adı bir şubat hikayesi...

newbahar

Üye
Katılım
3 Ara 2006
Mesajlar
14
Tepkime puanı
0
Puanları
0
yine mi değişiyor şu adına “mevsim” dedikleri… yine mi yolculuk kıştan bahara… çeksem kolundan düşen son kar tanesinin… dur desem… “dur… eğer sende düşersen böyle umarsız… sende karışırsan toprağa cemreler misali… bahar gelecek diyorlar işte… düşme… ezileyim ayakların dibinde… gel sen de düşme...” dinler mi susmaktan ibaret cümlelerimi… dilimden kaçmaya yeltenmiş ve yine yakalanmış bu kelimeler… lisanın mahpusunda hapis… gitme desem üşüsem de… bu mevsim-i fîraka… dinler mi…
dinler misin…
dinle…
kar düşüyordu… yağmıyordu… düşüyordu, kimse tutmuyordu… ve düşüyordum dipsiz kuyuların en dibine… yolcuydum… vuslatımda bir ah kesilmişti biletime… tutacak bir elim yoktu arkamda… ve çıkacak sesim ne de… kaç şubattı bilmem… ocak mıydı yoksa… hangisiydi zemheri ve kara kış hangisi…
Deme işte çiçeklerin kanatları olur mu diye… vardı, görmezdin… kırıldı, görmezden geldin…
yok yok… şubattı… şubatın bütün karları üstüme yağdı… hem ne fark eder ki… sıcak soğuk… soğuk savaşların adını duymuşluğumdan ötesi vardı… kansız yenilmek dedikleriyse işte tam da bu kadardı… şimdi koca bir ay geçti yokluğunun üstünden… yoksunluğumdan ve belki yoksulluğumdan… tastamam koca bir ay… çarptığın kapılar hala kapalı… bıraktığın yerde açık defterler… tek satır yazan olmadı… ruhum bıraktığın yerde hasta… kimse dönüp bakmadı…
deme işte “O ben değildim” diye… duvar diplerinde enkazın gömülü… akıttığım yaşlar yetmedi yeşertmeye… deme… ben değildim koyup giden gecenin ücra bir köşesinde… o sendin… sendin işte… bilmem kaç şubattı… zemheri, belki karakıştı… belli ki karakıştı… ama o sendin…
şimdi aklımda bir silik hayalden ibaret… belki bir hayalet adın… adın? adını hangi harfler yazardı… hangi dilde en güzeldi… hangi defterlere düştüm kayıtlarını… ki bir bir esir oldu hepsi öfkelerime… artık ne o defterler açılır, yeniden… ve ne o çarptığın kapılar…
deme çiçeklerin kanadı olur mu diye… sen görmesen de şubat karlarını taşırım omuzlarımda… adın dilimde meçhul… al… senden kalan budur…
yine mevsim dedikleri şey değişiyormuş, baksana… tutmak istedim… tutulmaktan öteye gidemedim oysa… çarem yok şimdi… ve yeniden yazılacak kaderlerde payım yok…son karanfile de son cenazenin ardından kıydılar… bak… işte o benim, gözü yaşlı kızın elinde… bir mezara bırakılası, masum… sakın çiçeklerin kanatları da mı olurmuş deme…
şubattı… gecenin en ücrasında bir andı… son karanfile de kar yağdı…
derler ki kış bitmiş…bu gelen bahardır…her baharın elbet yazılası bir sonu vardır…
 
Üst