Dinlerarası dialoğunun sakıncalı olduğuna dair işaret eden ayetler...
ÂL-İ İMRAN SURESİ
98. De ki: Ey ehl-i kitap! Allah yaptıklarınızı görüp dururken niçin Allah'ın âyetlerini inkâr edersiniz?
99. De ki: Ey ehl-i kitap! (Gerçeği) görüp bildiğiniz halde niçin Allah'ın yolunu eğri göstermeye yeltenerek müminleri Allah yolundan çevirmeye kalkışıyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.
100. Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden bir guruba uyarsanız imanınızdan sonra sizi yeniden kafir yaparlar
101. Size Allah'ın âyetleri okunurken, üstelik Allah Resûlü de aranızda iken nasıl inkâra saparsınız? Her kim Allah'a bağlanırsa kesinlikle doğru yola iletilmiştir.
102. Ey iman edenler! Allah'tan, O'na yaraşır şekilde korkun ve ancak müslümanlar olarak can verin.
103. Hep birlikte Allah'ın ipine (İslâm'a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişileridiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O'nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız.
104. Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.
105. Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibiolmayın. İşte bunlar için büyük bir azap vardır.
I06. Nice yüzlerin ağardığı, nice yüzlerin de karardığı günü (düşünün.) İmdi, yüzleri kararanlara: İnanmanızdan sonra kâfir mi oldunuz? Öyle ise inkâr etmiş olmanızyüzünden tadın azabı! (denilir).
107. Yüzleri ağaranlara gelince, onlar Allah'ın rahmeti içindedirler; orada ebedî kalacaklardır.
108. İşte bunlar, Allah'ın, sana hak olarak okuduğumuz âyetleridir. Allah hiçbir kimseye haksızlık etmek istemez.
109. Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. İşler, dönüp dolaşıp Allah'a varır.
110. Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder; kötülükten meneder ve Allah'a inanırsınız: Ehl-i kitap da inansaydı, elbet bu, kendileri için çok iyi olurdu. (Gerçi önceleri ) içlerinde iman edenler vardı; (fakat) çoğu yoldan çıkmışlardır.
111. Onlar (ehl-i kitap) size, incitmekten başka bir zarar veremezler. Sizinle savaşa girecek olsalar, size arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra kendilerine yardımda edilmez.
NİSA SURESİ
59. Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygamber'e ve sizden olan ülülemre (idarecilere) de itaat edin. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz Allah'a ve ahirete gerçekten inanıyorsanız onu Allah'a ve Resûl'e götürün (onların talimatınagöre halledin); bu hem hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir.
60. Sana indirilene ve senden önce indirilenlere inandıklarını ileri sürenleri görmedin mi? Tâğut'a inanmamaları kendilerine emrolunduğu halde, Tâğut'un önünde muhakemeleşmek istiyorlar. Halbuki şeytan onları büsbütün saptırmak istiyor.
61.Onlara: Allah'ın indirdiğine (Kitab'a) ve Resûl'e gelin (onlara başvuralım), denildiği zaman, münafıkların senden iyice uzaklaştıklarını görürsün.
62. Elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir felâket gelince hemen, biz yalnızca iyilik etmek ve arayı bulmak istedik, diye yemin ederek sana nasıl gelirler!
63. Onlar Allah'ın, kalplerindekini bildiği kimselerdir; onlara aldırma, kendilerine öğüt ver ve onlara, kendileri hakkında tesirli söz söyle.
64. Biz her peygamberi -Allah'ın izniyle- ancak kendisine itaat edilmesi için gönderdik. Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah'tan bağışlanmayı dileseler, Resûl de onlar için istiğfaretseydi Allah'ı ziyadesiyle affedici, esirgeyici bulurlardı.
65. Hayır, Rabbine andolsun ki aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın (onu) tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar.
