Bir Kitabı Rastgele Açalım...

Sakallı

Asistan
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
250
Tepkime puanı
32
Puanları
28
Yaş
50
Elimize bir kitab alalım, rastgele açalım.
Açılan iki sayfadan dikkatimizi çeken
satırları yazalım. :)



Maddenin hududunu anlayabilmek, ezelî
ve ebedî olan Allah Teâlâ'ya teslim olmakla mümkün-
dür. Yoksa kafes içindeki bir keklik, kafesin hududunu
kendi hacmine göre sonsuz görür, çünkü içinden çıka-
maz. Binaenaleyh maddenin, süreten lezzet ve hayal-
den ibaret olan madde ve dünya hayatından ayrıl-
mayan, O hududsuzu idrak edemez. Allah Allah'tır.
Allah de..

İnanmazsan bile yalnız oturup Allah dersen,
Allah, varlığını sana gösterecek, sen de kafesinin ızdı-
rabından kurtulup iman edeceksin. Nefsin tuzak, aklın
dâm, sen ise kuş... Aklın kanatsız. Kur'ân'a teslim ol,
kanat bul...



Şeyh İsmail Çetin Kuddîse surruh.
gulll.gif

Şubheden Hakikate, s.67
 

Sakallı

Asistan
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
250
Tepkime puanı
32
Puanları
28
Yaş
50
Çocuklar Allah'tan korkar mı?

Araştırmaya katılan çocuklar temelde Allah'a karşı
dostça hisler besledikleri halde, bazıları Allah'tan korktuk-
larını ifade etmişlerdir. Allah'tan korkma sebeplerinin ba-
şında, yaramazlık yapanların, annesinin babasının sözünü
dinlemeyenlerin cehenneme atılacağı gelmektedir. Allah'ın
çarpabileceği, herkesin Ondan korktuğu, insanları taşa
çevirebileceği ise diğer sebeplerdir...


Çocuklarımıza Allah'ı nasıl anlatalım.
prof.Dr.Mehmet Emin Ay.
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
"Kendi öz canlarına zulmederlerken meleklerin canlarını aldıkları kimseler azabı görünce:“Biz, bir kötülük olsun diye yapmıyorduk!” diye başlarını öne eğerler.Kendilerine iman ilmi nasib edilmiş olanlar da:“Hayır, hayır! Allah yaptığınız işi ne maksatla yaptığınızı pek iyi biliyor! O halde girin bakalım içinde ebediyyen kalmak üzere cehennemin kapılarından! Ne fena bir yerdir o kibirlilerin yeri!” derler"



Tekrar tekrar tekrarını okuduğum Kitap'tan :flw
 

Su_

Asistan
Katılım
7 Kas 2009
Mesajlar
224
Tepkime puanı
51
Puanları
0
Sovyet devriminin 50. yıldönümü.Moskova radyo binasının kapısında kır saçları sakallarına karışmış bir ihtiyar belirir.Tam içeriye girmeye yeltenirken,iri kıyım Sovyet askeri"Dur bakalım hemşerim nereye gidiyorsun?"diye parlar.İhtiyar adam süklüm püklüm"Şey,radyoda bir konuşma yapmak istiyorum"diye geveler ağzının içinde."Benim adım Marks da..."Ama askere verilen talimatlar kesindir."Görevlilerden başkası giremez!"Tartışma uzar gider,sonunda ihtiyarcık kentin dört bir yanına asılı resimlerini gösterip danışmaya kadar gidebilmeyi başarır.
Marks'ın kim olduğu konusunda kapıdaki askerden biraz daha fazla bilgili olan yetkililerin paçası tutuşur bu kez.Öyle ya izin verseler bir dert,vermeseler koskoca Marks'a ayıp olacak.Nihayet 30 saniyelik bir konuşma için karara varılır."Dert etmeyin"diye yetkililerin içlerini rahatlatır Marks.Zaten söyleyecek tekbir sözüm vardı.Mikrofonu eline alır ve o tek cümlesini tane tane söyler:"Bütün dünyanın işçileri,özür dilerim..."

Çağdaş Kavramlar ve Düzenler/Ali Bulaç
 

MAV!M

muamma
Katılım
16 Kas 2009
Mesajlar
3,735
Tepkime puanı
1,163
Puanları
0
...insan olmanın karşılığı acı çekmek,
bilince sahip olmanın,akla sahip olmanın
karşılığıdır...
ya kedi olursun,sadece tüylerini yalayıp,mışıl mışıl uykuya dalan...
yada insan olursun,yıldızlara ulaşan,
sonsuzluk isteyen bir bilince ve benliğe sahip olan....

(aynalar koridorunda aşk,mustafa ulusoy)
 

.şüheda.

depresif polyanna
Katılım
18 Mar 2008
Mesajlar
2,149
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Konum
Şehr-i Yâr
bundan sonra karanlıktan kamaşırken gözlerim,

ellerini tutmayacağım güneşe tek başına bakarken senin.

affet beni.

ölüm yakışmayacak senden ayrılan bedenime eminim.

bakma soluksuz görünüşüme

cenazeme gelme nolursun.

bir kaç dost sırtlayıp götürüler beni son yolculuğuma.


