Baykal bari bunu yapmasaydı

Dergaz

Profesör
Katılım
31 Ara 2007
Mesajlar
1,685
Tepkime puanı
28
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Ne fark eder ki
Baykal ne yapmak istiyor, anlayabiliyor musunuz? Benim anladığım, Türk siyasetinin bilinen en eski taktiğini uygulamaya çalışıyor. Türkiye’yi yönetilemez hale getirme taktiği bu. 1960’larda, 70’lerde başarıyla uygulanmıştı. Sonucunu da almışlardı. Yeniden deniyorlar.
Deniyorlar diyorum, çünkü CHP hiçbir zaman tek başına değildir. Doğal müttefikleriyle, yani sistemin öbür aparatlarıyla birlikte hareket eder.
***
Ülkeyi yönetilemez hale getirmenin “mümkün” iki yolu var. Biri kurumları yönetilemez hale getirmek, diğeri sokağı yönetilemez hale getirmek. Önce ilki denendi, olmadı. Şimdi ikincisinde sıra. Şimdi sokağı devreye sokmaya çalışıyorlar.
Sokaktaki gerginliğe dayanak olması için de siyaseti gergin tutmak gerekiyor. Sözgelimi bütçe konuşmasındaki o lüzumsuz gibi görünen sertlik bunun için. Başbakan’a yöneltilen “ihanet” suçlaması örneğindeki gibi kantarın topuzunun bilinçli bir şekilde elden bırakılması bunun için. Ölçülü, hesaplı bir gerginlik siyaseti izliyor CHP’liler.
CHP’nin doğal ortakları da so
kaktaki karışıklığı büyütmeye çalışıyorlar. Kimileri fiilen işin içinde, kimileri “basın yoluyla” yangına benzin döküyor. Bir işbölümü var yani,
Biri tutmuş, biri yakalamış... vs diye devam eden tekerlemede olduğu gibi.
***
Ülkenin yönetilemez hale gelmesinin de “muhtemel” iki sonucu var. Ya birileri gelip vaziyete el koyacak ya da sandık tam da böyle bir ortamda halkın önüne geleceği için iktidar partisinin oy kaybetmesiyle hükümet el değiştirecek.
Hesap bu. Ayrıca bir şey söylemeye ihtiyaç yok.
***
Tabii ki Baykal’ın derdi “Kürt Açılımı” falan değil. Zaten açılım adı altında önerilen hemen hemen
her şeyi vaktiyle kendisi de savunuyordu. Bundan sonra da aynı şeyleri savunması kimseyi şaşırtmaz.
Baykal’ın yegâne derdi hükümeti zor duruma düşürmek. Bunun için de ne lazım gelirse yapmaktan çekinmiyor. Çünkü böyle bir muhalefet anlayışı var CHP’nin. Menderes’e karşı da, Demirel’e karşı da, Özal’a karşı da aynı şeyi yaptılar. Yıkıcı muhalefet.
Şimdi bu yöntemi Tayyip Erdoğan’dan da esirgeyecek değiller!
Bunun için gerekirse milliyetçi hassasiyetlerden yola çıkıyor, gerekirse de sol veya liberal kimliklerini dolaptan çıkarıp üzerlerine kuşanıyorlar.
Şimdilerde Kürt açılımı istismara müsait durumda göründüğü için o bahane ediliyor.
***
Ancak, kim ne derse desin Kürt açılımı tartışmalarında Baykal “başarılı” bir süreç yönetimi sergiledi. Açılımın zihinlerde olumsuz bir karşılık bulması büyük ölçüde Baykal’ın başarısı. Elbette medya desteğini de unutmamak lazım.
Mesela Baykal diyor ki “PKK hükümetin Kürt açılımından yüz buldu, Tokat’ta katliam yaptı.” İşin ilginç yanı, toplumun bir kesiminde bu “bakış açısı” kabul görebiliyor.
Oysa hepimiz biliyoruz ki PKK “Kürt Açılımı”na en az CHP kadar karşı. Nasıl olmasın, bu süreç en başta PKK’nın tasfiyesini öngörüyor.
PKK’nın taraftarlarını sokağa dökerek başlattığı, taşlı ve molotoflu saldırılarla tırmandırdığı ve nihayet çarşı izninden dönen Mehmetçikleri katlederek zirveye taşıdığı gerginlik “Kürt Açılımı”nı engellemeye yönelik.
Baykal ise bu gerginliğin üzerine bir doz da kendisi ekleyerek hem açılımı engellemek hem de bu yolla hükümeti iktidarsız bırakma hesabı yapıyor.
Aralarındaki fark bu.


kaynak
 
Üst