Allah, iman edenleri, dünya hayatında ve ahirette sapasağlam bir sözle sabit kılar

İlim Talebesi

Yasaklı
Katılım
18 Ağu 2014
Mesajlar
1,630
Tepkime puanı
28
Puanları
0
Allah, iman edenleri, dünya hayatında ve ahirette sapasağlam bir sözle sabit kılar

يُثَبِّتُ اللّهُ الَّذِينَ آمَنُواْ بِالْقَوْلِ الثَّابِتِ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَفِي الآخِرَةِ وَيُضِلُّ اللّهُ الظَّالِمِينَ وَيَفْعَلُ اللّهُ مَا يَشَاء

Allah, iman edenleri, dünya hayatında ve ahirette sapasağlam sözle sebat içinde kılar. Zalimleri de şaşırtıp saptırır; Allah dilediğini yapar.(İbrahim Suresi,27)

TEFSİR (AÇIKLAMA)

قَوْلُهُ تَعَالَى : ( يُثَبِّتُ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا بِالْقَوْلِ الثَّابِتِ ) كَلِمَةِ التَّوْحِيدِ ، وَهِيَ قَوْلُ : لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ

(Allah, iman edenleri sapasağlam bir sözle sabit kılar) : Yani Tevhid kelimesi ile sabit kılar.O da La İlahe İllallah'tır.

( فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا ) يَعْنِي قَبْلَ الْمَوْتِ

(Dünya Hayatında) : Yani Ölümden önce

( وَفِي الْآخِرَةِ ) يَعْنِي فِي الْقَبْرِ . هَذَا قَوْلُ أَكْثَرِ أَهْلِ التَّفْسِيرِ .

(Ve ahirette de) : Yani Kabirde , Bu görüş Tefsir Alimlerinin çoğunluğunun görüşüdür.

عَنِ الْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : " الْمُسْلِمُ إِذَا سُئِلَ فِي الْقَبْرِ يَشْهَدُ أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَأَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللَّهِ ، فَذَلِكَ قَوْلُهُ تَعَالَى : ( يُثَبِّتُ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا بِالْقَوْلِ الثَّابِتِ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَفِي الْآخِرَةِ ) . [ ص: 350 ]

Buhari naklediyor: Bera b. Azib ra ,
Resulullah sav'in şöyle dediğini naklediyor :

Müslüman kabirde sorguya çekildiği zaman, Allah’dan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın resûlü olduğuna şehâdet eder.

İşte bu şehâdet, Kur’ân–ı Kerîmdeki “
Allah, kendisine iman edenleri hem dünyada hem de âhirette sapasağlam bir sözle sağlamlaştırır “ [İbrâhim sûresi (14), 27] âyetinin delâlet ettiği mânâdır.”(Buhari ve Müslim nakletti)

قَوْلُهُ تَعَالَى : ( وَيُضِلُّ اللَّهُ الظَّالِمِينَ ) أَيْ : لَا يَهْدِي الْمُشْرِكِينَ إِلَى الْجَوَابِ بِالصَّوَابِ فِي الْقَبْرِ ( وَيَفْعَلُ اللَّهُ مَا يَشَاءُ ) مِنَ التَّوْفِيقِ ، وَالْخُذْلَانِ ، وَالتَّثْبِيتِ ، وَتَرْكِ التَّثْبِيتِ .


(Zalimleri de saptırır) : Yani Müşrikleri kabirde doğru cevap vermeye muvaffak kılmaz,hidayet etmez.

(Ve Allah dilediğini yapar) : Yani başarıya iletmek,rüsva etmek,sabit kılmak ve kılmamaktan dilediğini yapar.

(Tefsîrul Beğavî)







 
Üst