Bediüzzamanın Tasavvufa Bakışı

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya
Bedîuzzaman'ın tabiriyle: "Şimdiye kadar tasavvuf hakkında milyonlarca eser yazılmıştır. Bu kadar âlimleri ve ardınca gidenleri inkar etmek kâr-ı akıl değildir.Şeriat ders verdiği ahkâmın hakâyıkını tarîkat; zevkiyle, keşfiyle ve ondan istifadesiyle ve istifâzesiyle, o ahkâm-ı şeriatin hak olduğuna ve Hakk'tan geldiğine bir burhân-ı bahirdir. Evet.. Nasıl ki velayet ve tarîkat, risâlet ve şeriatin hücceti ve delilidir; öyle de İslamiyyetin bir sırrı kemâli ve medâr-ı envârı ve insaniyetin İslâmiyyet sırrıyla bir ma'den-i terakkiyyâtı ve bir menba-i tefeyyu-zâtıdır.


. işte bu sırrı azîmin bu derece ehemmiyetiyle beraber bazı firâk-ı dâlle onun inkarı tarafına gitmişler.. Kendileri mahrum kaldıkları o envardan,başkalarının mahrumiyyetine sebeb olmuşlar.

En ziyade medâr-ı teessüf şudur ki, Ehli Sünnet ve Cemaatin, zahirî ulemâsı ve Ehli Sünnet ve Cemaate mensub bir kısım ehli siyaset, ğâfil insanlar, ehli tarîkatin içinde gördükleri bazı sûi isti'mâlâtı ve bir kısım hatîâtı bahane ederek, o hazine-i uzmâyı kapatmak, belki tahrib etmek ve bir nev'i o âb-ı hayatı dağıtan o kevser menbaını kurutmak için çalışıyorlar

Ey akılsız hamiyyet foroşlar!.. Ve sahtekar milliyyetperverler!.. Tarîkatin hayât-ı ictimâiyyenizde bu hasenesini çürütecek hangi seyyiatlerdir; söyleyiniz.(20)

Bediuzzaman küfür ve İslam medeniyetini mukayese Bediuzzaman küfür ve İslam medeniyetini mukayese etmek esnasında şöyle buyurur: Dilersen hayalinle Nurşin köyündeki Şeyda'nın meclisine gir. Kutsal sohbetiyle İslam medeniyetinin izharına bak. Orada fakirler kıyafetinde padişahları, insan suretinde melekleri görürsün. Sonra Paris'e git. Büyük millet meclisine gir. Orada insanların elbiselerini giymiş akrepleri, insan oğlunun suretine girmiş ifritleri görürsün. [52] Görülüyor ki, Bediuzzaman Nurşin köyünü Paris'e; Nurşin köyündeki tarîkati bugün tüm dünyayı uyuşturup dinden imandan uzaklaştıran masonluğa mukayese eder.

20)Yirmidokuzuncu mektub, telvihât-ı tis'a'dan üçüncü telvih. [52]Mesnevî - Arabî s.127 ve devamı
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Sami Efendi'nin bakışı, Zahid Efendi'nin bakışı, Ali Haydar Efendi'nin bakışı ve diğer tüm evliyaullahın bakışı ortaktır. Saidi Nursi hz.lerinin sözlerini de bunların bakışlarına göre tevil ediyor, ya da onlar gibi anlıyor isek, doğru ve güzel bir bakıştır. Ama münkir nurcuların anlattıkları gibi bir bakış varsa bu sakat bir bakıştır. Biz ilkine inananlardanız. Hazrete saygısızlık esasında onu yanlış olan ikinci görüşe bağlayanların görüşüdür.
 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
Yahu bırakın bir hoca ile talebelerini bir birinden ayırmayı.Birisini büyük bildinmi,kapısındaki köpeğine bile muhabbet besleyeceksin.Hem adamlar gerçekten hocalarına sımsıkı bağlılar.Yolunu hem çok biliyorlar,hemde bu yolda tavissiz yürüyorlar.
Burda Hocayı bilip,talebelerini küçük bilenmi tenakuzdadır,yoksa hocasına sonderece bağlı olanlarmı.?
İlk önce tenakuzdan kurtulun,hemdiyeçeksin bir manevi mecliste iman kurtarma vazifesi kendisine verildi diyeçeksin,hem bu vazifenin yılmaz şakirtlerine laf edeçeksin.Buna ançak gülünür.
Ben hocayı büyük bilmediğim için,talebeleriyle uğraşmıyor,direk kendisini hedef alıyorum.(Ehli sünnete uygun olmayan yazıları sözleri eleştiriyorum)
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Ahter'in üslubu, yazdığı konular hikem, İsmail abi gibi şimdi aktif olmayan üyelerimizi andırıyor. Aynı ekolden olduklarını sanıyorum.

