aşk neymiş?

evvet kendimi aşıyorum bugünlerdee:yahoo:
sizce aşk nedirr?
şu klasik cevabı vermayin lütfen..
aşk tanımlanamaz !
tamam bizde biliyoz somut ve net bi anlamı yokk..
ama mesela bence aşk..
ya hani manganın bi şarkısı varya hehehe "arar durur belki bulursun en sonunda kaybolursun.."
evvet işte cevap gerçek aşkta(hiç yaşamadım ama )sanki kaybolmak gibi bişeyy ?? ilahi aşktan baksediyorumm..

aşk nedir????

ne bileyim ben... aşk sağdece iyi yönlerini değilde kötü yönlerinide sevmek yani onu olduğu gibi sevmek.. sağdece yaptıgı iyilikleri değil.. yaptığı salakça hareketleride sevmek yaaaa bırakın yaaa... bu aşk varya... öldürür adamı...

basligi gorunce aklima direk kahraman tazeoglu'nun romanindan bir bolum geldi.. asik olan arkadasina, askin tarifini yapiyor =)


- Onu görünce midende yanma hissediyor musun?
- Evet, galiba...
- Ne demek "evet, galiba"; hissediyor musun hissetmiyor musun?
- ...
- Neyse tamam, boş ver bunu. Yaşadığın her şeye aşk demen yanlış bence. Belki sadece hoşlanıyorsundur. Ya da ne bileyim. Basit bir ilgidir senin ki...
- Yok be dostum. Basit bir ilginin çok üstünde bu şey.
- Bence sen o kızı seviyorsun.
- Eee, biz ne dedik?
- Sen aşktan bahsettin.
- Tamam işte. Aynı şey.
- Değil.
- Nasıl değil?
- Aşk on saniye yaşar oğlum. Gerisi sevgidir onun.
- Bunu biraz daha açabilir misin aşk profesörü?
- Tabi. Yolda yürürken, ya da otobüste, trende veya bir lokantada, hiç tanımadığın birini görürsün. Hayatında ilk defa göz göze geldiğin o kişi senin midende bir yanma, hafif bir baş dönmesi yaratmışsa sende, işte o aşktır. On saniye sürer bu elektriklenme ve sonra yok olur. Zaten öyle bir hisle uzun süre yaşayabilmen fiziken mümkün değildir. Aşk büyük ateşinin ilk kıvılcımını bırakır böylece. Geride yanan o büyük orman yangınına sevda denir. Sevgi böyle bir şeydir işte. Aşkın, o büyük serüveni başlatmasını bekler, sonra iki kişilik bir yolculuğu başlar hayatın ritminde...

mecnuna sormuşlar adın nedir diye "leyla" demiş. aşk adını unutmaktır. ilahi aşk ise bir kayanın üzerinde durup hiçbir dünya acısı hissetmeden O'nu düşünmektir.

Ce: aşk neymiş?

Caresiz kalmisti leyla da
kavusmak imkansizdi

ihtiyar tatli sert yol gösterdi
Gir su odaya cagir leyla yi
akli almadi önce
pekde inanmamisti..
ama yapacak birseyi yoktu
caresiz adam, caresiz girdi odaya..
sayikladi günler boyu geceler boyu
cikmadan o odadan,cagirdi leyla´yi...
kirk asirdir yandigi aski
daha kirk vakit dolmadan..
iste geliyordu...
iste görünüyordu
Leyla kendisini cagirani ararcasina geliyordu...

Korktu genc adam
anladi genc adam
unuttu genc adam

Gidip sarildi ihtiyarin eline..
istersem olduguna göre
cagirirsam geldigine göre
bana aski ögret...

Dedi ki ihtiyar
Bu kainat
ASKINA yaratildi Sevgilinin
Sen ASKI ne sandin???

ASK öyle bir isteme ki kavusmak mecbur kalsin...

Ce: aşk neymiş?

