Bilinen En Eski Elbise ‘Tarkhan Elbisesi’ 5500 Yıllık

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
25,029
Tepkime puanı
1,506
Puanları
113
Mısır’da bulunan Tarkhan Elbisesi’nin dünyanın bilinen en eski elbisesi, ve en eski dokuma kumaşı olduğu kesinleşti. Radyokarbon testleri elbisenin 5,500 yaşında olduğunu ortaya koydu.

Bu hafta yayınlanan makalede keten elbisenin %95 ihtimalle MÖ 3482-3102 yıllarına tarihlendiği açıklandı.

Kıyafetin Mısır’ın en eski kıyafeti ve dünyada bilinen en eski dokuma kıyafet olduğu önceden de düşünülüyordu, fakat kıyafetin tam yaşı belli değildi. Yeni radyokarbon testi sonuçları, elbisenin İlk Hanedanlıktan da daha geriye tarihlenerek, sanılandan da daha eski olabileceğini düşündürüyor.

k%C4%B1yafet.jpg

Elbise, Kahire’ninn 50 km güneyindeki modern ismi Tarkhan olan Antik Mısır mezarlığında bulundu. Elbise üç parça dayanıklı el dokuması keten kumaştan yapılmıştı. Keten kumaşın doğal açık gri renkli çizgileri bulunuyordu. Elbisenin kolları ve üst kısmı da pileliydi.

Elbisenin etek kısmı korunmadığı için kesin uzunluğunu bilmek mümkün değil, fakat boyutları bir genç kıza ya da ince bir kadına uygun olacağını gösteriyor.

Araştırmacılar National Geographic’e yaptığı açıklamada “Şu anda bir gömlek gibi görünmesine rağmen, daha sonraki dönemlere tarihlenen yere kadar uzanan elbiseler, Tarkhan Elbisesi’nin de bir zamanlar çok daha uzun olduğunu düşündürüyor” dedi.

Elbisenin hangi bağlamda kulanıldığı hala bilinmese de, dirsek ve koltukaltlarındaki kırışıklıklar birinin elbiseyi hayattayken giydiğini gösteriyor: yani sadece törensel bir elbise değildi.

Pilili kolları ve korsaj kısmıyla Tarkhan elbisesi kişiye özel olarak hazırlanmış en erken kıyafet örneği oluyor. Arkeologlar tarafından ortaya çıkarılan diğer eski kıyafetler ya kumaşla vücudun üstünü örterek dökümlü şekilde, ya da kumaşla vücudu sararak yapılıyordu. Fakat bu elbise vücuda uygun olarak ayarlanmış ve kesilmiş.

Elbisedeki bu ince ayrıntılar sadece uzmanlaşmış bir zanaatkar tarafından yapılabilmiş olmalıydı.

Uzmanlaşmış bir zanaatkar zümresi ise ancak, 5,000 yıl önceki Mısır toplumu gibi, zengin ver hiyerarşik bir toplumda ortaya çıkmış olabilirdi. 5,000 yıl önce Antik Mısır krallığı, ilk defa tek bir kral altında birleşmişti. Bu yüzden elbisenin de büyük ihtimalle zengin bir kişiye ait olduğu düşünülüyor.

Elbise çok iyi korunmuş durumda olduğu için araştırmacılar, elbisedeki materyallerin büyük ihtimalle ilk defa ve sadece bu elbise için kullanıldığını kararlaştırdı.

Oxford Üniversitesi’nden bir ekip, elbisenin 2.24 miligramlık bir örneğini ölçerek, ketenin karbon izotopu kaldığını hesapladı. Bu verilerden, ketenin ne zaman dokunduğuna belirten bir tarih elde etttiler. Keten kumaşı, oldukça kısa bir sürede büyüyen keten bitkisi liflerinden oluştuğu için radyokarbon tarihlemesi tekniği için özellikle uygun bir materyal.

Petrie Müzesi’nin küratörü Dr Alice Stevenson “Elbisenin daha erken bir döneme, İlk Hanedanlık dönemine tarihlendiğinden hep şüphelenmiştik. Fakat daha önce testler için gereken örnek miktarı, elbiseye çok fazla zarar vereceği için bu şüpheyi kanıtlama şansımız olmamıştı” dedi.

1913 yılında Tarkhan mezarlığındaki bir İlk Hanedanlık mezarından, Mısırbilimci Flinders Petrie tarafından çıkarılan elbise, 1977 yılına kadar başka tekstil ve kumaşların yanında, keşfedilmemiş olarak kaldı. Elbise, kumaşlar 1977 yılında konservasyon için Londra’daki Victoria ve Albert Müzesi’ne gönderildiğinde keşfedildi.

Elbise İngiltere’deki Petrie Müzesi’nde sergileniyor.
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Ne acaip! Avcı toplumlar belli bir kafa sayısını geçemiyorlar çünkü avdan besleniyorlar. Avla birlikte göçmek zorunda kalıyorlar. Nüfus artınca kıtlık oluyor. Bu yüzden aşiretlere bölünmüşler ve belli av bölgelerini bununla pay etmişler. Av toplumları çok nüfus kaldırmıyor. Buna karşın tarım toplumları nüfus artışı ile birlikte zenginleşebiliyor. Çünkü ne kadar çok insan varsa o kadar çok iş gücü, ekim biçim var. Bolluk artıyor; bilim, mimari ve sanat gibi alanlar gelişiyor.. Tarım toplumunun tek zayıf noktası kıtlık. Bi kıtlık oldumu bütün sistem çöküyor.. Buna karşın avcı toplumlar kıtlıkla başa çıkabiliyor.

Avdan tarıma, tarımdan sanayiye geçtik.. Bugün sanayi toplumu var. Bilgi çağına geçtik falan diyorlar ama bunlar fasa fiso. Bilgi çağı genel bir çağdır ve her çağ kendince bilgi çağıdır. Bilmeden avda olmaz tarımda yapılamaz. Bilgi çağı kavramı bir aldatmacadır. Sanayi çağındayız ve bu çağ tüm hızıyla devam ediyor. Yer altı ve yer üstü kaynaklarından ihtiyaçları karşılanması gereken bir insan tarifi var bugün..
 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
25,029
Tepkime puanı
1,506
Puanları
113
Sayın @DostunDostu

Yazdıklarınıza ilaveten tarihte Baharat savaşları diye bir dönem var.

http://www.dunyagida.com.tr/yazar.php?id=12&nid=2828

Eskiden lojistik imkanlar bu kadar geniş değildi.

Soğuk bölgelerde yazın bir kaç koyun keser, etlerini kurutur ve kış boyu o kurutulmuş etleri yerlerdi.

Ama şimdi kasaplar var, evlerimizde buz dolapları derin dondurucular var.

Zaman değişti dönem değişti.

Selam ve dua ile...
 
Üst