mostar
Profesör
- Katılım
- 6 Ara 2009
- Mesajlar
- 1,011
- Tepkime puanı
- 244
- Puanları
- 0
BURAYA YOLUN DÜŞSÜN
Atıf Hoca’nın kabri başında
İskilip, bir âlimin memleketi olduğu kadar nev-i şahsına münhasır bir memleket. Yolunuzu bu ilçeye düşürün efendim!
27 Kasım 2010 Cumartesi 12:45
Bayramı geçirmek için memleketim olan İskilip’e gittim. İskilip, bugün Çorum il sınırı içerisinde bulunmasına rağmen örf, adet ve görenekleri kendine has bir ilçe. Yüz ölçümü küçük fakat tarihi derinliği oldukça büyük bir yer. Kullanılan gündelik dilden mutfağına, ev mimarisinden şehircilik anlayışına, sülale lakaplarından düğün-derneğine kadar kendine mahsus değerlerle ayakta duran şirin bir ilçe İskilip.
İskiliplilerin, “Nerelisin?” sorusuna, Çorum demeyip ısrarla İskilipliyim demelerini buralarda aramak gerekir. Bu cevap aynı zamanda bir şifredir. Karşınızdaki insan “İskilipli Atıf Hoca’nın memleketi” derse tamamdır.
Atıf Hoca’nın kabri nakledildi
Atıf Hoca’nın memleketi evet. Bu bayram buraya geliş sebeplerimden birisiydi kabrini ziyaret etmek. Yola koyuldum. Yol dediysem öyle uzun değil. İskilip’te uzaklık, yürüme mesafesi. Gül Baba Kabristanlığına defnedildiğini biliyordum. Küçük yerlerin en güzel tarafı yolunuzu şaşırdığınızda sokakta oynayan küçüklere sormaktır. Önce tarif edecekken sonra tatlı bir telaşla “zaten biz de o tarafa gidecektik abla hadi seni götürelim “ diyeceklerdir. Beklediğim cevabı almaktan mutlu, düştüm peşlerine ben de. Gül Baba Kabristanlığı gittiğim bir mezarlık değildi zira. Atıf Hoca’nın kabrinin İskilip’e nakledildiğinden haberleri yoktu çocukların, pek çok İskilipli gibi.
Mahcup ve mahzun bir tanıklık düştü nasibimize, Atıf Hoca’nın kabri başında. Kabri İskilip’e gelmişti gelmesine fakat gizli gelişi gibi, saklanmıştı kabri de duvarlar arkasına. Görünür, bulunur yerde değildi. Göz önünde değildi. Yine de şükrederek okuduk Fatihalarımızı, daha güzel günleri düşünerek.
Vicdan sahibi bir İstiklal Mahkemesi zabıt kâtibi
Mehmet Sılay, Atıf Hoca’nın kabrinin bulunmasından kabrin İskilip’e nakline kadar olan sürecin en önemli mimarı ve aynı zamanda tanığı. Bu tanıklığı, Atıf Hoca’nın hayatı ve şahsiyetiyle birleştirerek, “İskilipli Atıf Hoca” ismini verdiği kitabında uzun uzun anlattı. Allah sa’yini meşkûr eylesin.
1 Kasım 1925’te Şapka Kanunu kabul edilir. Bu tarihten iki yıl önce “Frenk Mukallitliği ve Şapka” isimli bir risale yayınlamıştır Atıf Hoca. Şapka Kanununa muhalefet suçundan devrin İstiklal Mahkemesine sevk edilir. Hüküm verilir. Atıf Hoca, 4 Şubat 1926 günü idam edilir. Ne var ki mahkemenin zabtını tutan zabıt kâtibinin vicdanında berat etmiştir. Ne yıkanır cenazesi ne de kefenlenir. Mamak mezarlığının kimsesizler bölümüne gizlice defnedilir. Bir şahit, kaydetmektedir yaşananları. Bir vicdan miras bırakacaktır çünkü evladına. Bir babanın bırakabileceği en değerli mirası...
O vicdan, zabıt kâtibinin vicdanıdır. Hiç unutmaz o kabri ve ömrü boyunca ziyaret eder gizlice. Oğlunu götürür ölmeden önce, “Bak! Bu kabri öğren! Burada âlim bir şehit yatıyor, adı; İskilipli Atıf Hoca. Buraya onu ziyarete sık sık gel.” Der. Bir vicdanı devralır oğul. Unutmaz. Diri tutar baba mirasını.
Mehmet Sılay, o vicdana ulaşır uzun çabaların ardından. Kabrin tam yerini ancak zabıt kâtibinin oğlundan öğrenebilecektir çünkü. Kabir bulunur. Mehmet Sılay, aynı zamanda doktordur. Yeryüzü doktorlarından... Kemiklerden alınan DNA örnekleri ile Atıf Hoca’nın torunlarından alınan DNA örnekleri kabrin Atıf Hocaya aidiyetini doğrular. Ve bir gece vakti sessizce İskilip’e nakledilir kabri Atıf Hoca’nın. Artık memleketindedir ve bir kabri vardır.
