Celaleddin Es-Suyuti / Kur'an İlimleri

tevhidul_hareket · 14 Nis 2010

Muhtasar El-İtkan Fi Ulûm’il-Kur’an
(Kur’an İlimleri)
Adı: El-İtkan Fi Ulûm’il Kur’an
Yazarı: İmam Celaleddin Es-Suyuti
Terceme: Ömer KARA
Basım Tarihi ve Yeri: 1993-İstanbul
Yayın Evi: Ravza Yayınları
sizlere tanıtacağım kitap, “Muhtasar El-İtkan Fi Ulûm’il Kur’an - Kur’an İlimleri” adlı kitaptır. Kitabın yazarı, İslam alimlerinin önde gelenlerinden İmam Celaleddin Es-Suyuti (rh.a)’dir... Künyesi Ebü`l-Fadl, lakabı Celaleddin`dir.
Kur’an hakkında özel araştırma yapmak, Kur’an’ı anlamak isteyen kardeşlerimizin bu muhtasar eseri mutlaka okumaları gerekir. İtkan’ın bu muhtasarı (özeti) Kur’an ilimlerinin tümünü kapsadığı gibi konuyla ilgili daha geniş araştırma yapmak isteyenler için de kitabiyat listesi eklenmiştir. Kur’ân ilimlerine dair bir usul kitabı olup iki cilt halinde değişik baskıları yapılmıştır. el-İtkan, Suyûtî’nin daha önce muhtasar olarak kaleme aldığı “et-Tahbîr” adlı eserinin genişletilmiş şeklidir.
İmam es Suyuti (rh.a), önce “et Tahbir fi İlmit Tefsir” isimli eserini yazmış, bu eserinin telifinden sonra “İmam ez Zerkeşi”nin “el Burhan”ını görünce “el İtkan”ı yazmaya karar vermiştir. “el İtkan fi Ulumil Kur’an” isimli eserini 878 h. yılında 29 yaşlarında iken tamamlamıştır.
“İtkân”, Suyûtî zamanında Kur’an ilimleri hakkında yazılmış kitapların telif yönünden en güzeli olduğu gibi kendinden önceki kitapların ele almadığı faydalı bilgileri ihtiva etmesi açısından da en kapsamlısıdır. İmâm Suyûtî (rh.a) -mukaddimesinde zikrettiği gibi- kitabının malzemesini; Tefsir, Hadis, Fıkıh, Lügat, Kıraat, Resm-i hatt (Kuran yazısı), Ahkam ve Tarih ilimleri ile ilgili yüzlerce kitaptan toplamıştır. “el-İtkan” yazıldığı asırdan itibaren günümüze kadar İslam âleminin her köşesinde okutula gelmiş, bu sahada bilgi edinmek isteyenlerin vazgeçilmez bir kaynağı olmuştur. İmam Suyûti (rh.a)’nin “el-İtkan fi Ulumi’l Kur’an”ı bu özelliğini bundan böyle de devam ettireceğine inanmaktayız.

tevhidul_hareket · 14 Nis 2010

http://www.misak.com.tr/info.aspx?author=H_u_sn_u_ AKTA_ss_

Yazar Hüsnü Aktaş’ın 1976 yılında kaleme aldığı ve ilk baskısı 1977 yılında yapılan ‘Şen Olasın Lâiklik’ isimli eseri, yaşanan hadiselerin hikâyesidir. Bir anlamda ‘Makame Sanatı’nın günümüzdeki bir uzantısıdır. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’ni gerçekleştiren müstekbirlerin ‘Yasak Kitaplar’ listesine aldığı bu eserin; 1982 yılından sonra yapılan baskılarında ‘Hikâyeler’ başlığının tercih edilmesi, devletten gelen ikrahın zaruri bir sonucudur. Onsekizinci baskısının hayırlara vesile olmasını dileriz.

tevhidul_hareket · 14 Nis 2010

Türkiye’de devlet ile siyasi rejimi aynileştiren ve egemenlik ihtiraslarını putlaştıran zinde güçler, kendilerinden farklı düşünen herkesi ‘iç düşman’ ilân etme hastalığına tutulmuşlardır. Onlara göre, kendilerine muhalefet eden herkes devlet düşmanıdır. Hüsnü Aktaş’ın “Türkiye’nin Siyasî ve İktisadî Manzarası” isimli kitabının yeni baskısı yapıldı. Kapsamlı bir dizin eklendi ve bu haliyle kitap iki kat hacme ulaştı. İçinde bulunduğumuz halin tesbiti için, bu eserin mutlaka okunması gerekir.

