Diyalog Hareketinin Hedef ve Sonuçları

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
Vatikan'ın amacı Hıristiyanlaştırmak...! Yazar Dr. Emin Şimşek
11954.jpg


SORU : Vatikan kaynaklarına göre , Dinlerarası Diyalog faaliyetlerindeki amaçları, diğer dinlerin mensublarını “Hıristiyanlaştırmak “ olarak anlatıldığı görülmektedir. Amaç noktasında bu Diyaloğun zararları olamazmı ?

Diyaloğun tüm taraflarının bu ve benzeri tarz amaçları olabilir ,hatta bu belkide Fıtratın gereğidir de diyebiliriz.

Diyaloğun İslami tarafı diğer din mensublarına İslamı en azından sevdirmeya çalışmayı amaç edinmesi nekadar doğal ise , Diyaloğun Hıristiyan tarafınında bu tür bir beklentisinin olmasıda doğal karşılanmalıdır. Diğer yandan , Diyaloğun asıl amacının kendi Dini inançlarımızın empose edilmesinden ziyade , İslam’ın doğru tanıtılması , doğru anlatılması ve en önemlisi doğru temsil edilmesi olmalıdır. Doğru temsil , İslam’ı Kalblerde sevdirme adına en etkili yol olmaktadır. Ayrıca Diyaloğun tesisi ile Dünya’da Barışın hakim olması sağlanırsa , dünyadaki Müslümanların mağduriyet ve mazlumiyetide inşallah giderilmiş olacaktır. 50 yılı aşkın bir süredir , Diyalog dışındaki hangi çözüm önerileri Müslüman kardeşlerimizin gözyaşlarını dindirmeye yetmiştir de, bugün Diyalog faaliyetleri eleştirilmektedir ? Peki eleştirenlerin çözüm önerileri varmıdır yoksa tenbelliğin bir alameti olan çözümsüz eleştirilere mi sığınmaktadırlar ?

Vatikan’ın Diyalog adı altında Müslümanları Hıristiyanlaştıracaklarını Kaynakları ile dile getirip eleştirenleri ya Tahkiki İmanları zayıf ve kendilerine güvenleri yok , ya da bu eleştirilerinde samimi değiller. Hangi seçenek olursa olsun , kendi inandıkları Dinin doğru tanıtılmasını engellediklerinden ve dünya Müslümanlarının mazlumiyetinin giderilmesine gölge düşürmeye çalıştırdıklarından dolayı vebal ve mesuliyet girdabında dolaşmaktadırlar…

[FONT=times new roman,times]Samimi bir Diyalog karşıtı şundan fazlasını dillendiremez :
[FONT=times new roman,times]

[FONT=times new roman,times]“ Evet , İslâm’ın diğer dinlerle karşılaşması ve bu dinlerle karşılaştırılması İslâm’a zarar vermez. Önemli olan, diyaloga katılan Müslümanların İlim ve zühd durumlarıdır. Diyaloğa katılacak olan Müslümanlar, muhataplarının dinlerini ve kültürlerini gerçek kaynaklarından öğrenmeli ve diyalogğ her bakımdan hazır olmalıdırlar. Ayrıca muhataplarının diyalog amaçlarını da gözönünde bulundurarak tedbiri elden bırakmamalılar...”



Bu yapıcı ve samimi öneri karşısında bizler ancak teşekkürü bir borç biliriz...
[/FONT][/FONT][/FONT]

....diyalog çalışmaları hocamın görevi esas onlarla ilgilenecek kişi ise göreve

devralmadı ...yine hirahos kardeşim yanlış analayacak ama silsem mi ki...
 

