Dinler Arası Diyalog Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?

Dinler Arası Diyalog Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?

  • Bir Vatikan Projesi, Müslümanlar için uygun değil

    Oy: 31 73.8%
  • M.Fethullah Gülen'in Projesi.İnsanlık için faydalı

    Oy: 10 23.8%
  • Kararsızım

    Oy: 0 0.0%
  • Fikrim yok

    Oy: 1 2.4%

  • Kullanılan toplam oy
    42

GENCAKINCI

Profesör
Katılım
21 Ağu 2009
Mesajlar
1,666
Tepkime puanı
26
Puanları
0
Dinler Arası Diyalog Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?
 

Muminaga

Yeni
Katılım
19 Ara 2006
Mesajlar
8,208
Tepkime puanı
989
Puanları
0
Her din, kendi inançlılarını şiddetten, terörden, saldırganlıktan vageçmelerini öğütlesin. şeklinde anlıyorum.
Biz müslümanlar el kaide gibi maceracıların islam adına terör ve şiddet yollarına başvurmamalarını sağlamaya çaılışırken,
Vatikanda, hıristiyan devletlerin müslümanlara yönelik saldırılarına son vermelerini sağlamaya çalışsın. Barbarca vahşice yöntemlerle uyguladıkları katliamları durdursun.

dinler arası diyalog diye anlatıp duruyorsunuz ama
bu süreç, medeniyetler arası diyalog olarak isimlendirilmişti.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Vatkian projesi olduğu iyice gün yüzüne çıktıktan sonra isim değiştirelim de yutturalım denilen proje :)

Dinler arası diyalog lazımdır. Yapılmalıdır. Vatikan projesidir ama kullanılabilir. Amma taviz verilmeden. Allah istese herkesi müslüman yapmaya kadir idi. Biz cemaatimizi parlatmak hevesinde adımlar atmayalım, taviz vermeden diyalog kuralım. Yoksa zaten diyalog var olan bir şeydir.
 

GENCAKINCI

Profesör
Katılım
21 Ağu 2009
Mesajlar
1,666
Tepkime puanı
26
Puanları
0
DİNLER ARASI DİYALOG NEDİR?


Dinler arası Diyalog: Susmaktır, sessiz kalmaktır. Söylenenleri eksiksiz
yerine getirip, Vatikan’ın kulu kölesi olmaktır. Müslümanlara kan kusturan
Amerika’ya, İsrail’e, İngiltere’ye ve sair batı medeniyetinin karşısında el
pençe divan durup, haritada yerini bile bilmediğimiz, ismini onların sayesinde
duyduğumuz ülkelerle barış tesis etmektir.


Dinler arası diyalog:
Bosna Hersek’te katledilen binlerce Müslüman’ı, Irak’ta öldürülen milyonları,
Filistin’de kız erkek ayırt edilmeden ırzına geçilen çocukları, yakılan yıkılan
mabetleri görmezden gelip; İsrail’de ölen iki çocuk için camide salya sümük
ağlamak, Londra Metrosundaki patlama için geç kalmış gibi hemen başsağlığı
dileyip üzüntülerini dile getirmek, Müslümanları terörist ilan
etmektir.
Dinler arası Diyalog: Emekli maaşı ile geçinen hacının cebindeki
paraları gazete aboneliği, dergi aboneliği diye sömürüp, himmet gecelerinde
şatafatlı iftarlarda yardım toplayıp misyoner yetiştiren okullara milyon
dolarları aktarmaktır. Camileri, tarihi yapıları yıkılmaya terk edip, o kadar
kaçak yapı varken onun varlığından rahatsızlık duyup Kur’an Kurslarını
yıktırmak, Doğubayazıt’ta 2 milyon 600 bin YTL’ ye Ermeni Kilisesini ihya
etmektir.

Dinler arası Diyalog: Peygamberimize hakaretler yağdıran
küstahları aman diyaloga gölge düşmesin diyerekten duymamak duyurmamak, risale
cevşen okuyan papazların ön sayfa güzelleri gibi çarşaf çarşaf resmini
yayınlamaktır.
Dinler arası Diyalog: İslam’ı yayıyorum Türk dilini dünyaya
öğretiyorum diyerek, adı Türk Okulu olan okullarda Türkçeyi 2 saatlik seçmeli
ders yapıp İngilizce eğitim vermektir. Kapitalist sistemin gereklerine uygun
olarak Türkiye’deki okullarda ve dershanelerde mutlu azınlığın zengin
çocuklarını okutmaktır.
Dinler arası Diyalog: Allah’ın hükümlerine karşı
gelip beyinleri bulandırmaktır. “Resulüm! Mümin kadınlara söyle gözlerini harama
bakmaktan sakınsınlar, ırzlarını namuslarını korusunlar. Ziynet yerlerini açıp
göstermesinler. Ancak bunlardan görünmesi zaruri olan (yüz ve eller)
müstesnadır. Başörtülerini (göğüs ve boyunları görünmeyecek şekilde) yakalarının
üstüne koyup örtsünler.” (Nur:31) ayetine rağmen göz göre göre tesettüre
teferruattır demektir.

