Böyle bir lider zor yetişir.. Demokrat Mareşal Beşir..

AşK_€r

arabeskçi
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
3,711
Tepkime puanı
23
Puanları
0
Yaş
44
Konum
yersiz-yurtsuz
Böyle bir lider zor yetişir.. Demokrat Mareşal Beşir..
1.jpg
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]

Şahsen Sudan lideri Ömer Hasan El Beşir’in memleketimize gelip gitmesiyle ilgili olarak med ya ile aynı görüşte değilim.. Ben Sayın El Beşir’in ciddi bir özgürlük fedaisi olduğuna ve Batı tarafından yanlış anlaşıldığına inanıyorum.. Hiçbir ticaretim de yok..

Başımıza bir de Mareşal Ömer Hasan El Beşir meselesi çıktı..

Zırt pırt bizim memlekete geliyor ya! Gelmesi bir dert, ağırlaması bir dert, uğurlaması bir dert.. Her seferinde bir patırtı bir kıyamet kopuyor..

Oysa bunda kızacak, büyütecek bir şey yok..

Adam bir kere, Sudan adındaki koca bir ülkenin seçilmiş devlet başkanı..

Devlet başkanlığına kendi kendini seçtiği için batı dünyasının demokratik yönetimlerince pek sevilmiyor..

Bu da bana anormal gelmiyor..

Birinin devlet başkanlığına kendisini seçmesi suç mu? Besbelli Sudan halkı Beşir Bey’i seçmeyi akıl edememiş.. O da kendi işini kendi görmüş..

Kurda “Boynun neden kalın” demişler.. “Kendi işimi kendim görürüm de ondan..” cevabını vermiş..

Mareşal Beşir’in boynunun kalınlığı, batı dünyasının o boyuna diş geçirememesi bu sebepten..

***

“Mareşalliği” nerede hak ettiğine dair tevatür çeşitli.. Ancak Ömer El Beşir’in askeri okula adım attığı günden beri kendini Sudan halkının özgürlüğüne adadığı kesin..

Özgürlüğe bu kadar meraklı olmasaydı gizli olarak kurulan “Sudan Halk Özgürlüğü Ordusu”na gizlice aza olmazdı..

Gidip bir kooperatife girer, Hartum’un mesirelik bir yerinden devre mülk sahibi olmaya bakardı..

O halkını özgürleştirmeyi seçti..

1989’da seçimle iş başına gelen Sadık El Mehdi’yi devirmeleri de bu sebeptendir..

Halk oyuna dayalı demokratik sistemler o oyları veren halkları tam olarak özgürleştiremiyordu.. General Beşir bu gerçeği kendi başına keşfetti..

MAREŞAL BEŞİR

Sudan’ın daha fazlasına, daha ileri adımlara ihtiyacı vardı.. Acaba bu adım ne olmalıydı ki Sudan halkı daha çok özgürleşsin..

General Beşir’in de aralarında bulunduğu Sudan İhtilal Konseyi tam dört yıl bu meseleye kafa patlattı..

Sudan’ın iklimi sıcak olduğundan, insanların gevşemesine müsait olduğundan “İhtilal Konseyi” olarak ne zaman toplansalar, bir iki satır üst üste koyunca gevşiyorlardı..

General Beşir baktı ki böyle olmayacak, İhtilal Konseyi’ni de devirip 1993’de kendini devlet başkanı ilan etti..

Aynı zamanda tek başına ihtilal konseyi oldu.. Böylesi Sudan için daha hayırlıydı..

Kendi başına konsey olup da devletin tepesine konunca sıra yeniden yapılanmaya geldi.. Önce kendine sıkı bir unvan bulması lazımdı..

General Beşir onu kesmiyordu..

Afrika dediğin kıtada onlarca ülke, her ülkenin de bir yığın generali vardı..

Üstelik bu generallerin tamamının üniforması Avrupa’nın beş yıldızlı otellerinin kapıcılarından bile şıktı..

Onlar üniformalarında iki çile sırma kullanıyorsa Afrikalı generaller dört beş çile kullanıyordu.. O zaman da göğüslerine taktıkları kırk elli madalyanın tamamı sırma püsküllerin altında kaldığından otoritelerini askere geçiremiyorlardı..

General sayısı o kadar artmıştı ki kimi Afrika ordularında çavuş kıymete binmiş, baş çavuşlar yaver olarak general kullanmaya başlamışlardı..