Atıf Hoca için iki önemli kaynak
Bu hikâyeyi bütün ayrıntılarıyla öğrenmek ve Atıf Hoca’yı tanımak isteyenler için Mehmet Sılay’ın kitabı önemli bir kaynak.
Hepimiz adına bir vefayı ikame eden Mehmet Sılay’a şükranımızı arz ederken biz de bir vefayı yerine getirelim. Ve hatırlatalım; Mesut Uçakan’ın yönetmenliğini yaptığı ve İskilipli Atıf Hoca’nın hayatını konu alan “Kelebekler Sonsuza Uçar”, hem teması bakımından hem sinema açısından izlenmeye değer bir filimdir.
Hilal Söylemez İskilip’ten bildirdi
Atıf Hoca’nın kabri başında
İskilip, bir âlimin memleketi olduğu kadar nev-i şahsına münhasır bir memleket. Yolunuzu bu ilçeye düşürün efendim!
27 Kasım 2010 Cumartesi 12:45
Bayramı geçirmek için memleketim olan İskilip’e gittim. İskilip, bugün Çorum il sınırı içerisinde bulunmasına rağmen örf, adet ve görenekleri kendine has bir ilçe. Yüz ölçümü küçük fakat tarihi derinliği oldukça büyük bir yer. Kullanılan gündelik dilden mutfağına, ev mimarisinden şehircilik anlayışına, sülale lakaplarından düğün-derneğine kadar kendine mahsus değerlerle ayakta duran şirin bir ilçe İskilip.
İskiliplilerin, “Nerelisin?” sorusuna, Çorum demeyip ısrarla İskilipliyim demelerini buralarda aramak gerekir. Bu cevap aynı zamanda bir şifredir. Karşınızdaki insan “İskilipli Atıf Hoca’nın memleketi” derse tamamdır.
Atıf Hoca’nın kabri nakledildi
Atıf Hoca’nın memleketi evet. Bu bayram buraya geliş sebeplerimden birisiydi kabrini ziyaret etmek. Yola koyuldum. Yol dediysem öyle uzun değil. İskilip’te uzaklık, yürüme mesafesi. Gül Baba Kabristanlığına defnedildiğini biliyordum. Küçük yerlerin en güzel tarafı yolunuzu şaşırdığınızda sokakta oynayan küçüklere sormaktır. Önce tarif edecekken sonra tatlı bir telaşla “zaten biz de o tarafa gidecektik abla hadi seni götürelim “ diyeceklerdir. Beklediğim cevabı almaktan mutlu, düştüm peşlerine ben de. Gül Baba Kabristanlığı gittiğim bir mezarlık değildi zira. Atıf Hoca’nın kabrinin İskilip’e nakledildiğinden haberleri yoktu çocukların, pek çok İskilipli gibi.
Vicdan sahibi bir İstiklal Mahkemesi zabıt kâtibi
Mehmet Sılay, Atıf Hoca’nın kabrinin bulunmasından kabrin İskilip’e nakline kadar olan sürecin en önemli mimarı ve aynı zamanda tanığı. Bu tanıklığı, Atıf Hoca’nın hayatı ve şahsiyetiyle birleştirerek, “İskilipli Atıf Hoca” ismini verdiği kitabında uzun uzun anlattı. Allah sa’yini meşkûr eylesin.
O vicdan, zabıt kâtibinin vicdanıdır. Hiç unutmaz o kabri ve ömrü boyunca ziyaret eder gizlice. Oğlunu götürür ölmeden önce, “Bak! Bu kabri öğren! Burada âlim bir şehit yatıyor, adı; İskilipli Atıf Hoca. Buraya onu ziyarete sık sık gel.” Der. Bir vicdanı devralır oğul. Unutmaz. Diri tutar baba mirasını.
Atıf Hoca için iki önemli kaynak
Bu hikâyeyi bütün ayrıntılarıyla öğrenmek ve Atıf Hoca’yı tanımak isteyenler için Mehmet Sılay’ın kitabı önemli bir kaynak.
Hepimiz adına bir vefayı ikame eden Mehmet Sılay’a şükranımızı arz ederken biz de bir vefayı yerine getirelim. Ve hatırlatalım; Mesut Uçakan’ın yönetmenliğini yaptığı ve İskilipli Atıf Hoca’nın hayatını konu alan “Kelebekler Sonsuza Uçar”, hem teması bakımından hem sinema açısından izlenmeye değer bir filimdir.
Hilal Söylemez İskilip’ten bildirdi