Anayasa Mahkemesi iddianameyi kabul etti(7 /4)

Bîçâre

Profesör
Katılım
23 Şub 2008
Mesajlar
951
Tepkime puanı
57
Puanları
0
Konum
Simeranya...
Sessiz çoğunluk yine sessiz!

Hatırlayın 367 arefesini, hatırlayın başörtüsünün mecliste görüşülme sürecini, hatırlayın cumhuriyet mitinglerini...

Onlar süreçler başlamadan yüz binleri sokağa döktü, biz dediğimiz halkın inançlı insanları ise "sessiz"... Böyle kritik zamanlarda sesini çıkarmayan çoğunluğun sesi kısılsa ne olur kısılmasa ne olur...

bir yandan hak veriyorum..bir yandan vermiyorum...karşılık vermemek gerekir...1 milyon kişi sokağa dökülse sonuç alınacak mı?anayasa mahkemesi davayı durduracak mı?elbette hayır...
sokağa çıkıp ne yapmış olacağız?ülkeyi germiş olacağız...yine alttan almayı bileceğiz...
bakın çift taraflı ayaklanmalara..hep sonu hüsranla bitmiştir...(pakistan)

Çatışma, ayaklanmalara herkes karşıdır. Fakat toplumlar böyle durumlarda refleks göstermelidir, ABD'de geçtiğimiz yıllarda mazota yapılan %10 zam sonucu bütün tır şöförleri toplu halde kontak kapattı ardından zam geri çekildi. Bu basit bir örnek.

Çığırtkanlık yapmadan edepli bir şekilde "biz de varız" demek demokrasinin gereğidir. Ne yazık ki demokrasiden nasibini almayanlardan daha pasifiz bu durumlarda. Yarın bu parti kapatıldığında, sayısız yönetici yasağa maruz kaldığında hangi kurtarıcıya oy vereceğiz?.. Menderesi asan bir zihniyete karşı el pençe divan kalmak, cellatlık ruhlarını okşamaktan başka neye yarar?..
 

Rüveydaa

Profesör
Katılım
6 Haz 2006
Mesajlar
2,026
Tepkime puanı
13
Puanları
0
Konum
kendi içimde: )
Web sitesi
www.serzenisler.com
Allah'ım sen bilirsin sen büyüksün..

bizler sana sığındık Rabbim.. halimizi sen; en iyi bilensin...

bizler dünü, bugünü bilenleriz..

yarınımızı ve yarınlarımızı tek bilen sensin...

hayreyle sonumuzu..

kör nefsime mağlup edipde beni terbiyemi bozdurma kötü söz söyletme...

günah işletme..

her gücün mutlak tek sahibi sensin...

bağla kötü sözlerini, iyi niyet ve iyi sonuçlara çöz dillerini bu zavallılarında,

konuştukları kelamları hayırlı eyle..

sonucu hayırlı eyle..hepsini kör sağır dilsiz eyle kötülüğe...

bundan sonra iyi güzel doğru ve hayırlı kelamlar etmelerini nasip eyle...

şüphesiz bu imtihan senden geldi..

bize sahip çık mağlup etme...

bizler sen varsan varız.. bizi yok etme RABBİM...

:(
 

Tumart

Asistan
Katılım
24 Ara 2006
Mesajlar
297
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
36
hayr bildiğimiz şeyde şer ,şer bildiğimiizde hayır olabilir.Belki onların bu tuzağı başlarına örülecektir.Halkı hiçe saymanın bedeli gösterilecektir onlara belki.Yılmak yok YOLA DEVAMM
 

SirayeT

Asistan
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
215
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Küçük, fakir, tek sesli Türkiye hayali

Anayasa Mahkemesi, AK Parti hakkında açılan kapatma davasını görüşmeyi kabul etti. Türkiye, sonu hem hukuk, hem ekonomi, hem siyaset ve hem demokrasi açısından belirsiz bir tünele sokuldu.

