ALLAH (c.c.)'ın, Her Şeriatte Haram Kıldığı Ameller

zelal

Asistan
Katılım
13 Haz 2006
Mesajlar
970
Tepkime puanı
1
Puanları
0
ALLAH (c.c.)'ın, Her Şeriatte Haram Kıldığı Ameller

De ki: “Gelin! Rabbinizin size neyi haram kıldığını okuyayım: O’na hiçbirşeyi ortak koşmayın! Anne babaya iyilik edin! Fakirlik sebebiyle çocuklarınızı öldürmeyin! Sizi ve onları biz rızıklandırıyoruz. Kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın! Ve Allah’ ın haram kıldığı bir nefsi haksız yere öldürmeyin! Belki akledersiniz diye (Allah) işte bunları size tavsiye etti.(En´am:151)

ALLAH (c.c.) (c.c) Rasulullah (s.a.s)’a hitaben şöyle buyuruyor:
“Ey Muhammed! Allah’tan başkasına tapan, Allah’ın helal kıldığı rızıkları kendi heva ve heveslerine göre haram, haram kıldığı rızıkları ise helal kılan, fakirlik korkusuyla çocuklarını öldüren ve ALLAH (c.c.) (c.c)’ın şeriatine rağmen kendi kıt akıllarınca teşri koyan müşriklere şöyle de:
“Ey müşrikler! Gelin, Allah’ın haram kıldığı şeyleri en doğru şekilde size haber vereyim. Böylece, kendi kıt akıllarınızca haram-helal tayini yapmaktan belki vazgeçersiniz. Çünkü haram ve helali tayin yetkisi, sadece Allah’a aittir. O’nun helal dediği helal, haram dediği haramdır. Mutlak teşri (kanun koyma) hakkı, sadece O’na aittir.
Allah’ın, insanlar için bildirdiği teşriyi, yani; kanun, yasa, helal ve haramları ancak benim vasıtamla öğrenebilirsiniz. Zira ben, Allah’ın, hepiniz için gönderdiği bir rasulüyüm. Görevim; Allah’ın sizlerden istediği şeyleri sizlere bildirmek ve tebliğ etmektir.
Artık, heva ve hevesinize uymaktan vazgeçin. Şayet Allah’ın sizlerden neler istediğini gerçekten öğrenmek, neyin haram neyin helal olduğunu net bir şekilde bilmek istiyorsanız bana gelin, ben size bunları bildireyim.”
Abdullah b. Mes’ud şöyle dedi:
“Her kim, üzerinde Rasulullah (s.a.s)’ın mührü bulunan vasiyyetine bakmayı arzularsa En’am: 151’den 153’e kadar olan ayetleri okusun.” (Tirmizi, Ebu İsa bu hadis için hasen-garib dedi)
Sonra ALLAH (c.c.) (c.c), bütün nebi ve rasullere emrettiği on emri açıklamaya başlamaktadır.
Şirkten Nehiy:
“O’na hiçbirşeyi ortak koşmayın.”
ALLAH (c.c.) (c.c), haram kıldığı meseleleri zikrederken ilk olarak kendisine şirk koşulmasını yasaklayan bir emirle başlamıştır.
Şirk: ALLAH (c.c.) (c.c)’ı ibadette (nusukte), hükümde, teşride, velayette ve sevgide birlemeyip O’na ortak koşmaktır.
Bu sebeble ibadetler ALLAH (c.c.) (c.c)’tan başkasına ya da ALLAH (c.c.) (c.c)’la birlikte bir başkasına yapılırsa şirk işlenmiş olunur ve bu hal üzere ölen kimse cennete giremeyecektir.
Başka bir tarifle şirk: Allah’a ait hak, sıfat ve yetkileri başka bir varlığa vermek demektir.
Şirkten temizlenilmediği müddetçe ALLAH (c.c.) (c.c), kendisine yapılan ibadetleri kabul etmez. Çünkü şirkle birlikte tevhidden bahsetmek söz konusu değildir ve tevhidin temelini, şirkten kaçınmak oluşturur.
Bu sebeble, müslüman olmak isteyen bir kimseye, farz kılınan amelleri anlatmadan önce üzerinde bulunduğu şirki terketmesi, ALLAH (c.c.) (c.c)’ı tek rab, tek ilah kabul etmesi, hayatını O’nun şeriatine göre düzenlemesi, O’nun şeriati dışındaki şeriatleri reddetmesi, ne bu konularda ne de diğer ibadetlerde O’na hiçbir şeyi denk kılmaması, kainatta ta-sarruf hakkına sahib olanın yalnızca O olduğunu kabul ettiği gibi, dünyevi her meselede de tasarruf hakkının sadece O’na ait olduğunu kabul etmesi emredilir.
ALLAH (c.c.) (c.c), şirkin her çeşidini yasaklamıştır. Şirk, ALLAH (c.c.) (c.c)’ın ilk yasakladığı ve ilk olarak reddedilip terkedilmesi gereken münkerdir. Çünkü her çeşidiyle şirk terkedilmedikçe, “ibadeti hak eden tek ilah, tek hakim, tek teşri koyucu Allah’tır” manasına gelen La ilahe illALLAH (c.c.) kelimesi kabul edilmiş olunmaz.
İşte bu sebeble ALLAH (c.c.) (c.c), ilk olarak kendisine herhangi bir şeyin ortak koşulmasını, denk kılınmasını yasaklamıştır. (Şirkle ilgili genişçe bilgi Tefsir 6’da, Maide: 72 ayetinde açıklanmıştır.)
