ArZu
GülenAy
- Katılım
- 7 Haz 2006
- Mesajlar
- 30,610
- Tepkime puanı
- 2,100
- Puanları
- 0
- Konum
- Kayıp Şehir...
- Web sitesi
- www.arzuzum.blogcu.com
sağol şenol o senin harikalığın....
tebrikler Arzu kuduban:clap2: :clap2: :clap2:
Arzu bu şiirler senin mi arkadaşım ,:thinking:
seninse nazıl bu kadar güzel yazabiliyorsun bir ipucu versen:wave[1]:
Almanya İçimi BurkuyorsunSana bu yazım.....uzaklardaki bi bi bi bitanem canım Ayfer'im....
Nasılsın dersen inanki bilmiyorum nasıl ne haldeyim...uzun zamandır haber alamıyorum senden....merak ediyorum seni....oysaki sen beni habersiz bırakmazsın...bir şekilde mutlaka ulaşırsın sen bana... arıyorum telefonlarıma cevap yok... sen telefonun çalışını duyduğun anda açarsın..bir heyecanla ablam dersin...boğazın düğümlenir konuşamıyorum abla dersin...en son görüştüğümüzde yoğun çalıştığını geç geldiğini ve ondan nete giremediğini söyledin... midenden rahatsız olduğunu söyledim bi bi bi tanem...neden beni habersiz bırakıyorsun...iyimisin, nasılsın bilmek istiyorum.. dualarının benle olduğunu ablam seni rüyamda çok güzel görüyorum bir derdin yok değil dimi demiştin...biliyorsun ki ablanın da duaları hep seninle...ama sessiz kalışın korkutuyor beni...özledim seni hemde çok sesini duymayı ablam demeni...ben senin yerine her zaman dinliyorum umut mürareden ben seni görmeden sevdimi...hani birbirimizi hiç habersiz bırakmayacaktık...doğum günün geçeli aylar oldu...mesajımı gönderdim ama ona bile cevap yazmadın...kötü şeyler düşünmek istemiyorum...bir haber yeter bana...Dualarım seninle bi bi bi tanem inşallah en kısa zamanda haberleşiriz...Geleyim yanına diyeceğim haber alayım senden ama seni saatler değil, yollar değil, şehirler değil, ülkeler ayırıyor benden...Gelmeye de kalksam gelemem ki, ne olur bir haber yolla bana kendimi daha mutlu hissediyim...kendimi daha neşeli hissediyim...özledim seni çok hemde kelimelere sığmayacak kadar çok...biliyorsun ki, seninle konuşunca, sesini duyunca, mesajını okuyunca ben ben değil masum çocuk oluyorum biliyorum ki, beni çok seviyorsun, biliyorum ki, haber yollayamasanda kalbin benimle...
Verdullah'a (Ayferime)
Arzu Kuduban'a İthafen
Saçlarına hoyrat rüzgârlar eserken müreffeh ezgiler mırıldanıyordun denizin ıslak aynasına.Ahdine vurulduğun sevdaları kabir kokan gülüşlerin perçemine sunuyordun inatla.Sende yorgun düşmüştün bu kentin asfalt kokulu ışıkları ruhunun zerafetini kıskanırken.Kurşuni akşamların yakut rengi misafiri olmuştun artık.Her damla gözyaşından binlerce güvercin kanadı takıyordun yüreğinin hüzmelerine.Kaybettiğin savaşların mahremiyetine soyunmuştun en mağrur halinle.Eski bir destanın kışları üşüten mısraları hece buluyordu ellerinin haritasında.Dedimya sen esmer hüzünlerin sahibeliğini oynuyordun deli yanınla.Avcunda tuttuğun umutları sonsuzluğa fırlatmanın gururu okşuyordu sevdamsı düşlerinin kışları üşüten ayazını.Gece en asûde şarkıları bestelerdi sen rüyalara konuk olunca.Bu yüzden sensiz geçen rüyalara küsmüştü tüm mahşeri uykular...
Sonra çocuk olmayı öğrendin cebinde tuttuğun hayaller teker teker yere düşünce.Duaya kalkan bir el gibi kıyama durmuştun bu masum edayla.Çölleri kurutacak vahamsı haykırışlarla bir bedevi yakarışı yükselmişti yüreğinden.Secdegâhların mahremiyeti sarmıştı artık ufkunun her yanını.Alnına kondurduğun secde güllerinden tüm dünyaya yetecek kadar gül kurusu hayal saçılmıştı.Sen baharları koynunda saklayan düşsel bir iklimin en güzel mevsimiydin belkide.Güneşten çaldığın nefeslerden katmerleşmiş susuşlar savuruyordun kalabalık sokaklara.Şehrin zindan kokusuna bulaşmış hüviyetini sadece senin güzelliğin ayakta tutabilirdi.Bunu biliyordun sen.Bu yüzden ayak basılmamış bir çölün en sıcak kum tanesi olmayı istedin ötelerden.Nitekim sana verilen güzelliğin lehçesi okunuyordu zaten zambakların künyesine çizilmiş mücella harflerden...
Elbet gün gelecek sende yorgun düşeceksin bu şehrin küflü kaldırımlarında.Gençliğinin satır arasına kaydedeceğin bir yığın acı olacak haznende.Belki seninde gözlerin küsecek yorgun gecelerin zulmetine düşen kan rengi rüyalara.Belkide ölü kelebeklerin kanadına asacağın hüzün motifleri olacak avcunun içinde.Ama sen hiçbir zaman bu şehrin tozlu enkazında kaybolmayacaksın.Çünkü sen sevdasına berrak mühürler kazıyan bir goncanın duruluğunu taşıyacaksın ten kafesinde.Mahrem gülüşünle zamanı gül mevsimine döndüreceksin kan karası iklimlerin ertesinde.Kısacası sen yüreğinin deryasında ıslattığın her güzel sevdayla doğacaksın her sabah.Her güneş doğuşunda adın okunacak yıldızların harfliğe soyunduğu göklerde.Ve sen mavi ezan çiçeklerinin duruluğunda gülümseyeceksin hayata.Yanağından süzülen yaşlarsa ellerinde kalacak.Cennet’ten akan süt ırmaklarına serpiştirmek üzere…