66. Eğer onlara, kendinizi öldürün yahut yurtlarınızdan çıkın, diye emretmiş olsaydık, içlerinden pek azı müstesna, bunu yapmazlardı. Eğer kendilerine verilen öğüdü yerine getirselerdi, onlar için hem daha hayırlı hem de (imanlarını) daha pekiştirici olurdu.
67. O zaman elbette kendilerine nezdimizden büyük mükâfat verirdik.
68. Ve onları dosdoğru bir yola iletirdik.
69. Kim Allah'a ve Resûl'e itaat ederse işte onlar, Allah'ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddîkler, şehidler ve salih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır!
70. Bu lütuf Allah'tandır. Bilen olarak Allah yeter.
71. Ey iman edenler! Tedbirinizi alın; bölük bölük savaşa çıkın, yahut (gerektiğinde) topyekün savaşın.
76. İman edenler Allah yolunda savaşırlar, inanmayanlar ise tâğut (bâtıl davalar ve şeytan) yolunda savaşırlar. O halde şeytanın dostlarına karşı savaşın; şüphe yok ki şeytanın kurduğu düzen zayıftır.
82. Hâla Kur'an üzerinde gereği gibi düşünmeyecekler mi? Eğer o, Allah'tan başkası tarafından gelmiş olsaydı onda birçok tutarsızlık bulurlardı.
83. Onlara güven veya korkuya dair bir haber gelince hemen onu yayarlar; halbuki onu, Resûl'e veya aralarında yetki sahibi kimselere götürselerdi, onların arasından işin içyüzünü anlayanlar, onun neolduğunu bilirlerdi. Allah'ın size lütuf ve rahmeti olmasaydı, pek azınız müstesna, şeytana uyup giderdiniz.
84. Artık Allah yolunda savaş. Sen, kendinden başkası (sebebiyle) sorumlu tutulmazsın. Müminleri de teşvik et. Umulur ki Allah kâfirlerin gücünü kırar (güçleriyle size zarar vermelerini önler). Allah'ın gücü daha çetin ve cezası daha şiddetlidir.
85. Kim iyi bir işe aracılık ederse onun da o işten bir nasibi olur. Kim kötü bir işe aracılık ederse onun da ondan bir payı olur. Allah her şeyin karşılığını vericidir.
88. Size ne oldu da münafıklar hakkında iki gruba ayrıldınız? Halbuki Allah onları kendi ettikleri yüzünden baş aşağı etmiştir (küfürlerine döndürmüştür). Allah'ın saptırdığını doğru yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah'ın saptırdığı kimse için asla (doğruya) yol bulamazsın!
89. Sizin de kendileri gibi inkâr etmenizi istediler ki onlarla eşit olasınız. O halde Allah yolunda göç edinceye kadar onlardan hiçbirini dost edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse onları yakalayın, bulduğunuz yerde öldürün ve hiçbirini dost ve yardımcı edinmeyin.
89-Bu mübarek ayet, kâfirlerin müslümanlar hakkındaki kötü maksatlarını ve onların dost tutulmaya lâyık olmadıklarını bildiriyor, İslâm varlığını korumak ve savunmak için şarttan mevcut olunca onlara karşı cihadda bulunulmasını emrediyor ve onlardan kimlere karşı savaşta bulunulmamasını tayin ederek bu husustaki pek yüksek dinî siyaseti şöylece göstermiş bulunuyor. O münafıklar (Arzu etmişlerdir ki) temennide bulunmuşlardır ki, (kendilerinin kâfir oldukları gibi siz de kâfir) olasınız, ve temennide bulunmuşlardır ki, siz de kâfir (olup onlar ile) küfürde (eşit bıılıınasınız) artık ey mü'minler!. Onların bu kötü maksatlarını anlayınız, (o halde onlar Allah yolunda) sizin gibi sahih, imanlarını kuvvetlendiren bir hicret ile (hicret edinceye kadar onlardan dost edinmeyiniz) onlar imân ettiklerini açıklasalar da yapmacıktır, ona ehemmiyet vermeyiniz. (Eğer yüz çevirirlerse) Allah'ın birliğine imândan kaçınır, öyle münafıkça bir hâl üzere durmak isterlerse (artık) cezayı hak etmişlerdir, (onları her nerede) gerek harem bölgesi dışında ve gerek içinde (bulursanız tutunuz) esir alınız, (ve öldürünüz) haklarında diğer kâfirlere yaptığınız muameleyi yapınız (ve onlardan ne bir dost) bir yaran, bir ahbap (ne de) onlardan sizin için düşmanlarınız üzerine (bir yardımcı edinmeyiniz.) Bilakis onlardan tamamen uzak durunuz.