Satuk Buğra

Profesör
Katılım
22 Ara 2006
Mesajlar
1,121
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
53
Yahudi ve hristiyanlara dostluk ve diyalog elini, şii müslümanlarada düşmanlık ve nefret elini uzatan birisinin Mehdi veya mehdi benzeri biri olmasını düşünmek için ne olmak gerektiğini bilemiyorum. Bu bir hakaret değil arkadaşlar benim kanaatim.
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
Birşeyler yazacağım derken yemek bile yemedim, saat 14-30 da dersim var

tekrar on line olursam kaldığımız yerden devam ederek yardımcı

olabilirim...sağlıcakla kalınız.... görüşemezsek KURBAN BAYRAMINIZI kutlar

sağlık ve mutluluklar içinde geçirmenizi RABBİMDEN (CC) niyaz ederim..


RABBİMDEN (CC) DİLER VE DİLENİRİM Kİ BİZLERİN İRLİK VE DİRLİĞİNİ

BOZMASIN.. BOZMAK İSTEYENLERİ FIRSAT VERMESİN....amin..


RABBİM (CC) YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN....İKİ CİHANDA MESUT VE

BAHTİYAR ETSİN...


RABBİM (CC) MADDİ VE MANEVİ NİMETLERİNDE BEREKETİNİ ARTIRSIN..

BİZLERİ KORUSUN KOLLASIN..SAHİL-İ SELAMETE ÇIKAN KUULARINDAN

EYLESİN...amin...

es-selamu aleyküm ve rahmetullahi ve barekatuhu ebeden

daimen sururen ..... dualarınızı muhtaç kardeşiniz..


--
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
Yahudi ve hristiyanlara dostluk ve diyalog elini, şii müslümanlarada düşmanlık ve nefret elini uzatan birisinin Mehdi veya mehdi benzeri biri olmasını düşünmek için ne olmak gerektiğini bilemiyorum. Bu bir hakaret değil arkadaşlar benim kanaatim.


kardeş ALLAH (CC) RAZI OLSUN, ACİZENE SİZİN GÖRÜŞÜNÜZ BÖYLE

OLABİLİR.. SAYGI GÖSTERİYORUM...


BAN HOCAM İÇİN ŞUDUR..BUDUR.. DEMİYORUM...

BİNLERCE SEVENİ OLDUĞU KADAR SEVMEYENİN DE OLMASI NORMALDİR..

AMA İNANIN Kİ BİZLER SİZLERİ ÇOKKK ÇOKK SEVİYORUZ...


--
 

Satuk Buğra

Profesör
Katılım
22 Ara 2006
Mesajlar
1,121
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
53
En değerli varlığı islam olan ve islama ters düşen her şeyden beri olan, islamı cihana hakim kılmak en büyük hedefi olan bütün müslümanların kurban bayramını tebrik ederim bu vesile ile. Allaha emanet olunuz.
 
S

SaLtan

Guest
[Bu ileti özellikle Staukbugra için, daha öncede başka bir forum kullanıcısı tarafından açılmıştı. önyargıları kırmak mümkün gibiz gözükmesede en azından töhmet sanılan uzantılardan korunmak adına:

Peki biz bu ziyaretten endişelenmeli miyiz?
Türk devleti açısından, olumlu ya da olumsuz bir sonuç getirmeyecek. Türkiye açısından önemli bir ziyaret değil bu. Çünkü İslam'la diyalog kurma arzusunun bir ifadesi değil bu ziyaret. Bu ziyaret tamamıyla Katolik ve Ortodoks kiliseler arasındaki diyaloğu geliştirmek için yapılıyor. Zaten yeni Papa 16. Benediktus İslam'la diyalogdan yana değil. İslam dini ve Hz. Muhammet'le ilgili söylediği son derece anlamsız sözlerinden ötürü hiç geri adım atmadı, özür dilemedi. Hatta daha vahimini söyleyeyim. Vatikan'da bir dinlerarası diyalog sekretaryası var. Başında benim de yakın dostum olan Monsenyör Fitzgerald bulunuyordu. Yeni Papa'nın ilk icraatlarından biri onu görevden almak ve bu sekretaryayı dinlerarası diyaloğa karşı olan bir kardinale bağlamak oldu. O kardinalin, 'İslam'la diyalog Hıristiyanlığın aleyhine oldu. Diyalogdan İslam kazandı, biz kaybettik' diye demeci var.
Bu Papa niye diyaloga karşı? Bir din adamı olarak, Hıristiyan- İslam kavgasından nasıl bir fayda umuyor? Nasıl bir dünya istiyor?
Tabii ki bir Katolik Hıristiyan dünya istiyor. Her din mensubunun da amacı odur zaten. Monsenyör Fitzgerald beş sene önce Vatikan'da sohbet ederken, bana, 'Fethullah Gülen'in amacı bütün dünyayı Müslüman yapmak mı yoksa gerçekten samimi olarak diyalogdan yana mı?' diye sordu. Ben de ona cevaben 'Siz Vatikan'ın dinlerarası diyalog sekretaryasının başındasınız. Sizin amacınız bütün dünyayı Hıristiyan mı yapmak yoksa samimi olarak diyalogdan yana mısınız' dedim. 'Hem evet, hem hayır' diye cevap verdi. Ben de 'Fethullah Gülen için de cevap hem evet, hem hayır' dedim. Bütün din adamlarının arzusu bütün dünyayı kendi inançlarından yapmaktır. Hepsi o ütopya içindedir. Aksi mümkün değildir.

