Bana kim oy vermiş acaba? Teşekkür ederim ama ben henüz yöneticilik yap(a)madım ki. Bilmediğimden, vaktim pek olmadığından ve yöneticilik işi bana göre olmadığından sanırım bir de.
Galiba yöneticilikten alınsam daha iyi olacak. Yönetimin dikkatine.
Hepsi birbirinden değerli ama en çok @Büşra hanımı buralarda görüyoruz, hem bize laf atıyor filan ondan ona oy verdik. Hem eltisi milletvekili olacak ondan dertli, onu seçelim de o da bir seçim kazanmış olsun, sevinsin :O
Verda
Hakperest
Mugalata
Size de oy kullanmak isterdim. Ancak birden fazla oy kullanılmadığı için tercihim Büşra abla...
Ben burada İSLAM DEĞERLERİNE GÖRE ADİL olan bir yönetici göremiyorum.
Ben burada FORUM KURALLARINI gerçek anlamda yaşama geçiren yönetici göremiyorum.
AKSİNİ İDİA eden varsa çıksın desin BEN BİR MÜSLÜMAN a yakışır şekilde ADİL ve DÜNYEVİ olarakta FORUM KURALLARINI yaşama geçiriyorum TARAF tutmadan desin.
Adalet ve hakkaniyet ölçülerine uyma, O'nun (asm) kaçınılmaz prensiplerinden idi. Adalet önünde soy, mevki, makam, mal, mülk gibi farklılıklar gözetmez; hakkın yerini bulmasına gayret gösterirdi. Kendisine, hırsızlık yapmış eşraftan Fatıma adlı bir kadın getirilmiş ve bazıları aracılık yaparak cezayı hafifletmek istemişlerdi. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (asm) öfkelendi ve
"Hırsızlık yaparak getirilen, kızım Fatıma dahi olsa elini keserdim." buyurdu (Buharî, Hudüd 12; Müslim, Hudüd 8, 9).
Devlet idaresi için çeşitli kademelerde görevli tayininde ehliyet ve liyakat esasına riayet eder; layık olan kişileri yaşları küçük olsa da, soylu ailelerden olmasalar bile görevlendirirdi. Hak olan hususlarda kendisine ve görevlilerine itaat edilmesini ister; ancak hakka ve hakikata uymayan konularda tebeanın itaat mükellefiyetinde olmadıklarını belirtirdi. Böylece hak sınırları içerisinde emîre itaati gerekli görmekle birlikte, halkı kendi hizmetine mecbur kişiler olarak görmez, kendini onların üstünde saymazdı; bilakis onların içinden, aralarından biri idi.
- Adalet: Adil olmayanlar, yöneticiliğe asla layık değillerdir. Adaletin icrasında ırk, akrabalık, zenginlik, fakirlik gibi hususlar etkili olamaz. Hangi inançtan, hangi ırktan, hangi kesimden olursa olsun haklı olanın hakkı, zalimden alınıp kendisine iade olunmalıdır. İdareci hem adil olacak, hem de adaletin icra edilmesine yardımcı olacak, bu hususta asla tavizkâr davranmayacaktır.
Adalet ve hakkaniyet ölçülerine uyma, O'nun (asm) kaçınılmaz prensiplerinden idi. Adalet önünde soy, mevki, makam, mal, mülk gibi farklılıklar gözetmez; hakkın yerini bulmasına gayret gösterirdi. Kendisine, hırsızlık yapmış eşraftan Fatıma adlı bir kadın getirilmiş ve bazıları aracılık yaparak cezayı hafifletmek istemişlerdi. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (asm) öfkelendi ve
"Hırsızlık yaparak getirilen, kızım Fatıma dahi olsa elini keserdim." buyurdu (Buharî, Hudüd 12; Müslim, Hudüd 8, 9).
Devlet idaresi için çeşitli kademelerde görevli tayininde ehliyet ve liyakat esasına riayet eder; layık olan kişileri yaşları küçük olsa da, soylu ailelerden olmasalar bile görevlendirirdi. Hak olan hususlarda kendisine ve görevlilerine itaat edilmesini ister; ancak hakka ve hakikata uymayan konularda tebeanın itaat mükellefiyetinde olmadıklarını belirtirdi. Böylece hak sınırları içerisinde emîre itaati gerekli görmekle birlikte, halkı kendi hizmetine mecbur kişiler olarak görmez, kendini onların üstünde saymazdı; bilakis onların içinden, aralarından biri idi.
- Adalet: Adil olmayanlar, yöneticiliğe asla layık değillerdir. Adaletin icrasında ırk, akrabalık, zenginlik, fakirlik gibi hususlar etkili olamaz. Hangi inançtan, hangi ırktan, hangi kesimden olursa olsun haklı olanın hakkı, zalimden alınıp kendisine iade olunmalıdır. İdareci hem adil olacak, hem de adaletin icra edilmesine yardımcı olacak, bu hususta asla tavizkâr davranmayacaktır.
Hadi bi gitsene ...Forumun asli hüviyeti ve özelilğinin yerinde yeller esmeye başladığı buradan da belli ki, artık "hi-ha-ho;ho-hi-ha" kabilinden çocukça eğlenceler öne çıkmaya başlamış! Öyle ya,biz burada henüz daha İslâm Dini ve imanla müşerref olamamışlarla ne konuşacağız ki?..