Dinler arası Diyalog: “İşte onlar Allah’ın hizbi
(partisi)’dir. İyi bilin ki kurtuluşa ulaşacak olanlar Allah’ın hizbi
(partisi)’dir.” (Mücadele: 22) ayetine rağmen “Cebrail Aleyhisselâm gökyüzünden
inse, parti kursa, kusura bakma ben senin partine girmem desteklemem derim.”
Diyerek Müslüman’ın etkinliğini kırmak, hakkını savunmasını engellemek, tepkisiz
hale getirmektir. Ama el altından da diyaloga destek veren partileri, batının
hizmetkârlarını da desteklemeden olmaz.
Dinler arası Diyalog: “Ey inananlar!
Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirinin dostudurlar, sizden
kim onları dost edinirse, o onlardandır.” (Maide:51) ayetine rağmen Diyaloga
karşı çıkan Müslümanlarla mücadele edip; diyalog ve hoşgörü toplantılarında
Patrik Bartholomeos ile karşılıklı olarak biz birbirimizi çok seviyoruz
demektir.

Dinler arası Diyalog: Salyaları aka aka 11 Eylül saldırılarının
güçlü bir devi uyandırdığını Haçlı seferlerinin yeniden başlatılacağını söyleyen
Bush’un, peygamberimizi terörist ilan eden cahil Papa’nın kucağında oturup
aslında onların gizli Müslüman olduğu yalanlarını basireti bağlanmış kitlelere
yutturmaktır.
Dinler arası Diyalog: Nüfus cüzdanlarından dini İslam ibaresini
kaldırıp,İmar yasalarındaki değişiklikle cami ifadesinin yerine ibadethane
koyarak 40.000 tane kilise evin açılmasını teşvik etmektir.

Dinler arası
Diyalog: Ay yıldızlı bayrağın gölgesinde, minarelerde ezan sesini dinleyerek
Müslüman topraklarında yaşamaktansa; Haçlı bayrağının altında, çan sesi
kulaklarında çınlayarak, kölesi olunan devletlerin nezaretinde onursuzca
yaşamaktır.

Sözün özü:
“Şüphesiz ki Allah, zalimler güruhunu hidayete
erdirmez.” (Mâide: 51)


ALINTIDIR.
 

GENCAKINCI

Profesör
Katılım
21 Ağu 2009
Mesajlar
1,666
Tepkime puanı
26
Puanları
0
Papalığa göre, Hıristiyanlaştırmada en büyük engel; Müslümanların, Muhammed aleyhisselamın son peygamber olduğu,O"na
inanmayıp yolunda gitmeyenlerin, sonsuz olarak Cehennemde kalacağı, inancıdır.
Buna bağlı olarak da; son dine inanmayıp Müslüman olmayanların düşman kabul
edilmesi, Müslüman olana kadar bunlarla mücadele edilmesi inancı.

Bu
inancın kırılması için ortaya yeni fikirler attılar. Bu fikirleri yerleştirmek
için, Papaz Thomas Michael 1987"de Türkiye"ye geldi. Bazı İlahiyat
fakültelerinde seminerler verdi. Bu fikirlerin devamlı kendileri tarafından
seslendirilmesinin tepki doğuracağını bildikleri için de, düşüncelerini yayma
işini İlahiyat fakültelerinde ikna ettikleri bazı akademik kadrolara havale
ettiler.

Yahudi ve Hıristiyanlarla ilgili âyet ve hadisler tarihsel mi?


Bu, İslamın temel inancına aykırı fikirleri iki ana grupta
toplayabiliriz:

1- “Kur"an-ı kerimin bazı ayetleri ve bazı hadis-i
şerifler tarihi sürecini doldurduğu için bunlarla amel edilemez. Kur"an-ı
kerimin gelmesiyle yürürlükten kalkmış olan İncil ve Tevrat"ın hükümleri hâlâ
geçerlidir. Bugünkü İncillere ve Tevrata inanan, Yahudi ve Hıristiyanlar da
cennetliktir. Ehl-i Kitap ile ilgili âyetler, hadisler tarihseldir, dolayısıyla
bugünkü Yahudi ve Hıristiyanları değil o dönemin insanlarını bağlar.”

Nitekim, ülkemizde dinlerarası diyaloğun önde gelen temsilcisi Fethullah
Gülen, bu konu ile ilgili âyetleri yorumlarken; Yahudi ve Hıristiyanlarla ilgili
Kur"an-ı kerimde geçen ayetleri, bilinen manalarının dışında çok farklı bir
düzeyde ele alıyor: Ayetlerde geçen düşmanlığın o günün Yahudi ve
Hıristiyanlarını içine adığını, Kur"anın kullandığı aynı üslup, bugünün Yahudi
ve Hıristiyanlarını içine alacak diye bir şart, bir mecburiyet olmadığını,
ayetlerin kesin, fakat bugünkü Yahudi ve Hıristiyanları içine aldığının kesin
olmadığını, ifade etmektedir. ( Hoşgörü ve Diyalog İklimi s.155-156)


