Cama vuran her damla…

Murat Mercan

Paylaşımcı
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
127
Tepkime puanı
9
Puanları
0

Uzun süredir yağmur sesiyle uyanmamıştım… ne de çok özlemişim ahh… Bu sabah doluyla karışık öyle şiddetli bir yağmur yağıyordu ki, cama vuran her bir damla küçük bir çakıl taşı nisbetindeydi adeta… bu cümleyi yazınca hatırıma küçükken dinlediğim ancak uzun süre aramama rağmen bir daha bulamadığım bir şarkının sözleri geldi… şöyleydi:
“yağmurun sesine bak…
Aşka davet ediyor
Cama vuran her damla
Beni harap ediyor…


Bu yağmur seni benden
Alıp götüren yağmur
Aşkımızı sel gibi
Silip götüren yağmur…


Her damlada ah ettim
Hayatıma kahrettim
O kadar yalnızım ki
Seni nasıl kaybettim…”


Yani şu anda içerisinde bulunduğum halet-i ruhiyeyi şiir mısralarına dökmek istesem, bundan iyisini asla yazamazdım… psikolojik durumumla nasıl da birebir örtüşüyor şu yürek yakan mısralar ahh…

Yağmur ve yalnızlık… her yağan yağmur bana yalnızlığımı hatırlatır, beni sonu görünmez derin girdaplara savurur durur… hele de gurbette akşamüstü çiseleyerek yağan o yağmurlar yok mu… yere düşen her damla ciğerime dökülen kezzap damlası etkisi gösterir… öyle yakar, öyle yakar…

Belki de “çivi çiviyi söker” diyerek, atmalıyım kendimi dışarı… vurmalıyım kendimi dar sokaklara… koşmalıyım, koşmalıyım, koşmalıyım… bir “amok koşucusu” gibi… tepeden tırnağa ıslanana kadar… sıcak terim serin yağmur damlalarıyla karışıncaya kadar… Acaba unutur muyum, acaba unutabilir miyim…

Yalnızlığımı, sessizliğimi, kimsesizliğimi biraz olsun unutabilmek amacıyla iki adet keklik almışım… bir karton kutu içinde besliyorum balkonda… ama onlar da yalnızlığımı paylaşma yerine kartonu yırtıp kaçmaya çalışıyorlar sürekli… üstelik açlık grevine girmişler, ne bir şey yiyorlar, ne de bir damla su içiyorlar… kekliklerin her şafak çatışında büyük bir vaveyla kopararak güzel güzel öttüklerini biliyordum… onun için almıştım onları… protesto ettiklerinden midir nedir, hiç öttüklerine şahit olmadım şu ana dek… bakalım ne yapacağız...
http://img2.blogcu.com/images/g/a/l/gallabiye/yagmur.jpghttp://img2.blogcu.com/images/g/a/l/gallabiye/keklik.jpg
Acaba bu karanlık hava aydınlığa inkılab edecek mi, yağmurdan sonra… Acaba güneş yine şirin ışınlarını gönderecek mi üzerime… beni kendimden geçiren o güzelim kızıl ışınlarını… bilmiyorum, bilemiyorum…

Ben bu satırları yazarken, yağmur yine başladı… geçen her saniye şiddetini artırarak… bana mesaj verircesine…

Ama evet… Elbet bitecek bu karanlıklar… elbet rengarenk bir cümbüşe dönüşecek bu siyah beyaz iç burkucu manzaralar… bir gün olmazsa, bir gün mutlaka… bugün olmazsa, yarın mutlaka…

O güneş doğuşunda, o karanlıkların yırtıldığı demde, hasretle beklediğimiz o baharda, elbet biz de yeşilliklerle bezeli kırlarda, binbir çiçek ve kelebekle örülü bayırlarda elele yürüyeceğiz sonsuza doğru…

İşte cama vuran her damlanın beni savurduğu duygu gelgitleri böyle dostum…
 
Üst