Elbette bu durumlarda sakin ve soğukkanlı olmak lazımdır. Demokrasiyi korumak için de ekonomiyi ayakta tutmak için de sukünet gerekiyor. Çünkü söz konusu olan hukuk değil, AK Parti’yi ve onun üzerinden millet iradesini, Türkiye’nin özgürleşme ve dünyayla bütünleşme arzusunu hedef alan son derece planlı bir saldırıdır.

Bu dava ekonomiyi batırır demenin bir yararı yok çünkü dava tam da bunun için açıldı. Ekonomi batsın, işler kontrolden çıksın diye.

Bu dava Türkiye’ye yabancı sermaye girişini durdurur demenin anlamı yok çünkü amaç zaten ülkenin dışarıyla bağını koparmaktır.

Avrupa Birliği’yle ilişkilerimiz bozulur, müzakereler durur demek lüzumsuzdur çünkü davayı açanlar ve kabul edenler zaten her şeyden çok bunu istiyor.

Siyaset değer kaybeder, ülke istikrarsızlaşır diye itirazın da faydası yok çünkü davanın maksadı sadece AK Parti’nin kapanması değil, ülkenin de yönetilemez hale gelmesidir.

Küçük, dışarıya kapalı, fakir ve tek ses çıkan bir Türkiye...

Davanın amacı budur ve amacın gerçekleşmesi için AK Parti’ye yönelik apaçık, besbelli bir hukuk darbesi yapılmaktadır. Bu öylesine gözü kara bir darbedir ki devlet geleneğinin ayaklar altına alınmasında beis görülmemektedir. Birkaç yargı adamı, ülkenin birliğini temsil eden Cumhurbaşkanı’nı bile anayasaya rağmen yargılamayı göze almışlardır. Arkasında yüzde 47 oy bulunan Başbakan’ı sanık sandalyesine oturtmaya cür’et etmişlerdir.

Kimse, ne bugüne kadar olanları ne de bundan sonra yaşanacakları ortada bir hukuk varmış gibi değerlendirmeye kalkmasın. Demokrasi rezil oluyor, hiç olmazsa hukuk bu ayıba bulaştırılmasın.

Hukuk yoktur çünkü, seçimler öncesinde başlayan istikrarsızlaştırma girişimleri sandığa gömülünce geriye tek çarenin parti kapatmak olduğu biliniyordu. İddianamenin boşluğu da zaten konuşmakta olduğumuz şeyin hukuki değil siyasi olduğunu bağırıyordu.

Şimdi, Cumhurbaşkanı’nın bile yargılamaya dahil edilmesi davanın sonucunu bağırıyor.

Bugün demokrasiye karşı açılan savaş, aynı zamanda üniter yapıya da açılmıştır. Ülkenin (Tunceli hariç) bütün illerinden milletvekili çıkaran, Batı’da, Doğu’da, Kuzey’de ve Güney’de aynı güçle var olan tek partisini kapatmaya teşebbüs etmek; onun arkasındaki halkı yok saymaktır. Milyonlarca insana da düşünmek, siyaset yapmak, seçmek ve seçilmek hakkını çok görmektir. Onları dışlamaktır.

Türkiye değişmektedir ve kapatma davalarının bu değişim karşısında zerre kadar değeri yoktur. O devir geride kalmıştır.

Sorun kendi zihinlerindeki Türkiye için herşeyi yakmaya hazır olan bunu da son dava ile göstermiş olanların ülkenin birlik ve bütünlüğüne kast edebilecek noktaya gelmeleridir.

Benim olmayan kimsenin olmasın’, ‘Bana yar olmayan kimseye yar olmasın’ diyen bir çaresizlikle karşı karşıyayız.

Korkulacak olan iktidar partisinin kapanması değil, Türkiye’nin geri dönüşsüz bir yola girmesidir.