Mehdi As., mehdiyunlar, tasavuuf ve Nursi.... vs... Bu ekolün dedikleri doğrudur ancak eksik... Nedenini, herkesten iyi kendileri bilirler. Biraz da nurculara yakın olup hepten kaybetmemek gibi bir siyaset izlediklerini zannediyorum. Allahu alem.

Evet, Nursi rahmetullahi aleyh, tasavvufu över. Tasavvuf büyüklerinden yardım ve istifde ettiğini gizlemez.

Ancak, tasavvuf anlamında bir üstada, bir şeyhe bağlanamadığını; doğrudan Kur'an'ı üstad edindiğini yazan da odur. Kurduğu mesleğin tasavvufa, silsilelere, mürşidlere, kutuplara muhtaç olmadığını ve bırakmadığını da ileri sürer.

Bununla kalsa iyiydi... Beşinci mektubunda olduğu gibi, tasavvufu berzah, meşakkat, uzak, yetersiz, etkisiz olarak gösterdiği yerler vardır.

İşte eksik bırakılan taraf: Nursi, tasavvufu inkar etmemekle beraber artık devrinin kapandığını, ahir zamanda tükendiğini; kendisinin onun yerine geçtiğini sanmıştır.

Eksik olan kısımları, yani verilmeyen satırları, Ahter'in ekolünün öne çıkardığı satırlarla beraber okuyan birisi; "Evet, eskiden işe yarar bir tasavvuf varmış ama artık devri kapanmıştır. Tasavvuf, bu zamanın yaralarına ilaç olamaz! Tasavvuf, bu zamanın karanlıklarını dağıtacak güçten, nurdan uzaktır! Tasavvuf, zamanın şiddetinden etkilenen nesillere en doğru bir rehber olmaktan çıkmıştır! Onun yerine artık risale-i nur vardır. Hatta tasavvuf ileri süren şeyh ve müridleri dahi nurculuğa katılmaları en lazım iştir..." şeklinde düşünmeye başlayacak, belki de öyle itikad edecektir.

Kısaca, hem övmek hem de meşakkatli, etkisiz, yetersiz ve zamanı geçmiş göstermek bir tenakuzdur. Çelişki. İki doğru aynı anda mümkün değil. Hem öyle hem böyle olamaz. Olursa: Fikir karışıklığı ve dağınıklığı olabilir. Ya da taktiken, zemmetmek için evvela methedilerek zemin hazırlanmış olabilir. Ya da önceden bir fikirdeyken sonradan vazgeçilmiş olabilir. Akıl ve mantık icabı böyledir. Ötesi nurcuların kalbini hoş etmekten ibaret.

Fi emanillah.
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
Herkesin yol yöntem ve metod olarak Tarikatı seçmesi gibi akıl dışı bir beklenti içine girmeyin.
Herkes şalvar giyip def çalıp şeyhinin rabıtası ile vakit geçirmek zorunda değil
Böyle bir beklenti neden hasıl olur anlamam
Tarikat tarikatçilerin işi olarak kalmalı
İşlerini hizmetlerini güzel yapsınlar
Onların işini bir başkası yapamaz zira
 

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya
İşte eksik bırakılan taraf: Nursi, tasavvufu inkar etmemekle beraber artık devrinin kapandığını, ahir zamanda tükendiğini; kendisinin onun yerine geçtiğini sanmıştır''hirahos

hayır hirahos öyle değil.şahitler var bu konuda ..hemde yağşayan..Mesela muhammed emin er türkiyenin en iyi fakih ve şeyhlerindendir..Onun söyledikleri ,üstadın tarikatın hizmee devam ettiğini söylediğini gösteriyor.Kaldiki üstad, emirdağı lahikası 2. kısımda sözünü tashih etmiştir...:)O sözün belli bir zamanla mukayyed olduğunu ifade etmiştir...
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Herkesin yol yöntem ve metod olarak Tarikatı seçmesi gibi akıl dışı bir beklenti içine girmeyin.
Herkes şalvar giyip def çalıp şeyhinin rabıtası ile vakit geçirmek zorunda değil

Bir gülencinin tarikat anlayışı. Bu anlayış ile nice ehlullaha kabindeki çamuru atıverdi. Bakalım çamurcular mı temiz çıkacak ahirette, yoksa ehlullah hazeratı mı!
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Asıl amacım kimsenin fikrini düzeltmeye çalışmak, onu aklayıp paklamak değildir.