Yine aynı kitapta, Sayın Gülen, Kur"an-ı kerimde, Hıristiyanlarla,
Yahudilerle ve Müşriklerle ilgili geçen sert ifadelerin uç noktayı temsil
ettiğini,Yahudi ve Hıristiyanlarla diyalog kurup dostluk tesis edilebileceğini,
Kur"anın onları dost edinmemek konusundaki nehyinin (yasağının) hususi şartlarda
olduğunu; bunu umumileştirmenin Kur"anın ruhuna aykırı olacağını, Üstad
Bediüzzamanın “Münazarat” kitabında bildirdiğini ifade etmektedir. (s.170)


Hocaefendi, aynı konularla ilgili hadisleri yorumlarken de, “Yahudileri
ve Hıristiyanları kınayan ve azarlayan âyetler ya Hazret-i Muhammed (A.S.M)
döneminde yaşayan ya da kendi peygamberlerleri döneminde yaşayan bazı Yahudi ve
Hıristiyanlar hakkındadır.” diyor. ( Küresel Barışa Doğru, s.45)


Halbuki, bugüne kadar hiçbir İslam alimi bu âyet ve hadislerin tarihsel
olduğunu, geçerliliğini yitirdiğini söylememiştir. Aksine, kıyamete kadar
geçerli olduklarını ittifakla bildirmişlerdir.

"Kesinlikle cehennemlik"


Resulullah efendimiz, İslamiyeti kabul etmeyen Yahudilerin ve
Hıristiyanların, ALLAH (cc)"a iman etmiş sayılmayacağını bunların Cehennemlik
olduğunu bildirmiştir.

Dört büyük müctehid imamdan biri olan İmam-ı
Ahmed bin Hanbel"in meşhur hadis kitabı olan El-Müsned isimli eserde, sahabeden
Ebu Hureyre"nin rivayet ettiği şu hadis-i şerif bunu açıkca göstermektedir:

“Allah Resûlü"ne biri geldi ve "Ey ALLAH (cc)"ın elçisi! Hıristiyanlardan
ALLAH (cc)"a ve Resulü"ne inanarak İncil"e sâdık biri veya aynı şekilde ALLAH
(cc)"a ve Resûlü"ne inanarak Tevrat"a bağlı biri, sonradan sana tâbi olmazsa, bu
kişiler hakkında ne buyurursunuz?" dedi.

Bunun üzerine Hz. Peygamber
şöyle buyurdu:

“Nefsim yed-i kudretinde olan ALLAH (cc)"a yemin ederim
ki, bu ümmetten biri veya Yahudi ve Hıristiyan bir kişi beni dinlemez ve
getirdiğimi kabul etmeden ölürse, kesinlikle Cehennemlik olur.”

Bu konu
ile ilgili diğer bazı hadis-i şeriflerde de şöyle buyuruldu:
“Beni duyup
iman etmeyen Yahudi ve Hıristiyan elbette Cehenneme girecektir.” (Hakim)


“Cennete sadece Müslüman olan girer.”(Buhari)

Adem
aleyhisselâmdan, Muhammed aleyhisselâma kadar, dinlerin nesh edilmesi, semavi
kitapların, âyetlerin nesh edilmesi yani yürürlükten kaldırılması Allahü teâlâ
tarfından yapılmıştır. Kur"anın bazı âyetlerinin veya bunların açıklaması olan
hadislerin tarihsel olduğunu, geçerliliğinin kalmadığı iddiası, ve bunu savunmak
yeni bir kitap veya Peygamberin geldiğini söylemek olur ki, bu da İslam inancına
göre küfürdür.
Muhammed aleyhisselâma inanmak imânın şartı değil mi?


2- “Üç dinden herhangi bir dine inanmak yeterlidir. Mühim olan kelime-i
tevhid inancıdır. Hz. Muhammed"i kabul ve tasdik etmek ise şart olmayıp bir
kemal mertebesidir” diyorlar. “Ehli kitap ile amentüde ittifak halindeyiz.”
İddiasında bulunuyorlar. (Ahmet Şahin, Zaman- 17.4.2000)
Nitekim, Fethullah
Gülen, “Kur"an-ı kerim, Kitap ehline çağrıda bulunulurken, “Ey kitap ehli!
Aramızda müşterek olan bir kelimeyi gelin.” Nedir o kelime? “Allahtan başkasına
ibadet yapmayalım”. Allaha kul olan başkasına kul olmaktan kurtulur. İşte gelin,
sizinle bu mevzu üzerinde birleşip bütünleşelim. Kur"an devamla, “Allahı bırakıp
da, bazılarımız bazılarımızı Rab edinmesin” diyor. Dikkat edin, bu mesajda,
“Muhammedün Rasûlüllah” yok.” diyor. (Hoşgörü ve Diyalog İklimi. S.241)


