteri; basit mantık bile şu soruyu sormayı gerektirmez mi: İndireceklerse neden getirmiş olabilirler o posteri?

Tahmininiz doğru: Birisi tek ucundan kesmiş o posteri, biri de ucu kesilen posterin yere süzülürken fotoğrafını çekmiş... O bir anlık fotoğrafla “Bugün de bunlar oldu” sütunu kurtarılmıştı gazetede...

İstanbul/Bahçelievler'de dairelerin giriş kapısı üstlerine Arap harfleriyle yazılan 'Allah' sözcüğü sizce taze mi yazılmıştır, yoksa çok önceden yazıldığı halde şimdi mi haber konusu yapılmaktadır?

Bakalım acar muhabirler yarın ne gibi haberlerle tatmin edecekler gazetenin yayın sorumlularını?

28 Şubat döneminde medya sayesinde neler yaşandığını kimse unutmuş değil. Bir yerlerde hazırlanan 'andıç' talimatları eşliğinde, gazeteler, 'irtica' haberleri peşine düşmüşlerdi. Muhabirlerin yetersiz kaldığı durumlarda profesyonel organizatörler devreye giriyor ve akıl almaz mizansenlerle kafaları bulandıracak haberlere konu teşkil edecek figüranlarını devreye sokuyorlardı.

Bugünün asitçilerinin mukabilleri elleri sopalı heybetli tiplerdi o dönemde, gözlerini soketlerinden çıkarmacasına devirerek etraflarına -özellikle de kadınlara- sert bakışlar fırlatan...

“Medya geçmişte demokrasi-dışı gelişmelerin çanak tutucusuydu, o dönemden ders almış ve yanlış tutumundan vazgeçmiştir, o günlerde yaşadıklarından utanan niceleri günah çıkardılar çünkü” diye düşünenler yanıldıklarını bir kez daha anlıyorlar. Medya hiç ders almıyor.

Bu durumda kadınlar sokaklarda dikkatli olsunlar; asitçiler her yerde karşılarına çıkabilir.

Fehmi Koru

Dua Nur · 20 Şub 2008

KANKA Haber Ajansı - Muhabirimiz Hıncal Vural Öcal bildiriyor

AK Parti hükümetinin MHP'yi de yedeğine alarak anayasada yaptığı türban değişikliğinin ardından iyice şımaran ve azan mürteciler, yurdun çeşitli yerlerinde terör estirmeyi sürdürüyorlar. İşte sadece son üç günde ajansımıza ulaşan eylem ve saldırı haberlerinin çetelesi...

-Provokatör kardan karı-koca: Sivas'ta bir mürteci tarafından yapılan türbanlı kardan kadınla sakallı ve takkeli kardan adam büyük tepki topladı. Kardan karı-koca'nın ellerine bayrak verilmesi ise muhtemel tepkileri yumuşatmak olarak değerlendirildi.

-Başı açık kadını tuvalete almadılar: İstanbul'un kurtarılmış bölgelerinden Fatih çarşamba'da dehşetengiz bir olay meydana geldi. çağdaş giyimli, başı açık bir bayan çok sıkışmasına rağmen sakallı tuvaletçi tarafından "bayanlar" bölümüne alınmadı. Kadın mecburiyetten yol ortasında altına kaçırdı.

-Piyango biletlerini yedirdiler: İstanbul Bahçekapı Nimet Abla gişesinden üç adet milli piyango bileti alan karı-koca saldırıya uğradı. "Haram parayı ne yapacaksınız bre zındıklar!" diyerek saldırıya geçen bir grup şalvarlı ve çember sakallı, yırttıkları biletleri çifte zorla yedirdi.

-Camide gülsuyu şırıngalı sapık: Ankara Kocatepe Camii'ne kısa etekli giren turistlerin bacaklarına zorla gülsuyu sıkan şırıngalı sapık yakalandı.

-Laik mitinge havadan türban atıldı: Atatürkçü Düşünce Derneği ve çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin Ankara Tandoğan'da düzenlediği "türban hayır" mitingi esnasında yeşil renkli bir helikopter tarafından katılımcıların üzerine binlerce türban ve bone atıldı.