Gülencilerin düşündüklerini millet duysun, nurcuların oyunlarını görsünler. Bir kaşık suda boğulmak istemiyorlarsa kim dost kim kendilerine karşı hased ve düşman kesilmiş görülsün diyedir.

Adamların görüşleri bu. Hepsi mi böyle. Değil ama bunlar da müzelik değiller. Böylesi çokun çokudur. Bunlara müceddid, mehdi dersen iyisin, demezsen sen düşmansın, ergenekoncusun... Yani olay bu. Bu kadar bir sığlık. Tarikata bakış açıları da yazdığı gibi manifestonun. Kalpleri kör göremiyorlar, abileri ablaları da bu kadar anlatıyor, böyle anlatıyor. Biz kendimizden de bir şey dediğimiz yok. İşte alıntılar, işte dedikleri...
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Kısaca, hem övmek hem de meşakkatli, etkisiz, yetersiz ve zamanı geçmiş göstermek bir tenakuzdur. Çelişki. İki doğru aynı anda mümkün değil. Hem öyle hem böyle olamaz. Olursa: Fikir karışıklığı ve dağınıklığı olabilir. Ya da taktiken, zemmetmek için evvela methedilerek zemin hazırlanmış olabilir. Ya da önceden bir fikirdeyken sonradan vazgeçilmiş olabilir. Akıl ve mantık icabı böyledir. Ötesi nurcuların kalbini hoş etmekten ibaret.

Fi emanillah.


İşte eksik bırakılan taraf: Nursi, tasavvufu inkar etmemekle beraber artık devrinin kapandığını, ahir zamanda tükendiğini; kendisinin onun yerine geçtiğini sanmıştır'' hirahos

hayır hirahos öyle değil. şahitler var bu konuda .. hem de yaşayan.. Mesela muhammed emin er türkiyenin en iyi fakih ve şeyhlerindendir.. Onun söyledikleri , üstadın tarikatın hizmete devam ettiğini söylediğini gösteriyor. Kaldiki üstad, emirdağı lahikası 2. kısımda sözünü tashih etmiştir...:) O sözün belli bir zamanla mukayyed olduğunu ifade etmiştir...

Muhterem Ahter...

Biz zaten dedik, Nursi rh. A.'in tasavvufun lehinde bulunduğu vakidir. Tasavvuf ehli olduğunu söyleyen dışarıdan da pek çoktur. Risalede de tasavvuf üstadlarım şunlar şunlardır diye yazılan yerler var. Nurculuğun Tarihçesi'ni okuyunuz; orda da tasavvufla ilgisi kısmen ortaya konmuştur. Metin Karabaş'ın sizin dediğiniz konularda hayli ses getiren çalışmaları olmuştur. vs... Bunları ikrar ediyoruz. Hayır, öyle değil karşılamasını gerektirecek bir sözümüz olmadı. Nursi, önceden öyle düşündü, sonradan vazgeçti diye belirtmekse muradınız, talebeleri ve nurcu cemaatleri bunu kabul etmiyorlar. Asıl sıkıntı burdadır. Önce o fikirdeydi sonra döndü diyen nadir nurcu var piyasada... Misal, bu forumdaki nurculara bir deyiniz bakalım, üstadınız döndü, siz de dönün diye, alacağınız cevapları biz bilsek de forum ahalisi de görmüş olur... :) Sonuçta, tasavvufa soğuk ve meşayıhtan uzak bir hareket ortadadır.

Ve lakin sizlerin siyaseti şudur: Lehinde olanları ileri sürüp tasavvufun aleyhinde Risalede yazılı olanları ve hatıraları görmemeniz. Siz de tasavvuf ehlisiniz. Mesela, madem evvelki düşüncelerden vazgeçildi, neden halen tasavvuf aleyhine risalede o kayıtlar var? Vazgeçilen neden çıkarılmadı? sorusuna, şumullü bir cevabınızın olmaması... (Ya da bu tarafına girmek istemiyorsunuz) Olmadığı gibi, bu şekil savunmanızın nurcuların yanlışdan dönmesinde etkisi yok; bizim dışarıdan, tasavvuftan da desteğimiz var görüntüsü ortaya çıkıyor. Maalesef durumunuz budur. Belki böyle bir siyasetle nurcuları değiştirebileceğinizi sanıyorsunuz; lakin cidden yanılıyorsunuz. Kemik gibidirler. Donmuş, beton tutmuş... Nafile bir siyaset... Vesselam.
 

