Cumhurbaşkanı’na açık mektup

|SEÇKiN|

Profesör
Katılım
25 May 2010
Mesajlar
812
Tepkime puanı
133
Puanları
0
Konum
İstanbuL
Sayın Cumhurbaşkanı, Size “Başkomutan” kimliğiniz nedeniyle yazmaya karar verdim... Yaşadığımız iki çok vahim olay beni buna adeta mecbur etti. İzninizle sonuncusundan başlayayım.


Dörtyol şehir merkezinde dört polisi öldüren PKK’lıların kaçırdığı arabanın, MHP Payas Belediye Meclis Üyesi Bestami Kılınç’a ait olduğunu sizin de takdir edeceğiniz gibi çok garip bir şekilde ancak dört gün sonra öğrenebildik.



Dikkatinizi çekmiştir, bu şahıs olayı şöyle anlattı:
“Evimin bulunduğu yaylaya çıkmak üzere aracımla yola çıktım. Yolda jandarma sivil istihbaratla karşılaştım. Beş dakika sonra onlar aşağıya indi, ben yukarı çıktım. Mermerin üst tarafından önce iki kişi sonra birkaç kişi daha göründü. Aracımı gasp ettiler.”

“Jandarma sivil istihbarat” ifadesi, konuyu manşete çeken Hürriyet Gazetesi ile kimi haber kanallarında “gizli bir takım eller” tarafından haberin içinden çıkartılıp alındı.

Kim bunlar bilmiyoruz...


İçişleri Bakanı Beşir Atalay ise Dörtyol’daki olaylar için “hiç öyle geriden göründüğü kadar yalın değil” dedi.


Muhakkak ki siz çok daha fazlasını biliyorsunuzdur, bizzat İçişleri Bakanı tarafından da dolaylı bir şekilde vurgulanan bu gariplik nedir?
Dörtyol’da bir büyük iç kargaşaya zemin hazırlayan, timler halinde provokasyon örgütleyen jandarma istihbarat konusundaki kuvvetli iddialar karşısında Başkomutan olarak düşünce ve tavrınız nedir?

Sayın Cumhurbaşkanı,


Beni sabahın erken saatlerinde İstanbul’un cehennem sıcağında titreten ve size yazmaya zorlayan ikinci gelişme ise Taraf Gazetesi’nin dünkü manşeti oldu.



Taraf Gazetesi, 20 Temmuz gecesi Hantepe Üs Bölgesi’ne düzenlenen kanlı baskının Heronlar tarafından çekilen görüntülerine ulaştı.

Ve yedi askerin yaşamını yitirdiği Hantepe baskınının başta Genelkurmay olmak üzere 30’a yakın birim tarafından canlı olarak izlendiğini iddia etti.



Saldırıdan 20 dakika önce bölgeye giden Heron, PKK baskınını saniye saniye Karargâh’a iletmiş...


Heron’un çektiği görüntülerde, mevzilere yaklaşan PKK’lıların askerlerin üzerine attığı bombalar patlıyormuş... Bu sırada kaçışan askerler, pusuya yatan PKK’lılar tarafından kurşun yağmuruna tutuluyormuş...
Gazetenin iddiasına göre, bütün bunları canlı izleyen komutanlar, olaya müdahale etmemiş.


Sayın Cumhurbaşkanı,
Adeta bir “cinayet filmine” benzeyen ve bugüne kadar ortaya çıkan benzerleri arasında belki de en vahim olan bu olayı size açık mektup yazacak kadar önemsiyorum.

Çünkü tüm bu belgelerin, olanlardan son derece rahatsız olan; olup bitenin şan, şeref, namus ve onurla alakalı olmadığını neredeyse yüksek sesle ifade eden ve tür skandallar yaşamayan güvenilir bir ordu isteyen askerler tarafından kamuya emanet edildiğinden haberdarım.



Son iki dehşetengiz gelişmeyi “asker, ordu, cumhuriyet düşmanlığı” gibi artık alıcısı olmayan bir vasat hamasetle örtme olanağı gözükmüyor.


Çünkü çok açık belgeler var.
Ses kayıtlarına rağmen “Jandarma Sivil İstihbarat” lafını haberlerin içinden ayıklayan medyadaki mukim güç, hiçbir şey olmamış gibi susmaya devam etse de ortada son derece rahatsız edici bir durum bulunuyor.


Baskın görüntüleri, suskunlukla geçiştirilemeyecek kadar vahim bir gerçeği ortaya çıkarıyor.
Sayın Cumhurbaşkanı,


Siz hem Cumhurbaşkanı, hem Başkomutansınız.
Susulamayacak bir noktada size başvurmaktayım.
Baskı, gizli sansür ve açık suskunluğa rağmen, bütün gerçeklerin açığa çıkacağına güvenim sonsuzdur.


Ama sizden bu süreci çabuklaştırmanızı rica ediyorum.


Birbiriyle çarpışıyormuş gibi görünerek bu toprakların farklı cephelerdeki masum çocuklarını öldürterek, mevcut pozisyonlarını sürdürmek isteyenlerin bu kanlı vodviline son verin.


Lütfen.
Saygılarımla.




Mehmet Altan

 
Üst