röportajın devamı için:

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=205705
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Mehdimiz çok elhamdülillah..

Şöyle bir zihnimden saydım.. 7-8 isim sıralanıyor bir çırpıda..

Hiç birinin Mehdi olmadığını ispatlamak ise çok kolay:

Mehdi AS. Asr-ı Saadettten sonra en büyük velayet ve tasarruf sahibi kimse olacak.. İmtihan sırrı bozulacak ise; yani eğer herkes Mehdi AS'ı bilecekse ve Mehdi AS. aşikar olacaksa başta kendine karşı çıkan Müslümanların önde gelenleri dahil tüm dünyayı hakimiyeti altına alacaktır.. Tasarrufun anlamı budur.. İster istemez herkese boyun eğdirecektir.. Eğmeyenleri öldürecektir..

Şimdi tabloya bakalım..

Herkes kendi çapında Mehdi, hepsi kendi başına bir işlerle meşgul.. Kimse de kimseye dokunmadan işine gücüne bakıyor..

Ne demek istediğimi anladınız..

Sanki mübarek İslam asrımıza yaşanması için ulaşmadı.. Sanki de Mehdi üretme makinesi..

Allah sonumuzu hayır getirsin..
 

Satuk Buğra

Profesör
Katılım
22 Ara 2006
Mesajlar
1,121
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
53
İsterseniz bizim için latife ama bir çok müslüman için mehdi ilan edilenleri sayalım. Yakışıklı Mehdi Adnan Oktar, yaşlı Mehdi Erbakan, gözüyaşlı mehdi f. gülen, silahşör mehdi üsame bin ladin, mutasavvıf mehdi Abdülbaki efendi, sapık mehdi iskender el ekber, sosyete mehdisi Yaşar Nuri Öztürk, tipsiz mehdi Zekeriya Beyaz, hepsi kesmece hepsi yerli bunlar..
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
[FONT=times new roman,times]


[/quote]Bu yapıcı ve samimi öneri karşısında bizler ancak teşekkürü bir borç biliriz...
[/FONT]

....diyalog çalışmaları hocamın görevi esas onlarla ilgilenecek kişi ise göreve

devralmadı ...yine hirahos kardeşim yanlış anlayacak ama silsem mi ki...[/quote]


..BAYRAMDAN ÖNCE BU ŞEKİLDE YAZMIŞTIM..

SAĞOLSUN BAZI KARDEŞLERİM DE:


Mehdimiz çok elhamdülillah..

......

Sanki mübarek İslam asrımıza yaşanması için ulaşmadı.. Sanki de Mehdi üretme makinesi..

Allah sonumuzu hayır getirsin..


..VEE..

