Son.Fedai
Kıdemli Üye
- Katılım
- 12 Şub 2007
- Mesajlar
- 6,367
- Tepkime puanı
- 136
- Puanları
- 63
- Yaş
- 54
- Konum
- Gaziantep
- Web sitesi
- www.elibolyazilim.com
4973 - Sabi'nin, Fatima Bintu Kays radiyallahu anha'dan nakline gore Fatima soyle anlatmistir: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Temimu'd-Dari hiristiyan bir kimse idi. Gelip biat etti ve musluman oldu. O, benim Mesih Deccal'den anlattigima uygun olan bir rivayette bulundu. Bana anlattigina gore, Temim, bir gemiye binip denize acilmistir. Yaninda Lahm ve Cuzam kabilelerinden otuz kisi vardi. (Hava sartlari iyi olmadigi icin) onlarla denizin dalgalari bir ay kadar oynadi. Sonunda gunesin battigi esnada denizde bir adaya yanastilar. Geminin kayiklarina binerek adaya ciktilar. Derken karsilarina cok tuylu killi bir hayvan cikti. Bunlar, tuylerinin coklugundan hayvanin bas tarafi neresi, arka tarafi neresi anlayamadilar. (Saskin saskin
"Sen necisin, neyin nesisin?" dediler. O cevap verdi:
"Ben cessaseyim!"
"Cessase nedir?" denildi.
"Ey cemaat! Su mannastira kadar gelin! Icinde bir adam var, o sizin haberinize mustaktir!" dedi. O, boylece bir adamdan soz edince, biz onun bir seytan olmasindan korktuk. Hemen kosarak manastira girdik. Iceride bir adam vardi; hilkatce gorduklerimizin en irisiydi ve elleri boynuna, dizlerinden topuklarina demirle siki sekilde baglanmisti.
"Vah sana! Kimsin sen?" dedik.
"Benim haberimi alabilmissiniz. Simdi siz kimsiniz, bana soyleyin!" dedi. Arkadaslarim:
"Biz bir grup Arabiz. Bir gemideydik, denizin coskun bir anina rastladik. Dalgalar bizi bir ay oynatip oyaladi. Sonra su adaya yaklastik, sandallara binip adaya ciktik. Tuylu ve cok killi bir hayvanla karsilastik. Tuyunun coklugundan basi ne taraf, arkasi ne taraf anlayamadik. "Vah sana, nesin sen" dedik.
"Ben cessaseyim!" dedi. Biz: "Cessase de ne?" dedik.
"Manastirdaki su adama gelin, o sizin haberinize pek mustaktir!" dedi. Biz de kosarak sana geldik. Biz onun bir seytan olmadigindan emin olmadigimiz icin korktuk" dedik. Adam:
"Bana Beysan hurmaligindan haber verin!" dedi. Biz:
"Onun neyinden haber soruyorsun?" dedik.
"Ben onun agacindan soruyorum, meyve veriyor mu?" dedi.
"Evet!" dedik.
"Oyleyse meyve vermeme zamani yakindir!" dedi.
"Bana Taberiye golunden haber verin!" dedi.
"Onun nesinden haber istiyorsun?" dedik.
"Onun suyunun cekilmesi yakindir!" dedi.
"Bana Zuger gozesinden haber verin!" dedi.
"Sen onun neyinden haber istiyorsun?" dedik.
"Gozede su var midir? Orada su var midir?" dedi.
"Evet, onun cok suyu vardir! Sahipleri onun suyu ile ziraat yapiyorlar!" dedik.
"Ummilerin peygamberinden bana haber verin? O ne yapti?" dedi.
"O Mekke'den cikip Yesrib'e (Medine'ye) yerlesti" dedik.
"Araplar O'nunla mukatele etti mi?" dedi. Biz:
"Evet!" dedik.
"Onlara karsi ne yapti?" dedi. Biz de, (onu ezmek icin) pesine dusen Araplara galebe caldigini, Araplarin kendisine itaat ettiklerini haber verdik. (O da bize
"Bu, onlarin itaat etmeleri, kendileri icin daha hayirlidir. Ben simdi size kendimi tanitayim: Ben Mesih Deccal'im. Cikis icin bana izin verilme zamani yakindir. O zaman cikip yeryuzunde dolasacagim. Kirk gun icinde ugramadigim karye (koy) kalmayacak. Mekke ile Taybe (Medine) haric. Bu iki sehir bana haramdir. Onlardan birine her ne vakit girmek istersem, elinde yalin kilic bir melek beni karsilar, benim oraya girmeme mani olur. Onlarin her bir gecidinde bir melek vardir, onlari korur!" dedi." Sonra Resulullah aleyhissalatu vesselam cubuguyla minbere durterek:
"Bu Taybe'dir! Bu Taybe'dir! Bu Taybe'dir! Ben bunu size anlattim degil mi?" buyurdular. Halk da: "Evet!" diye karsilik verdi. bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam:
"Temimi'd-Dari'nin rivayetinin benim size ondan (Mesih Deccal'dan) Mekke ve Medine'den anlattigima muvafik dusmesi hosuma gitti. Bilesiniz O Sam denizinde veya Yemen denizindedir. Hayir dogu tarafindandir. Evet o dogu tarafindan zuhur edecektir. O dogu tarafindan zuhur edecektir!" buyurdu ve eliyle dogu tarafina isaret etti."