tevhidul_hareket · 14 Nis 2010

"İki Ömer" (Dede-Torun)

Bazı müverrihlerin kaleme aldıkları ve ‘menakıb’ adını verdikleri eserler, insanlara yol gösteren tarihi şahsiyetlerin hayatlarını, dünya görüşlerini ve savundukları değerleri konu alan eserlerdir. İslâm kültür tarihinde, halifelerin, özellikle ‘Hülâfa-i Raşidiyn’in hayatını konu alan yüzlerce eserin kaleme alındığı malûmdur. Elinizdeki bu eser; adaleti dillere destan olan ve tarih boyunca bütün insanların dillerinden düşürmedikleri ‘adalet mülkün (devletin-iktidarın) temelidir’ vecizesinin sahibi olan Hz. Ömer İbn-i Hattab (r.a) ile torunu Hz. Ömer İbn-i Abdülaziz’i konu alan bir eserdir. Tarih boyunca bu dede ve torunun menkıbelerinin; devlet adamları, muallimler, kadılar ve diğer yöneticiler için, tıpkı bir ‘pusula’ gibi değerlendirildiğini söylemek mümkündür.
Bu eserin, hayırlara vesile olmasını dileriz.

tevhidul_hareket · 14 Nis 2010

Müslümanların Allahû Teâla (cc)’nın arzında küfür ahkamını icra eden bütün güçlerle sonuna kadar mücadele etmeleri farzdır. Zihinleri müstevlilerin ideolojileri ile darmadağın edilmiş ve İslâm’ın temel hedeflerini unutmuş kitlelere, "Allahû Teâla (cc)’nın razı olduğu dinin" yeniden tebliğ edilmesi gerekir. Bu gayret içinde olan mü’minlerin "Tek bir vücud" haline gelmeleri zaruridir. Bunun için; İslam cemaatinin, bütün müesseseleri ile birlikte yeniden ihya edilmesi şarttır. Bu ihya edilmediği müddetçe bütün müslümanlar vebal altındadır.
Bu eser; ‘’Ne yapmalı?" sualine cevap arayan mü’minlere, bazı incelikleri hatırlatmak için kaleme alınmıştır. Karanlıklardan şikayet etme yerine, bir mum yakmaya gayret edenler, amellerinin karşılığını göreceklerdir. Allahu Teâla (cc) zerre miktarı hayrın da zerre miktarı şerrin de karşılığını vereceğini vaad ediyor. Şüphesiz Allah (cc) vaadinden dönmez...

tevhidul_hareket · 14 Nis 2010

Saltanattan Cumhuriyete geçiş dönem ulema açısından karanlık bir dönem olmuştur. Bu dönemde kimi ulema hayatını kaybetmiş, kimi ulema da hayatını ikiye bölmüştür. Cumhireyetin ilk yıllarında bir alim; "Şeytanın ve zalim siyasetin şerrinden Allah’a sığındığıın" haykırmış ve yadınlanma felsefesini savunan bürokratlara rağmen, İslâm’ı tebliğ etmeye başlamıştır.
Allahû Teâla (cc)nın rızasını herşeyin üstünde tutan ve "Saçlarım adedince başlarım bulunsa ve her günü biri kesilse; Hakikat-i Kur’aniye’ye feda olan bu baş zındıkaya teslim-i silah etmeyecek ve davasından vazgeçmeyecektir" diyen Sâid-i Nursî’yi rahmetle anmak hepimizin vazifesidir.
Bugüne kadar Sâid-i Nursî’nin hayatını anlatan bir çok kitap neşredildi. Kimi "eski Sâid"i anlatıyor, kimi de "yeni Sâid"i. Kimi mehdi diyor, kimi müceddid. Bizim bu eserimiz ise Alim ve Mücahid Sâid-i Nursî’nin hayatını ve mücadelesini objektif bir şekilde ortaya koyan bir biyografi çalışmasıdır.

tevhidul_hareket · 14 Nis 2010

esselamünaleykum müslüman kardeslerim sizlerinde tanitmak istedigi kitaplar olursa insaallah bizlerde sizlerden yararlaniriz insaallah