İsterseniz bizim için latife ama bir çok müslüman için mehdi ilan edilenleri sayalım. Yakışıklı Mehdi Adnan Oktar, yaşlı Mehdi Erbakan, gözüyaşlı mehdi f. gülen, silahşör mehdi üsame bin ladin, mutasavvıf mehdi Abdülbaki efendi, sapık mehdi iskender el ekber, sosyete mehdisi Yaşar Nuri Öztürk, tipsiz mehdi Zekeriya Beyaz, hepsi kesmece hepsi yerli bunlar..

...BU ALINTILARIMI YAZMIŞLAR...

..ŞİMDİ BEN NE YAZMIŞIM KARDEŞLERİM NE ANLAMIŞLAR..

İLGİNÇ Kİ NE İLGİNÇ..

Bazen öğrencilerime

* leb demeden leblebiye anlamanız lazım*

derdim ama

sağolsun kardeşlerim

LEB DEMEDEN LEBLEBİ DEĞİL DE FINDIK FISTIK

ANLAMIŞLAR VEYA ANLAMAK İSTEMİŞLER..

--
 

iskender

Üye
Katılım
4 Ocak 2007
Mesajlar
62
Tepkime puanı
0
Puanları
0
diyalogdan rahatsız olanlar acaba ne tavsiye ediyorlar. ırak, iran, filistin ve lübnan'ın hali belli düşmalar düşük yoğunluklu atom silahları kullanıyorlar. bizler ne yapıyoruz. bir düşmana karşı kaç mü'min öldü bunun hesabını yapan yok onlar şehid oldu diye kestirip atmayın. israil bir yahudiye karşı on müslümanın ölmesine çoktan razı
 

amca

Profesör
Katılım
13 Ara 2006
Mesajlar
751
Tepkime puanı
33
Puanları
0
Konum
İstanbul
İsterseniz bizim için latife ama bir çok müslüman için mehdi ilan edilenleri sayalım.

Yakışıklı Mehdi Adnan Oktar,
yaşlı Mehdi Erbakan,
gözüyaşlı mehdi f. gülen,
silahşör mehdi üsame bin ladin,
mutasavvıf mehdi Abdülbaki efendi,
sapık mehdi iskender el ekber,
sosyete mehdisi Yaşar Nuri Öztürk,
tipsiz mehdi Zekeriya Beyaz,

hepsi kesmece hepsi yerli bunlar..

Offff Valla Nesem GÜLERİZ AĞLANACAK HALİMİZE OLDUM...

8 MEHDİ...

AZ KOCA TÜRKİYEYE 10 MİLYONA BİR MEHDİ DÜŞÜYOR...
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Bunlardan başka isimler de var, Mehdi ilan edilen.. İsim vermiyorum.. Hiç gerek yok..
 

HARIS

Asistan
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
406
Tepkime puanı
0
Puanları
0
''Emiriniz Mehdi'dir" şeklinde bir nida duyuluncaya kadar tefrika ve ihtilaflar devam edecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 55)
 

NUHUN_GEMISI

Asistan
Katılım
14 Mar 2007
Mesajlar
318
Tepkime puanı
0
Puanları
0
GELELİM ADL MESELESİNE ..

KONUNUN ANLAŞILMASI İÇİN KUSURA BAKILMASIN ALINTI YAPIYORUM...


[FONT=arial,helvetica,sans-serif]Soru : Fethullah Gülen Hocaefendinin , Amerika'da Musevi Cemaati ADL (Anti Defamation League) Lideri ile görüşmesi doğrumudur?
12988.jpg

(Mavi Takım elbiseli , kırmızı kravatlı , sakalsız olan ADL Lideri Abraham Foxman)
[/FONT]

Bir İslami Cemaat Liderinin, yahudi veya hristiyan bir cemaat lideri ile görüşmesinde Kur'an ve Sünnet perspektifinde bir sakınca yoktur. Hele niyet İslamı Kalblere sevdirmek ise, o zaman bu görüşmeler Allah katında müsbet yönde değer kesbeder, çünkü yapılan temsil noktasında tebliğdir , buda Kur'anın emridir :

'Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur.'(Maide,67)

Efendimiz (SAV) , Taif dönüşü Mekke'ye alınmaz! Çünkü, Mekke'ye yeni bir Din ile gelmiş ve putperest bir halka putları bırakmasını istemektedir. Hazır Mekke dıþına çıkmışken, içeriye alınmaması kararlaştırılmıştır. Efendimiz (SAV) bunu beklememiş ve özvatanı olan Mekke'ye girmek istemiştir. Neticede, kendisine kefil olacak birini getirirse, Mekke'ye girebileceği söylenir. Efendimiz(SAV) , Mekke eşrafından müşrik olan Mut'im bin Adiyy denen kişiye kendisine kefil olabileceğini söyler. Mut'im e sorulur ve oda kabul eder. Yani bir müşrik yerine göre Efendimiz(SAV) 'e kefil olmuştur, Ebu Talib amcası mümin değilken,vefat ettiğinde müşrikler cesaret toplayıp daha çok zulüm yapmaya başladıklarında Efendimiz (SAV) şöyle demiþtir: 'Amcacıðım, yokluğun ne çabuk belli oldu? Ama, Onu (SAV) koruyan bir mümin değildi !

Hocaefendininde bu tarz görüşmelerini, İslamın doğru tanıtılması ve seviyeli temsil edilmesi adına yapıldığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bundan ise bırakın bir mahzurun olması, bizzat Efendimiz (SAV) in hayatında var olan şeylerdir.


-

Mekke döneminde cihad farz ayeti inmeden önceki durumu , din tamamlanıp Rabbim ondan razı olduktan sonraki halimize delil mi alıyorsunuz ?
Rasulullah itikadi tehlikesi olmayan eman ile küfür diyarına girmiştir. Hatta medinede yahudilerle antlaşma da imzalamıştır .
Fakat daha sonra bu kafirleri Bedirde boyunlarını vurup Allaha hamd etmiştir !!
Sizin böyle bir niyet ve hazırlığınız var mı ? Size cihad farz kılınacak mı ?


tevbe 46- Eğer onlar savaşmak isteselerdi elbette onunla ilgili olarak bir takım hazırlıklar yaparlardı. Fakat Allah davranmalarını istemedi de onları yoldan alıkoydu ve (kendilerine): "oturun oturanlarla beraber" denildi.


Rasulullahın medinede ehlikitap ile olan diyaloğuna nedense hiç değin miyorsunuz ?

"MÜBAHELE / LANETLEŞME" NASIL 'DİYALOG' OLDU?

"Sana bu ilim (yani, Hıristiyanların inanıp, iddia ettiğinin aksine, Hz. İsa’nın (as) sadece Allah’ın kulu ve resulü olduğu, babasız doğmuş diye asla Allah ya da tanrının oğlu olamayacağı ilmi) geldikten sonra seninle çekişenlere de ki: Geliniz, sizler ve bizler de dahil olmak üzere, siz kendi çocuklarınızı, biz de kendi çocuklarımızı, siz kendi kadınlarınızı biz de kendi kadınlarımızı çağıralım, sonra da dua edelim de Allah’tan yalancıların üzerine lanet dileyelim." (Al-i İmran, 3/61)

Ayetin iniş sebebi şöyle:

Necranlılardan iki Rahip, Hazret-i Resûl’e (as) geldiler. Konuşurlarken Allah’ın Resulü bunlara: "İslam’a giriniz!" buyurdu. Onlar: "Biz sizden çok önce İslam’a girmişiz" dediler.
Hazret-i Resûl: "Yalan söylüyorsunuz; Şu üç şey sizde oldukça siz İslam değilsiniz:

1-Allah’ın çocuğu var sözünüz.
2-Domuz eti yemeniz.
3-Ve haça tapmanız."