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya
Muhterem Ahter...

Biz zaten dedik, Nursi rh. A.'in tasavvufun lehinde bulunduğu vakidir. Tasavvuf ehli olduğunu söyleyen dışarıdan da pek çoktur. Risalede de tasavvuf üstadlarım şunlar şunlardır diye yazılan yerler var. Nurculuğun Tarihçesi'ni okuyunuz; orda da tasavvufla ilgisi kısmen ortaya konmuştur. Metin Karabaş'ın sizin dediğiniz konularda hayli ses getiren çalışmaları olmuştur. vs... Bunları ikrar ediyoruz. Hayır, öyle değil karşılamasını gerektirecek bir sözümüz olmadı. Nursi, önceden öyle düşündü, sonradan vazgeçti diye belirtmekse muradınız, talebeleri ve nurcu cemaatleri bunu kabul etmiyorlar. Asıl sıkıntı burdadır. Önce o fikirdeydi sonra döndü diyen nadir nurcu var piyasada... Misal, bu forumdaki nurculara bir deyiniz bakalım, üstadınız döndü, siz de dönün diye, alacağınız cevapları biz bilsek de forum ahalisi de görmüş olur... :) Sonuçta, tasavvufa soğuk ve meşayıhtan uzak bir hareket ortadadır.

Ve lakin sizlerin siyaseti şudur: Lehinde olanları ileri sürüp tasavvufun aleyhinde Risalede yazılı olanları ve hatıraları görmemeniz. Siz de tasavvuf ehlisiniz. Mesela, madem evvelki düşüncelerden vazgeçildi, neden halen tasavvuf aleyhine risalede o kayıtlar var? Vazgeçilen neden çıkarılmadı? sorusuna, şumullü bir cevabınızın olmaması... (Ya da bu tarafına girmek istemiyorsunuz) Olmadığı gibi, bu şekil savunmanızın nurcuların yanlışdan dönmesinde etkisi yok; bizim dışarıdan, tasavvuftan da desteğimiz var görüntüsü ortaya çıkıyor. Maalesef durumunuz budur. Belki böyle bir siyasetle nurcuları değiştirebileceğinizi sanıyorsunuz; lakin cidden yanılıyorsunuz. Kemik gibidirler. Donmuş, beton tutmuş... Nafile bir siyaset... Vesselam.

Muhterem kardeşim...Risaleler bir bütündür...Üstadın risallerde, . tarikat zamanı değil sözü geçtiği gibi, ''bir zaman demiştim tarikat zamanı değil ,bid'alar mani oluyor....ama şimdi....'' sözünü birlikte almak gerekir....dolayısıyla önceki sözünü üstad r,salalerden çıkarmamış ama bu cümleler,yle tashih etmiş.Dolayısıyla nurcu meşrebindeki kardeşlerimizin tashih edilmiş bu sözleride konu geldiğinde ifade etmeleri gerekir..zaten üstad tarikattan uzak bir kişi değil.'ben bir cihetle nakşi ve kadiriyim'' dediği de ri,salelerde geçiyor..''üstadım gavsu azam'' dediği de geçiyor...Böyle bir zatın tarikatları ''es'' geçmesi eşyanın tabiatına aykırıdır...Muhammed Emin er, bana halifelik verildi , bu görevi yapyımmı dediğinde üstad olumlu cevab vermiştir....Bunun dışında nakledilenlere hiç kimse itibar etmesin...:)
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Muhterem kardeşim...Risaleler bir bütündür...Üstadın risallerde, . tarikat zamanı değil sözü geçtiği gibi, ''bir zaman demiştim tarikat zamanı değil ,bid'alar mani oluyor....ama şimdi....'' sözünü birlikte almak gerekir....dolayısıyla önceki sözünü üstad r,salalerden çıkarmamış ama bu cümleler,yle tashih etmiş.Dolayısıyla nurcu meşrebindeki kardeşlerimizin tashih edilmiş bu sözleride konu geldiğinde ifade etmeleri gerekir..zaten üstad tarikattan uzak bir kişi değil.'ben bir cihetle nakşi ve kadiriyim'' dediği de ri,salelerde geçiyor..''üstadım gavsu azam'' dediği de geçiyor...Böyle bir zatın tarikatları ''es'' geçmesi eşyanın tabiatına aykırıdır...Muhammed Emin er, bana halifelik verildi , bu görevi yapyımmı dediğinde üstad olumlu cevab vermiştir....Bunun dışında nakledilenlere hiç kimse itibar etmesin...:)

Nurcuların büyükleri, has talebeleri hazretten alıntı yapıyorlar. Kendisini Mehdi ilan etmiş ve İsa da gelmiş demiş. Badıllının tabiri ile bu kalp ehli, veli insanlar yalan mı söylüyorlar yani?

