hıfz-ı lisan
perekli..

Pencerede buğusu kalmış soğuk bir gecedeydi son sözlerin..
Rüzgarın uğultusundan mı,kendi korkaklığımdan mı bilmem,duy(a)madım seni..
Eskiden resmen çınlardı seslerin kulaklarımda..
Kulaklarım sesine alışık,sen bana,ben sana,dönsün dursun dünya...
Ne yazık,eskide kaldı çınlayışlar
Tıpkı alışkanlıklar gibi...
Sen gibi..
Ben bir tek harfine ne düşler adamıştım oysa,
Şimdi cümleler boyudur uzaklığım sana...
Seni kaybettiğimi anladığımda yıkılıyordu şehirlerim,içim ölüyordu...
Acılar kıskıvrak sarmış bedenimi,şehirlerimse;
Sessiz sedasız viraneye dönüyordu..
Gözlerimi kapattığımda kayboluyordum karanlıklarımda...
Bu karanlıklar senin mi yoksa?
Bataklıkta debelenmek,her çabada tekrar çamura yuvarlanmak gibi..
Ya ayaklanır dolanır birbirine,ya da yüreğin düğümlenir içinde...
Boşuna bunca çaba,ille de düşeceksin işte...!
Sen giderken gözlerine yüklediğim anlamlar boyudur yalnızlığım...
Boynumun büküklüğü sana değil
Yitirdiğim ve asla geri alamayacağım heveslerimedir.
Payıma düşürdüğün ise sadece,
Hıckırıklar dolusu gecelerdir unutma...
Sensiz ve sessiz geceler
...