Fasıldan Fasıla kitabında da, “Herkes kelime-i tevhidi esas alarak
çevresine bakışını yeniden gözden geçirmeli ve ıslah etmelidir. Hatta kelime-i
tevhidin ikinci bölümünü, yani 'Muhammed Allah'ın resülüdür' kısmını
söylemeksizin sadece ilk kısmını ikrar eden kimselere rahmet ve merhamet
bakışıyla bakmalıdır... ” demektedirler. (Küresel Barışa Doğru-131)


Halbuki ayet-i kerimede, “Rahmetim her şeyi kaplamıştır” buyurulduktan
sonra, “(Rahmetim) Allah'tan korkup, haramlardan kaçan, zekâtlarını veren ve
ayetlerimize inananlar içindir” buyuruluyor. (Araf 156) Bundan sonraki ayette
de, “Ümmi peygamberime (Resulullaha) uyanlar için” buyuruyor. Yine, ayet-i
kerimelerde, “Allah indinde hak din ancak İslâmdır.” (A. İmran 19) “İslâmdan
başka din arayan, bilsin ki, o din asla kabul edilmez.” (A. İmran 85)
buyuruluyor.

Şu âyet-i kerimeler de, Allaha iman için, Resulullaha
inanıp itaat etmenin şart olduğunu bildiriyor:

“Resule itaat eden,
Allaha itaat etmiş olur” (Nisa 80)

“Deki, “Allaha ve Peygambere itaat
edin! Eğer itaat etmeyip yüz çevirirlerse, (kafir olurlar) Elbette ALLAH (cc)
kafirleri sevmez.” (Ali imran 32)

“Allah ve Resulüne itaat eden Cennete,
etmeyen Cehenneme gider” ( Feth 13)

Görülüyor ki, gayri müslimlerle
aramızda iddia edildiği gibi bırakın ittifakı, benzerlik bile yok.
.


islamda Diyalog yok Teblig var ikisini Birbirine karistirmayalim
insAllah

Selam Ve Dua ile . ..
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
DİALOGCULAR BU VİDEOYU İYİ İZLESİNLER


Forum da açtığınız konulara bakıyorum

TEMCİT PİLAVI GİBİ

TÜMDEN SİYASİ TARAFGİRLİK temelli TENKİT ler yargılamalar

SİZ Bu şekildemi İslam a ve Vatan a HİZMET ediyorsunuz ?

Ya AK oarti yi tenkit etmek yada F.Gülen Cemeatini TENKİT etmek ve YARGILAMAK.

KALDIRIN BAŞINIZI GÜNDEM DEKİ olayları analiz edin.

BAKIN TÜRKİYE Bir Orkestra Şefinin hakaretine Cevap veremeyen BAŞBAKAN lardan nerelere geldi.
 

GENCAKINCI

Profesör
Katılım
21 Ağu 2009
Mesajlar
1,666
Tepkime puanı
26
Puanları
0


Dinlerarası Diyalog, Vatikanin
Tuzağı


Doç. Dr. Mahmut Aydın, dinlerarası
diyalog oyununa karşı Müslümanlar'ın uyanık olmasını isteyerek, "Dinlerarası
diyaloğu ortaya çıkaran 2. Vatikan Konsili belgesinde İslâmiyet'e yer
verilmiyor. Dinlerarası diyaloğun bizimle bir ilgisi yok"
dedi.

Dinlerarası diyalog ve misyonerlik araştırmalarıyla bilinen Ondokuz
Mayıs Üniversitesi Dinler Tarihi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Aydın,
dinlerarası diyalog oyununa karşı Müslümanlar'ın uyanık olmasını isteyerek,
"Dinlerarası diyaloğu ortaya çıkaran 2. Vatikan Konsili belgesinde İslâmiyet'e
yer verilmiyor. Dinlerarası diyaloğun bizimle bir ilgisi yok" dedi.

Doç.
Dr. Mahmut Aydın, Hıristiyanlar'ın, özellikle Katolik ve Protestanların 19.
yüzyılda bütün dünyanın Hıristiyanlaşacağına inandığını, 19. yüzyıl bittiğinde
hiç de öyle bir hedefe ulaşamadıklarını söyledi. Aydın, bunu gören Katolik
Kilisesi'nin kendisine "Biz nerede yanlış yaptık? Ekonomik güce rağmen neden
Hıristiyanlığı yaygınlaştıramadık?" sorularını sorduğunu ve bu soruların
ardından dinlerarası diyaloğun doğduğunu kaydetti.

1962-1965 yılları
arasında 2. Vatikan Konsili'nin düzenlendiğini, bu konsilden Müslümanlar ile
ilgili olumlu bir karar çıkarma düşüncesi bulunmadığını ifade eden Aydın, "Bu
konsili toplayan Kardinal Bea, Yahudiler ile ilgili olumlu bir rapor
hazırlanmasını istedi. Hazreti İsa'yı öldürmekten sorumlu tuttukları ve Nazi
soykırımı da dahil eziyet yaptıkları Yahudiler ile aralarında iyi ilişkiler
kurma düşüncesi doğdu" diye konuştu.

