Önemli Açıklamalı Tıp Terimler Sözlüğü

KeRRa

Bir Garip Yolcu
Katılım
14 Ağu 2009
Mesajlar
215
Tepkime puanı
23
Puanları
0
-F- (Tıp Terimleri Sözlüğü)

FALLOP TÜPLERİ:Her biri yaklaşık 10 ar cm. uzunluğunda, uterusun üst köşelerinden yumurtalıklara kadar uzanan iki borudur. Tuba uterina veya uterus tüpleri de denir.
FALLOT'S TETRALOGY:
Kalbin doğumsal bir anomalisine verilen isim.
FALKS SEREBRİ:
Beynin sağ ve sol yarı kürelerini birbirinden ayıran, orağa benzediği için bu isim verilen kalın zar.
FAMİLYAL:
Irsi, kalıtsal, herediter.
FARİNKS:
Yutak.
FASİAL SİNİR:
Yüz siniri, yedinci kafa çifti.
FASİAL PARALİZİ:
Yüz siniri felci, bu sinirin felcinde yüzün yarısı kısmen hareketsiz ve ifadesiz kalır. Santral ve Periferik olmak üzere iki türlü olur.
FAT:
Yağ.
FATAL:
Öldürücü, ölümle sonuçlanan.
FEBRİL:
Ateşli, hummalı.
FEKALİT:
Barsakta bir kısım dışkının sertleşmesi sonucu oluşan dışkı taşı.
FEÇES:
Dışkı.
FEMUR:
Uyluk kemiği.
FERMENT:
Bazı organların salgılarında bulunup kimyasal değişikliklere etki eden maddeler.
FERMENTASYON:
Mayalanma.
FERRİTİN:
Demir elementinin vücutta depo edilen şekli.
FERTİL:
Gelişme yeteneği olan, doğurabilen.
FERTİLİTE:
Doğurma yeteneği, verimlilik.
FETUS:
Üçüncü gebelik ayı başından doğuma kadarki devre içinde ana rahmindeki canlıya verilen isim.
FETAL:
Fetus'a ait.
FİBRİN:
Kanın pıhtılaşmasına yarayan albumin cinsinden bir madde.
FİBRİNEMİ:
Kanda fibrin bulunması.
FİBRİNÜRİ:
İdrarda fidrin çıkması.
FİBROM:
İyi huylu bağ dokusu uru.
FİBRO-SARKOM:
Bağ dokusunun kötü huylu tümörü.
FİBRÖZ:
Lif dokusu
FİBULA:
Bacaktaki iki kemikten dış kısımda olanıdır. Üstte Tibia ile eklem yapar diz eklemi yapısına girmez, altta ise ayak bileği eklemine iştirak eder.
FİLARİA:
Omurgalı canlıların kanında ve dokularında yaşayan kıl kurdu cinsi parazit. Elefantiazis denilen rahatsızlığa neden olur.
FRENİK SİNİR:
Nervus Frenicus. Göğüs boşluğu ile karın boşluğunu birbirinden ayıran diafragmanın sinirine verilen addır.
 

KeRRa

Bir Garip Yolcu
Katılım
14 Ağu 2009
Mesajlar
215
Tepkime puanı
23
Puanları
0
-E- (Tıp Terimleri Sözlüğü)