Anne-Babaya İyilik Emri:
“Anne-babaya iyilik edin.”
ALLAH (c.c.) (c.c) bir çok yerde kendisine şirk koşulmasını yasakladıktan hemen sonra anne-babaya iyiliği ve onlara itaati emretmiştir.
Zira ALLAH (c.c.) (c.c), yaratılmışların rızkını veren, onları nimetleriyle terbiye eden, besleyen, koruyup gözeten, onlar için en uygun sistemi belirleyen yüce Rab’dir. Bu sebeble ibadetler sadece kendisine yapılmalı, O’na ibadette hiçbirşey ortak koşulmamalıdır.
Anne-baba da çocuklarının rızıklarının temininde, onların terbiye edilmesinde, eziyetlerden korunmasında, büyümelerinde bir vesiledir. Bu sebeble onlara iyilik edilmeli, ALLAH (c.c.) (c.c)’ın emirlerine zıd emirler vermedikleri müddetçe kendilerine itaat edilmelidir.
ALLAH (c.c.) (c.c) bu konuyla ilgili olarak başka ayetlerde şöyle buyurmuştur:
“Rabbin, kendisinden başkasına ibadet etmemenizi, anne-babaya iyilik etmenizi emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlılığa ulaşırsa, onlara “öf” bile deme ve onları azarlama, onlara güzel söz söyle!” (İsra: 23)
“Biz insana, anne-babasını (gözetmesini) tavsiye ettik. Annesi onu zorluk üstüne zorlukla taşımıştır. Onun (sütten) ayrılması iki yıl içindedir. Öyleyse bana ve anne babana teşekkür et, dönüş ise banadır. Eğer o ikisi ilmin olmayan birşeyi bana şirk koşman için seninle mücadele ederlerse, onlara sakın itaat etme! O ikisine dünya (hayatın)da sahiblen ve bana en içten bir şekilde tabi olan kimsenin yoluna tabi ol! Sonra dönüşünüz banadır. Elbette ben, işlemekte olduklarınızı size haber vereceğim.” (Lokman: 14-15)
İslam dini anne-babaya, İslam’a savaş açmadıkları müddetçe, kafir olsalar bile iyi davranmayı emretmiş, İslam şeriatine zıt olmayan konularda anne-babaya karşı gelmeyi ya da onlara eziyet etmeyi büyük günah olarak saymıştır. Bu sebeble anne-babaya iyilik yapmak en iyi amellerdendir.
Abdullah b. Mes’ud (r.a) şöyle rivayet etmiştir:
“Rasulullah (s.a.s)’a: “En iyi ameller hangisidir” diye sordum. Rasulullah (s.a.s): “Vaktinde kılınan namazdır” dedi. Ben: “Sonra hangisidir” diye sordum. Rasulullah (s.a.s): “Anne ve babaya iyilikte bulunmaktır” dedi. Ben: “Sonra hangisi” diye sordum. Rasulullah (s.a.s): “ALLAH (c.c.) yolunda cihaddır” dedi.” (Buhari, Müslim)
Anne babaya iyilik yapmak demek; İslam’a zıt olmayan konularda onlara saygılı davranmak, onları sevmek, onlarla dünyalık konularda iyi geçinmek, onlara kötü söz söylememek, onları kırmamak, iyilik sayılabilecek her tür iyi ameli, samimi olarak, içinden gelerek, en güzel bir şekilde ve eksiksiz olarak yapmaktır.
Her evlad şunu çok iyi bilmelidir: Anne ve babasına nasıl davranırsa kendisine de aynı muameleyi yapan çocuklar verilecektir.
İbni Ömer (r.a)’den Rasulullah (s.a.s)’ın şöyle dediği rivayet edilmiştir:
“Babalarınıza ve annenize iyi davranın ki, çocuklarınız da size iyi davransınlar. Müslüman kadınlara iffetle davranın ki, kadınlarınız iffetli olsun.” (Taberani-El-Evsat)
Çocukları Öldürmekten Nehiy:
“Fakirlik sebebiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Sizi ve onları biz rızıklandırıyoruz.”
ALLAH (c.c.) (c.c); anne, baba ve dedelere iyi davranmayı emrettikten sonra çocuklara ve torunlara da iyi davranmayı emrederek şöyle buyurmaktadır:
“Fakirlikten endişe ederek çocuklarınızı sakın öldürmeyin. Zira, sizlerin de onların da rızkını verecek olan Allah’tır. Belki de sizler, onlar vesilesiyle ALLAH (c.c.) tarafından rızıklandırılıyorsunuzdur, ne bilirsiniz? Öyleyse gerek içinde bulunduğunuz fakirlik, gerekse size isabet edebilecek fakirlik sebebiyle hiçbir zaman endişe etmeyiniz. Çünkü bütün kulların rızıkları ALLAH (c.c.) tarafından verilir.”
ALLAH (c.c.) (c.c) bu konuyla alakalı olarak bir başka ayette şöyle buyuruyor:
“Fakirlik korkusuyla çoçuklarınızı öldürmeyin! Onları ve sizi biz rızıklandırıyoruz. Muhakak ki onları öldürmek büyük bir hatadır.” (İsra: 31)
 
Üst