Hazırlanan rapor alt komisyona
gönderildiğinde, İslâm ülkelerinden katılan kardinallerin buna itiraz ettiğini
ve bu belgenin kabulünün İsrail'in tanınması anlamında olduğunu belbirterek, bu
rapor yüzünden İslâm ülkelerinde faaliyetlerini sürdüremeyeceklerini söylediğini
açıklayan Aydın, şu bilgileri verdi: "Bunun üzerine rapora Müslümanlar ile
ilgili bir paragraf ekleniyor. Yalnız bu paragraf İslâmiyet ile değil
Müslümanlar ile ilgili. Raporda İslâm kelimesine hiç yer verilmiyor. Ama
maalesef Türkiye'de diyalogla ilgili yazanlar, 'İslâm ile ilgili şöyle şöyle
denildi' diyor. Hayır, böyle bir şey yok.

Raporda;

'Müslümanlar
iyi insanlar olabilir. Müslümanlar içerisinde ahlaklı, namuslu, dürüst insanlar
olabilir. O insanlar kurtuluşa erecekler. Ama onların kurtuluşa ulaşması da
sahip oldukları dinden olmayacak. Onların içindeki İsa Mesih aşkından dolayı
olacak' deniyor. Yani beni Müslüman birey olarak ele alıyor. İyi eylemlerimin
İsa'dan dolayı olduğunu kaydediyor. Bunların İslâm ahlakından kaynaklandığını
söylemiyor. Yani son ve hak din olan İslâm'ı reddediyor. Dinlerarası diyalog,
Dünya Kiliseler Birliği ve Katolik Kilisesi'nin yürüttüğü faaliyetler zinciridir
ve kiliselerin diyaloğudur. Bu faaliyetlerin amacı misyonerlik. Hıristiyanlığın
daha iyi tanınıp bilinmesini sağlamaktır. Hıristiyanlık tanınıp bilinemiyorsa,
en azından Hıristiyanlığa sempatiyle bakılması amaçlanmaktadır. Amaç budur.
Bunun bizimle ilgisi yok."


ALINTIDIR

 

redyellow

Kıdemli Üye
Katılım
20 Nis 2010
Mesajlar
2,262
Tepkime puanı
875
Puanları
113
Konum
ankara
Web sitesi
redyellow.besaba.com
Medeniyetler arası diyalog olabilir, milletlerarası diyalog olabilir vs.vs.

ama DİNLER ARASI DİYALOĞU kabul etmiyorum, DİNLER ARASI dediğiniz zaman İslamın dışındaki dinlerin de geçerli olduğunu kabul etmek gerekir gibi geliyor bu sebeple geçersiz olan bir şeyle diyaloğun olmaması gerektiğini düşünüyorum.
 

reis

Kıdemli Üye
Katılım
15 Eki 2006
Mesajlar
10,901
Tepkime puanı
414
Puanları
0
Konum
Karadeniz
"Diyalogçular"a düşmanlık eden güruh sayesinde;

- Filistin'de kan durmuştur.
- Afganistan'da zinhar kan akmaMAktadır.
- İslam dünyasında sömürü son bulmuştur.
- İslam dünyası batı dünyasına köle olmaktan kurtulmuştur.
- Millet akın akın islama koşmakta, kendilerine müslüman diyenler akın akın camilere doluşmaktadır.
- İçki, kumar, fuhuş, zulüm ve sömürü gibi melanetleri işbu "diyalogçu" düşmanları durdurmuştur.

İroni bir yana "diyalogçular" bir şeyler yapıyor ve bir takım sonuçlar alıyor.
İşin garibi "diyalogçular" yüzünden henüz kimse mürted olmadı, islam ve müslümanların ne gibi bir zarar gördükleri henüz ortaya konulamadı.

Bu arada "Diyalogçu" düşmanları ne yapıyor peki.
Her zamanki gibi kuru gürültü.
"Diyalogçu" düşmanlarının sosyal hayat açısından islam ve müslümanların hanesine artı yazılabilecek bir fiilleri ya da elde ettikleri bir sonuç var mı peki!..
Nah var!..

Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur.
Yesin sizi neneniz he mi "diyalogçu" düşmanları...
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Böyle bir üsluba "konuştu bal kabağı" diyerek mi cevap vermek lazım acaba :)

Kadir Mısıroğlu da bu manada diyalogcu değilim der, Şeyh İsmail Çetin hz.leri de, Emin Saraç Hocaefendi hz.leri de ve daha nice insan.. Ve bu insanlar ve yetiştirdikleri sen bilsen de bilmesen de çook işler yapmışlardır ve yapmaktadırlar.

"Şimdi reklamlar" diyenleri yoktur tabi bu zatların, cemaatçilik namına değil İslam adına iş yaparlar.

Diyalogçuların Mavi Marmaradaki tutumlarını da gözardı etmeyelim.

Diyaloga itiraz edenler, yapılan yanlışlara itiraz ederler. Düşmanlık tanımlaması haddi aşan bir tanımlamadır.
 