...aşk...
Gözyaşlarıyla örülmüş şiirlere tuttum yüreğimi halimi anlatmaya kifayet etmediler ve artık kapattım gönlümün şiir kitabımı çünkü bana yetmediler...
Ne insanlar yetti bana ne şiirler ne şehirler gözünü sonsuza dikenlere bunlar neyler..? Yine de her ümitsizliğimde her sevdamın vurgununda şiirlere sarıldı yüreğim şiirle sardı her yarayı. Ama bizim sevdalarımız her şairin yazacağı türden değildi... Zira bizim sevdalarımız perdelerin kalktığı yerde başlayan ulvi sevdalardı. Her saza her söze gelmeyen her güzele kar olmayan her yiğide yar olmayan sevdalardı. Belki de en iyi Mevlana Hz. Anlattı sevdamızı. “Aşk nedir” diyenlere “ben ol da bil” diyerek.
Aşk üç harf tek kelime sonsuz çile sonsuz huzur.. ve aşk vuslat anında bil kanatan. Aşk tarifi imkansız tek duygu belki de.. en sevdiğinin vesilesiyle en sevgiliye şükür en sevgiliye yoldur aşk. Kanlı çileli meşakkatli bir yol ne ileri gitmeye gelir ne geri kalmaya kuralları kendi koyar ister koşarsın ister yürürsün. Aşık’a irade gerekmez iradesi ram olması gerekene ramdır gayrı. Ve aşık sevmek için sebep ya da bahane aramaz sevgilisi onun sevmesine yegane sebeptir. Aşığa yakışan sevgiliden geleni başüste koymaktır. Herkese elleriyle yemek sunan Leyla’dan nasibine kötek düşse cana safa bilmek düşer aşığa Mecnun misali. Aşk odur ki “sevgiliden gelen iltifatla artmaz yine aşk odur ki sevgiliden gelen çile ile eksilmez.” Aşk kaya gibi sadakat ister yağan yağmura sele fırtınaya aldırmadan sevgilinin kapısından bir milim dahi oynamadan zorlu bir sadakat düşer aşığa.
Ve “aşık hala varsa aşk yoktur” düsturuyla aşk yokluk ister. Ben diyemez aşık benlik gömleği yırtılmıştır artık. Ayrılık acılarıyla şerha şerha olmuş bir yürekten gayrı sermayesi yoktur. Öyle bir yürek ki her çektiği nefeste kılcallarına kadar onunla dolar ve her nefes biraz daha acıtır canını her nefes biraz daha huzur verir aşığa. Bakılan o görülen o bakan o baktıran o diyeceği güne kadar uzunca bir yolun talibidir aşık. Belki de bir yolculuk aşk sidretül müntehaya... perdelerin kalktığı yerde başlayan sonsuz yolculuk sonsuz olana. Yokluk gerektiren bir yolculuk ayak izi bırakmadan ayak gerektirmeyen bir yolculuk.
Belki bir yangındır her yanışta büyüyen tazelenen ve her yanışta temizlenen temizleyen. Bir korun önce gönüle düşüp sonra herşeyi yakması ta ki tek kalan aşk oluncaya kadar. Aşktan kasıt maşuksa maşuktan gayrı herşeyi ateşe vermektir aşk önce aşık kendisinden başlayarak.”alem hoş idi ki var idi yar çün yar yok olmasın ne kim var” diyebilmek Fuzuli gibi.
Varıyla yoğuyla aşktır o. Dimağın acizlendiği kelimelerle tarifi bulunmayan yegâne his...
Mansur’u dare çektiren Beyazıd’a velilik gömleğini giydiren mevlanayı pervane misali döndüren duygu.. ve aklın hiçe değdiği an...
Aşk tektir ve ikiliği kabul etmez. Kalbin bedenin herşeyin yalnız bir sahibi vardır aşka ve sevdaya da en layık olan O’dur. Ta ki “gören gözümüz tutan elimiz söyleyen dilimiz” olana kadar. Ta ki ‘fena’da ‘beka’yı bulana kadar. Ta ki kölelikteki sultanlığı görene kadar. O’nun “eşrefi mahlukat” övgüsüne layık olana ve layık ölene kadar. Belki ölmeden ölene kadar belki ölmeden dirilene kadar ya da sonsuz ölümsüzlüğe kadar. Hay’dan geldiğimizi ve dönüşümüzün Hu’ya olduğunu bilerek sonsuz olan Tek’e sonsuz duygularla sevdalanmak. Aşkı sahibine, gönlü sahibine vermek, emanete hıyanet etmeden, sahibine teslim etmek! Gönüle ikilik düşürmeden ve gölge düşürmeden... aşk tektir:Muhabbetullah!
Ve niyazımız:Ey sevilmeye en layık olan, ey aşkların zirvesi, seni layıkıyla sevemiyoruz ama seni sevenleri seviyoruz bizleri onlardan ve sana getiren yollarından ayırma bize sevginin hakkını vermeyi nasip eyle...(amin)

ALINTIDIR

Ce: aşk neymiş?