Muslim, Fiten 119, (2942); Ebu Davud, Melahim 15, (4325, 4326); Tirmizi, Fiten 66, (2254).
http://www.kuranikerim.com/kutubi-sitte/4980.html
Taberiye Gölü
Vikipedi, özgür ansiklopedi
"Sen necisin, neyin nesisin?" dediler. O cevap verdi:
"Ben cessaseyim!"
"Cessase nedir?" denildi.
"Ey cemaat! Su mannastira kadar gelin! Icinde bir adam var, o sizin haberinize mustaktir!" dedi. O, boylece bir adamdan soz edince, biz onun bir seytan olmasindan korktuk. Hemen kosarak manastira girdik. Iceride bir adam vardi; hilkatce gorduklerimizin en irisiydi ve elleri boynuna, dizlerinden topuklarina demirle siki sekilde baglanmisti.
"Vah sana! Kimsin sen?" dedik.
"Benim haberimi alabilmissiniz. Simdi siz kimsiniz, bana soyleyin!" dedi. Arkadaslarim:
"Biz bir grup Arabiz. Bir gemideydik, denizin coskun bir anina rastladik. Dalgalar bizi bir ay oynatip oyaladi. Sonra su adaya yaklastik, sandallara binip adaya ciktik. Tuylu ve cok killi bir hayvanla karsilastik. Tuyunun coklugundan basi ne taraf, arkasi ne taraf anlayamadik. "Vah sana, nesin sen" dedik.
"Ben cessaseyim!" dedi. Biz: "Cessase de ne?" dedik.
"Manastirdaki su adama gelin, o sizin haberinize pek mustaktir!" dedi. Biz de kosarak sana geldik. Biz onun bir seytan olmadigindan emin olmadigimiz icin korktuk" dedik. Adam:
"Bana Beysan hurmaligindan haber verin!" dedi. Biz:
"Onun neyinden haber soruyorsun?" dedik.
"Ben onun agacindan soruyorum, meyve veriyor mu?" dedi.
"Evet!" dedik.
"Oyleyse meyve vermeme zamani yakindir!" dedi.
"Bana Taberiye golunden haber verin!" dedi.
"Onun nesinden haber istiyorsun?" dedik.
"Onun suyunun cekilmesi yakindir!" dedi.
"Bana Zuger gozesinden haber verin!" dedi.
"Sen onun neyinden haber istiyorsun?" dedik.
"Gozede su var midir? Orada su var midir?" dedi.
"Evet, onun cok suyu vardir! Sahipleri onun suyu ile ziraat yapiyorlar!" dedik.
"Ummilerin peygamberinden bana haber verin? O ne yapti?" dedi.
"O Mekke'den cikip Yesrib'e (Medine'ye) yerlesti" dedik.
"Araplar O'nunla mukatele etti mi?" dedi. Biz:
"Evet!" dedik.
"Onlara karsi ne yapti?" dedi. Biz de, (onu ezmek icin) pesine dusen Araplara galebe caldigini, Araplarin kendisine itaat ettiklerini haber verdik. (O da bize
"Bu, onlarin itaat etmeleri, kendileri icin daha hayirlidir. Ben simdi size kendimi tanitayim: Ben Mesih Deccal'im. Cikis icin bana izin verilme zamani yakindir. O zaman cikip yeryuzunde dolasacagim. Kirk gun icinde ugramadigim karye (koy) kalmayacak. Mekke ile Taybe (Medine) haric. Bu iki sehir bana haramdir. Onlardan birine her ne vakit girmek istersem, elinde yalin kilic bir melek beni karsilar, benim oraya girmeme mani olur. Onlarin her bir gecidinde bir melek vardir, onlari korur!" dedi." Sonra Resulullah aleyhissalatu vesselam cubuguyla minbere durterek:
"Bu Taybe'dir! Bu Taybe'dir! Bu Taybe'dir! Ben bunu size anlattim degil mi?" buyurdular. Halk da: "Evet!" diye karsilik verdi. bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam:
"Temimi'd-Dari'nin rivayetinin benim size ondan (Mesih Deccal'dan) Mekke ve Medine'den anlattigima muvafik dusmesi hosuma gitti. Bilesiniz O Sam denizinde veya Yemen denizindedir. Hayir dogu tarafindandir. Evet o dogu tarafindan zuhur edecektir. O dogu tarafindan zuhur edecektir!" buyurdu ve eliyle dogu tarafina isaret etti."
Muslim, Fiten 119, (2942); Ebu Davud, Melahim 15, (4325, 4326); Tirmizi, Fiten 66, (2254).
http://www.kuranikerim.com/kutubi-sitte/4980.html
Taberiye Gölü
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Taberiye Gölü |
---|