tevhidul_hareket · 14 Nis 2010

Medeni Vahşet; hevâlarını ilâh edinen, akıllarını putlaştıran ve keyiflerini kanun haline getiren müstekbirlerin dünya görüşlerini hem tahlil etmek, hem de reddetmek için kaleme alınan bir eserdir. Yazar Hüsnü Aktaş; otuz yıl önce, haftalık gazetelerde ve aylık dergilerde yayınlanan makalelerini "Medeni Vahşet" adını verdiği bu eserinde toplamıştır. Birinci baskısı ‘Düşünce Yayınları’ diğer baskıları da ‘Ölçü Yayınevi’ tarafından piyasaya sürülmüştür. 12 Eylül Askeri Darbesi’nden sonra müellif hakkında bu eserin beşinci baskısından dolayı Ankara Sıkıyönetim Mahkemesi’nde dava açılmış, tutuklama kararı çıkarılmış ve ‘Mamak Askeri Cezaevi’ne konulmuştur. 1984-1985 yılları arasında tutuklu olarak yargılanmış ve mahkemenin verdiği zaman aşımı kararı ile tahliye edilmiştir. Türkiye’de ve Almanya’da korsan baskıları yapılan bu eserde yer alan makaleler, otuz yıl önce kaleme alınmıştır.

tevhidul_hareket · 14 Nis 2010

Müslümanların temel vasıflarından birisi, iyilik ve takva hususunda birbirleriyle yardımlaşmalarıdır. Üç ayda bir yayınlanan Rıhle dergisi, kelimenin tam anlamıyla bir ilim, kültür ve medeniyet dergisidir. Kendilerini ilim ve edep mirasının sadık birer talebesi olarak gören “Rıhle” kadrosunu, bu mübarek yolculuğunda yalnız bırakmamak hepimizin vazifesidir.

tevhidul_hareket · 14 Nis 2010

Tanıtımını yapacağımız kitabın yazarı İskilipli şehid Mehmed Atıf Hocaefendi (rh.a)’dir. Bu eserini, 1925’te yürürlüğe giren Şapka Kanunu’ndan bir buçuk yıl önce yayımlamıştır. Tabii neşretmeden önce bu kitabını da Maarif vekaletine göndermiş, izin, hatta takdir almıştır. Ama maalesef yine de idam edilmekten kurtulamamıştır. Bu kitap körü körüne Batı taklitçiliğini eleştiren bir eserdir. Mehmed Atıf efendi; bu eserinde; Avrupa’nın ilim ve fennini almanın caiz, hatta lüzumlu olduğunu söylemiş, ama bizde yapılanın ise daha çok şuursuz bir Batı taklitçiliği olduğunu, kılık kıyafette onlara benzemenin aslında ruhtaki bir bozuluşa alamet veya onun bedene aksetmesine sebebiyet vereceğini, "Bir kavme benzemeye çalışan onlardandır" hadis-i nebevisi ışığında izah etmeye çalışmıştır.

tevhidul_hareket · 14 Nis 2010

http://www.misak.com.tr/info.aspx?author=Nizameddin DEM_ii_R

Bu ay tanıtımını yapacağımız eser; hayatını İslâmi teabliğe ve mücadeleye adayan Dr. Fethi Yeken’in “İslam Davetçisine Notlar” isimli eseridir. Müellif Dr. Fethi Yeken, müslümanların vahdeti için bütün imkanlarını seferber eden âlimlerden birisidir. Her fırsatta Türkiye’ye gelen ve gönüllü kuruluşların yetkilileriyle istişare eden Dr. Fethi Yeken’in kaleme aldığı eserlerden bazıları Türkçeye de tercüme edilmiştir.

tevhidul_hareket · 14 Nis 2010

Bazı islâm âlimleri mükellefin kalbini konu alan ilimlere ‘Fıkh-ı Batın’ adını vermiştir. Yeryüzünün halifesi olan İnsanoğlunun sorumluluğu, önce kalbinin ameliyle ilgilidir.
Bilindiği gibi iman ve küfür, kalbe mahsus olan amellerdir. İnsanoğlu kalbinde taşıdığı küfürden dolayı, en büyük cezaya (cehennem azabına) müstehak olur.
Sahih bir imana sahip olmayan mükellefin, hiçbir ameli makbul değildir. Tevhid hakkında sahih bilgiye ve sahih imana kavuşmayı arzu eden kardeşlerimizin mutlaka bu eseri okumaları gerekir.

tevhidul_hareket · 14 Nis 2010

Modernizmin anavatanı olan Avrupa’da; ruhban sınıfının bütün tezlerini inkar eden, bilimi ve aklı esas alan filozoflar, birbirinden farklı sivil din projelerini ön plâna çıkarmışlardır. Türkiye’de hilâfetin ilgasından sonra, ‘dinde reform’ yaygarasının ön plâna çıktığı malûmdur. Harf devrimi ile başlayan, ‘Türkçe Ezan' tatbikatı ile devam eden ve MGK Toplumla İlişkiler bölümü tarafından hazırlanan ‘Türk Müslümanlığı’ projesiyle son şeklini alan reform hareketi, devlet hazinesinden beslenen ilâhiyatçı (!) taifesinin en önemli meşgalesidir. Tanıtımını yaptığımız eser; şer’i delilleri hafife alan ve yeni ölçüleri ön plana çıkaran bu taifenin, batıl iddialarının keyfiyetini ortaya koymaktadır.

