spesifik
آزادی قید و بند
Günümüz itibari ile küresel ısınmanın sebebi olarak açığa çıkan “modernizm fikri” yani atmosfer kirliliği artık insanları dezenfekte edilmiş yeni bir dünya düzeni arayışına sevk etmiştir.
Beşeri sistemler, kirli siyasi sahada varlığını tehlikeye sokacak, köklerini sarsacak ve sütunlarını yıkacak son demin sancısını yaşamaktadır.Nihayet, Batıdaki egemen değerlerin iflası herkesçe müşahede edilebilmektedir.Modernizm fikrine karşı bir şekli ile eleştirme dalgası ortaya çıkmıştır.Bir çok batılının gözünde akide ve nizam olarak “Laiklik ve demokrasinin” beşeriyet için mutluluğu sağlama kudretine ve insanların problemlerine sahih çözümleri ortaya koymasına ilişkin güvenleri yok olmuştur.Gün geçtikçe erimekte olan batı toplumu (fikri,iktisadi,sosyal ve siyasi) her platforumda kendini göstererek. Batı toplumunda yıkılmaya yüz tutmuş tamiri imkansız gedikler açmıştır.
Evet, Beşeri sistemler bu acımasız süreçte, vicdanlarıda körelterek ahlaki erezyona sebebiyet gösterdiği gibi aynı zamanda dünyada vuku bulan katliamlara karşı insanları dumura uğratmıştır.Batının köhne fikirleri, İnsanları “vicdani” birtakım değer yargılarından tecrit ederek birer ölü hücre haline dönüştürmüştür. Bu perspektifte rasyonalist düşünme metodunun fesadı ve toplumda egemen olan yaşam tarzının abesligi ve iğrenç yüzü her yönü ile gün yüzüne çıkmıştır.Kapitalist ideoloji ve demokratik nizamla eş anlamlı olanmodernizim,kendi ailesinin tezahürü niteliğindeki “batı toplumu” bu minvalde hiddetli bir bunalım seyri içerisinde yaşamaktadır.
Psikolojik destek almadan hayata pozitif bakamayan batı toplumu duygularını şehevi-nesnel köleliklerinin tatmini uğrunda salarak-salaklaşarak, sosyal yalnızlıklarını gidermenin sapkınlığına duçar olmuşlardır.
"Batı"da Sosyal yalnızlık insanları egoizmin pençesinde hayattan soyutlayarak, nesnel uğraşlarla meşgul etmiştir. Bunun yanı sıra senede bir düzenlenen sosyal aktiviteler onların deşarj olabildikleri tek yaşam alanları olmuştur. Bu durum onların içsel boşluklarının dışa yansıması olarak karnaval,oktober fest ,(bayılırcasına içki tüketiminin adet edilmesi) weinlaube, (açık havada şarap stand’ları kurularak toplumda bol miktarda tüketilmesi) vs. şeklinde kendini gösterir. İşlerini din, dinlerinide weihnachsfest adı altında eğlence edinen batılı, saadet ararken insanlık hüviyetini ve aklını kaybetmiştir. “Hevaları ve tutkuları onların akıllarına egemen olmuştur”.
Böylece modernist Toplum çürüdü, kokusu afakı kapladı. "Aile" diye bir kavram kalmadı. Ferdi sınırsızlığın ve bütün imkanların sunulduğu biryerde zaten kimsenin kimseyle işi olmuyor. Demokratik aile yapısında istenmeyen bir görüntü var ki oda herkesin diledini, dilediği yerde yapabildigi bir ortamda yalan söylemeyi gerektirecek hiçbir bağlayıcı nedenin olmayışı.Zaten var olan her şey ortada! Bir kız, babasının yanında her tür melaneti yapabiliyor.Kimsenin kimseye verecek bir hesabı olmuyor. Nereye gidiyorsun? Dilediğimi yapmaya gibi. İşte Avrupalı yalan söylemez. dürüsttür,imajı (!).Halbuki iffetli/dürüst bir hayat sürmekle beraber yalan söylememektir, dürüstlük! Bu yüzden batı gelişmiş çağdaş bir deyyustur.