Halka dava açanlar, ülkeyi dünyaya rezil edenler herhalde bu büyük tehlikeyi de düşünmüşlerdir. Oyunun burada bitmeyeceğini, ortaya çıkacak faturanın ödenmesi gerektiğini mutlaka hesaplamışlardır...


musatafa karaalioğlu
 

sükunet

Asistan
Katılım
20 Şub 2007
Mesajlar
235
Tepkime puanı
0
Puanları
0
la havle vela kuvvete ılla bıllahıl alıyyül azim
la havle vela kuvvete ılla bıllahıl aliyyül azim
la havle vela kuvvete ılla bıllahıl alıyyül azım
 

Kenz_ül_Arş

Paylaşımcı
Katılım
20 May 2007
Mesajlar
167
Tepkime puanı
0
Puanları
0
ABD yüzde 47'yi hatırlattı

[FONT=Verdana, Geneva, Arial, Sans-serif]AK Parti hakkındaki kapatma davasının Anayasa Mahkemesi tarafından kabulü Atlantik'ien öte yakasında yankı buldu. ABD yüzde 47'yi hatırlattı.

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcülerinden Tom Casey, ilgili taraflardan siyasal olmayan ve Türk seçmenlerin son seçimlerde ifade ettiği temsili demokrasi ilkelerine bağlı bir süreç beklediklerini söyledi.

ABD Dışişleri Bakanlığı'nda düzenlenen günlük olağan basın toplantısında konuyla ilgili soruyu yanıtlayan Tom Casey, ''Herşeyden önce bildiğiniz gibi biz, Türkiye'nin bağlı olduğu demokratik değerlere ve laik ilkelere büyük önem veriyoruz ve bu da bizim ilişkimiz ve müttefikliğimiz için temeldir'' dedi.

Casey, ''Anayasa Mahkemesi'nin bu davayı kabul ettiğini biliyorum. Ancak bunun uzun bir süreç olacağını anlıyoruz. Bu süreçten beklediğimiz ve umduğumuz, ilgili tarafların, siyasal olmayan ve Türk seçmenlerin geçen seçimlerde ifade ettiği temsili demokrasiye bağlılığını yansıtacak bir biçimde ilerlemesidir'' diye konuştu.[/FONT]


İNTERHABER
 

Türkay

Doçent
Katılım
2 Ocak 2007
Mesajlar
542
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Kapatmayla Eşzamanlı Hamleler

Ergun Babahan/Sabah

Bu sürecin adını doğru koyalım

Türkiye yeni bir 28 Şubat sürecinden geçiyor. İnce hesaplanmış bir hamle ülkeyi istikrarsız bir döneme sürüklerken yargı vasıtasıyla demokrasiyi askıya almaya hazırlanıyor.


Cumhurbaşkanı Gül'ün bile Anayasa'nın 105'inci maddesinin açık hükmüne rağmen "sanık" sandalyesine oturtulmaya çalışılması, planın derinliğini ortaya koyuyor.

Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya bunun, Gül'ün Çankaya'dan inip yeni kurulacak partinin başına geçmesini önlemek amacıyla yapıldığını, Referans yazarı Nuray Başaran'a açıkladı.

Anayasa Mahkemesi'nin dünkü oylaması da bu koşullarda varılacak sonucu açıkça gösterdi: AK Parti kapatılacak ve hakkında yaptırım istenen tüm milletvekilleri yasaklanacak.

Cumhurbaşkanı'nın bile sanık olarak davaya dahil edilmesini etik kabul eden kesimler, AK Parti'nin anayasa değişikliğine gitme çabasını "etik dışı" ilan edebiliyor.

Bir yandan psikolojik baskıyla bu yol kesilmek istenirken bir yandan da AK Parti içinde fire verdirme çabaları sürüyor.

28 Şubat'da da böyle olmuş, DYP üyesi birçok milletvekili çeşitli baskılarla istifaya zorlanıp Mesut Yılmaz'a bir azınlık hükümeti kurdurulmuştu.

Bu dönemde de AK Parti içinde benzer bir faaliyet sürdürüldüğü görülüyor.
Amaç anayasa değişikliğini referanduma götürmeye yetecek 330 sayısına ulaşılmasını engellemek.