Bize gelince biz hazreti öyle bilmeyiz. Hatta yaşayan ağabeylerden çok vardır, hazretin Sami Efendi'ye gönderdiklerinden. Hayatta iken gönderdikleri var, vefatından sonra manen gönderdikleri var. Bu noktada hazret evvelki sözünden dönmüştür diye inanırız. Ama gel gör ki, inkarcılar hiçbir zaman hakikate talip olmamışlardır.
 

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya
Ben bu Mehdi meslesini bir nurcu arkadaşımla risalelerden okudum...Ama ne garibdirki, o arkadaşım ne hikmetse, risalelerde konu açık olmasına rağmen üstadın büyük mehdi olduğunda ısrar ediyor...Halbuki üstadın mehdinin üç görevini sayarken ,ilk görevin risalei nurun yaptığını ama ittihadı islamı ve islamın bütü
n dünyada hakim olması,güçlnmesi işini mehdi azamın yapacağı açıkca belirtilmiş olmasına rağmen nurcu kardeşleimin ekserisi maalesef üstadın büyük mehdi olduğuna inanmalarını bem meşreb taasubuna bağlıyorum..bEN şahsen üstadı Mehdiyyunlardan biri olarak görüyorum...<Üstadın seyyidliğini ortaya koyanların amacı inş. kendisinin mehd, azam olduğunu göstermek olmadığına hüsnü zan ediyorum.:)
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Ben bu Mehdi meslesini bir nurcu arkadaşımla risalelerden okudum...Ama ne garibdirki, o arkadaşım ne hikmetse, risalelerde konu açık olmasına rağmen üstadın büyük mehdi olduğunda ısrar ediyor...Halbuki üstadın mehdinin üç görevini sayarken ,ilk görevin risalei nurun yaptığını ama ittihadı islamı ve islamın bütü
n dünyada hakim olması,güçlnmesi işini mehdi azamın yapacağı açıkca belirtilmiş olmasına rağmen nurcu kardeşleimin ekserisi maalesef üstadın büyük mehdi olduğuna inanmalarını bem meşreb taasubuna bağlıyorum..bEN şahsen üstadı Mehdiyyunlardan biri olarak görüyorum...<Üstadın seyyidliğini ortaya koyanların amacı inş. kendisinin mehd, azam olduğunu göstermek olmadığına hüsnü zan ediyorum.:)

Hüsnü zan ederek neden o şahsa iftira edelim ki? O şahıs mehdicilik oynayanların en başlarında yer alıyor. Neden hakkı teslim edemiyoruz anlamıyorum. Demek ki sözümüzde haklıyız, birileri bu papağanları yetiştirip, sokağa salıveriyorlar. Risale misale hikaye yani..

Bak Akgündüz seyyidlikten sonra şunları aktarıyor:

Ahmet Akgündüz:

Hatıra aynen şöyle ; 1958 yılında Ahmed Fevzi Ağabey Üstadı İsparta’da ziyaret eder. Bildiğiniz gibi, Ahmed Feyzi Ağabeyin Maidet’ül-Kur’an isimli ve Üstad’ın hem seyyyidliğini ve hem de Mehdiyyetini ayet ve hadislere dayanarak isbat ettiği bir eseri vardır. Önceleri Üstad bu eseri Zülfikar Mecmuasının sonuna lahika olarak neşretmiş ise de hücumlar karşısında bunu sonradan aynı Mecmuadan çıkarmıştır. Hüsnü Bayram Ağabey anlatıyor:

Üstadımız, ben ve Ahmed Fevzi Ağabey aynı odada idik. Üstadımız bize dönerek

“Kardeşim Fevzi! Senin bu kitabındaki seyyidlik ve mehdiyyet ile alakalı tesbitlerin aynen doğrudur. İleride ortaya konacak; ancak ben göremeyeceğim. Hüsnü kardeşim inşallah sen görürsün.”