SaddbinMuaz

Profesör
Katılım
14 Nis 2011
Mesajlar
943
Tepkime puanı
14
Puanları
0
''Dinler arası Diyalog'' ismi itibariyle kabul edilebilir görünmemektedir. Çünkü Asılda Din bir tanedir O'da İslam'dır. Allah c.c. Kur'an'da 'Yehud ve Nasara' yani Yahudiler ve Nasaralılar şeklinde isimlendirmek suretiyle Dinlerini kabul etmemektedir.

''Kültürler Arası Diyalog'' yahutta ''Milletler Arası Diyalog'' ismi itibariyle Müslümanları yaralamaması açısından daha sıhhatlidir.

Günümüzde yaşanan şeytani projeler ve şeytani akımlara karşı Semavi Dinlere sahip olanların içinde bulunduğu buhran sebebi ile onların kendi dinlerindeki aşırılıklarından çok onları bu hale getiren zehirlerin temizlenmesi ve şeytana tapanlara karşı dünyanın yönetimini elinde bulunduran şeytan ve avanelerine karşı İslami hassasiyetler olan dost(veli) edinmeme ve derece derece ölçülere hakikatli riyaet etmek suretiyle yapılan 'Diyalog' faaliyetlerinin yararlı olduğu kısımlar kadar zararlı olduğu kısımlarda mevcuttur... Ama ölçülere riayet edilmesi akabininde devam etmeside zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu itibar ile bu işlemleri gören İlim seviyesi yüksek kişiler İslam'ı tek tip şekilde sunmak ve İslam'ı sevdireyim derken kullandıkları 'Zaruret', 'Erteleme' kavramları içerisinde 'Kalb ile buğz' kavramlarını dikkatle incelemeye almalıdırlar ki ! Ahir zaman fitnelerinden olan ''İslam'a savaş'' stratejisi içinde olan düşmanlara karşı Ehli Kitab'ın samimi insanlarını buna karşı uyandırma zehirlerinin yanında haşa ''bu zamanda ilimle cihad'' gibi ilimden nasibi olmayanlara önlem alması zarurettir. Ayrıca ''Terör'' gibi İslam'a atılan hiç bir haklılığı olmayan batı sorgulamalı kelimeleri sürekli kullanmaları İttihad-ı islam'a büyük zarar vermektedir. İslam'daki kavramı bagy(bozgunculuk) olan kavramları değerlendirmeden önce şeytani orduları yeryüzünde istediği ülke yahut millete istediği şekilde saldırmayı yok etmeyi yahutta sömürmeyi ilke edinmiş düşmanları hesap etmeden söylenen bu cahil ve hiçbir hakikati olmayan davranış içinde bulunanlar ise uyarılmalıdır...!

Yapılan 'Diyalog' faaliyetlerinin devam etmesinin yanı sıra İslam'i hakikatleri sürekli gözden geçirilmesi ve cemaatlerine ait hataların ve cahilliklerin kendi içlerinde İslami hassasiyetlere uygun olarak düzeltilmesi hakkaniyet olacaktır Allahualem...
 

GENCAKINCI

Profesör
Katılım
21 Ağu 2009
Mesajlar
1,666
Tepkime puanı
26
Puanları
0
Fethullah Gülen'den kiliseye rekor bağış

Dinler arası diyalog, çalışmaları ile tanınan Gülen Cemaati lideri
Fethullah Gülen'in bir kiliseye yaptığı yüklü miktardaki yardım, Akşam gazetesi
yazarı Nagehan Alçı köşesine taşıyınca ortaya çıktı.



ALMANYA'NIN
EN ÖNEMLİ KİLİSELERİNDEN


Almanya'nın en önemli Protestan
kiliselerinden biri olan Dresden'deki Frauenkirche, 2. Dünya Savaşı'nda
bombalanıp yerle bir olmuş bir yapıt. Bu kilise Doğu Almanya döneminde
onarılamadı. Malum komünist yönetim böyle bir öncelik ve bütçe öngörmüyordu
ibadet yerleri için.Daha sonra iki Almanya birleşti ve Frauenkirche'nin
onarılması gerektiği tartışmaları alevlendi. Nihayet devlet ve bireysel
inisiyatifler sayesinde kilisenin onarımına 1992'de başlandı.



ONARIMI 182 MİLYON EURO TUTTU

Restorasyon çalışmaları yıllar
aldı ve Frauenkirche eski haline 2005'te yeniden kavuştu. O gün bu gündür
Dresden'in en önemli noktalarından biri. İbadete de açık.Onarım için toplam 182
milyon Euro harcandı. Bunun 70 milyonu Alman devletinden geldi. Geri kalan ise
kişi ve özel kurumların yardımları...



EN BÜYÜK BAĞIŞ
GÜLEN'DEN


Geçtiğimiz günlerde restorasyon çalışmalarını üslenen
vakfın yöneticilerinden biri ile konuşuyordum. Konu dönüp dolaşıp restorasyonun
finansörlerine geldi. Bunun üzerine ismini vermek istemeyen Alman yönetici şöyle
dedi: Devlet desteği dışında toplanan yaklaşık 110 milyon Euro'luk yardımın en
büyük bölümü Türk bir dini liderden geldi. Bu lider Fethullah
Gülen'di.