Yani akla gelen ve gelmeyen her türlü yönteme başvuruluyor.
Sonuç itibariyle, bu tabloda Türkiye'nin önümüzdeki iki senesini siyasi istikrarsızlık, ekonomik belirsizlik bekliyor diyebiliriz.
Gerçek kaos budur ve bu kaosun ne gibi sonuçlara yol açacağını bugünden kestirmek mümkün değildir.


Bir şeyi bozmak için yola çıkanların topluma rağmen bir alternatif yaratması mümkün değildir çünkü.
Tablo şudur: Türkiye çok umutlarla girdiği bu dönemi yüksek gerilim hattı üzerinde tamamlamaya yönelmiştir.
AB sürecinden kopmaya doğru ilerleyen, ekonomide belirsizliğe itilen ülkemiz, toplum kesimleri arasında da ciddi bir gerileme sürüklenmektedir.

AK Parti ile birlikte DTP'nin de kapatılmak isteniyor olması gerçeği, Güneydoğu'da da çok ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalacağımızın açık göstergesidir.
Bu sürecin olabilecek en az sıkıntıyla tamamlanmasını diliyorum.
 

serair

Asistan
Katılım
20 Eki 2007
Mesajlar
498
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Nisan bir şakası gibi

Alman Televizyonları iddianamenin kabulü ile ilgili haberleri verirlerken bugün;

İyi günler sayın seyirciler, ''Sakın nisan bir şakası sanmiyin.'' diye başladılar haberlerine...

Hayretler içinde...
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
Alman Televizyonları iddianamenin kabulü ile ilgili haberleri verirken bugün;

İyi günler sevgili seyirciler, ''Sakın nisan bir şakası sanmiyin.'' diye başladılar haberlerine...

Hayretler içinde...
Oysa Almanlar bizi bilir
Çok şaşırmamaları lazım
Orası Türkiye:O
 
W

Wel-Fecr

Guest
Müslümanlar artık kimin sahasında kimin topuyla ne adına maç yaptığını anlamalı.

Anlayı nartık kurallarını ve ödülünü onların koyduğu bu maçın sonu azabdır.

üstelik o kadar adilerki maçın ortasında kural değiştiriyorlar.

Amam üslümanalr yine aynı...

Bu demokrasi onların putu acıktıkları zaman böyle yiyorlar işte, anlıyoruz amma...

Müslümanlara ne oluyor da puta sulanıyo onu anlamıyoruz...



 

serair

Asistan
Katılım
20 Eki 2007
Mesajlar
498
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Oysa Almanlar bizi bilir
Çok şaşırmamaları lazım
Orası Türkiye:O

Yok yok bilmiyorlar...

Onlar demokrasinin anlamını bildiklerinden aynı durum yahut benzeri bir durum burda olsa ortalık ayağa kalkar.

Hayret ederek haber veriyorlar; Türkiye'nin yüzde 47 çoğunluğu ile seçilen partinin kapatılması isteniyor...

Başbakan'a hatta Cumhurbaşkanına dahi siyaset yasağı isteniyor diyorlar.

Ama nasıl diyorlar, onların gözünde rezillik.
 

serair

Asistan
Katılım
20 Eki 2007
Mesajlar
498
Tepkime puanı
2
Puanları
0
İnsan utanıyo ya...

Öyle haber vermeleri, habere öyle başlamaları bile ne demek biliyomusunuz...
 
W

Wel-Fecr

Guest
İmzanda bu var
Meşrutiyet ne? halk olmasın...


"Şeriatin asıl maliki hakikat ve meşrutiyettir. Demek meşrutiyeti şer'i deliller le kabul ettim. Başka müzebzibler gibi batıyı taklit yada şeriata muhalif olarak kabu letmedim. Ulemayı ve şeriatı Avrupanın sahte zanlarından gücüm yettiğince kurtarmaya çalıştığım için cinayet ettim."

İslamla saltanatın hiçbi alakası yoktur. Bediüüzaman bunu anlatmak için yukarıdaki sözleri sarf etmiştir. Onun meşrutiyetten kastı, yani meclisten yani seçme ve seçilmeden kastı, anladığınız demokrasi değil islamın şura sistemidir.