Sen evvela Kur'an'a iman ediyor musun onu de. Baksana amcamlar Kur'an ve hadisle ispat etmişler mehdiyi azam olduğunu :)

Akgündüz, hem üstadın kendisini haber verdiğini demiş, seyyid ve mehdi olduğunu o belgelemiş ya :) hem de hazretin kendisini mehdi ilan ettiğini o rivayette zikrediyor. Ne dersin bu işe?

Bu tiplerin tarikat anlatımı da manifestonun dediği gibi olacaktır.
 
Katılım
14 Eki 2006
Mesajlar
1,777
Tepkime puanı
67
Puanları
0
Talip dün sordum o kitabı sen ömründe gördün nette bir kelimesini okudun mu diye görmezden geldin ve hâlâ devam ediyorsun.. Madem görmedin okumadın o insanın kuran a olan imanini nasıl oluyor da ölçmeye cüret ediyorsun.. @Ahter mehdinin o üç vazifeyi bir arada yerine getiremeyeceği gene nurlarda geçer araştırsan bulursun..
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Muhterem kardeşim...Risaleler bir bütündür...Üstadın risallerde, . tarikat zamanı değil sözü geçtiği gibi, ''bir zaman demiştim tarikat zamanı değil ,bid'alar mani oluyor....ama şimdi....'' sözünü birlikte almak gerekir....dolayısıyla önceki sözünü üstad r,salalerden çıkarmamış ama bu cümleler,yle tashih etmiş.Dolayısıyla nurcu meşrebindeki kardeşlerimizin tashih edilmiş bu sözleride konu geldiğinde ifade etmeleri gerekir..zaten üstad tarikattan uzak bir kişi değil.'ben bir cihetle nakşi ve kadiriyim'' dediği de ri,salelerde geçiyor..''üstadım gavsu azam'' dediği de geçiyor...Böyle bir zatın tarikatları ''es'' geçmesi eşyanın tabiatına aykırıdır...Muhammed Emin er, bana halifelik verildi , bu görevi yapyımmı dediğinde üstad olumlu cevab vermiştir....Bunun dışında nakledilenlere hiç kimse itibar etmesin...:)

Muhterem ağabey,

Siz kendi anlamak istediğiniz gibi anlıyorsunuz. Lakin durum sizin anlamak istediğinizden biraz daha karışık ve müphem... Ortada yazılı metinler var. Ve bu metinlerde her iki zıd anlama gelebilecek ifadeler var. Hem öyle hem böyle... Bu zıd ifadelerden birini tercih etmiş nice cemaat kalabalıklarından söz ediyoruz. Önceden öyleydi, sonra tashih etti vs. demenizin fiili duruma bir etkisi yok. (Tashih edilince, eskisi metinden çıkmalıydı halbuki... Tashih ancak düzeltmeyle, ekleyip çıkarmayla ve ilan etmeyle olur. Neden öyle olmuş, bunlar niçin öylece kalmış? Bugün çok da önemi yok, neticede bu düzeltilmiş düzeltilmemiş kısımlar yazılı olarak yayınlanmaya devam etmekte ve risale talebeleri defaatle bunları okuyup durmakta... :) )

Bunlar itikadi kaymalardır. Tasavvuf, ehli sünnetin ruhudur, ahlaki tatbikatıdır; Fıkh-ı Batındır. Tasavvufu gereksiz gören bir zihniyet kesin olarak ehli Sünnetten çıkar. Nursi Rh. A., Mehdi-i Azam olmamasına rağmen, güneş kadar açık bu gerçeği kabul etmeyip ona Mehdi As. diye inananları çok. Öyle iddia ettiğiniz gibi mehdiyyun, zemin hazırlayıcı filan değil! Bizzat Mehdi As... (Yoksa dediğiniz anlamda bugün dahi yeryüzünde yüzlerce mehdiyyun vardır.) Durum öyle katı ve çetrefil hale gelmiş ki:

Nurcu ağabeyi Hacı Hulusi Bey: “Bu nurçiler (yani nurcular), alevilerden bile sonra Mehdi’ye tabi olur.” demek zorunda kalmıştır. Burdaki mana olumsuzdur, kıyamet kopsa tabi olmazlar anlamında...

