çocuklara Allah’ı (c.c.) Anlatmada,'Beş Duyu Modeli'

ziruh

Kıdemli Üye
Katılım
22 Kas 2007
Mesajlar
5,245
Tepkime puanı
1,279
Puanları
0
En çok karşılaştığım ve bir türlü tatmin edici bir cevap bulamadığım sorulardan biridir:

Çocuğa Allah kavramı nasıl anlatılmalı?

Özellikle 0-6 yaş döneminde hayatı, nesneleri, somut varlıklarla anlamlandırmaya çalışan bir çocuğa Allah kavramı nasıl anlatılabilir?

Bugüne kadar çocuğa Allah kavramını kazandırmakla ilgili okuduğum bir çok yazı tatmin edememişti beni. Ta ki, Mustafa Ulusoy’un Yakınlık adlı kitabındaki Çocuk ve Allah konulu bölümü okuyana kadar. Diyor ki Mustafa Ulusoy:

‘ Kainattaki her varlığın, her olayın Yaratıcının eseri olduğu hakikatine yetişkinler kadar, çocukların da ihtiyacı vardır…

ÇOCUKLARA ALLAH’I(C.C.)ANLATMADA,'BEŞ DUYU MODELİ'

Bu modelde amacının, bir varlığı çocuğa tanıtırken, o varlığın mümkün olan tüm özellikleriyle ilişki kurmasını sağlamak olduğunu, ancak bu şekilde çocuğun o varlığı içselleştirmesinin münkün olabileceğini söylüyor. Bu modeli uygularken yeni bir teknik öneriyor:

‘DUYULAR HAFTASI’

Bu teknikte ailede, her hafta bir duyu haftası olarak ilan ediliyor ve bu teknik ailenin tüm üyelerinin katılımıyla uygulanıyor.

BİRİNCİ HAFTA: GÖRME HAFTASI

Görme haftasında çocuklara gözün işlevi anlatılır. Kainattaki güzellikler konuşulur. Çiçekler, güneşin batışı seyredilir. Evdeki çilekler yenmeden önce, sergideymişçesine seyredilir. Yaratıcının bize hem çilekleri verdiğinin, hem çilekleri güzel bir şekilde yarattığının, hem de bu güzellikleri görecek güzel gözler yaratmış olduğu vurgulanır.

İKİNCİ HAFTA: İŞİTME HAFTASI

İşitme haftasında, çocuklar ve aile bir hafta boyunca kainattaki seslere kulak kesilir. Dalga sesleri, rüzgarın uğultusu, kapı gıcırtısı, çay suyunun kaynaması vb… Günün sonunda yaşananlar anlatılabilir.

ÜÇÜNCÜ HAFTA: KOKLAMA HAFTASI

Kainatta milyonlarca çeşit parfüm yaratıldığından, çiçeğin, denizin, toprağın, kekin, böreğin, etin kendine özgü bir kokusu olduğundan bahsedilir. ‘Allah ne güzel yaratmış! Bununla bize ne kadar sevgi ve değer verdiğini gösteriyor’ şeklinde yorumlar yapılır.

DÖRDÜNCÜ HAFTA: DOKUNMA HAFTASI

Yaratılan her varlık farklı bir yüzeye sahiptir. Camın yüzeyi masanın yüzeyinden, şeftalinin yüzeyi portakalınkinden, taşın yüzeyi deriden farklıdır. Ailece bir ağaç görüldüğünde hep birlikte ağaca dokunulur. ‘Gözlerimizi kapatalım, ağacın kabuğuna dokunup onu hissedelim’ gibi denemeler yapılır.

BEŞİNCİ HAFTA: TATMA HAFTASI

Kainatta her şey çok tatlı yaratılmıştır. Her bir varlığın tadı başka başkadır. Varlıkların tatlarına dikkat kesilir. ‘Babamızın aldığı meyvenin tadını Allah ne güzel yaratmış!’ gibi yorumlarla bir hafta geçirilir.

Mustafa Ulusoy, beş duyu modelinin aylara bölünerek yapılabileceğinin veya beş duyunun hepsinin aynı anda da kullanılabileceğini söylüyor ve beş duyu modelinin iki faydasının olduğunu vurguluyor:

Birincisi, bu şekilde çocuk beş duyusunu da kullanarak, kainatla nesnelerle daha yakın bir ilişki kuruyor.

İkincisi, çocuk kainattaki somut nesnelerden yola çıkarak, Yaratıcının varlığını ve Onun özelliklerini öğrenmiş oluyor.

Modern hayatta kainata duyarsız çocuklar yetişmesini istemiyorsak, ‘duyular haftası’ tekniğini denemeye değer diye düşünüyorum. Sonra kısmen de olsa, kainattan uzak büyümediğime hayret ederek, babamın bize portakal soyarken söyledikleri geliyor aklıma:

‘İçi şeker dolu şu torbacıklara bakın! Allah bizim için dilimlemiş! Fesubhanallah! Ne kadar güzel yaratılmış! Cennette bunların çekirdeksizlerini, kabuksuzlarını yiyeceğiz inşaallah.’

Ben öğrencilerime bu haftadan itibaren duyular haftasını uygulamaya karar verdim. Sizlerin de katılımlarınızı bekliyorum. Muhabbetle kalın…


Nergiz Tuba Bozgeyik
 
Üst