Bedîuzzaman'ın tabiriyle: "Şimdiye kadar tasavvuf hakkında milyonlarca eser yazılmıştır. Bu kadar âlimleri ve ardınca gidenleri inkar etmek kâr-ı akıl değildir.Şeriat ders verdiği ahkâmın hakâyıkını tarîkat; zevkiyle, keşfiyle ve ondan istifadesiyle ve istifâzesiyle, o ahkâm-ı şeriatin hak olduğuna ve Hakk'tan geldiğine bir burhân-ı bahirdir. Evet.. Nasıl ki velayet ve tarîkat, risâlet ve şeriatin hücceti ve delilidir; öyle de İslamiyyetin bir sırrı kemâli ve medâr-ı envârı ve insaniyetin İslâmiyyet sırrıyla bir ma'den-i terakkiyyâtı ve bir menba-i tefeyyu-zâtıdır.
. işte bu sırrı azîmin bu derece ehemmiyetiyle beraber bazı firâk-ı dâlle onun inkarı tarafına gitmişler.. Kendileri mahrum kaldıkları o envardan,başkalarının mahrumiyyetine sebeb olmuşlar.
En ziyade medâr-ı teessüf şudur ki, Ehli Sünnet ve Cemaatin, zahirî ulemâsı ve Ehli Sünnet ve Cemaate mensub bir kısım ehli siyaset, ğâfil insanlar, ehli tarîkatin içinde gördükleri bazı sûi isti'mâlâtı ve bir kısım hatîâtı bahane ederek, o hazine-i uzmâyı kapatmak, belki tahrib etmek ve bir nev'i o âb-ı hayatı dağıtan o kevser menbaını kurutmak için çalışıyorlar
Ey akılsız hamiyyet foroşlar!.. Ve sahtekar milliyyetperverler!.. Tarîkatin hayât-ı ictimâiyyenizde bu hasenesini çürütecek hangi seyyiatlerdir; söyleyiniz.(20)
Bediuzzaman küfür ve İslam medeniyetini mukayese Bediuzzaman küfür ve İslam medeniyetini mukayese etmek esnasında şöyle buyurur:Dilersen hayalinle Nurşin köyündeki Şeyda'nın meclisine gir. Kutsal sohbetiyle İslam medeniyetinin izharına bak. Orada fakirler kıyafetinde padişahları, insan suretinde melekleri görürsün. Sonra Paris'e git. Büyük millet meclisine gir. Orada insanların elbiselerini giymiş akrepleri, insan oğlunun suretine girmiş ifritleri görürsün. [52]Görülüyor ki, Bediuzzaman Nurşin köyünü Paris'e; Nurşin köyündeki tarîkati bugün tüm dünyayı uyuşturup dinden imandan uzaklaştıran masonluğa mukayese eder.
20)Yirmidokuzuncu mektub, telvihât-ı tis'a'dan üçüncü telvih. [52]Mesnevî - Arabî s.127 ve devamı
. işte bu sırrı azîmin bu derece ehemmiyetiyle beraber bazı firâk-ı dâlle onun inkarı tarafına gitmişler.. Kendileri mahrum kaldıkları o envardan,başkalarının mahrumiyyetine sebeb olmuşlar.
En ziyade medâr-ı teessüf şudur ki, Ehli Sünnet ve Cemaatin, zahirî ulemâsı ve Ehli Sünnet ve Cemaate mensub bir kısım ehli siyaset, ğâfil insanlar, ehli tarîkatin içinde gördükleri bazı sûi isti'mâlâtı ve bir kısım hatîâtı bahane ederek, o hazine-i uzmâyı kapatmak, belki tahrib etmek ve bir nev'i o âb-ı hayatı dağıtan o kevser menbaını kurutmak için çalışıyorlar
Ey akılsız hamiyyet foroşlar!.. Ve sahtekar milliyyetperverler!.. Tarîkatin hayât-ı ictimâiyyenizde bu hasenesini çürütecek hangi seyyiatlerdir; söyleyiniz.(20)
Bediuzzaman küfür ve İslam medeniyetini mukayese Bediuzzaman küfür ve İslam medeniyetini mukayese etmek esnasında şöyle buyurur:Dilersen hayalinle Nurşin köyündeki Şeyda'nın meclisine gir. Kutsal sohbetiyle İslam medeniyetinin izharına bak. Orada fakirler kıyafetinde padişahları, insan suretinde melekleri görürsün. Sonra Paris'e git. Büyük millet meclisine gir. Orada insanların elbiselerini giymiş akrepleri, insan oğlunun suretine girmiş ifritleri görürsün. [52]Görülüyor ki, Bediuzzaman Nurşin köyünü Paris'e; Nurşin köyündeki tarîkati bugün tüm dünyayı uyuşturup dinden imandan uzaklaştıran masonluğa mukayese eder.
20)Yirmidokuzuncu mektub, telvihât-ı tis'a'dan üçüncü telvih. [52]Mesnevî - Arabî s.127 ve devamı