Hürriyet şeriatle sınırlamak. Cumhuriyeti islamla sınırlamak. Yani anayasayı Allahın hükümlerine göre koymak, bu sayede milletinvekillerinn tağut anayasalar önünde dğeil islami hükümler önünde ve bunun çerçevesinde çalışmalarını, yasamlarını Allahın hükümlerine göre yapmalarını sağlamaktır.

İslamda yönetimin aslı budur.

İslam demokrasi düşmanıdır, zira demokraside hürriyet Allahın hakimiyeti ile sınırlanmamıştır.
Hakim olan halk değil Allahtır. Bu sözde bir slogan değil, yasama, yürütme ve yargıda işletilecek bir olgudur.

Kısaca milletvekilleri kanunları(yasamayı), hükümetler yürütmeyi, yargı ise muhakemeyi Allahın hükümlerine göre yaparsa, ona muhalefet etmezse bunun adı islami yönetimdir.

Burada yasama, yürütme ve yargının şetiate uygun işlemesinin yanı sıra halkın nazarında istnene, halkın vekili oalrak gördüğü kişilerin olması yönetimin meşruiyeti açısından 2. maddedir.

Bunun adı demokrasi değil nebevi siyasettir.

Demokrasi bir puttu, müspet yanlarının olması bişeyi dğeiştirmez.

Yani müslüman olmayan vakat çok ahlaklı, dürüst birisini düşünün. Neticede müslüman değildir, yaptığı hayırların ona birgetirisi yoktur. Demokraside böyledir ne kadar müspet olursa olsun beşeri bir icaddır.


Erkeğe karı elbisesi yakışmaz.

Volkan Dergisi Sayı: 101 29 Mart 1325 - Said-i Kürdi

 

reallife

Asistan
Katılım
6 Mar 2008
Mesajlar
285
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Ne zaman onlara: "Yeryüzüne fesat saçmayın!" denilse "Biz sadece barışçıyız, ortalığı düzeltmekten başka işimiz yok!" derler.
(BAKARA suresi 11. ayet)
 
K

kalandar53

Guest
El Maide Süresi 51. ayeti Allah kafirlerle dost olanlara yardım etmeyeceğini onların da kafirler gibi helak olacağını açıklamaktadır. AKP bunu görmek istemedi ve Allah dileği zaman iktidarı bazılarının elinden alır bazısına verir. Batıl olan yol her zaman helak olmuştur.
 

serair

Asistan
Katılım
20 Eki 2007
Mesajlar
498
Tepkime puanı
2
Puanları
0
El Maide Süresi 51. ayeti Allah kafirlerle dost olanlara yardım etmeyeceğini onların da kafirler gibi helak olacağını açıklamaktadır. AKP bunu görmek istemedi ve Allah dileği zaman iktidarı bazılarının elinden alır bazısına verir. Batıl olan yol her zaman helak olmuştur.

Durun bakalım dava açıldı diye kapandımı hemen parti...

Alınacak olursada Akp'nin elinden değil sizin elinizden olacak dikkatinizi çekerim. Onlar dilerlerse çeker giderler, dünyanın diledikleri yerinde diledikleri gibide yaşarlar, o eğitim ve maddi güce sahipler.

Onlar değil siz düşünün sonunuzu...

Akp herşeyi yapması gerektiği gibi yaptı... Onu haketmeyenler varki bu dava açıldı... Halk neye layıksa o olur.
 
K

kalandar53

Guest
Durun bakalım dava açıldı diye kapandımı hemen parti...

Alınacak olursada Akp'nin elinden değil sizin elinizden olacak dikkatinizi çekerim. Onlar dilerlerse çeker giderler, dünyanın diledikleri yerinde diledikleri gibide yaşarlar, o eğitim ve maddi güce sahipler.

Onlar değil siz düşünün sonunuzu...