Nur’un birinci talebesi olan Hacı Hulusi efendi hakkında Said Nursi merhum, benim yegane manevi evladım ve teselli sebebim ve hakiki varisim (mirasçım) demiştir. Yukardaki söz ile şunu kastetmekte; nurcular Mehdilik saplantısından dolayı hakiki Mehdi As. zuhur ettiğinde ona Alevilerden bile sonra tabi olurlar! O kadar İMKANSIZ görünüyor yani. Bunu söyleyen BİRİNCİ bir talebe... Burdan hesap edin. Bu davanın ehli sünnet dahilinde olduğunu iddia etmeyeceksinizdir inşallah. İmam Rabbani Hz.leri, 380. Mektup'da bu tarz bir davanın bid'at olduğunu söylemektedir. İmam Hz.lerini delil getirenlerin, bu ifadelerini görmezden gelmeleri de manidardır ve durumun vehametini teyid etmektedir.

Tasavvufa soğuk ve kendilerini ondan üstün görmelerinde de aynı saplanmışlık ve katılık caridir. Ne derseniz deyin, kulak almaz.

Risalede aksi de var ya da filan alim zat aksini hatıra etti vs. demeniz çare değil. Böyle bir lisanla nurculara hiçbir şey kabul ettiremezsiniz. Tercübeyle sabittir.

Çaresi başka... Çaresi, ilim ehli bir heyetin risaleleri ele alarak ondaki aykırılıkları temizlemesidir. (Sadece tasavvuf ve mehdilik konusunda değil başka onlarca aykırı tarafları var risalenin) Bu faaliyetin de nurcu abilerince ve cemaatçe kabule şayan olmayacağını biliyoruz da (*), en azından bundan sonra bu aykırı inançlara kapılanların azalması ihtimalinden dolayı böyle bir iş lüzumludur.

Mesela, merhum İsmail efendi böyle bir fırsat ve güce sahip iken ne hikmetse bunu kullanmadan ahirete intikal etmiştir. Bunlar sorumluluk gerektiren fiillerdendir.

Fi emanillah.

(*) Nasıl kabul olsun ki? Misal, risalenin her davasını hararetle savunan @serdengeçti kardeşimiz risaleden başka eser okumamakla iftihar edebilmekte... :) Üstadının ağzından çıkan her şeyi hoş bulmakta... İmza olarak da "fikr-i sabit" ifadesini tercih etmiş biri... Bu tür bir kimseye neyi, nasıl anlatacaksınız? Doğruyu nasıl kabul edebilir ki? Bunlar için ilim, eser, alim, fakih, ehli sünnet vs. vız gelir. serdengeçti bir misali. Emin olunuz, abileri dahil, bilinçli nurcuların ekserisi böyledir. serdengeçti bariz bir numunesidir ve forum tarafından müşahade edilebilecek durumdadır.
 
Katılım
14 Eki 2006
Mesajlar
1,777
Tepkime puanı
67
Puanları
0
Serdengeçti ye ne olmuş biri beni anmış :) ilim istediniz kardeşimiz hazırladı foruma astı hirahos.. fakat hâlâ garip garip bekliyor.. ilim varsa gidin oraya konuşun.. Ben fikri sabit im nurlar da ne var ne yok onu bilirim sadece.. Talip bir hirahos iki.. Dedi ile kodu ile yürüyor bütün işleriniz..
 
Katılım
14 Eki 2006
Mesajlar
1,777
Tepkime puanı
67
Puanları
0
Yıllarca nurlarda tahrifat var fitnesi yaydınız.. Bu uğur da kürt milliyetçileri ile bir oldunuz.. Nurlar da tarikat ile ilgili bütün parçaları evet bütün leyhte görünen parçaları başkası ekledi dediniz mektubat i rabbani yi delil gösterdiniz. Size cevap veren ne usame ye ne de levent bağ a cevap verdiniz.. Seyyid lik istediniz getirdik üstad öyle demiyor dediniz. Doğru ya üstad hata yapmaz değil mi siz de kabul ettiniz. Icazet istediniz gösterdik ses yok. Hadisleri tevil yasak dediniz delil istedik bilmem kaçıncı mektup u adres gösterdiniz baktık yok öyle birşey..varsayalım ki var hatasız olunmayacağını unuttunuz minare boyunda adam beklediniz. Ihlas kitapla olmaz dediniz yakın örneği talip e baktık aman Allahım ihlas fışkırıyor.. Üstad üniversite parasını yedi dediniz hodri meydan cevap verdik tık yok.. foruma uğrayıp felsefe den aklı karışanlara envar ul aşıkin ile cevap vermeye çalıştınız. Çoğunu görmezden geldiniz. Imanın kurtulsun istiyorsan bizle gelecen merhaleler den gececen başka çare yok dediniz hep boş çevirdiniz yani. E o yok bu yok mehdi sihirli değnek ile mi yapacak iman kurtarma işini. Biz nurlarda bulmuşuz mehdi demişiz size ne.. Ebced cifr ile mealciler le ateistler le bir oldunuz gene üstada saldırdınız. Uzar gider yazamıyorum.. Sonuç . Sonuç sıfır boş tartışmalar.. Siz sadece burada nurları ve hizmeti küçük düşürme derdindesiniz. başka Allah için hiçbir faaliyetiniz yok..
 