-Pazartesi-Perşembe orucunu tutmayanlara dayak: Pazartesi ve Perşembe orucunu tutmadıkları iddiasıyla Ankara Gazi üniversitesi'nde beş ilerici öğrenci saldırıya uğradı. öğrenciler "ama bugün Cuma" demelerine rağmen "ulan siz zaten Ramazan'da bile tutmuyorsunuz" cevabını alarak dayaktan kurtulamadılar.

-Ulukışla Ulucami'de uluorta namaz: Cuma günü öğle saatlerinde Niğde Ulukışla Ulu Camii'nin hem de avlusunda uluorta toplu namaza duran gericilere halk büyük tepki gösterdi.

-Rejimi sarsan namazcı yakalandı: Yazar Ahmet Turan Alkan'ın Zaman Gazetesi'ndeki köşesinde ihbar ettiği şahıs tutuklandı. Ankara garında üstelik kamuya açık alanda uluorta namaz kılarak rejimi sarsan yaşlı şahıs, Muş tren istasyonunda Doğu Ekspresi'nden inerken yakalandı. Söz konusu şahıs ilk sorgusunda "he vallah, ben layikliğe karşı falan değilim. Zira Allah herkesin layiğini verir. Cennete layiksen Cennete, Cehenneme odun olmaya layiksen Cehenneme gidersin. Cennete mi cehenneme mi gideceği konusunda kimse kimseye baskı yapamaz. İşte layiklik budur "dedi.

-Camide Vakko eşarp yardımı: İstanbul Sultanahmet Camii imamı Cuma hutbesinde örtünmenin farz olduğunu iddia etti. Aynı imam, yeni örtünecek binlerce genç kıza dağıtılmak üzere satın alınacak Vakko eşarplar için cemaatten cami çıkışında para talep etti.

-Diyarbakır'da misvak tacizi: Diyarbakır Dicle üniversitesi Kızlar Yurdundaki Kemalist öğrenciler yatmadan önce tuvaletlerde işkenceye tabi tutuldular. Dişlerini fırçalamaktayken arkalarından sinsice yaklaşan bir grup başörtülü öğrenci, ellerindeki diş macunları ve fırçaları zorla alarak dişlerini Suudi Arabistan'dan getirilen misvaklarla fırçalattılar. Bu zorbalık esnasında iki kız yüzlerinden hafif şekilde yaralanırken, muhtelif kızlara ait üç azı ve köpek dişi de telef oldu.

-Deniz Feneri'nden sure şartı: Deniz Feneri Derneği çemizgezek Şubesi yöneticileri, yardım verecekleri şahısların "üç Gulhü bir Elham" okumalarını şart koştu.

-Vitrin mankenlerine kezzap: Beymen'in vitrinlerindeki mini etekli mankenlere vitrin camı kırılarak kezzap atıldı. Saldırıda yaralanan üç mankenin bacaklarına bakım yapıldı.

-Şalvarlı et'te pantolonluya tavır: "Şalvarlı Et" firmasından bir kilo kıyma almak isteyen dar pantolonlu bir bayan, talebi yerine getirilmeden zorla dışarı çıkartıldı.

-Minik mürteci kızdan Gül'e mektup: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e mektup yazan 8. sınıf öğrencisi başörtülü bir kız "şeriat" istedi. Başörtülü kızların üniversitede okumalarını sağlayacak kanunun Köşk'te daha fazla beklememesini isteyen küçük mürteci kız, kamuda başörtülü bayanların da rahatlıkla çalışmaları için gerekli anayasal değişikliklerin bir an önce yapılmasını talep etti. DSP Eski Milletvekilinin kızı olan yaşıtı gibi Genelkurmay başkanımıza değil de Cumhurbaşkanına mektup yollayan bu "çokbilmiş" kızın ve ailesinin tutumu kınandı.

-RTüK'den "ahlak polisi" programı: İnternete çocuklar için filtre koyarak geleceğimiz olan yavrularımızın gözlerinin şimdiden açılmasını engelleyen RTüK, şimdi de büyükler için "besmele okuyarak açılan ve kötü sitelere girildiğinde 'çarpılacaksın bre kafir. Aklını başına al, tez bu işten vazgeç" diye uyaran "ahlak polisi" isimli bir program geliştirdi.