***

General Beşir’in aklına 1974 Arap-İsrail savaşında Mısır Ordusu saflarında görev yaptığı geldi..

Mısır’ın yenildiği o savaşta genç zabit Beşir, kaçışan Mısırlı subaylardan bile önce karargahına intikal etmişti..

Bu başarısını dikkate alarak kendini mareşal ilan etti.. Kendisini ilk kutlayan da Ankara’ya yaptığı son ziyarette Anıtkabir defterini başındaki kapüşon ile imzalayan sözcüsü Fadıl Bedri oldu:

- “Çok iyi ettiniz sahip.. Mareşallik size çok yakıştı..” dedi..

Ancak mareşalliği hak etmesi için de bir “meydan savaşı” kazanması icap ediyordu..

Onun da sırası gelecekti..

Önce “özgürlük” vaat ettiği Sudan halkına karşı görevlerini yerine getirmeliydi..

HER ŞEY YASAK

İlk ağızda parlamento dağıtıldı.. Siyasi partilerin tamamı feshedildi.. Sendikalar da kapatıldı.. Derneklerden muzır olanlar telef edildi..

Sudan’a bir huzur bir rahatlık geldi ki anlatılmaz..

“İfade özgürlüğü..” eskisinden çok daha rahat ve güçlü olarak kullanılıyordu..

Gerçi bu özgürlüğü şimdilik halkı temsilen sadece Mareşal Beşir kullanıyordu ama varsın olsun, bir gün sıra diğer Sudanlılar’a da gelecekti..

Tekkeyi bekleyen çorbayı içerdi..

Çok geçmeden “mareşalliği hak etmek için” beklenen fırsat da ayağına geldi..

Sudan’ın Darfur diye bilinen bölgesinde kimi istemezler isyan edip, memleketin büyüklerine asi oldular..

Bunlar özgürlük düşmanıydı ve Mareşal Beşir’in özgürlüğünü hazmedemiyorlardı..

Mareşal Beşir ordusunu bu bölgeye yolladı.. Ayrıca kendi yandaşı ahaliden kimilerini de “Cancavit Milisleri” olarak silahlandırdı..

“Cancavit” ismi ilk duyana gofret markasını çağrıştırıyor ama gayet sert bir kuvvetti.. İki yılda mı desem üç yılda mı bilemem artık..

Üç yüz bin gözü dönmüş muhalif Sudanlı telef oldu.. İki buçuk milyonu da başka yerlere göç ettirildi.. “Özgürlük” bir kez daha kazanılmıştı..


***

Batı dünyası gavur olduğundan, gavurlar da Doğu’ya ait her meseleyi ***larından anladıklarından Mareşal Beşir’e haksızlık ettiler.. Onu “Uluslararası Ceza Mahkemesi” ne sevk ettiler, yargıladılar..

Yalancı şahit kullanmış bir de hakimlere para yedirmiş olmalılar ki Mareşal Beşir gibi halkının özgürlüğünden başka bir amacı olmayan lideri mahkum ettiler..

Mareşal Beşir’in başka ülkelere gidemeyip, seyahat hevesini zırt pırt bizim memlekete gelerek gidermesi bu sebeptendir..

Kendisi iktidardayken mahkum olmuş ilk devlet başkanıdır.. Haklıyken mağdur durumuna düşmüş bir insandır..

Bizimkileri, en başta da seyrek bıyıklı asabi şahsiyeti; bu zor günlerinde Mareşal Beşir’e kucak açtıkları için yürekten kutluyorum..

Sudan’ın özgürlük savaşçısı Mareşal Beşir canı ne zaman isterse gelsin özgür memleketimize.. Hoş gelip, sefalar getirsin..

Kurban olurum ben ona!


SELAHATTİN DUMAN
[/FONT]
 

AşK_€r

arabeskçi
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
3,711
Tepkime puanı
23
Puanları
0
Yaş
44
Konum
yersiz-yurtsuz
Mareşal El Beşir kusura bakma.. Küstüğün dağın odununu yakma!

Mareşal El Beşir kusura bakma.. Küstüğün dağın odununu yakma![FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]

Sudan Halk Özgürlük Ordusu’nun tek faal üyesi olan Sudan Devlet Başkanı, gazi Mareşal El Beşir’in yolunu kesenlere ben ne diyeyim? Adamı küstürdünüz “Misafirdik köyünüze, uyamadık huyunuza..” deyip gelmekten vazgeçti.. Bu huysuz medyayı kınamaktan başka bir şey gelmiyor elimden..