tevhidul_hareket · 14 Nis 2010

Emperyalist kafirler İslam topraklarını istila eder-etmez; müsteşrikleri vasıtasıyla "Kadın Hakları"nı gündeme sokmuştur. Onların bütün arzuları; kadınları bir şehvet aracı haline getirerek, sömürülerini sürekli kılmaktır. Nitekim bunda da muvaffak olmuşlardır. Ayrıca müşrik devletler; İslam topraklarını istila ederken en büyük silah olarak "Kadınları" kullandıkları gerçeği de gizlenemez. 1908’lerden sonra İstanbul’a gelen "beyaz rus kadınları"nın; Osmanlı devlet adamları indindeki yerleri malumdur. Bilhassa İttihad Terakki taifesi (ki o dönemde iktidar ellerindedir) bu ******lerle gönül eğlendirirken, Osmanlı mahvüperişan olmuştur.

tevhidul_hareket · 14 Nis 2010

İslâm’ın siyasi hedeflerini bir ideoloji gibi değerlendiren, ölümden sonraki hayatı unutan, zerre miktarı hayrın ve zerre miktarı şerrin hesabının sorulacağı günü hafife alan kimselerin imtihanı kazanabilmeleri mümkün değildir. Muhkem nassların keyfiyetine uygun amellerde bulunamayan her mükellefin; içinde bulunduğu hali değiştirmek için, bütün imkanlarını seferber etmesi gerekir. Tevhidin aslı Kitab’a ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, hevâya tabi olmaktan ve bid’attan ictinab etmektir.
Peygamberimiz Efendimiz’in (sav) mütevatir sünneti; Mekke’de İslâmi cemaati, Medine’de İslâm Fıkhı’nı uygulayan devleti kurmuş olmasıdır. Bu eser, İslâmi hareketin mahiyetini, zaruri şartlarını, müesseselerini ve keyfiyetini izah için kaleme alınmıştır. Hayırlara vesile olmasını dileriz

tevhidul_hareket · 14 Nis 2010

Bu sayımızda sizlere tanıtımını yapacağımız kitap; Müslümanların hayatında bozuk olarak görülen "DİN DİSİPLİNİ/ Amentü Hukuku" boşluğunu dolduracağına inandığımız güzel bir kitaptır. Kitap, Mustafa ÇELİK hoca efendiye aittir. Gerek kainatın yaratılışında, gerek insanoğlunun ve gerekse diğer mahlukatın yaratılışında muazzam bir disiplin göze çarpmaktadır! Hiçbir mahluk amaçsız, gayesiz ve başıboş olarak yaratılmamıştır. Kainatta "üstün zeka"ya sahip olduğunu iddia eden insanoğlundan başka Rabbine kullukta nankörlük eden başka bir mahluk var mıdır?

tevhidul_hareket · 14 Nis 2010

[FONT=Georgia, Times New Roman, Times, serif]

Kelime-i Tevhid, bütün yeryüzünde hayatlara anlam kazandıran bilgi olarak ilan edilmesi ve bu doğrultuda bir yaşantıyla yaşandığı takdirde hayatlanmız tek ve tam manasıyla anlam kazanmış olur. Bundan sonrasında sorulara gerek kalmayacak. Çünkü bütün soruların cevabı ve sorunların çözümü bu kelimenin hayatlara hakim kılınmasıyla bulunmuş olacaktır. [/FONT]
[FONT=Georgia, Times New Roman, Times, serif]Işte değerli Hocamızın elimizdeki kitabı Kelime-i Tevhidi tam anlamıyla tanımamızı sağlayacak. Tabi ki sadece tanımak asli görevimiz değil; bilakis ona karşı vazifelerimizi de bizlere göstererek yapmamız gerekenleri bize öğretecek. Her ne kadar bu konuyla ilgili bir takım çalışmalar olsa da bu kadar geniş çaplı bir araştırmaya sahib kitab bulabilmek nerdeyse çok zordur. Bundan dolayı bu değerli çalışmanın bütün yönleriyle incelenmesi, anlaşılması için çaba harcanması ve en önemlisi de Kelime-i Tevhid’in gereklilikleriyle amel edilmesini sağlama gayreti içersinde olmamız gerekmektedir. Şahımerdan Sarı[/FONT]

