Bİrİ Bana Anlatirmi LÜtfen...

m@verick

Üye
Katılım
11 Kas 2006
Mesajlar
16
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
söylermisiniz rabia hanım , Bu görevi üstadınıza peygamber verdi diyorsunuz?
1 -ALLAH katından bir ahid mi aldınız?(Üstad Hazretlerine bu görev Peygamber Efendimiz tarafından verilmiştir)
2 -Kuran dışında bir vahiy olduğunu mu iddaa ediyorsunuz?
3 -Üstad şahsı olarak yazmamıştır,yazdırılmıştır.Şeklinde bir yazınız var.Kim yazmış? ne yazmış ?Kim yazdırmış?
(eğer cvb said nursi ise Allah Kuran da böyle demiyor.Bknz : bakara 78)
O kadar iyi anladımki risaleyi en az binlerceside benim kadar iyi anladı...
Kesinlikle said nursi için bir ithamda bulunmuyorum sakın yanlış anlaşılmasın...
Selametle...
 

&Ta-Ha&

Doçent
Katılım
18 Ağu 2006
Mesajlar
1,044
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Web sitesi
hayattanizler.spaces.live.com
Ben said nursi ye bir laf söylemedim.Söylememde Allah için mücadele etmiş birisi.Hükmünü iyi veya kötü Allah verir.Ama şunu açık ve net söyliyim arkadaslar 8 yıldır risale okuyorum ve beraberinde KURAN.Hiç okumamış biri olarak burada yorum yapmıyorum.Hersey ama hersey Kuran dahilinde olmalı.Fakat risalede bunu göremedim.Detaylı görüşmek isteyen olursa burdan sorusunu sorabilir.Her zaman cvb verebilirim.Risaleyi iddaa ediyorum sizlerden iyi biliyorum.Her türlü soru sorabilirsiniz risale hakkında.Selametle..

ben sizin 8 yıldır okuduğunuza inanmıyorum doğrusu bana risale-i nurlarda kuranın hükümlerne aykırı ne var söyler misiniz?

bu görev üstadımıza peygamberimizden(sav) miras kalmıştır.. peygamberimiz demiyor mu ''alimler peygamberin varisleridir diye'' işte bu yüzden diyoruz dememizde de bir sakınca yok kendini kanıtlamış...
dua ile..
 

RaBiA

Asistan
Katılım
8 Haz 2006
Mesajlar
448
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
36
Konum
şehr-i yar
söylermisiniz rabia hanım , Bu görevi üstadınıza peygamber verdi diyorsunuz?
1 -ALLAH katından bir ahid mi aldınız?(Üstad Hazretlerine bu görev Peygamber Efendimiz tarafından verilmiştir)

Haşa..Eğer Risale-i Nur u okumuş iseniz bu sorunun cevabını biliyor olmanız gerekir.Üstad Hz. Rüyasında Peygamber Efendimizden ilim istemesi ve Peygamber Efendimiz'in (sav) "ümmetime soru sormamak şartı ile sana verilecektir" demesi(mealen yazdım tam cümle olarak aklımda değildi)
2 -Kuran dışında bir vahiy olduğunu mu iddaa ediyorsunuz?

Haşa elbette ki böyle bir iddaam olamaz.Peygamber Efendimiz'den (sav) sonra vahiy kapısı kapanmıştır.Eğer ilham kapısı açıktır.Ki zaten Üstad da ilham olundu gibi cümleleri çokça zikretmiştir.Muhakkak rastlamışsınızdır.
3 -Üstad şahsı olarak yazmamıştır,yazdırılmıştır.Şeklinde bir yazınız var.Kim yazmış? ne yazmış ?Kim yazdırmış?
Yazdırılmak fiili.başkası tarafından yazdırılmasından bahsedildiği anlamını taşır.Allah(c.c) inayeti ile Üstad Hz. ne bu eserler yazdırılmıştır.
(eğer cvb said nursi ise Allah Kuran da böyle demiyor.Bknz : bakara 78)
O kadar iyi anladımki risaleyi en az binlerceside benim kadar iyi anladı...
Kesinlikle said nursi için bir ithamda bulunmuyorum sakın yanlış anlaşılmasın...
Selametle...