Mareşal Beşir gelemedi..

Evvelki gün oturduğumuz yerden hakkında övücü ve Türkiye-Sudan ilişkilerine katkıda bulunucu bir yazı yazmıştık hani..

İşte o Mareşal Beşir’den söz ediyorum..

Bizim Kemal’e sorarsanız adamın başını yiyen benim.. Açmış telefonu “Duygusal adamdır, alınmıştır..” diyor..

Ne alâkası var kardeşim?

Hem Mareşal Hasan Ömer El Beşir’i yazan bir tek ben miyim? Bizim köşe yazarı esnafımızın o sıralarda yazacak yeni bir şeyi yoktu..

Baktılar ki adam memlekete misafiren geliyor.. Mevzuyu bulan cümle köşeciler lafın başına çöktü.. Hepsi birden yüklendi adama..

Dikkat buyurun! Yüzlerce yazı içinde Mareşal Beşir’in hakkını veren ve Türk-Sudan ilişkilerine katkıda bulunan tek yazı benimkisidir..

Çok şuurlu olduğumdan değil, içimden geldiği gibi yazdım da ondan..

***

Hatta bir de şiir yazmıştım..

“Mareşal Beşir sen bir ömürsün.. / Çıkar madalyalarını göğsün görünsün..” diye başlıyordu..

Sonra kendi kendime “Maazallah bir yazım hatası olur..” dedim.. Biz “göğsün..” diye yazarız.. Laf karışır, bizim duygusal şiirden “başka yerin görünsün..” mânâsı çıkar..

Bu yüzden vazgeçtim..

Demeye getirdiğim biz büyüklerimizin arkadaşlarına, ahbaplarına asi olmayız.. Saygısızlık etmeyiz..

Ayrıca Mareşal Beşir misafir geldiğinde iki gün, bilemedin üç gün kaldıktan sonra çekip gidiyor.. Bu açıdan da misafirin iyisi sayılır..

Misafirin iyisi olur mu deyip niza çıkarmayın.. Tarifi bile var.. Eskiler yapmışlar:

“Misafirin iyisi, geçer gider kış gibi.. Misafirin kötüsü oturur baykuş gibi..”

BASARSIN SOPAYI

Allahı var Mareşal Beşir’in..

O kadar memleketimize geldi.. “Şu Ramazan’ı da burada geçireyim..” deyip bir aylığına Çankaya’ya çökmedi..

Çankaya adamlarının Beşir’i sevmesi bu sebepten..

Bizim diplomatik paparazziler haberi alır almaz köşkün kapısına seyirtip, sormuşlar:

“Batı dünyası bu ziyarete karşı.. Hem Amerika da gelmesini istemiyormuş.. Ne düşünüyorsunuz?”

İlk tepki en doğal olanıdır:

“Amerika ne karışırmış?”

Olay budur.. Bağımsız bir ülke, işine kimseyi karıştırmaz.. Başka bir ülke haddini bilmedi mi çağırır büyükelçisini ayağına..

Verir bostancılara..

Eşşek sudan gelinceye kadar sopalatır, gönderir.. Temsil Osmanlı’da bostancı dayağı yemiş balyozlar (Dış temsilciler) vardır..

Şahsen aşırı bir Mareşal Beşir yanlısı olarak “Ne Amerikası?” tavrını görünce iftihar ettim..

Oturan Boğa’nın intikamını sanki biz almışız gibi hissettim.. Gururlandım..

O hissiyatla evdeki tamirci ne der diye düşünmesem “Sivastopol Marşını” okuyacaktım az daha..

Tamirci biraz dikkatimi dağıttı..

Kapanmayan bir kapı kilidini tamir için çağırmıştım eve..

Adam kilidin yerini değiştirip, onun karşısına gelen metal dili zorlayacağı yerde kapıyı zorluyordu..

Tamirci, dış politikamızı yönlendiren diplomatlarla aynı kafada olduğundan, kendi haline bıraksam kapının monte edildiği duvarı yıkacaktı..

Neyse! Özel şeylere girmeyeyim.. Burada memleket meselesini şey ediyoruz..


***

Bu “Ne Amerikası?” sorusu bir ilktir.. Ben kendimi bildim bileli memleket büyüklerimizden Amerika’ya karşı böyle bir tavır görmemiştim..

Pardon efendi babalar..

Bir kere İsmet Paşamız böyle hallere girmişti.. Başbakandı.. Kıbrıs’ta vukuat çıkmıştı.. Bizim uçaklar adaya gidip geldi..