(Aşk vardı gerisi yalandı-Ali Ulurasba)
 

Gök-Han

Ordinaryus
Katılım
20 Eyl 2007
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
929
Puanları
0
Konum
EsEs
Web sitesi
gokhanyavuz.blogcu.com
...

Söylenmesi ve itiraf edilmesi gereken şu ki , aşk bir var oluş ve yok oluş arasındaki hezeyanlardan mı ibarettir?
Vehamet çölüne hoşgeldiniz ...

-bakışlar kıyısı kitabından
 

tommy

Profesör
Katılım
16 Eyl 2007
Mesajlar
1,064
Tepkime puanı
599
Puanları
0
herkeste ask kitabi okuyormus arkadas
bende pencereye gittim
disarda kar yagiyor
hayat kitabi sayfa 10 aralik
cok boyutlu bi sayfa bu
uzakta bir deli kiz agliyor ayni sayfada
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
"Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak hayır ile de şer ile de deniyoruz. Ancak bize döndürüleceksiniz" Enbiya /35
 

.şüheda.

depresif polyanna
Katılım
18 Mar 2008
Mesajlar
2,149
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Konum
Şehr-i Yâr
herkeste ask kitabi okuyormus arkadas
bende pencereye gittim
disarda kar yagiyor
hayat kitabi sayfa 10 aralik
cok boyutlu bi sayfa bu
uzakta bir deli kiz agliyor ayni sayfada


sanırım bu kitabı bende biliyorum:)
uzakta ağlayan deli kızda yabancı değil sanki:)
 

eylül

Veled-i kalbî
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
5,223
Tepkime puanı
1,026
Puanları
0
Konum
mavera...
Bu konuyu görünce arkamda duran baş ucu kitaplarına arkamı dönmeden elimi uzattım. Bahtıma Ve'l Asr İsmet Özel'in kitabı çıktı. Ve yine aynı metod rast gele bir sayfa için açtım ve;

Gelecek Kuşakların Hesabı

Aileler, çocukları doğunca
Parlak zekâlı olsun istiyorlar.
Bana bakın, bütün ömrüm boyunca
Zekâm sebebiyle kaldım nâçâr,
Tek ümit kendini doğan yavrunun
İdraksiz, kafasız bir odun
Olarak âleme göstermesidi.
O zaman bahtı açılır da onun
Kabinede bir bakanlık olabilir.

Bu şiiri 1036-1101 yılları arasında yaşamış Çinli şair suTung-Po oğlunun doğumu üzerine yazmış.

Bize zaman, mekân ve kavrayış olarak epey uzak bir kültürden yansıyor bu söylenenler. Dolayısıyla memleketimizde halen bakanlık yapanların veya bakanlık yapmış bulunanların alınganlık göstermelerine bir vesile teşkil etmemeli bu şiir. işin şaka götürür bir tarafı var elbet. Şakaya gelmeyen bir tarafı da vardır..

devamını yazmıyorum :)
 

Sakallı

Asistan
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
250
Tepkime puanı
32
Puanları
28
Yaş
50
Kırda oturan bir adamın ayağını bir köpek ısırdı. Hem de öyle
kızgınlıkla bir ısırış ki, dişlerinden kan damladı.
Zavallı adam ayağının acısından yatamazken, küçük kızı ba-
basına sert sert çıkışarak dedi ki;
Babacığım! Senin dişin yok mu idi? Sen de onun ayağını ısı-
raydın ya!..
Babası ayağının acısından ağlarken güldü ve dedi ki;
Yavrucuğum! Doğru, benim de dişlerim var ve köpeğin ayağı-
nı ısırmaya gücüm yeterdi. Ama dişlerimin küpeğe dokunması-
na gönlüm razı olmadı. Hatta kafamı kılıçla kesmek isteseler, yine
de köpeğin ayağını ısırmam imkansızdır.
İnsan namerdlere kötülük yapabilir; lakin insan olan köpeklik
yapamaz. İnsan insandır, köpek de köpek.


Şeyh Sadi Şirazi Kuddise surruh.
Bostan.
 

Nur-uL Envâr

Enis ~
Katılım
20 Ara 2009
Mesajlar
1,885
Tepkime puanı
557
Puanları
0
Konum
Eşikte.
...

Şimdi elimizde bir ölçü var;eskiden bu yoktu,bilmiyorduk kullanmasını.Biz bu yolu tanımadan evvel,dünya insanlarının ölçüsünü ölçü olarak kullanıyorduk.

Bu yolu tanıdıktan sonra Allah dostlarının ölçüsünü daha emniyetli bulduk.Onlar dünyaya ne kadar değer veriyorsa biz de o değeri vermeye başladık.Onlar ahirete ne önem veriyorsa biz de onu vermeye başladık.

Peki,onlar bu ölçüyü nereden almışlar?

Kur'ân-ı Kerîm ve Peygamberimiz'in sünnetinden almışlar.Onların ölçüsü sağlam yerden alınmış yani...