peki sizi bunları aksi yönünde düşündüren şeyler nelerdir? diye bir sorum vardı..gerçekten ben merak ettim bunu..8 yıl okuyup da bu tarz sorularına cevap bulamamış olmanız beni düşündürdü
 

m@verick

Üye
Katılım
11 Kas 2006
Mesajlar
16
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Allah hepinize hidayet versin.Hakkımda zanlarda bulunanlarla elbette ahir günde hesaplaşacağız.Ne yazarsanız yazın bir daha bu saçma siteye amacından çıkmış siteye gitmiyeceğim.Hatta yeminde edebilirim.Çünkü size ne anlatsam boş.Yemişsiniz risale ile kafalarınızı.Allah yardımcınız olsun.
 

islamveinsan

Doçent
Katılım
28 Eyl 2006
Mesajlar
1,360
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Suvas
s.a

Bu arkadaş az bile yazmış...
İsimlerinin başlarında prof... yazan bazı zevatlar öyle ithamlarda bulunuyorki ?
şaştım kaldım...
Hemde vakit yazari, hilal tv programcisi bir adam in sitesinin içinde...

Dün Kur'an ın nurunu söndürmeye çalışanlar,
Bugün farkli bahanelerle Kur'an i izah eden, tefsir eden eserlere ve bu eserlerin zahiren sahibine saldırıyorlar...

Allah da kuluda biliylor bu eserleri,
Selametle..
 

Hasan

Kardeşiniz
Katılım
9 Eki 2006
Mesajlar
6,112
Tepkime puanı
279
Puanları
0
Yaş
53
Konum
KALU BELA
KONU BAŞLIĞI OLARAK (BİRİ BANA ANLATABİLİRMİ LÜTFEN) DEMİŞSİNİZ
YANİ 8 SENE OKUDUKTAN SONRA BİRİ BANA ANLATSIN DİYOSAN SEN YA BU RİSALELERİ GERÇEKTEN 8 SENE OKUMADIN YADA KASITLI OLARAK KAVGA ORTAMI OLUŞTURMAK İSTİYOSUN.RİSALELERDE NE YAZDIĞINI BİLİYORSAN NİYE BU İTHAMLARDA BULUNUYOSUN,SENİN BALIK BAŞTAN KOKUYO DOSTUM:uzgunum[1]:
 

RaBiA

Asistan
Katılım
8 Haz 2006
Mesajlar
448
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
36
Konum
şehr-i yar
Allah hepinize hidayet versin.Hakkımda zanlarda bulunanlarla elbette ahir günde hesaplaşacağız.Ne yazarsanız yazın bir daha bu saçma siteye amacından çıkmış siteye gitmiyeceğim.Hatta yeminde edebilirim.Çünkü size ne anlatsam boş.Yemişsiniz risale ile kafalarınızı.Allah yardımcınız olsun.

Amin..İnşaAllah Rabbim bizleri doğru yoldan ayırmasın..Biz güzelce fikir alış-verişi yapalım dedik karşılıklı soru soralım dedik siz yazılanlardan sıkılıp "bir daha bu siteye girmeyeceğim" diyorsunuz.Kusura bakmayın ama bu durumu ortaya çıkaran sizsiniz.Dedik ki aklınıza yatmayan tarafları neler? söyleyin öğrenelim dedik siz hakarate varan cümleler sarfediyorsunuz..Rabbim kullarını en iyi bilendir..Rabbim herkese doğruyu anlamayı ve görmeyi nasip etsin inşaAllah..Nasip etmeyince etmiyor işte..8-10-15 yıl da olsa nasip etmiyor..

Fikirleriniz ne olursa olsun bu sitedeki 10000 den fazla kişye hakaret etme hakkını size hiçbirşey veremez.Birçok insan bu siteden çok güzel ve olumlu yönden istifade ediyor ki zaten bu kadar üyeye sahip olmasının sebebi de budur.