ABD'DEKİ KİLİSELERE DE YARDIM EDİYOR



Bu
bilgi üzerine Gülen'in şimdiye kadar başka bir kiliseye yardım edip etmediğini
araştırdım. Yakın çevresi onun bu tip yardımları gizli tuttuğunu, ABD'de bazı
kiliselere yardımda bulunduğunu ama bunun kamuoyunda bilinmediğini
söylediler.Ben Gülen'in Almanya'daki bir kiliseye yüz binlerce Euro
bağışlamasını manidar buldum.


HABER KAYNAĞI: HABER 1.COM

http://anadoluhaber.blogspot.com/200...ekor-bags.html
 

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0
diyalog için düşüncem
senin her zamanki gibi saçmaladığnı düşünüyorum...
milli görüşçüler diyalog kurarken helal
diğerleri yaparken haram diyorsunuz..
siz kendinizi ne sanıyorsunuz.
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir

GETİRDİĞİNİZ VİDEO yu izlemeye bile tenezzül etmedim.

Başlık


F.Gülen ayetlerin içini nasıl boşaltıyor?

yazısını görünce.

BU İDDİADA buluna ve bu iddiayı getiren siz F.Gülen e İMA ların arkasına saklanarak direk KAFİR diyorsunuz AHİRETTE cevap verebilecekseniz BİLEMEM.

Fakat

Bende sizde gördüklerimi söyliyeyim.

Açtığınız tüm konular ve mesajların temeli SİYASİ ve ben sizin gerçek anlam da SP ne ve ERBAKAN a gönül verdiğinizi artık kabul etmiyorum çünkü samimi kişiler İSLAMIN bir şartını ve hesabı bilirler BİR KİŞİ yi KAFİR veya MÜNAFIK la suçlamak SİZ SUÇLUYORSUNUZ bu durumda SAMİMİ OLMADIĞINIZA İNANIYORM SP olduğuınuza.

SEN KİMSİN BE CAHİLLLLLLLLLLLLLLLLLLLLLLLLLLLL

İLMİN NEDİR ki Bir kişiyi İMAN yönünden yargılayıp onu KAFİR likle suçluyorsun.


AYETLERİN içini boşaltmış bnu akla getirmekten ALLAH a sığınırım.

HADDİNİ BİL

BİR GÜN ÖYLE BİR TOKAT YERSİN ki MANEVİYATTAN o zaman YÖNÜNÜ BULAMASSIN.
 

GENCAKINCI

Profesör
Katılım
21 Ağu 2009
Mesajlar
1,666
Tepkime puanı
26
Puanları
0
Bu videoyu ben hazırlamadım. You tube de gördüm.İlgimi çekti sizlerle paylaştım.

Bre gafil.Sözlerine dikkat et. Terbiyesizlik yapma.Madem sen cahil değilsin,kendine güveniyorsan,ilmine güveniyorsan,bu videodaki söylenenlere mantıklı bir cevap verirsin.

Eğer cevap veremiyorsan susacaksın.
 

Ercan Tekin

Kıdemli Üye
Katılım
25 Eyl 2010
Mesajlar
5,631
Tepkime puanı
266
Puanları
0
Benim müslüman şahsiyetim olarak aldığım dini eğitimime göre kısa bir yorumum olursa, dinler diye birşeyin olmadığını tek dinin İslam olduğunu öğrendim.
Bu meselelerle yahudi ve hristiyanlara İslam tavizsiz tebliğ edilecekse buna tebliğ diyaloğu denilebilir ve destek verilir. Ama böyle yapılmayıp İslam'ın olmazsa olmaz amnetü esaslarını kırpıp yahudi ve hristiyanlara şirin görünmeye çalışılır ve misyoner faaliyetlerine dolaylı olarak destek çıkılırsa bu müslümanlar için ciddi bir fitnedir.

Bu dinler arası diyalog hareketinin Vatikan'dan çıktığını Vatikan zaten tüm dünyaya ilan etmiş. Kim Vatikanın bir hristiyanlaştırma projesine hoş bakabilir ki?
Bu ılımlı İslam ve diyalog projelerinde ülkemizde insiyatifi elinde tutan bir cemaatin hocalarının beyanatlarındaki gayet yumuşatılmış tavizkar ve gayri İslami beyanlarda bu fitnenin tehlikesine işaret etmektedir.

Bu gerçek ve hakikatler karşısında halen hüsn-ü zan yapmaya çalışan müslüman var ise bilsin ki bu iş hüsn-ü zanlıktan çıkmış görünen bir fitne olmuştur.
Rabbim vatikanın ve uzantılarının şerrinden tüm İslam alemini korusun.amin

Ey müslüman kardeşim bu yazdığımızı iyicene oku ve belleğine kazı, en büyük hazinen olan itikadını koru!
Eğer sen, Resulüllah s.a.v efendimize iman edilmesede cennete girilebilir diye ortaya atılan ifsad fitnesine alet olursan vallahi cennete giremeyeceksin!

