agbinin konuya yaklaşımındaki kasıtlara aldırmamayı yeğlerim diyorum ama sürekli şahsıma yönelik sataşmalarından vazgeçmediği içinse cevap vermek zorunda kalıyorum.
agbinin derdi akpnin hiçbir hatasını kabullenmemek ve her akpyi eleştirdiğimiz konularda Erbakana sataşmak olduğu anlaşıldı.
ama kendisi adına üzülüyorum.
sabit fikirli insanlarla bu konularda münakaşa etmek çok sakıncalıdır.
diye bir söze takılıp kalmış kendileri.
Ne yapalım alıştık artık.
Bir konu paylaşıyoruz o konuyu yorumlamayıp direk o konu üzerinde şahsımıza sataşması doğru bir davranışmı onu kendilerinin vicdanlarına havale ediyorum.
Bir konu açılıyorsa o konu değerlendirilir.
Agbi bey ben milli görüşçüyüm hamd olsun şuurluyum siyonistlerin uşaklığını yapan her kesime herzaman tepkimi verdim çekinmedim.ben böyle büyüdüm böylede öleceğim.
sizin kendinizi zorlayıp kişisel görüşlerimi alakasız konularda sorgulamaya hakkınız yok.
forumda yazacaksanız toplumda nasıl davranılınır onları iyice öğrenin.
herzama için sabit fikirli insanlarla yazıcağımız hiç-bir-şey yokkk!
Hataya hatadır, doğruya doğrudur diyenlerle yazışmayı yeğlerim.
Siyonistlere aşk besleyen bir milletvekilini nasıl bir hışımla desteklediğinizi gözlerimizle gördük agbi bey.bu hallerinizden vazgeçmeye davet ediyorum sizi.
Ama sizi dışlamıyorum buna hakkımda yok sonuçta din kardeşiyiz..
Allah'ıma sizin için dua ediyorum
ama bu iyiliği yaparken sizdende istirham ediyorum lütfen konularda alakasızca insanların görüşlerine saldırmayın.bu yaptığınız sürekli kavga ve gürültü ortamı oluşturur.herzaman alakalı konularda alakalı yorumlar yapınki kimsenin huzuru kaçmasın seviyeli tartışılsın.
agbi beye şu yazıyı dikkatlice okumasını rica ediyorum.
Başkalarının hataları ile meşgul olmak; karşısında bulunan kimseyi hor görmek, daima kendisini diğer mü'min kardeşlerinden üstün tutmak ve onların çok küçük kusurlarını bile mesele yapmaktır. Allah-u Zülcelâl ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: “Birbirinizin kusurunu araştırmayın.” (Hucurat; 12) Hâlbuki insan, diğer insanların kusurunu araştırmak, onların kusurlarıyla meşgul olmak yerine kendisine baksa, o kişilerde bulunan hatalardan daha büyük hataların kendisinde olduğunu görecektir.
Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: "Allah-u Zülcelâl bir kuluna hayır dilerse, onu kendi hata ve kusurları ile meşgul eder. Allah-u Zülcelâl, bir kuluna da şer dilerse, daima kendi hataları ile meşgul olmayı bırakıp, başkalarının hatalarıyla meşgul olmasını nasip eder."
Ma’ruf-i Kerhi (kuddise sırruhu) da şöyle demiştir: "Allah, bir kuluna hayır dilediği zaman, ona salih amel kapısını açar. İnsanlarla mücadele ve münakaşa etme kapısını kapatır. O kimse, daima salih ameller ile meşgul olur ve kimseyle mücadele etmez. Allah-u Zülcelâl bir kimseye de şer murad ederse, onu azabına uğratmak ve cehennem ateşine atmak için salih amel kapısını ona kapatır ve salih amel yapmayı o kimseye nasip etmez. Münakaşa ve mücadele kapısını o kimseye açar.”
Demek ki küsmenin birinci sebebi, kişinin kendi hatalarını bırakıp başka insanların hataları ile meşgul olmasıdır. Örneğin bir adam diyor ki: "Ben filan cemaate sohbete gidiyorum. Fakat oradaki insanların yaptıkları hatalardan dolayı, ben o cemaatten soğudum. Filan adam şu hatayı yapıyor, filan adam bu hatayı yapıyor. Onun için namazı bile terk eder hale geldim." İşte bu adam, o kişilerin hatalarına bakmak yerine kendi hataları ile meşgul olsa, onların hatalarını görmez bile.
Hâlbuki kişi, biraz derin düşünerek nefsinin kendisini nelerden mahrum bıraktığını anlamaya çalışmalıdır. Rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) mescitte minbere çıkarak yüksek bir sesle şöyle seslenmiştir: “Ey diliyle ikrar edip kalbiyle iman etmeyenler! Müslümanlara eza ve cefa etmeyin, onları küçümsemeyin, aşağı görmeyin, kusurlarını araştırmayın. Çünkü bir müslüman kardeşinin ayıplarını araştıran bir kimsenin ayıplarını da Allah araştırır. Hak Teala da bir kimsenin kusurlarını tetebbu ederse (araştırırsa) onu rezil rüsvay eder.” (Tirmizi, İbn Hıbban)
Bu hadis-i şerifteki emir, kişinin başkalarının kusurlarına ve ayıplarına bakmamasına işarettir. Kul böyle yaparsa, Allah-u Zülcelâl de onun ahiret günü ayıplarını örtecektir. Kul başkasının ayıbına bakmadığı zaman, kendi kusurlarıyla meşgul olup kendisini düzeltmeye başlayacaktır.
Allah-u Zülcelâl bir kuluna hayır dilediği zaman, o kimse kendi ayıplarıyla meşgul olacak başkasının ayıplarıyla uğraşmayacaktır. Eğer biz başkasının ayıplarını araştırırsak, Allah da bizim ayıplarımızı araştıracaktır. Eğer Allah bir insanın ayıplarını araştırırsa, o kişinin işi çok zordur. Bu kişi perişan olacaktır.
Bunun için hiç kimsenin ayıbını araştırmayalım. Daima kendi hatalarımızla, eksikliklerimizle meşgul olalım.