John Wayne’den cesaret alan Amerika yine “Elleşmeyin adaya..” deyip araya girmişti..

Buna kızan İsmet Paşamız da “Yeni bir dünya kurulur, Türkiye o dünyada yerini bulur..” deyiverdi..

Zamanın köşecileri “Ağzından çıkanı kulağı duymuyor..” diye yazıp Paşamız’ın sağırlığını imâ ettiler..

TERSİNE DÜNYA

O sırada John Kennedy öldürüldü..

İsmet Paşamız da cenazede bulunmak üzere uçakla Amerika’ya hareket etti..

Uçakta otururken aklından cenazede Jacqueline Kennedy’e söyleyeceği teselli sözlerini kuruyordu..

Hatta bir kâğıda “Ölenle ölünmez..” lafını bile yazdığını gören olmuştur..

İsmet Paşamız kendisi havadayken başbakanlıktan düşürüleceğini ne bilsin? Amerika’ya bir indiğinde öğrendi olan biteni..

Başbakan olarak bindiği uçaktan sade vatandaş olarak iniverdi..

Kendisini teselliye gelen koca başbakanımızı bu kez Jacqueline Kennedy’nin teselli etmek zorunda olduğunu tarihçilerimiz yazar..

(Bakınız: Selahattin Bey Özel Tarihi, Cilt II)

“Ne Amerikası?” lafı benim için bu yüzden çok önemlidir..

İsmet Paşa vak’asından beri ilk kez bir memleket büyüğü böyle bir laf etmiştir.. Tabii hangi şartlarda ettiğine de bakmak lazım..

Serçenin Hazreti Süleyman’a kafa tutması gibiyse, koyuverin yakasından gitsin..

Hikâyedir.. Kısas-ı Enbiya’dan nakildir..


***

Hz. Süleyman bir gün “Toplantı var.. Bütün mahlûkat eksiksiz hazır bulunsun..” diye buyurmuş..

Aslanından kaplanına, filinden gergedanına, tilkisinden saksağanına hepsi huzura gelmişler.. Sayım yapılmış.. Bakmışlar ki bir serçe yok..

Kasık biti bile gelmiş, serçe gelmemiş..

Çakalı “git şunu çağır” deyip yuvasına yollamışlar.. Çakal dönüşte raporunu vermiş.. “Efendim gelmiyor..” demiş..

Peygamber “Toplantı yaptığımızı söyledin mi?” diye sorunca Çakal anlatmış:

“Söyledim.. Başlatmasın toplantısından, dedi.. Ne bu? Zırt pırt toplantı olur mu deyip ileri geri konuştu..”

Bunun üzerine mahlûkatın tamamı bu ne terbiyesizliktir diye, gazaba gelmiş.. Kimi gidip parçalayalım, kimi varıp yuvasını yapalım diyor..

Hz. Süleyman herkesi susturduktan sonra Çakal’a sormuş:

“Sen emrimi söylediğinde serçenin yanında kim vardı?”

“Karısı vardı efendim..”

“Haaa! O zaman başka.. Bir erkek dişisinin yanında söylediğinden mesûl değildir..”

SELAHATTİN DUMAN

[/FONT]
 

Bîçâre

Profesör
Katılım
23 Şub 2008
Mesajlar
951
Tepkime puanı
57
Puanları
0
Konum
Simeranya...
Din düşmanları çıkmış piyasada katil arıyor.

Bosna'da, Afganistan'da, Filistin'de yıllar yılı yapılan zulmü iç çatışma olarak gören zevat, nereye düştüğünü bilmedikleri bir ülkenin başkanını mensup olduğu dini yüzünden alaşağı ediyor. Lübnan'da, Gazze'de, Srebrenistsa'da katliamlar yaşanırken "sorumluları" aynı damardan olduğu için susanlar bugün Beşir diyorsa gaye bellidir.

Gazeteler, ekranlar sürekli bu haber için dönüyor ve benzer itici sözler söyleniyorsa; akla siyonizmin yaptıkları soykırımı unutturmak için medyayı nasıl kullandığı ve buna alet olan siyonist medya uşakları gelir.

Kaldı ki Sırp generali 8 yıl yargılayan ve cezaya bağlayamadan beraat ettiren uluslararası ceza mahkemesinin, bu hadiseyi çabucak çözmesi ve bir dünya meselesi haline getirmesi manidardır. Bunda Sudan'ın yer altı zenginliği mi vardır yoksa başka siyasi çekişmeler mi bilemeyiz. Bildiğimiz Beşir diyenlerden Filistin'i duyamamamız...
 

