Yılmaz ÖZTUNA'nın Osmanlı sevdası "kavmiyet"çiliğinin tezahürüdür.
Osmanlı'nın İslam Şeriati'ne nedense hiç aşık olamamıştır ÖZTUNA. Ve yaşadığı topraklarda İslam Düşmanlığı alenen ve zalimce ikame edildiği halde gıkını da çıkarmayan yine ÖZTUNA'dır. Yine, Osmanlı, akınlarını her daim Şeriat'i esas alarak ve Allah'ın Şeriati'ni üstün kılmak ve onu ikame etmek için düzenlemiştir ama ÖZTUNA bunlara hiç girmez... Onun gönlündeki inanç "kavim" sevdasıdır ve Türk'çülük'te onu hiç rahatsız etmemiştir...
Ben de söyliyeceğimi söyliyeyim:
Osmanlı, hatasıyla, günahıyla, kusuru ve yanlışıyla, İslam'ı refarans alan, İslam gayesi güden ve İslam'ı muzaffer kılmaya çalışan ve her gittiği yerde de İslam'ın adaletini tesis eden bir yapıya haizdir.
Kendilerini "sultan" olarak tanımlamışlardır genel olarak, bir rivayete göre onu da, Peygamberimiz'in bir hadisine matuf o şekilde tanımlamışlardır kendilerini... Halife ile "Kureyş"in özdeşmesinden dolayı...
Bir de şu vardır:
Osmanlı'nın, kardeş katlini (öyle bilindiği gibi de değildir) Osmanlı'nın o dönemi içersinde değerlendiriniz... Baskı gibi görünen fiillerini de... Şurada hata yaptık dediklerinizi de...
Sizin tenkit ettiğiniz "haller"de Osmanlı, masa başında internet ortamında geyik yapmıyordu,
Canlarını vererek mücadele ediyorlardı...
Güzel bir fethe hazırlanacaksınız, Viyana'ları fethedeceksiniz, bir kardeş oradan çıkmış kılıcını abisinin ve ordusunun sırtına saplıyor, ne yapacaksınız, "çok iyi yapıyorsun devam et mi" diyeceksiniz...
Bana kızacaksınız ama Osmanlı'nın bu eylemleri dahi olması gereken eylemlerdi o şartlarda... Benim ifade ettiğimi evlerinizde, oturma salonlarınızda anlayamazsınız, fiilen bir savaşın içinde olduğunuzda anlarsınız...
GÜLEN Efendi Amerika'da koskoca Hükümet'in elini, ayağını bağladı neredeyse, hareket ettirmeyecek duruma getirdi...
Osmanlı'da bu gibi şeylerin 10 misli tezahür ediyordu... Onlarda yeri geldiğinde kelleyi gövdeden ayırıyorlardı... Elbet doğru yapıyorlardı...
Burada iki şey olacaktı yoksa...
Kardeş'e bir şey yapmayacaksın... İstanbul'dan da dışarı çıkmayacaksın... Bu olmazdı...
Kardeşe bir şey yapılacak ve İstanbul'un dışına da çıkılacaktı...
Netice:
Osmanlı keyfi ma yeşa hiçbir şekilde öldürme fiillerin içersinde olmamıştır, zulüm içersinde olmamıştır,
Eğer böyle bir şey varmış gibi yansıyorsa günümüzde sizlere, o dönemin şartlarında onlar da gerekiyordu...
Ömrü boyunca savaşmış bir topluluğun (Osmanlı) sanılan hataları(!!), kardeş katleri(!!), sanılan baskıları(!!),
Evlerde, piknik yerlerinde, rehavet ortamlarda eleştirilemez...
Fiilen bir savaş bakalım, mermilerin ortasında bir kal bakalım, kardeşe binaen seni bir tehdit etsinler bakalım vs...
O zaman hata dediklerini karalayacaksın ve bunlar yapılması gereken en uygun hallerdir diyeceksin...
Osmanlı, adil bir devlettir...
Türkiye Cumhuriyeti kurulurken, torunları onları "hayır"la anmamışlardır...
Lakin, İslam sevdalıları her zaman dedelerini (Osmanlı) "hayır"la yad etmişlerdir...
Allahü Teala cümlesinden razı olsun...