Rabbim sizin de yardımcınız olsun..Bu duaya hayli ihtiyacınız var sanırım..selametle
 

simerg

Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
24
Tepkime puanı
0
Puanları
0
kardeş her yerde söylüyorum devir ispat devridir ve meydan okuma devridir.ya risaledeki yanlışları göster yada lütfen hakkında zu-i zan etmelerine mahal verme.çünkü bu durumda sende müslüman din kardeşlerini böyle düşünmeye zorluyorsun veya kapı açık bırakıyorsun......
kur'an okuyun diyorsun yahu hanginiz risale okuyan insanlar kadar kur'an okuyorsunuz buyrun hodri meydan.ya bilmiyorsun yada bilerek yapıyorsun.ahirette görüşürüz diyorsanda sorarlar neden senin hakkında kötü düşünmelerine açık kapı bıraktın.
çok okudum diyorsun bu doğru anladığını tam olarak açıklamaz.turan dursun da okudu salman ruşdi de okudu. ama said nursi de okudu ömer nasuhi bilmen de okudu süleyman hilmi tunahan da okudu.

lütfen
 

&Ta-Ha&

Doçent
Katılım
18 Ağu 2006
Mesajlar
1,044
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Web sitesi
hayattanizler.spaces.live.com
doğru herkes okuyor ama bu okuduları kalpte tesir etmezse veya kalp bozulmuşsa insanların inatlarını arttırıyor...arkadaş bakara süresine bakmamızı söylemiş bende bakara süresinden bir ayet söyliyim konuyla ilgili..

26.ayet: Allah bir sivrisineği, ondan daha da ötesi bir varlığı örnek olarak vermekten çekinmez. İman edenler onun, Rablerinden (gelen) bir gerçek olduğunu bilirler. Küfre saplananlar ise, "Allah örnek olarak bununla neyi kastetmiştir?" derler. (Allah) onunla bir çoklarını saptırır, bir çoklarını da doğru yola iletir. Onunla ancak fasıkları saptırır.

işte Allah bir örnek verdi kimisinin örnekle imanı arttı kimisinin de sapıklıkları...Allah hiçbirimizi doğru yoldan ayırmasın... bazı bilmediği ve anlamadığı şeyleri yanlış saymasın, belki bir hikmeti vardır, belki bilmediğim şeyler vardır deyip ilişmesin...Amin...
selametle
 

hasandemir

Asistan
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
624
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Düşünce Tembelliği

ESKİLERİN KULLANDIĞI İKİ hoş ifade vardır: ‘etraf-ı erbaa’ ve ‘cihât-ı sitte.’ Yani, dört taraf ve altı cihet. Bu ifadeler, ekseriya, bir konuyu, bir meseleyi yarım yamalak veya yalnız bir açıdan değil, bütünüyle kavrama cehdini ifade eder. Nasıl bir odayı dört tarafına da bakmadan tanımlarsak tanımımız eksik kalıyorsa; nasıl bir mekânın tam tarifi önünü-arkasını, sağını-solunu, aşağısını-yukarısını görerek mümkün oluyorsa, bir gerçeğin kavranması da böyle kuşatıcı bir cehdi gerektiriyor. Çok tarafları ve çok yönleri olan hakikatı, bütün bu yönleriyle birden kavramak gerekiyor.

Kendi dünyamda, bunu yapamadığım noktada bir ‘düşünce tenbelliği’ yaşadığımı düşünüyorum. Düşünmemek zaten bir kayıp olduğu gibi, yalnız bir cihetten düşünmeyi de çok ciddi bir kayıp olarak görüyorum.

Bu tenbelliğin en bariz, ve ubudiyetimiz açısından en kritik göstergesi, Rabbimizi isimleriyle tanıma noktasında görülüyor olmalı. Kur’ân, Rabbimizi bize yalnızca Rab veya Hâlık ismiyle tanıtmaz. O’nu, bütün isimleriyle tanıtır. Resul-i Ekrem’in (a.s.m.) ne düşündüğünü, nasıl düşündüğünü, ne şekilde yaşadığını bize gösteren dua ve yakarışları, hususan Cevşenü’l-Kebîr münacatı da, Rabbimizi binbir ismiyle tarif ve tavsif eder. Zaten, gören gözlere, kâinat O’nu sayısız isimleriyle tanıtmakta; fıtratımız da, her bir isme ilticaya muhtaç olduğundan, bizi Rabbimizi bütün güzel isimleriyle tanımaya sevketmektedir.