Evet,kapitalizmin gerçek çehresini avrupada gözlemleye biliyoruz.Gerçek demokrat insanlar orda yaşıyorlar.Modernist-özgürlükçü yaşam tarzı,artık geleceği nihai noktaya gelmiştir. Hatta zirveyi zorluyor. Ancak, insanlara bakıldığında içler acısı monoton bir durum söz konusu. Herne kadar demokrat bir toplum oluşmuşsada bunun doğal sonucu olarak köleleşmiş, köleleştirilmiş bir toplumla karşı karşıyasınız.Velhasıl;Heva ve heves uğruna bütün imkanların seferber edildiği bir yerdir batı uygarlığı.
En beteri de, nefsini ilahlaştıran-hevasına kulluk yapan bu köleler topluluğunun dünyaya yön vermesi…!! Biz Müslümanlar için içler acısıdır.!!! Batı toplumu çıkmaz sokaklarda saadet ararken insanlığını yitirmiş.Biz Müslümanlar da saadet için gücümüzü yitirmişiz.İnsanlık bizde fakat güç,otorite ve yönetim onlarda. Halbuki yeryüzü halifeliğinin, hikmetine binaen bu kölelere karşı “zillet” gerçekten büyük bir hüsrandır.İnsanlık onurunun ayaklar altında çiğnendiği bu süreç; Özelde biz Müslümanlar genelde insanlık için büyük bir yozlaşma, büyük bir dramın serüvenidir.
Hiçbir zaman diliminde köleler taklit edilmediği halde bugün ben müslümanım diyenlere ne olduda batı hayranlığı ve fikirleri onların nefislerinde yer etti.Buda yetmezmiş gibi batılıların düşmanca tutumlarına rağmen onları/İSLAM düşmanlarını dost, veli edindiler.Bu güzergahta “batı öykünmeciliği devam ettiği sürece kölelere efendi olunmaz”!
“Ey iman edenler; küfredenlere uyarsanız ökçelerinizin üstünden sizi geri çevirirler de hüsrana uğrayanlardan olursunuz”. Ali İmran/149
Metin inalpolat
Beşeri sistemler, kirli siyasi sahada varlığını tehlikeye sokacak, köklerini sarsacak ve sütunlarını yıkacak son demin sancısını yaşamaktadır.Nihayet, Batıdaki egemen değerlerin iflası herkesçe müşahede edilebilmektedir.Modernizm fikrine karşı bir şekli ile eleştirme dalgası ortaya çıkmıştır.Bir çok batılının gözünde akide ve nizam olarak “Laiklik ve demokrasinin” beşeriyet için mutluluğu sağlama kudretine ve insanların problemlerine sahih çözümleri ortaya koymasına ilişkin güvenleri yok olmuştur.Gün geçtikçe erimekte olan batı toplumu (fikri,iktisadi,sosyal ve siyasi) her platforumda kendini göstererek. Batı toplumunda yıkılmaya yüz tutmuş tamiri imkansız gedikler açmıştır.
Evet, Beşeri sistemler bu acımasız süreçte, vicdanlarıda körelterek ahlaki erezyona sebebiyet gösterdiği gibi aynı zamanda dünyada vuku bulan katliamlara karşı insanları dumura uğratmıştır.Batının köhne fikirleri, İnsanları “vicdani” birtakım değer yargılarından tecrit ederek birer ölü hücre haline dönüştürmüştür. Bu perspektifte rasyonalist düşünme metodunun fesadı ve toplumda egemen olan yaşam tarzının abesligi ve iğrenç yüzü her yönü ile gün yüzüne çıkmıştır.Kapitalist ideoloji ve demokratik nizamla eş anlamlı olanmodernizim,kendi ailesinin tezahürü niteliğindeki “batı toplumu” bu minvalde hiddetli bir bunalım seyri içerisinde yaşamaktadır.
Psikolojik destek almadan hayata pozitif bakamayan batı toplumu duygularını şehevi-nesnel köleliklerinin tatmini uğrunda salarak-salaklaşarak, sosyal yalnızlıklarını gidermenin sapkınlığına duçar olmuşlardır.