O yüzden aklını başına al bu çocuk oyuncağı bir mesele değil bari fitnenin azgın olduğu vakitte itikadını korumaya çalış, çakallara kurtlara itikadını parçalattırma!
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Bu videoyu ben hazırlamadım. You tube de gördüm.İlgimi çekti sizlerle paylaştım.

Bre gafil.Sözlerine dikkat et. Terbiyesizlik yapma.Madem sen cahil değilsin,kendine güveniyorsan,ilmine güveniyorsan,bu videodaki söylenenlere mantıklı bir cevap verirsin.

Eğer cevap veremiyorsan susacaksın.

KİM BENMİ TERBİYESİZİM.

Ben sizin gibi You Tube de vb lerinde yayınlanan bir çok şeyi getirmiyorum çünkü KAYNAK benim için önemli hele MÜSLÜMAN KARDEŞİM e karşı ise ASLA.

ÖNCE HADDİNİZİ BİLİN.

Siz kimsiniz ki F.Gülen Kuran ı değiştiriyor eş amnlamlı ALINTI buraya getirip paylaşabiliyorsunuz.

SİZ Yalnızca AK parti ve F.Gülen düşmanı olan BİLMEDEN SİYONİZME HİZMET EDEN ZAVALLISINIZ benim gözümde.

AKIL YAŞINIZIN kaç olduğunu bilmiyorum ama BİLDİĞİM AHİRETİNİZİ düşünemeyecek kadar Müslüman kardeşlerinize İFTİRA ATAN YAFTALATAN bir AKIL YAŞINIZ var.

Erbakan ın fikirlerine karşı değil uygulamalarına karşı EN NEGATİV Yazan bir kişiyim AMA ASLA SİZİN GİBİ ORDA BURDA DOLAŞAN ları İman yönünden yazıları getirmiyorum GETİRMEKTEN de ALLAH a sığınırım.

Size terbiyesiz demek sizi onere eder SİZE diyebileceğim tek şey

Duadır

Duamda

ALLAH cc sizi Siyasi tarafgirlikten korusun AHİRETİNİZİ tehlikeye atacak eylemlerden uzaklaştırsın.AMİN.
 

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0
Benim müslüman şahsiyetim olarak aldığım dini eğitimime göre kısa bir yorumum olursa, dinler diye birşeyin olmadığını tek dinin İslam olduğunu öğrendim.

KUR'AN: Kâfirûn Suresi; Sure 109, Ayet 6



لَكُمْ دِينُكُمْ وَلِيَ دِينِ 109:6
لَكُمْ دِينُكُمْ وَلِيَ دِينِ
lekum dînukum we-liye dîn*i


kitap okumayan gafiller sureyi mi inkar edersiniz ayetleri mi?


KURTUBI TEFSİRİ KÂFİRÛN SURESİ
AYET 6


6. "(Artık) sizin dininiz sizin olsun, benim dinîm de benim.

Bu buyrukta bir tehdit anlamı vardır. Yüce Allah'ın: "Bizim amellerimiz bizim, sizin amelleriniz sizin olsun." (el-Kasas, 28/55) buyruğuna benzemektedir. Yani sizler kendi dininizden memnun iseniz, biz de kendi dinimizden memnunuz.
Bu, savaşma emri verilmeden önce idi. O bakımdan kılıç (cihadı emreden) âyeti ile neshedilmiştir. Sûrenin tümünün nesh olduğu söylendiği gibi, haber anlamında olduğundan ötürü ondan hiçbir şey nesholmamıştır, da denilmiştir.
"Sizin dininiz sizin olsun" buyruğu: Sizin dininizin karşılığı sizin, benim dinimin karşılığı benim olsun demektir. Onların dinlerine de "din" denilmesi onların buna inanmaları ve bunu kabullenmelerinden dolayıdır.


Bir başka açıklama şöyledir: Sizin ceza ve karşılığınız sizin, benim ceza ve karşılığım benimdir. Çünkü "din" ceza (amellerin karşılığı) demektir.


" Benim dinim de benim" buyruğundaki "ye" harfini Nâfî, İbn Kesir -ondan farklı rivayetlerle gelmiş olmakla birlikte-'den rivayetle ei-Bezzi, İbn Amir'den Hişam ve Asım'dan Hafs'tn rivayetine göre üstün okumuşlardır. Nasr b. Asım ve Sellam ile Yakub "Benîm dinim" de "ye"yi sabit olarak okumuş ve şöyle demişlerdir: Çünkü bu da tıpkı "Sizin dininiz"de ki (siz anlamını veren) "kef" harfi Kalktım"de ki "te" gibi bir isimdir. Diğerleri ise "ye"siz okumuşlardır.

Yüce Allah'ın: "Bana doğru yolu gösterendir." (eş-Şuarâ, 26/78); "Artık Allah'tan korkun, bana da itaat edin. (Âl-i İmran, 3/50) buyruğuna ve benzerierine benzemektedir. Burada kesre ile yetinilerek mushafın hattına da ittiba ile böyle okunmuştur. Çünkü mushafta (bu lafızlar) "ye'siz olarak yazılmıştır. [9]
 
Üst