Onlar: "Öyle ise İsa’nın babası kimdir?" dediler. Cenabı Resul, onların bu sorularına verecek cevabı bilmiyordu. Sukût etti. Bunun üzerine Allah-u Teala bu ayet-i celileyi indirdi.
Allah’ın Resulü ayetleri okudu. Onları lanetleşmeye davet etti.
Onlar, bundan imtina ettiler. Cizye vermek üzere bir anlaşma yaparak yurtlarına döndüler.

Ayetin açık manası şöyledir:

Ya Muhammed! Tevhidden ayrılmış, Allah yolundan sapmış olan Nasranilerden/Hıristiyanlar, İsa’nın Allah’ın kulu ve peygamberi olduğuna dair ayet ve açık deliller sana ilahî vahiy yoluyla geldikten sonra, bu ayetleri duyarlar da iddia ve düşmanlığa devam ederlerse, onlara deki:
Ey Necranlılar! Azim ve sebat ile gelin! Biz her birimiz oğullarımızı ve sizden her biriniz oğullarınızı çağırsın ve bizden her birimiz kadınlarımızı ve sizden her biriniz kadınlarınızı; bizden her birimiz nefislerimizi ve sizden her biriniz de nefislerinizi çağıralım! Sonra sıdkı sadakatla tezarrû ve niyaz ile, içten ve ruhtan gelen bir ceht ile lanet duası yapalım da; Allah’ın lanetini, İsa hakkında yalancı olanların üzerine bindirelim ve boyunlarına geçirelim." Ayetin açık manası böyle.