tevhidul_hareket · 14 Nis 2010

Mustafa Çelik hocanın kaleminden bir eser.
La" içteki "heva", "şehvet", "kin", "inat", "ene" gibi putların başını, dıştaki putlarında hayatını kesen keskin bir kılıçtır.
"Lailahe" anlaşıldığı gün, ne içteki ve ne de dıştaki putlara, azmanlara, müstekbirlere, tağutlara hayat hakkı kalacaktır.
[FONT=Georgia, Times New Roman, Times, serif]"La", İslam Dininin insanlığa bir armağanıdır ... La" demesini bilenler, zorbaların, despotların, ağaların düzenlerini devirenlerdir. [/FONT]
[FONT=Georgia, Times New Roman, Times, serif]"La", Tevhid’in ilk mektebidir. [/FONT]
[FONT=Georgia, Times New Roman, Times, serif]:"La" mektebinde okumayanlar, her gün "iman dersi" alsalar dahi Islam ’ı Allah’ın muradına göre anlayamazlar. Çünkü İslam’ı Allah’ın muradına göre anlamak için "La mektebi"nde okumak şarttır. [/FONT]

tevhidul_hareket · 14 Nis 2010

Asım uysal hocadanKelimei tevhit ugrunda peygamberimize yapılan iskenceler.
Kelimei Tevhid inancı uğrunda peygamberimiz ve ashabının vücudlarına yapılan en ağır işkenceleri, sade ve akıcı bir dile anlatmıştır. Kısa zamanda yaşadıkları çağa altın harflerle "Saadet Devri" mührünü vuran, İslem Devletini kuranların ibretli ve şanlı hayatlarını gözyaşları içinde okurken siz de o saadet devrinin mutluluğunu yaşayınız.

tevhidul_hareket · 14 Nis 2010

Asım uysal hocamızdan kelimei tevhide nasil inanmalıyız.
Peygamberimiz ve ashabı, Kelimei Tevhide nasıl inanmışlar ve yaşamışlar? Peygamberimiz ve ashabının inandığı Kelimei Tevhid inancı ile batı emperyalizminin Müslümanlara telkin ve tavsiye ettiği laikleştirilmiş Müslümanlığın özellikleri nelerdir?... gibi konular sade ve akıcı ir dil ile anlatılmıştır.

Celaleddin Es-Suyuti / Kur'an İlimleri

&#1662;&#1575;&#1610;&#1711;&#1575;&#1607; &#1575;

&#1662;&#1575;&#1610;&#1711;&#1575;&#1607; &#1575;

&#1662;&#1575;&#1610;&#1711;&#1575;&#1607; &#1575;

&#1662;&#1575;&#1610;&#1711;&#1575;&#1607; &#1575;

&#1662;&#1575;&#1610;&#1711;&#1575;&#1607; &#1575;

&#1662;&#1575;&#1610;&#1711;&#1575;&#1607; &#1575;

&#1662;&#1575;&#1610;&#1711;&#1575;&#1607; &#1575;

&#1662;&#1575;&#1610;&#1711;&#1575;&#1607; &#1575;

&#1662;&#1575;&#1610;&#1711;&#1575;&#1607; &#1575;

&#1662;&#1575;&#1610;&#1711;&#1575;&#1607; &#1575;

&#1662;&#1575;&#1610;&#1711;&#1575;&#1607; &#1575;

&#1662;&#1575;&#1610;&#1711;&#1575;&#1607; &#1575;

&#1662;&#1575;&#1610;&#1711;&#1575;&#1607; &#1575;

&#1662;&#1575;&#1610;&#1711;&#1575;&#1607; &#1575;

&#1662;&#1575;&#1610;&#1711;&#1575;&#1607; &#1575;

&#1662;&#1575;&#1610;&#1711;&#1575;&#1607; &#1575;

&#1662;&#1575;&#1610;&#1711;&#1575;&#1607; &#1575;

&#1662;&#1575;&#1610;&#1711;&#1575;&#1607; &#1575;

&#1662;&#1575;&#1610;&#1711;&#1575;&#1607; &#1575;

&#1662;&#1575;&#1610;&#1711;&#1575;&#1607; &#1575;

پايگاه ا

پايگاه ا

پايگاه ا

پايگاه ا

پايگاه ا

پايگاه ا

پايگاه ا

پايگاه ا

پايگاه ا

پايگاه ا

پايگاه ا

پايگاه ا

پايگاه ا

پايگاه ا

پايگاه ا

پايگاه ا

پايگاه ا

پايگاه ا

پايگاه ا

پايگاه ا