Her baktığımda, ilk defa görüyormuşum gibi...
Ama; kendimden bile önce tanıdığım...
Her saniye yeniden doğmak gibi...
Ama, asırlardır süren...
Kışa dönmeyen sonbahar; derin, duygulu...
Yaza dönmeyen ilkbahar; serin, coşkulu...
Ilık avuçlarında, kar taneleri...
Güneş sıcağı, gözleri...
Ve sözleri...
Ve sesi...
Böyle olmalı aşkın tarifi...
Ki, tarif edilememeli...
"Resmini çiz!" deseler...
Bacası tüten bir ev belki...
Belki gece yarısı terkedilmiş bir şiir...
Veya kaldırımların kanına giren...
Aşkın ayak sesleri...
"Resmini çiz!" deseler...
Her köşe başı ıhlamur kokar...
Yağmur kokar...
"Resmini çiz!" deseler...
Şehit akıncının dudaklarındaki tebessüm...
Veya...
Gecenin koynuna bırakılan gözyaşları...
Gizli ve mahcup...
Aşk, istemektir belki...
Belki bir ticaret; pazarlıksız...
Bedeli kalbinizdir... Bedeli herşeydir...
Sonrası bir uzun yolculuk...
Sonrası; nasip!
Tarifini sorsalar....
Her baktığımda, ilk defa görüyormuşum gibi...
Az kalsın ölüyormuşum gibi...

Ce: aşk neymiş?

Ne aşıklar ne cevherler varmış şurada. Helal olsun..

aşk ;varlıktan soyunup yokluğa erebilmek için yanan bir ateştir ..o öyle bir ateştirki uzaklaarı yakın kılar..bakılan her yerde O'nu görebilmektir.
zahirle batini birleyebilmektir.
lutfu kahrı bir görmektir
sen ile benden geçip la değil illa da olmaktır

Ah Min'el-aşk

Ah !..

Tek hece...

Bütün lisanlarda aynı okunan mana...

Bir elif; ardından bir he...

Allah adının ilk ve son harfi...Elif ve he ile yanmış aşık...

Aşk bir güneşe benzer
Sönmez ateşe benzer
Aşkı bilmeyen insan
Misali taşa benzer
YUNUSEMRE

Ne güzel anlatmış değilmi büyük aşık, aşkı.Aşıklardan öğrenmeli aşkı.

AŞK ile...

caan' Alıntı:

aşk ;varlıktan soyunup yokluğa erebilmek için yanan bir ateştir ..o öyle bir ateştirki uzaklaarı yakın kılar..bakılan her yerde O'nu görebilmektir.
zahirle batini birleyebilmektir.
lutfu kahrı bir görmektir
sen ile benden geçip la değil illa da olmaktır

Genişletmek için tıkla ...

ŞİMDİ OLDU TEŞEKKÜR EDERİM..HAKLA KALIN HAKİKATLE KALIN

aşk ruhların beraberliğidir bedenlerin değil...

Gitgide daha fazla insanın dünyasında aşkın öldüğü bir zamanda yaşıyoruz.

Kimileri, şehvetle aşkı karıştırıyorlar. Karşıdakini bir ‘insan’ olmaktan ziyade,

bir beden, hatta elde edilecek bir ‘av’ olarak görenler zuhur ediyor.

Bu ise, aşkı öldürüyor. Çünkü aşk ruhların beraberliğidir;

bedenlerin değil...

Aşk adını adının yanına yazmaktır.

Hz. Adem A.S cennetten çıkarılınca , dünyada Allah'tan af dilerken bir keresinde şöyle demişti:
Habibin Muhammedin aşkına beni affet demişti.
Allah ; sen nereden biliyorsun O'nu dediğinde ,
Cennetteyken birgün başımı semaya kaldırdığımda adının yanında Muhammed'in adı yazıyordu , der.
BÜYÜK AŞK bu işte.

aşk acı çekmektir