eylül
Veled-i kalbî
İsmail Saib Sencer’in ismini duymayanımız yoktur umarım. Nasıl bir kitap üstadı olduğunu, nasıl mübarek bir hayat yaşadığını, onunla tanışanların kendilerini ne kadar şanslı hissettiklerini ve kitaplarla olan muhabbetinin yanı sıra kedileri ne kadar çok sevdiğini biliyor muyuz hiç...
Bâyezid’in Ayaklı Kütüphanesi’ydi o... Ve bir deha... Bir kitap hazinesi... Düşünsenize... Hangi eserin hangi sayfasında ne var hemen kaydedebilen bir hafıza...
Dursun Gürlek’in “Ayaklı Kütüphaneler” kitabını okumadıysanız, hiç vakit kaçırmadan okuyun bence. O kitapta sadece İsmail Saib Sencer’den değil, İsmail Fenni Ertuğrul’dan, Ali Emiri’den, İbnül Mahmut Kemal İnal’dan ve daha bir çok ilim, kitap, kütüphane âşıklarından bahsetmekte...
Gerçek Hayat’ın son sayısını da kaçırmamak lâzım... Elif Dolanbay, İsmail Saib Sencer’i unutmamış, Bâyezid Meydanı’nda ‘sarığıyla dolaşan derviş’imizi yâd etmiş.
Bu sefer de ‘Kütüphanedeki Kütüphane’miz için yürüyelim Bâyezid’e...