90. Ancak kendileriyle aranızda antlaşma bulunan bir topluma sığınanlar yahut ne sizinle ne de kendi toplumlarıyla savaşmak (istemediklerin) den yürekleri sıkılarak size gelenler müstesna. Allah dileseydi onları başınıza belâ ederdi de sizinle savaşırlardı. Artık onlar sizi bırakıp bir tarafa çekilir de sizinle savaşmazlar ve size barış teklif ederlerse bu durumda Allah size, onların aleyhinde bir yola girme hakkı vermemiştir.
150. Allah'ı ve peygamberlerini inkâr edenler ve (inanma hususunda) Allah ile peygamberlerini birbirinden ayırmak isteyip "Bir kısmına iman ederiz ama bir kısmına inanmayız" diyenler ve bunlar (iman ile küfür) arasında bir yol tutmak isteyenler yok mu;
151. İşte gerçekten kâfirler bunlardır. Ve biz kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.
152. Allah'a ve peygamberlerine iman eden ve onlardan hiçbirini diğerlerinden ayırmayanlara (gelince) işte Allah onlara bir gün mükâfatlarını verecektir. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.
170. Ey insanlar!Resûl size Rabbinizden gerçeği getirdi (bunda şüphe yoktur), şu halde kendi iyiliğinize olarak (ona) iman edin. Eğer inkâr ederseniz, göklerde ve yerde nevarsa şüphesiz hepsi Allah'ındır. (O'nun sizin inanmanıza ihtiyacı yoktur). Allahgeniş ilim ve hikmet sahibidir.
171. Ey ehl-i kitap! Dininizde aşırı gitmeyin ve Allah hakkında, gerçekten başkasını söylemeyin. Meryem oğlu İsa Mesîh, ancak Allah'ın resûlüdür, (o) Allah'ın, Meryem'e ulaştırdığı "kün: Ol" kelimesi(nin eseri)dir, O'ndan bir ruhtur. (O'nun tarafından gönderilmiş, yahut teyit edilmiş, yahut da Cebrail tarafından üfürülmüş bir ruhtur). Şu halde Allah'a ve peygamberlerine iman edin. "(Tanrı) üçtür" demeyin, sizin için hayırlı olmak üzere bundan vazgeçin. Allah ancakbir tek Allah'tır. O, çocuğu olmaktan münezzehtir. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. Vekil olarak Allah yeter.
172. Ne Mesîh ve ne de Allah'a yakın melekler, Allah'ın kulu olmaktan geri dururlar. O'na kulluktan geri durup büyüklenen kimselerin hepsini (Allah) yakında huzuruna toplayacaktır.
174. Ey insanlar! Şüphesiz size Rabbinizden kesin bir delil geldi ve size apaçık bir nur indirdik.
175. Allah'a iman edip O'na sımsıkı sarılanlara gelince, Allah onları kendinden bir rahmet ve lütuf (deryası) içine daldıracak ve onları kendine doğru (giden) bir yola götürecektir.