paspas

Yeni
Katılım
19 Eyl 2009
Mesajlar
111
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Yaş
44
''bir zaman demiştim tarikat zamanı değil ,bid'alar mani oluyor....ama şimdi....''

Yahu bu nurcularda dümen bitmez kardeşim. Saidi nursinin bunu söylediği tarihte bid'atler çokmuymuş? Peki çamuriyetin en civcivli zamanındamı artık bu bid'atler kalmışta ''...şimdi'' demiş?

Saidi nursi bir alim değildir. Kuvvetli bir filozoftur. Eserleri akli ve felsefi görüşlerle doludur. İlimden uzaktır. Hiçbir ilmi icazeti ve ehliyeti yoktur. Cifir ilmine merakı kendisinin cinlerle irtibatına sebep olmuş, onların tasallutuna uğramış, kendisini allameyi cihan sanmıştır. Gerçekler acı fakat gerçek gerçektir. Bunun her kelamına şakirtleri bir kılıf bularak zamanın tandansına uydurmaya kalkarlar. Yok mehdiydi yok değildi yok şahsı maneviydi yok şahsı hakikiydi v.s. Bu şarkı bitmez...
 
Katılım
14 Eki 2006
Mesajlar
1,777
Tepkime puanı
67
Puanları
0
''bir zaman demiştim tarikat zamanı değil ,bid'alar mani oluyor....ama şimdi....'' Yahu bu nurcularda dümen bitmez kardeşim. Saidi nursinin bunu söylediği tarihte bid'atler çokmuymuş? Peki çamuriyetin en civcivli zamanındamı artık bu bid'atler kalmışta ''...şimdi'' demiş? Saidi nursi bir alim değildir. Kuvvetli bir filozoftur. Eserleri akli ve felsefi görüşlerle doludur. İlimden uzaktır. Hiçbir ilmi icazeti ve ehliyeti yoktur. Cifir ilmine merakı kendisinin cinlerle irtibatına sebep olmuş, onların tasallutuna uğramış, kendisini allameyi cihan sanmıştır. Gerçekler acı fakat gerçek gerçektir. Bunun her kelamına şakirtleri bir kılıf bularak zamanın tandansına uydurmaya kalkarlar. Yok mehdiydi yok değildi yok şahsı maneviydi yok şahsı hakikiydi v.s. Bu şarkı bitmez...
sadece işarat-ul i'caz dann bir kelime ilmi olmayan cümle ya da bir hata gösterebilir misin..
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
Gülencilerin düşüncesi şalvarlıların düşüncesi çarıklıların düşüncesi
Ben kendi adıma yazıyorum hala genellemeler peşinde koşuyorsunuz.
Heceleyeyim mi
Gülenciler ne düşünür ne konuşur aralarında ittifak var mı farklı düşünen var mı bilmemem
Sanki ali ile veliden bahsediyoruz
Milyonlarca insan
Her birinin farklı bir yoruma sahip olduğu aşikar.
Genel manada ise mesleklerine tarikatleri bulaştırmazlar

Tarikatler kendi vazifelerini yapsın Nurcular Gülenciler kendi vazifelerini yapsın.
Birinin diğerini inkar etmesi gerekmez
Bunu nasıl ifade edebirm bilmiyorum

Gülenciler tarikatçı olmaz onlar sahada alanda meydandadır.Hayatın içindedirler okullarda hariciye de dahiliye de şirketlerde vakıflarda derneklerde klüplerde her yerdeler.
Onların vazifesi ayrı tarikatlerin vazifesi ayrı.

Bir Nurcu devir tarikat devri diye düşünseydi her halde Tarikate katılırdı.
Bir tarikatçi de devir Nur devri Hizmet devri diye düşünseydi her halde hizmet kervanına katılırdı
Farklı düşünüyorlar
Bu anlamak çok mu zor??
Okumuşu anlamıyorken cahile nasıl anlatasın bunu
 
Üst