Akp herşeyi yapması gerektiği gibi yaptı... Onu haketmeyenler varki bu dava açıldı... Halk neye layıksa o olur.
ne yani adamlar burjuva oldu diye haklı mı olacak ? o hangi sorunu çözdü ki ona müteşekkir olayım ? İbadetözgürlüküğünü bile hristiyan misyonerlere verdi Müslümanlara vermedi. Ama İMFye ABye ABDye her emirlerine talimatlarına eğilirken sorun çıkmıyor bir zina yasasını geçiremeyene ne demeli ?
İdam cezası İslamda yoktur diyenleri milletvekili yaptı. daha nicesi.

Kürt milliyetçilerinden medet umanlara DTP kapatılmamalıdır diyene Allahın yardım edeceğinimi zannettiniz ?

Oy birliğiyle kapatma davası kabul olduğuna göre büyük ihtimalle kapanacak. sadece çankayalı abdullah için 4 kişi itiraz etti. kısaca abdullah hariç hepsi siyasetten atılır.
 

rota

Doçent
Katılım
15 Nis 2007
Mesajlar
551
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Gül'ün savunmasında emsal Evren

Yargıtay, Aziz Nesin'in kendisine "Vatan haini" diyen Kenan Evren hakkında açmak istediği tazminat davasına, Evren Cumhurbaşkanı olduğu için izin vermemişti..

Anayasa Mahkemesi'nin, Cumhurbaşkanı Gül için AK Parti kapatma davası kapsamında yargılanma kararı vermesi tartışmalara neden oldu. Meclis Adalet Komisyonu Başkanı AK Partili Ahmet İyimaya, Gül ile ilgili yapılan işlemin yanlışlığını Kenan Evren'i örnek göstererek savundu. 1987'deki kararında Yargıtay, cumhurbaşkanı olduğu için Evren hakkında tazminat davası açılmasına izin vermemişti.

7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, 12 Eylül dönemine damgasını vuran "Aydınlar Dilekçesi"ni hazırlayanlar için Manisa'nın Gördes ilçesinde yaptığı bu konuşmada "Vatan hainleri" demiş, dilekçeye öncülük eden yazar Aziz Nesin de kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gerekçesiyle Evren hakkında manevi tazminat davası açmıştı. Ancak Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi, "görevi sırasındaki işlemlerden ötürü sorumsuzluğu ve yargı bağışıklığı bulunan Cumhurbaşkanı hakkında dava açılamayacağını" belirterek başvuruyu reddetmişti. Temyizde de Yargıtay 4'üncü Hukuk Dairesi mahkemenin kararını şu ifadelerle onaylamıştı:

AVRUPA'DAN DÖNDÜ
"Cumhurbaşkanı, esas itibariyle görevi ile ilgili eylemlerden dolayı sorumsuzdur. Anayasa ve kanunlarda yapılması istenen değişikliklere de yer verilen 'Türkiye'de demokratik düzene ilişkin gözlemler ve istekler' başlıklı dilekçe kendisine sunulan Cumhurbaşkanının, yurt gezisi sırasında 'Aydınlar Dilekçesi' ile ilgili olarak görüş açıklamasının görevi ile ilgili olduğu kuşkusuzdur." Aziz Nesin, konuyu Avrupa İnsan Hakları Komisyonu'na götürdü. Komisyon da Yargıtay'ın görüşünü benimseyip, davayı reddetti.

KARAR EMSAL GÖSTERİLECEK

ŞİMDİ AK Parti, Anayasa Mahkemesi'ne göndereceği savunmada, Gül'le ilgili Yargıtay ve Avrupa İnsan Hakları Komisyonu'nun bu kararını emsal göstermeye hazırlanıyor. Meclis Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, bu kararın cumhurbaşkanlarının görevlerini yaparken hakkında dava açılamayacağını ortaya koyduğunu savunarak, "Kararda, 'görevi dışındaki eylemlerden dolayı ise dava açılabilir' denmiyor. Bu nedenle görev süresi boyunca Gül hakkında dava açılamaz" dedi.

SABAH
 
Üst