İslâm âlimleri arasında, Allah lâfzının tüm isimleri içinde barındıran bir ‘lâfza-i celâl’ olduğu konusunda görüş birliği vardır. Bu bakımdan, "Lâ ilahe illallah"ın "O’ndan başka Rahman yoktur, O’ndan başka Rahîm yoktur, O’ndan başka Rezzak yoktur, O’ndan başka Alîm yoktur, O’ndan başka Kadîr yoktur... şeklinde açılması; kelime-i tevhidin muhtevasının Allah’ın tüm isimlerine yayılması istenmektedir. Kelime-i tevhid, bu gerçekleştiği oranda, gerçekten ‘kelime-i tevhid’ olmaktadır.

Fakat, şu toplumda, ehl-i din arasında bile, Risale-i Nur’un iman ve dolayısıyla esma-i hüsna üzerindeki vurgusu fazlalık ve aşırılık olarak görülür ve şu söylenir: "Canım, hepimiz Allah’ı biliyoruz."

Halbuki, çoğu insan, Allah’ı yalnız Hâlık veya Sâni ismiyle biliyordur. Yaratma fiilini O’na verirken, o fiilin içinde gizli diğer fiillerin sahipliği ise, o sebebin, bu tabiatın eline terkedilmiştir. O yüzden, Hâlık ismi dahi, gerçek muhtevasıyla iç dünyalara girmemiştir. Lâkin, meseleye sadece bir cihetiyle bakmayı yeterli görmemiz, bizi her bir cihetten, hakikatı bir bütün olarak kavramaktan mahrum etmektedir.

‘Düşünce tenbelliği’ derken, işte bunu ifadeye çalışıyorum.

Hakikatı, iman hakikatlarını çok geniş ve çok katlı, her katında pek çok odaları bulunan bir saray misali görüyorum. Bizler ise, o sarayın daha girişindeki bekleme salonuna adım atar atmaz "Tamam" diyoruz, "saraya girdim nasıl olsa." Velhasıl, içeri girmiş olmanın rahatlığı ve rehavetiyle, sarayı bütün katları ve bütün odaları ile tanımayı bırakan; ve de sarayı yalnızca gördüğü tek oda olan bekleme salonuyla tarif etmeye kalkışan tenbel ziyaretçiler hükmündeyiz.

Ve, hayatlarımızda inandığımız ile uyguladığımız arasında bariz uçurumlar varsa , sebebi işte bu tenbelliktir.*




* "Yirmidördüncü Söz"ün ‘Birinci Dal’ının bir de bu nazarla okunmasını dilerim. Allah’ı tüm isimleriyle tanımak; her bir ismi yalnız kendimize bakan cüz’î tecellîsinin ötesinde, tüm tecellîleriyle külliyen tanımak; her bir isimde birbirine bakan pencereleri görmek.. derken, bu ‘Birinci Dal‘ hem düşünce tenbelliğimizin boyutlarını kavramamıza yardımcı oluyor, hem de Risale-i Nur’u yazmanın neden Said Nursî’ye nasip olduğunu anlamaya... Ve, "Meselâ Kadîr ve Hâlık isminin eserini görse, Alîm ismini görmezse, gaflet ve tabiat dalâletine düşebilir" uyarısına bilhassa dikkat!



© 2006 karakalem.net, Metin Karabaşoğlu
 

ALI25

Kıdemli Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
7,509
Tepkime puanı
106
Puanları
0
Konum
Almanya
Eline saglik acmi$ oldugun bu konu icin sen sag ol Muhip kardesim.

Tek $unu $uanda söyleyim yazmi$ oldugun yazi benim acimdan kapali olmu$tur.

 
Üst