-İnternet kafede zorla dini yayın: İzmir Karşıyaka'da bir internet kafeyi basan gerici çete, içerideki çocuk ve gençlere zorla dini bir film izlettiler. Aynı anda tüm ekranlardan seyrettirilen filmin İran menşeli olduğu ve başrolünde de Veysel Karani'nin oynadığı öğrenildi.

-Tavla oynayanlara saldırı: Malatya'da dükkanlarının önünde tavla oynayan esnafın tavlaları, sakallı ve cübbeli bir grup tarafından zorla kırıldı, zarlar ve pulları ise dama atıldı. Saldırganlar sadece dama ve satranç oynamalarına izin vereceklerini söylediler.

-İP'lilerden erkeklerin dini sembolü sünnete tavır: AK Parti'li Ankara Yenimahalle Belediyesi tarafından 50 fakir çocuğun toplu şekilde sünnet ettirilmesi İşçi Partililer tarafından protesto edildi. Sünnet töreninin şeriatçı gösteriye dönüştüğünü belirten İP'liler "bu çocukların pipilerinde dini sembol oluşturularak beyinleri şimdiden yıkanacak. Zira her tuvalete girişlerinde yani günde en az beş-altı kez bu sembolü görüp etkilenerek irticaya meyledecekler. Büyüyüp evlendiklerinde bu sembolden eşleri de etkilenebilecek. Oysa laik devlette dini sembol olmaz. Bu yüzden artık ülkemizde hiçbir erkek çocuk sünnet ettirilmemeli. Büyüyüp 18 yaşına geldiklerinde sünnet olup olmamaya özgür iradeleriyle kendileri karar vermeli. Kadınlarda başı örtmeye nasıl karşıysak, erkeklerde de başı açmaya o kadar karşıyız. İkisi de aynı kapıya çıkar. Zira ikisi de dini sembol " dediler.

Habervaktim -mizah

girdap · 20 Şub 2008

Valla inanmamızı bekledikleri provakasyonlar da bundan daha az komik değil ki

manifesto · 20 Şub 2008

doğru

ben bu arkadaşlardan daha kaliteli provakasyonlar beklerdim

kalite çok düştü

hele mini eteğe kezzaplı saldırı haberi onları palyaçoya çevirdi

girdap · 20 Şub 2008

(....)
Öyle gözüküyor ki gelecek günlerde bu tarz haberlere çok fazla rastlayacağız gazetelerde. Mesela şu tarzda haberler görürseniz şaşırmayın:

“Esenler’de kimliği belirsiz bir grup girdikleri kahvehanede çay içip elli bir oynadıktan sonra tam ayrılma anında ‘esen kalın’ demeleri gerekirken ‘Allaha ısmarladık’ diyerek kaçtılar. Gece karanlığından yararlanarak izlerini kaybettiren bu karanlık kişilerin aranmalarına devam ediliyor.”

“İstanbul ‘Rahmanlar’da bir körüklü otobüste toplu halde "elhamdulillah-yerhamükallah" ayini gerçekleştirmek maksadıyla hapşırmalarını dine alet eden nevazil tarikatına mensup olduğu sanılan kişiler kalabalıktan istifade ederek kayıplara karıştılar. Görgü tanıklarından bir vatandaş bu manzara karşısında görüşünü açıklarken ‘bu adamlar üşütmüş olmalı’ diye konuştu.” [Hüseyin Akın,Milli Gazete]

manifesto · 20 Şub 2008

“Esenler’de kimliği belirsiz bir grup girdikleri kahvehanede çay içip elli bir oynadıktan sonra tam ayrılma anında ‘esen kalın’ demeleri gerekirken ‘Allaha ısmarladık’ diyerek kaçtılar.

Aman Allah korusun ERRTİCEE

En Seçmece Başörtüsü Provokasyonları

Dua Nur

Kıdemli Üye

Dua Nur

Kıdemli Üye

Dua Nur

Kıdemli Üye

Dua Nur

Kıdemli Üye

girdap

Ordinaryus

manifesto

Yasaklı

girdap

Ordinaryus

manifesto

Yasaklı