mostar
Profesör
- Katılım
- 6 Ara 2009
- Mesajlar
- 1,011
- Tepkime puanı
- 244
- Puanları
- 0
Ayaklı yayınevi Cem Gülbent
Sevinç Özarslan - 04.12.2010
Tek başına koca bir yayınevi o. Hayal ediyor, kurguluyor, yazıyor, düzeltiyor, diziyor, tasarlıyor, basıyor, pazarlıyor, tanıtıyor, dağıtıyor.
Bir yazar düşünün; kitabının baskısını, dizgisini, kapak tasarımını, dağıtımını, pazarlamasını, tanıtımını, web sitesini kendisi yapsın. Ayaklı yayınevi gibi çalışsın. Yayıncıların 'Kitap satamıyoruz, dağıtım yapamıyoruz.' şikayetlerini, geliştirdiği yöntemlerle yerle bir etsin. Hesap edin; dağıtımcısı yok, kitapçısı yok, ulaşabildiği kişiye satıyor kitabını. Ama büyük bir iştiyakla. Kargo şirketiyle anlaşmış, GSM operatörüyle dahi işbirliği yapmış acayip bir yazar o.
Elma gibi kırmızı yanakları, yumuşak ses tonuyla TÜYAP Kitap Fuarı'nda tanıştığımız Cem Gülbent (28), pırıl pırıl ve heyecan dolu bir genç.
Geçen yıl, hiçbir yayınevinin standı onu kabul etmediği için boynunu büküp memleketi İzmir'e dönmüş ama bu yıl fuarın en tanınan simalarından biriydi. Nihayet Ezgi Kitabevi kâr ortaklığı teklifini kabul etmiş de hemen işe koyulmuştu. Kitap kapağını bastırdığı tişörtüyle kapıdan girenleri selamlıyor, ayraçlarını dağıtıyor, "Hoşunuza giderse yazarı da burada." diye tanıtım yapıyordu. İnanmazsınız ama bir yıl içinde bu yöntemle yaklaşık 5 bin kitap satmış. Fuarlarda, festivallerde ve okullarda düzenlenen imza günleri... Onun hayatı kaç aydır bu istikamette devam ediyor. Mayısta İzmit'te açılan kitap fuarında en çok satan yazar unvanını bile almış.
Cem Gülbent'in hayatı aslında gördüğü bir rüyayla değişiyor. Rüyasında kayıp bir anahtarın peşine düşen, ama en heyecanlı yerinde uyanan Cem, "Uyanmasaydım acaba ne olurdu?" sorusunun cevabını aramaya başlayınca Paradokya serisinin ilk kitabı Paradokya ve Adalet Yıldızı ortaya çıkmış.
Alçılı ayakla gittiği askerde, hastane odasında 64 günde bitirmiş kitabını. Eylül 2009'dan bu yana 4 bin adet satılan kitabın ikincisi geçtiğimiz ekimde yayımlandı.
Paradokya ve Kayıp Pusula'ya, TÜYAP'ta gençlerin yoğun ilgi gösterdiğine gözlerimizle şahit olduk. Birinci kitabı okuyanlar, ertesi gün ikincisini almaya gelmişti, ta Beylikdüzü'ne. Eh yaklaşık bundan da bin adet gitmiş. Ne de olsa fantastik bir kitap.
Vampirlerin vampirlere âşık olduğu, uçanın kaçanın birbirini kovaladığı, büyü tozlarının havada uçuştuğu ithal fantastik kitaplara inat, kültürel ve manevi değerlerimizi içeren özbeöz 'yerli fantastik' kitapla karşı karşıyayız. Biraz daha açarsak; okurlar, Çin'deki Terra Cotta savaşçıları ve imparator Qin ile zaman geçirirken büyük İslâm kumandanı Tarık Bin Ziyad'ı da tanımış oluyorlar. Ya da kayıp Mu kıtasının orijinal dünyasında gezinirken İzmir'in gizemli tünellerinde dolaşıyorlar.
Paradokya kitaplarına ulaşmak çok kolay. Hatta her isteyen imzalı bir kitaba sahip olabiliyor. Bunun için cep telefonunuzun kısa mesaj bölümüne PARADOKYA yazıp 7979'a göndermeniz yeterli.
Kitabın ücreti o an hattınızdan düşüyor. Adresiniz alındıktan sonra yazarından adınıza imzalı kitap kargoyla evinize geliyor. Üstelik kargo ücreti ödemiyorsunuz. Cem Gülbent, "Bazı operatör firmalarının mobil ödeme sistemi var, onlarla anlaştım. Ülkemizde ilk kez bir yazar böyle bir girişimde bulunuyor." diyor.
