PKK'ya karşı yapılan bütün yürüyüşlerde ortak bir nokta gözlemledim. Tekbir... Sloganlar, YARADANA AŞKINA TEKBİİİR, MUHAMMED MUSTAFA AŞKINA TEKBİİİR... ve her kesimden insanlar ALLAHÜEKBER diye haykırıyor.. Bu neyi gösteriyor? Bu milletin kalbine İslamın kök saldığını gösteriyor. Bu millet zor zamanlarda islamda kenetlenecek erdemi hiç bırakmadı çok şükür. Beni şaşırtan Kürtlerin dinsizlikte birleşmeleri. Küçücük HüdaPar'a bile tahammül edemeyip bir kaşık suda boğdular.. Onun için her zaman demişimdir: İslamı dışa bakarak aramayın. Çok derinlerde, ta derinlerdedir onun kökü. Ve dış görünüş her zaman aldatır, şaşırtır. 1000 yıllık çınarın kabuğu kurudu diye o çınardan vaz geçenler utansın.. Bu millet tarihte hiç devletsiz kalmadıysa bunun elbet bir hikmeti vardır. Ve birileri hiç devlet olamamışsa onun da hikmeti vardır. Bu noktada birleşmek yerine ''ey Allah'ım ona niye verdin de bana vermedin'' diye silaha sarılmak ve katil olmayı tercih etmek nedir? Habil ve Kabil kıssasını hiç okumuyorlar mı? Razı ol kardeşim, benimle yarışacaksan takvada yarış.. Lakin bilmiş ol ki o takva illa ibadet değildir. Her şey kalpte biter. Hasetten arındıracaksın kendini.. Haset uğruna imandan vaz geçecek kıvama gelmek asla takva olamaz..
Türk milletine haset edeni Allah sevmez. Bunu kabul edin artık. Ve bu millete taş atan, silah sıkan her ne olursa olsun bilmiş olun ki şeytanın uşağıdır. Ve her zaman İslam düşmanları ile aynı safa düşmeye mahkumdur. Allah bizimle. Muradullahı gözlemleyen her kalp ehli bunu seziyor. Allah, bu millete yüklediği tevhid misyonunu (zikri) kaldırmadı. Her nerede ve ne durumda olursak olalım o zikre sahip çıkalım. Allah tektir ve ondan başka ilah yoktur. İnsanlığa duyrulması gereken bir davamız var bizim. Müslümanın mezhebiyle, donuyla falan uğraşma noktasında değiliz.. Mezheple baş örtüsü ve donla başlatırlar, sonunda birbirimize silah çektrirler. Hak ve batıl bellidir. Tek olan Allah'a inanan herkes Hak, inanmayan batıldadır. Mesajın bu sadeliğine eklenecek her şerh, kafa karıştıracak fitnenin ta kendisi olur.. Tevhidin etrafında oluşacak olan bütün 'ama'lar ve 'fakat'lar zenginliktir, konuşulur, tartışılır, üzerinde akıl yürütülür. Lakin bu gerekçeler asla ve kat'a tevhidin üstünde kabul edilip tevhid ehlini TEKFİR etmeye sebep olmamalıdır.. Biz tevhidte tekilçiyiz lakin şerhlerde bu yola gitmeyiz. Tevhid Güneş gibidir ve tektir. Lakin onun ışığından gıda alan her çiçek şekilde ve renkte farklı olma hakkına sahiptir. Bu hakkı Allah vermiştir, bize bok yemek düşer. Hiçbir çiçeğin rengi, Güneşten üstün kabul edilemez.. Bunu zorla ve silahla kabul ettirmeye çalışanlar ise karşısında anladığı dilden bu milleti bulur. Gelecekte kuracağımız medeniyetin temel felsefesi bu olmalı diye düşünüyorum. Alevi de bizden, Sünni de bizden, Şii de bizden. Bizi biz yapan, var olduran ve bereket bulduran anlayış işte budur. Bazı unsurların bu anlayışı kabul etmemesi, bizim bundan vaz geçip o süfli ucuzlukta olanlarla aynı seviyeye düşmemize sebep olmamalıdır. İnanmayanlar inanmamakta serbesttir ve alsa zorlanamaz. Müslüman olarak senin görevin, inanmayanı, erdemli karakterin ve ahlakınla kendine imrendirmek olmalıdır. İnanacaksa böyle inanacak. İnanmayacaksa da Allah hesabını ahirette sorar, sana bana düşmez bu iş. Zira Din benim katımdadır diyor Allah. Hesabını o görür. Biz, insana insan muamelesi yapmakla görevliyiz. Ayrım gözetmeyiz. Bununla birlikte müslümana din adına zorlamaya gidenlere de müsade edilmemelidir. Zira böyle bir işin sonunun nereye varacağı bellidir. Tarihi süreçler bunu göstermiştir. Toplum aşk dinamiğiyle işler. Bu noktada tasavvuf ocaklarına fevkalade büyük iş düşüyor, vesselam...