Bu olayın insanları bu kadar etkilemesindeki neden, ölümden çok ölümün şekli sanırım. Toplumun hayata, insana, kadına, erkeğe, anneye, babaya, moderniteye biçtiği ya da biçemediği rol ve sonucu ölüm şeklinin bilinç altında verdiği etkiden habersiz, bastırılmış o etki ile yalnız ölümmüş gibi üzerinde konuşmak ya da konuşamamak ortada olan, aslında bu sessiz bir çığlık.
Yoksa bu etkiler dışında, ölüm de yaşam gibi doğal bir olgu. Ölümün de yaşam gibi doğal bir olgu olduğunu kabul edemeyen insanların hayrete düşmeleri, büyük üzüntü ve şaşkınlık duymaları kendilerinin ölümsüz birer varlık gibi bir zan içinde sarhoş gibi bir yaşam sürmelerinden dolayıdır. İnsan bencildir, aslında üzüldüğü o kişiden çok o an için kendisi ve kendi öleceğinin bir an için aklına gelmesidir.
Ailemden çok yakın üç kişiyi kaybettim ve yine akrabalarımdan çok kimseyi. Ölümle yaşamayı, ölümün her an, her saniye kapımda olduğunu düşünerek, bilerek, kabul ederek yaşamayı öğrendim. Ölüm bana yabancı değil, yaşam gibi, yaşamın bir parçası. Ölüm bunu kabul edemeyenler için şaşkınlık, üzüntü ve hayret verir ancak.
Sevgiler.