Hasan

Kardeşiniz
Katılım
9 Eki 2006
Mesajlar
6,112
Tepkime puanı
279
Puanları
0
Yaş
53
Konum
KALU BELA
Yine aynı zurnacı yine aynı çingenenin havasını çalıyor,
Beşir i öne sürüp horozlanan lara bizde ,
Kırım,
şeyhşamil,
Mora,
üsküp,
libya,
Cezayir,
Filistin,
kıbrıs,
asala,
çeçenistan,
afganistan,
kosova
saraybosna
srebrenitsa,
karabağ
etyopya
somali
doğutürkistan

OHH YORULDUM BE ,neyse

Bunun gibi daha sayamadığım çok yeri göster,iyoruz,
Ama onlar ya özgürleştirdiklerini,
Ya demokratikleştirdiklerini,
Ya iç işlerine karışmadıklarını,
Ya yerel çatışma olduğunu,
Yad teröristleri yok ettiklerini söylediler.
Sonrada böle zurnacılar çıkıp peşrev çekmeye başladı.
Yukarda saydığım yerden gelen feryatları sizin zurnanın sesi bastırmaz,senin zurnaya daha çok delik lazım,yılmaz özdil,bekir coşkun,ilhan selçuk gibi.

Bu arada kemana nooldu yaylıdan üflemeliye geçmişsin hayırlı olsun.:glm
 

AşK_€r

arabeskçi
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
3,711
Tepkime puanı
23
Puanları
0
Yaş
44
Konum
yersiz-yurtsuz
şimdi diğer zulümleri yazalım,ama zinhar mareşal beşirin zulmünü görmeyelim öylemi?
yani zalim bizim zalimimizse iyi,bizden değilse kötüdür.
oysa zulüm zulümdür.zalimin adı sanı dini ne olursa olsun,yaptığı zulmü örtmez.
müslüman adam yanlışı bir başka yanlışlar zinciriyle savunmaya kalkmaz.
her ne sebep ve bahaneyle olursa olsun,zalime zalim diyemeyende müslüman sayılmaz.
 

Hasan

Kardeşiniz
Katılım
9 Eki 2006
Mesajlar
6,112
Tepkime puanı
279
Puanları
0
Yaş
53
Konum
KALU BELA
Zulme rıza zulüm ,
Küfre rıza küfürdür,
Zurnacıya rıza da kırnatacılıktır.

Biz devamlı bir yöne bakan medyanın bakış açısına salladık oltayı,yukarda saydığımız işler hakkında fikirlerini belirtirken yda belirtmezken zulme rıza olmuyor ancak patronlarının vergi borcu yüzünden saldırmaları gerektiğinde nedense avrupa i çerçeveden zalime karşı duruş bedavacılığı yapılıyor.

General beşir onların çok umruydu sanki,tek sebep üzerinen bir siyasi amaç için salvo atışı yapmak,sizede iyi peşrevler.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Bir zalimler listesi de biz mi hazırlasak :)

Masonluk belgesi:

belge.jpg
 

AşK_€r

arabeskçi
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
3,711
Tepkime puanı
23
Puanları
0
Yaş
44
Konum
yersiz-yurtsuz
TALİB kardeş kendine gel.:O
nurlu süleymanı sen nasıl mason gösterirsin.:clap2:
unutma o NURLU süleymandır.:halay:
anlayan anladı.anlamayana kırnata ve zurna dinlemesini tavsiye ederim.birilerinede iyi peşrevler.
 

Enes

İhvan Forum Üye
Katılım
6 Haz 2006
Mesajlar
14,127
Tepkime puanı
1,243
Puanları
113
Konum
bâbil...
Konu El Beşir değil...

Bunu kör kuyudaki kör fare bile biliyor

Konu El Beşir üzerinden Tayyip Erdoğan'ı ve Ak Partiyi nasıl yıpratırımdır...

Bunun çok güzel bir tabiri var ama buraya yazmayayım şimdi...

Katilliğe çok duyarlı olan BATI önce ilk önce herşeyden önce Filistindeki katliamı görsün...

Soykırımın babasını görsün...

Samimiyetsiz ağızdan çıkan laflara karnımız tok

Hadi ordan işkembeden konuşan gazte kağıdı karalayıcıları!
 
Üst