Dünyalık olan isa ölçüyü nereden alıyor? Nefsinden ve şeytandan alıyor.Peki, hangisi helâke götürüyor? İşte onun için aklımızı kullanmalıyız.Ölçüyü yanlış tutarsak zararı yine bize olur.

''Yâ Rabbi ! Dostlarını nasıl da kıymetli yapmışsın;onları tanıyan,sana kavuşuyor.Sana kavuşamayacaklar,onları tanımıyor!''

Şeyhülislâm Abdullah Ensârî (k.s)

Yâr ile Şimdi (Dr. Ahmet Çağıl) /Syf No:70
 

Rosasepia

Ordinaryus
Katılım
25 Ağu 2007
Mesajlar
2,427
Tepkime puanı
787
Puanları
0
Konum
Seyyâh-ı âlem
- Hamdım, piştim, yandım! Diyen Hazreti Mevlana'yı bu ateş yaktı işte!
Aşk+şevk+zevk idraki ve Muhammedi neş'e...
Hazreti Mevlana'yı insanlğın piri eden büyük sır bu işte!

Kimde bu aşk+şevk+zevk idraki ve Muhammedi neş'e yok,
bu yokun yoksulu hamdır, çiydir, kördür, kurudur, kütüktür!
Bu aşk+şevk+zevk idraki ve Muhammedi neş'eden mahrum kalanlar, odun gibi sert ve kaba olurlar.
Qdunun sertliği odun için zül değildir, amaodunlaşan insan için illet ve zillettir.

Aşk+şevk+zevk idraki ve Muhammedi neş'e rahmettir.
Bu rahmettin zitti, zahmettir, meşakkattir, müşkilattir.



İrfan Güneşi Hazreti Şems / Mustafa Özdamar
 

Ümmî Ebiha

KuzeyiN Kızı
Katılım
8 Kas 2007
Mesajlar
1,125
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Ruhum kelle şekeri, vehimlerse karınca;
kömürden kara rengim, onlar beni sarınca...

Çile / N.F.Kısakürek _ sf no: 217
 

eylül

Veled-i kalbî
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
5,223
Tepkime puanı
1,026
Puanları
0
Konum
mavera...
(Bu kadar rast gele olamazdı hiç bir sayfa.)


"Bir şey daha var: Henüz çocukken sırtınıza vurulmuş o büyük sevginin yitip gittiğini sanmayın! Büyük ve güzel isteklerin, bugün hâlâ yaşamınızda size ışık tutan kararların bir zaman içinizde yeşerip olgunlaşmadığını söyleyebilir misiniz? Sanırım çocukluğunuzdaki sevgi belleğinizde öylesine güçlü ve sarsılmadan kalıyorsa, nedeni, ilk derin yalnızlığınızı ve içinizde kotardığınız ilk işi oluşturmasıydı. Bütün iyi dileklerimle, sevgili Kappus!

Dostun. Rainer Maria Rilke."

(Genç bir şaire mektuplar.)
 
Katılım
27 Mar 2010
Mesajlar
512
Tepkime puanı
120
Puanları
0
Yoktuk elemimden şu sağır kubbede bir iz;
İnler "safahat" ımdaki husran bile sessiz

Ben böyle bakıp durmuyacaktım, dili bağlı,
İslamı uyandırmak için haykıracaktım..

Mehmet Akif ersoy / Safahat...
 

Berre Tuna

Nazende
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,816
Tepkime puanı
587
Puanları
0
Konum
İstanbul
" Aşk, insanın şahsiyetini pekiştirir. Çünkü hayatın manası, aşk bohçasında gelen bir hediyedir. Mevcudiyetinin hakkını vermek, hiç değilse mazeretini bulmak isteyen insan yalnızca aşka müracaat edebilir... "

Dublörün Dilemması / Murat Menteş
 

GerekS!Z

мüzєннιвє...
Katılım
17 Ara 2006
Mesajlar
566
Tepkime puanı
116
Puanları
0
Konum
istanbul
Uzun zamandır çekmecemde duran bi türlü kaldırmadığım Safahat'tan...
İki şeyi açtım çekmece ve kitap sonunda karşıma gelen:


RESSAM HAKLI!

Bir zaman vardı ya târîh-i mukaddes modası...
Yeni yaptırdığı köşkün büyücek bir odası,
Mutlaka eski tesâvîr ile ziynetlensin,
Diye ressam aratır hayli zaman bir zengin.
Biri peydâ olarak 'Ben yaparım' der, kolunu
Sıvayıp akşama varmaz, sekiz arşın salonu
Sıvar ammâ ne sıvar! sâhibi der:
- Usta bu ne?
Kıpkızıl bir boya çektin odanın her yerine!
- Bu resim, askeri basmakta iken Fir'anv'ın,
Bahr-i Ahmer* yarılıp geçmesidir Mûsâ'nın.
- Hani Mûsâ, be adam?
- Çıkmış efendim karaya...
- Fir'avun nerde?
- Boğulmuş.
- Ya bu kan rengi boya?
- Bahr-i Ahmer a efendim, yeşil olmaz ya bu da!

- Çok güzel levha imiş, doğrusu şenlendi oda!
* Bahr-i Ahmer = Kızıl Deniz

Mehmet Akif ERSOY
 
Üst