[email protected]
Sevinç Özarslan - 04.12.2010
Tek başına koca bir yayınevi o. Hayal ediyor, kurguluyor, yazıyor, düzeltiyor, diziyor, tasarlıyor, basıyor, pazarlıyor, tanıtıyor, dağıtıyor.
Bir yazar düşünün; kitabının baskısını, dizgisini, kapak tasarımını, dağıtımını, pazarlamasını, tanıtımını, web sitesini kendisi yapsın. Ayaklı yayınevi gibi çalışsın. Yayıncıların 'Kitap satamıyoruz, dağıtım yapamıyoruz.' şikayetlerini, geliştirdiği yöntemlerle yerle bir etsin. Hesap edin; dağıtımcısı yok, kitapçısı yok, ulaşabildiği kişiye satıyor kitabını. Ama büyük bir iştiyakla. Kargo şirketiyle anlaşmış, GSM operatörüyle dahi işbirliği yapmış acayip bir yazar o.
Elma gibi kırmızı yanakları, yumuşak ses tonuyla TÜYAP Kitap Fuarı'nda tanıştığımız Cem Gülbent (28), pırıl pırıl ve heyecan dolu bir genç.
Geçen yıl, hiçbir yayınevinin standı onu kabul etmediği için boynunu büküp memleketi İzmir'e dönmüş ama bu yıl fuarın en tanınan simalarından biriydi. Nihayet Ezgi Kitabevi kâr ortaklığı teklifini kabul etmiş de hemen işe koyulmuştu. Kitap kapağını bastırdığı tişörtüyle kapıdan girenleri selamlıyor, ayraçlarını dağıtıyor, "Hoşunuza giderse yazarı da burada." diye tanıtım yapıyordu. İnanmazsınız ama bir yıl içinde bu yöntemle yaklaşık 5 bin kitap satmış. Fuarlarda, festivallerde ve okullarda düzenlenen imza günleri... Onun hayatı kaç aydır bu istikamette devam ediyor. Mayısta İzmit'te açılan kitap fuarında en çok satan yazar unvanını bile almış.
Cem Gülbent'in hayatı aslında gördüğü bir rüyayla değişiyor. Rüyasında kayıp bir anahtarın peşine düşen, ama en heyecanlı yerinde uyanan Cem, "Uyanmasaydım acaba ne olurdu?" sorusunun cevabını aramaya başlayınca Paradokya serisinin ilk kitabı Paradokya ve Adalet Yıldızı ortaya çıkmış.
Alçılı ayakla gittiği askerde, hastane odasında 64 günde bitirmiş kitabını. Eylül 2009'dan bu yana 4 bin adet satılan kitabın ikincisi geçtiğimiz ekimde yayımlandı.
Paradokya ve Kayıp Pusula'ya, TÜYAP'ta gençlerin yoğun ilgi gösterdiğine gözlerimizle şahit olduk. Birinci kitabı okuyanlar, ertesi gün ikincisini almaya gelmişti, ta Beylikdüzü'ne. Eh yaklaşık bundan da bin adet gitmiş. Ne de olsa fantastik bir kitap.
Vampirlerin vampirlere âşık olduğu, uçanın kaçanın birbirini kovaladığı, büyü tozlarının havada uçuştuğu ithal fantastik kitaplara inat, kültürel ve manevi değerlerimizi içeren özbeöz 'yerli fantastik' kitapla karşı karşıyayız. Biraz daha açarsak; okurlar, Çin'deki Terra Cotta savaşçıları ve imparator Qin ile zaman geçirirken büyük İslâm kumandanı Tarık Bin Ziyad'ı da tanımış oluyorlar. Ya da kayıp Mu kıtasının orijinal dünyasında gezinirken İzmir'in gizemli tünellerinde dolaşıyorlar.
Paradokya kitaplarına ulaşmak çok kolay. Hatta her isteyen imzalı bir kitaba sahip olabiliyor. Bunun için cep telefonunuzun kısa mesaj bölümüne PARADOKYA yazıp 7979'a göndermeniz yeterli.
Kitabın ücreti o an hattınızdan düşüyor. Adresiniz alındıktan sonra yazarından adınıza imzalı kitap kargoyla evinize geliyor. Üstelik kargo ücreti ödemiyorsunuz. Cem Gülbent, "Bazı operatör firmalarının mobil ödeme sistemi var, onlarla anlaştım. Ülkemizde ilk kez bir yazar böyle bir girişimde bulunuyor." diyor.
[email protected]