Allah’ın Resûlü ile Necranlılar arasında yapılacak olan bu lanetleşme öyle tehlikeli idi ki. İki taraf toplanacaklar, sıdk ve azimle "sizden ve bizden hangimiz yalancı ise Allah’ın laneti onun üzerine olsun!" diyecekler ve yalancının mahvına dua edeceklerdi. Böyle bir dua ise, yalancı olan tarafın helakine ve yeryüzünde neslinin kesilmesine sebep olacaktı.
Böyle bir duaya ancak hak üzerinde olanlar iştirak edebilirlerdi. Bu lanetleşmenin neticesinin ne olacağını Ahir zaman Peygamberi bildiği gibi, Necranlılar da bilirlerdi ki; Herhangi bir kavim bir peygamberle lanetleşmişse helak olmuş, yeryüzünde nam-u nişanı kalmamıştı. Mukaddes kitaplar ve din tarihleri bu hakikati açık olarak yazmışlardı. Ehl-i kitap bunu çok iyi bilirdi. Bunun içindir ki: Peygamberlerin bu teklifi Necranlılara ağır gelmiş ve onları düşündürmüştür.
Lanetleşmeye davet etmezden önce iki taraf arasında uzun mücadele ve münakaşalar olmuş ve her defasında da Hıristiyanlar mağlup olmuşlardı.
Yukarıda da geçtiği üzere Hazret-i Resul, İsa’nın Allah’ın oğlu olmadığını, kulu ve Resulü olduğunu gayet açık delillerle ispat ettiği halde, onlar yine küfürlerinde ısrar ettiler de hakkı kabul etmediler.
Bunun üzerine Peygamber (as) onlara:
-Hakkı kabul etmeyecek olursanız, Rabbim bana sizi lanetleşmeye çağırmayı emretti, dedi.
Onlar: -
Yâ Eb-el Kasım/Ey Kâsım’ın babası!: Bize müsaade et, gidelim sonra gelir, dediğini yaparız, dediler ve çıkıp gittiler. Necranlılar yurtlarına vardıklarında içlerindeki bilginlere, bu lanetleşme işi hakkında düşüncelerini sordular.
Onlar da şu cevabı verdiler: "
Bilirsiniz ki, Muhammet gerçekten Allah tarafından gönderilmiş bir Nebidir. Yemin olsun İsa (as) hakkında söylediklerinin hepsi doğrudur. Herhangi bir kavim bir Nebi ile lanetleşmişse o kavim tamamen yok olmuştur. Eğer Muhammed (as) ile lanetleşirseniz yeryüzündeki kökünüz tamamen kazınır, yok olur. Dininizde kalmak istiyorsanız bu zata veda edin ve yurdunuza dönün."
Hıristiyan Necranlılar kendi aralarında konuşurlarken Resûlullah (as) üzerinde siyah kıldan yapılmış bir aba olduğu halde evden çıktı. Önce yanına Hasan geldi, onu siyah abasının içine aldı, sonra Hüseyin geldi. Onu da abasının altına aldı. Sonra Fatıma, sonra Ali (r.anhüm) de geldiler, onları da abanın altına aldı ve: "
Allah sizden azabı kaldırmak ve sizi tamamen temizlemek istiyor, Ey ehli beyt!" (Ahzab, 33/33) ayetini okudu.
Bundan dolayı ehli sünnet arasında bu zevata "Ehl-i âbâ" denilir oldu. Bundan sonra hepsi beraber hareket ettiler. Hüseyin elleri boynunda koşuyor, Resûlullah (as) Hasan’ın elinden tutmuş, Hazreti Fatıma babasının ardında. Hazreti Ali de Fatıma’nın (Allah hepsinden razı olsun) arkasında olduğu halde mescide doğru yürüyorlardı. Hem gidiyorlar, hem de Allah’ın Rasûl’u (as) onlara: "Ben dua ettiğim zaman siz "amin" deyiniz!" diye telkinde bulunuyordu.
Necranlılar Ehl-i Beyt’in gelmekte olduğunu görünce diğerlerine;
-
Ey Nasara/Hıristiyanlar! Ben öyle yüzler görüyorum ki: Onlar, Allah’tan bir dağın yerinden kaybolmasını istemiş olsalar, Allah o dağı yerinden kaldırır. Siz, bunlarla "lanetleşmeyiniz. Yemin olsun hepiniz helak olursunuz. Yeryüzünde Nasranî/Hıristiyan kalmaz" dedi.
Allah’ın Rasulü yanlarına geldiğinde onlar:
- "
Ya Ebel’Kâsım! Biz seninle mübahele etmemeye (lanetleşmemeye) ve seni dininde bırakıp memleketimize dönmeye karar verdik" dediler.
Bunun üzerine Allah’ın Rasulü:
-"Mübaheleden/Lânetleşmekten vazgeçmiş iseniz İslam’a giriniz. Müslümanların lehine olan sizin lehinize ve Müslümanların aleyhine olan sizin de aleyhinize olsun" buyurdu.
Onların, İslam dinini kabul etmemeleri üzerine Allah’ın Rasulü:
- "
Sizi savaşmaya davet ederim" dedi.
Savaş teklifini duyan Necranlılar:
-
Bizim Arap kavmi ile savaşmaya takatimiz yok. Lakin bizimle savaş yapmamanız, bizi dinimizden döndürmemeniz karşılığında biz de sana; bini Sefer ve bini de Recep ayında teslim edilmek üzere, her yıl iki bin adet kıymetli elbise, otuz adet demir gömlek vermek suretiyle seninle sulh yapıyoruz, dediler.
Diğer bir rivayette, antlaşmada otuz üç deve, kırk dört savaş atı da vardır.
Bu esaslar dahilinde Allah’ın Resulü onlarla barış yaptı. Surenin başında geçtiği üzere Ebu Ubeyde Bin Cerrah’ı da hakem olarak onlarla beraber Necrana gönderdi. Onlar dışarı çıktıktan sonra Resulullah (as) ashabına:
- "
Nefsim yedi kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki, "helak", Necran ehline çok yaklaşmıştı. Onlar bizimle lanetleşme yapmış olsalardı, maymun ve hınzır suretlerine çevrilecekler, vadi üzerlerine ateşle dolacak, Allah (cc) Hazretleri, Necran’ı ve Necran ehlini, ağaçlar üzerindeki kuşlarına varıncaya kadar helak edecek ve bir sene geçinceye kadar hepsi yok olup gideceklerdi." Daha sonra da buyurdu ki: "Ne büyük tehlike, ne korkunç azap? Keşke Hıristiyan alemi bunu idrak etselerdi! "
İmdiii.
Biz, Hz. Muhammed’e ve O’nun getirdiklerine iman etmeden kurtuluşun mümkün olmadığını açıkça söylüyor ve savunuyoruz. Bizimle lanetleşmeyi düşünenler önce Necran taraftarı olduklarını ilan etsinler !