EVET KARDEŞLERİM... İŞTE APAÇIK KUR'AN AYETLERİNDE BU ŞEKİLDE MÜSLÜMANLARI UYARIYOR.HEM SONRA, BİZ MÜSLÜMANLARIN YAPABİLECEĞİMİZ TEK ŞEY; ONLARLA İYİ GEÇİNMEYE ÇALIŞMAK, TEKNOLOJİLERİNİ ALIP KULLANMAK,İYİLİKLERDE BULUNMAK,ONLARA İKRAM ETMEK, KENDİ KÜLTÜRMÜZÜ ONLARA TEBLİĞ ETMEK, ONLARLA İSLAM'A UYGUN TİCARET YAPMAK,ONLARA KARŞI HOŞGÖRÜLÜ OLUP DİNDEN TAVİZ VERMEMEK BAŞLICA GÖREVİMİZDİR.HELE DE ONLARIN MEDENİYETLERİNİ ALIP DA İSLAM MEDENİYETİNİ ARKA TARAFA ATMAK İSLAM'A EN BÜYÜK İHANETTİR.
TESLİS İNANCIYLA TEVHİD İNANCI ASLA EŞİT VE BİR DEĞİLDİR.DİNLERARASI DİALOGTA TESLİS İNANCIYLA TEVHİD İNANCINI ORTAK BİR AMENTÜ GİBİ GÖRMEK ALLAH'A YEMİN EDERİM Kİ O KİMSE DİNDEN ÇIKMIŞTIR.BU YÜZDEN BİZİM DİNLERARASI DİALOĞA DEĞİL, MÜSLÜMANLARARASI DİALOĞA İHTİYAÇ VARDIR.MÜSLÜMANLAR BİRBİRİNDEN KOPUK OLDUĞU HALDE GAVURLARLA DİALOG KURMAMIZ GELECEK NESİLLERİMİZ İÇİN EN BÜYÜK KAYIP VE TEHLİKELERDENDİR.HÜLASA, BİZ ONLARIN DİNLERİNİ KABUL EDECEĞİMİZE, EN GÜZEL BİR ŞEKİLDE İSLAM'I ONLARA ANLATARAK ONLARI DİNİMİZE DAVET EDERSEK İŞTE ALLAH'IN RIZASI BUNDADIR.YOKSA GAVURLARIN İSTEDİĞİ BİR İSLAM ANLAYIŞI ASLA KABUL EDİLEMEZ.ILIMLI İSLAM, ILIMLI MÜSLÜMAN SAFSATASI MÜSLÜMANLARIN DÜNYA ÜZERİNDE HAKİM OLMASINI ONLARA KORKULARI ATIP KENDİ İDEOLOJİSİNE KATMAKTIR.YANİ KENDİLERİNİ BENİMSEYEN KABUL EDEN BİR MÜSLÜMANLIK ANLAYIŞIDIR. KAFİRLERİN İSTEDİKLERİ DE BUDUR.
EY MÜSLÜMANLAR!.ŞUNU İYİCE BİLİN Kİ GAYRİ MÜSLİMLER ASLA SÖZÜNDE DURMAZLAR.BUNLARA HİÇ GÜVENİLMEZ.
BİZ ÇANAKKALE HARBİNİ NİYE YAPTIK, BİZ İSTİKLAL HARBİNİ NİYE YAPTIK? BUNLARI BOŞUNA YAPMIŞ OLMUYOR MUYUZ?? NEDEN?ÇÜNKÜ MADEM DİNLERARASI DİAOLGLA GAVURUN UŞAĞI, İŞÇİSİ, KÖLESİ ONLARIN BATIL YOLLARINI BEĞENECEKTİK 2 DİNLİ OLACAKTIK BU HARPLERİ NİYE YAPTIK O ZAMAN.BOŞUNA ŞEHİTLER VERMİŞ OLMUYOR MUYUZ?.
HAÇLI SEFERLERİNİN MAKSADINI HER HALDE BİLİYORSUNUZ.O HALDE MÜSLÜMAN SAF OLMAMALI, UYANIK OLMALI VE TEDBİRLERİ ELDEN BIRAKMAMALIDIR. KİM 2 DİNLİ OLURSA YANİ DİNLERARASI DİALOG SAFSATASINI KABULLENİRSE O İNSAN DİNDEN ÇIKMIŞ OLUR MAAZALLAH, VESSSELAM...