"Batı"da Sosyal yalnızlık insanları egoizmin pençesinde hayattan soyutlayarak, nesnel uğraşlarla meşgul etmiştir. Bunun yanı sıra senede bir düzenlenen sosyal aktiviteler onların deşarj olabildikleri tek yaşam alanları olmuştur. Bu durum onların içsel boşluklarının dışa yansıması olarak karnaval,oktober fest ,(bayılırcasına içki tüketiminin adet edilmesi) weinlaube, (açık havada şarap stand’ları kurularak toplumda bol miktarda tüketilmesi) vs. şeklinde kendini gösterir. İşlerini din, dinlerinide weihnachsfest adı altında eğlence edinen batılı, saadet ararken insanlık hüviyetini ve aklını kaybetmiştir. “Hevaları ve tutkuları onların akıllarına egemen olmuştur”.
Böylece modernist Toplum çürüdü, kokusu afakı kapladı. "Aile" diye bir kavram kalmadı. Ferdi sınırsızlığın ve bütün imkanların sunulduğu biryerde zaten kimsenin kimseyle işi olmuyor. Demokratik aile yapısında istenmeyen bir görüntü var ki oda herkesin diledini, dilediği yerde yapabildigi bir ortamda yalan söylemeyi gerektirecek hiçbir bağlayıcı nedenin olmayışı.Zaten var olan her şey ortada! Bir kız, babasının yanında her tür melaneti yapabiliyor.Kimsenin kimseye verecek bir hesabı olmuyor. Nereye gidiyorsun? Dilediğimi yapmaya gibi. İşte Avrupalı yalan söylemez. dürüsttür,imajı (!).Halbuki iffetli/dürüst bir hayat sürmekle beraber yalan söylememektir, dürüstlük! Bu yüzden batı gelişmiş çağdaş bir deyyustur.
Evet,kapitalizmin gerçek çehresini avrupada gözlemleye biliyoruz.Gerçek demokrat insanlar orda yaşıyorlar.Modernist-özgürlükçü yaşam tarzı,artık geleceği nihai noktaya gelmiştir. Hatta zirveyi zorluyor. Ancak, insanlara bakıldığında içler acısı monoton bir durum söz konusu. Herne kadar demokrat bir toplum oluşmuşsada bunun doğal sonucu olarak köleleşmiş, köleleştirilmiş bir toplumla karşı karşıyasınız.Velhasıl;Heva ve heves uğruna bütün imkanların seferber edildiği bir yerdir batı uygarlığı.
En beteri de, nefsini ilahlaştıran-hevasına kulluk yapan bu köleler topluluğunun dünyaya yön vermesi…!! Biz Müslümanlar için içler acısıdır.!!! Batı toplumu çıkmaz sokaklarda saadet ararken insanlığını yitirmiş.Biz Müslümanlar da saadet için gücümüzü yitirmişiz.İnsanlık bizde fakat güç,otorite ve yönetim onlarda. Halbuki yeryüzü halifeliğinin, hikmetine binaen bu kölelere karşı “zillet” gerçekten büyük bir hüsrandır.İnsanlık onurunun ayaklar altında çiğnendiği bu süreç; Özelde biz Müslümanlar genelde insanlık için büyük bir yozlaşma, büyük bir dramın serüvenidir.
Hiçbir zaman diliminde köleler taklit edilmediği halde bugün ben müslümanım diyenlere ne olduda batı hayranlığı ve fikirleri onların nefislerinde yer etti.Buda yetmezmiş gibi batılıların düşmanca tutumlarına rağmen onları/İSLAM düşmanlarını dost, veli edindiler.Bu güzergahta “batı öykünmeciliği devam ettiği sürece kölelere efendi olunmaz”!
“Ey iman edenler; küfredenlere uyarsanız ökçelerinizin üstünden sizi geri çevirirler de hüsrana uğrayanlardan olursunuz”. Ali İmran/149
Metin inalpolat