ALLAHRASULU KAFİRLERLE DİYALOG DEĞİL , TEBLİĞ YAPTI .
Diyalog karşındaki muhatabını meşrulaştırmandır !
Diyalog musluman cemaatlerle yapılır , kafirlerle tebliğ yapılır.





Ebu Hüreyre radıyallahu anh, merfuan rivayet ediyor;
İnsanlarla Allah’tan başka ilah olmadığına şehadet edinceye, Bana ve getirdiğim hükümlere iman edinceye
kadar savaşmakla emrolundum
…”
Buhari(24,1321,2748) Müslim(22) Begavi Şerhus-Sünne(1/67) Beyhaki(2/3, 3/92, 4/104) İbni Mace(3927) Ebu
Davud(2623) Tirmizi(2606) Ahmed(2/314, 345, 377, 384, 4/8) Nesai(5/14) Darimi(siyer,10) Şafii Müsned(s.14) Mişkat(12) Hadis manen mütevatirdir.

Muhammed’in(sallallahu aleyhi ve sellem) nefsi elinde olan Allah’a yemin olsun ki, şu Yahudi ve Hristiyanlardan, beni işitip de haberdar olan, sonra beraber gönderilmiş olduğum hükümlere inanmadığı halde ölen bir kimse yoktur ki ateş ehlinden olmasın!”
Müslim(153, 240) Ahmed(2/350) Cem’ül Fevaid(20) Şerhus Sünne(1/104) Mişkat(10) İbni Kesir Tefsiri(1/90, 255) İbni Mende İman(88) İbni Mende Tevhid(s194) Elbani Sahiha(157) Tayalisi(43) Taberi(2/235) Suyuti el-Havi(2/145) Ebu Nuaym Hilye(4/308) Ebu Avane(1/104) İbni Teymiye Fetava(4/188) Nesai Süneni Kübra(1/241) Tarhut Tesrib(7/159) Busayri İthaf(94)

Kul kabire konulup yakınları kabrin başından ayrıldıklarında ayaklarının sesini işitir. Ona iki melek gelir ve
konuşturur; “Muhammed hakkında ne diyorsun?” derler…sonra kafir ve münafığa gelirler…kafir der ki;
“Bilmiyorum, halkın söylediğini söylüyordum.” Sonra demir balyozlarla ensesine vurulur. Bir çığlık atar ki onu insan ve cinlerden başka her şey işitir.”

Buhari(cenaiz 87) Ebu Davud(sünnet, 34) Ahmed(4/296) Tirmizi(kıyamet 36) İbni Teymiye Fetava(4/253)



DİYALOG SOHBETİ (MÜKEMMEL - KUL SADİ YÜKSEL))


MP3 indir mutlaka


http://dosyam.net/?id=yooim6


Bediüzzaman'ın Diyalog yorumu özel :

http://dosyam.net/?id=2xpctn
 
Katılım
23 Nis 2007
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İZMİR
1963 te vatikan da toplanan bir konsilde katolik kiliselerinin aldığı karar şudur:
diyalog incil mesajını dünyaya yayma aracıdır
başka söze gerek yok sanırım
ayrıca bir müslümanın hangi mezhepten meşrebten olursa olsun yapması gereken şey islamla şereflenmemiş birey yada toplumlara HZ. MUHAMMEDİN çağrısını iletmek yani metoduna uygun tebliğ yapmaktır
bunula birlikte acaba bu diyalogcu cephe bu hristiyan yada yahudi toplumuna hiç islamı tebliğ etme noktasında kayda değer bir girişimde bulunmuşlarmıdır şimdilik bu kadar. selam ve dua ile
 
Üst