EDEMA:Ödem, vücudun her hangi bir yerinde hücre dışında anormal su birikmesi. E.E.G:Elektroansefalografi kelimesi için kullanılan kısaltma.
EFFEKT:Tesir, etki.
EFFEKTİF:Etkili, tesirli.
EFERVESAN:Suya atıldığı zaman küçük gaz kabarcıkları çıkartarak köpüren, eriyen.
EFFÜZYON:Vücut boşluklarında veya doku içerisinde sıvı birikmesi. "Plevral effüzyon" iki plevra yaprağı arasında sıvı birikmesidir.
E.K.G:Elektrokardiogram kelimesi için kullanılan kısaltma.
EKİNOKOK:Köpek ve kurtlar, nadiren kedilerde bulunan bir parazit olup larvaları memeli canlılarda büyüyerek hidatik kistleri yaparlar.
EKLAMPSİ:İlerlemiş gebeliklerde veya doğumdan hemen sonra yüksek kan basıncı, ödem ve idrarda protein yükselmesi ile karekterize nöbetler ve önlem alınmazsa bilincin kaybolması hali.
EKO:Yankı.
EKOKARDİYOGRFİ:Kalp, damar sisteminin teşhisinde kullanılan ultrasonik bir yöntem.
EKOKARDİYOGRAM:Ekokardiyografi yoluyla elde edilen çizelge.
EKOENSEFALOGRAM:Beynin ekoensefalografi ile elde edilen çizelgesi.
EKOLALİ:Hastanın kendisine söylenilen sözleri anlamsız şekilde aynen tekrarlaması.
EKSİZYON:Bir dokunun çıkartılıp atılması.
EKTAZİ:Genişleme. Örn. Bronşektazi.
EKTODERM:Derinin en dış tabakası.
EKTOPİ:Her hangi bir organın normal bulunması gereken yerde değilde, vücudun başka bir yerinde olması hali.
EKTROPİON:Göz kapaklarının serbest kenarlarının dış tarafa kıvrılmaları.
EKZEMA:Deride kızarıklık, şişme, veziküller, kaşıntı gibi belirtilerle görülen daha çok psikosomatik nedenli cilt rahatsızlığı. Akut ve Kronik diye ayrıldığı gibi Yaş ve Kuru ekzema cinsleri de vardır.
ELEKTROANSEFALOGRAFİ:Beynin elektriki faaliyetlerinin grafik olarak gösterilmesi.
ELEKTROKARDİOGRAFİ:Kalp adelesinin faaliyetlerinin grafik olarak gösterilmesi.
ENDOKRİNOLOJİ:İç salgı bezlerinin fonksiyonlarını, normal dışı çalışma sonucu oluşan hastalıklarını ve bunların tedavilerini inceleyen tıp dalıdır.
ENDOKRİNOLOG:Endokrin sistemin yapı, patolojileri ve tedavisi konusunda uzman kişi.
ENSEFALON:Beyin.
ENVAZYON:Yayılma, örneğin kafatasındaki bir tümörün beyin dokusuna envazyonu denince tümörün beyine yayılması kastedilir.
EPİTEL:Organ ve vücut yüzeylerini örten hücre tabakası.
EROZYON:Deri veya mukozada görülen, sınırlı bir bölgede epitel kaybı, yüzeyel yaralar. Örneğin; Cervical erozyon, halk arasında rahim ağzında yara olarak bilinir.
 

KeRRa

Bir Garip Yolcu
Katılım
14 Ağu 2009
Mesajlar
215
Tepkime puanı
23
Puanları
0
-D- (Tıp Terimleri Sözlüğü)

DAKRİYOADENİT:Gözyaşı bezi iltihabı.
DAKRİYOSİSTİT:Gözyaşı kesesi iltihabı.
DAKRİYOSİSTEKTOMİ:Gözyaşı kesesinin ameliyatla çıkartılması.
DAKRİYOSİSTOGRAFİ:Kontrast madde verilerek gözyaşı kesesi ve kanalının radyolojik olarak incelenmesi.
DAKRİYOSİSTORİNOSTOMİ:Gözyaşı kanalının tıkalı olduğu durumlarda uygulanan, kesenin burun boşluğuna diranajını sağlayan ameliyat.
DAKRİYOLİT:Gözyaşı taşı.
DALTONİZM:Renk körlüğü.
DEBİLİTE:Zeka geriliği.
DEFEKASYON:Dışkının dışarı atılması.
DEFEKT:Eksiklik, kusur.
DEFİBRİLATÖR:Kalbin normal dışı hızlı atımını durdurarak tekrar normal kalp ritmine dönmesini sağlayan araç.
DEFLORASYON:Kızlık zarının yırtılması.
DEFORMİTE:Şekil bozukluğu.
DEFORMASYON:Şeklini bozma.
DEKÜBİTİS:Yatalak olanlarda hareketsizlik sonucu sırtta ve kalçalarda açılan yaralar.
DEKOMPRESYON:Baskı yapan gücün veya baskının kaldırılması.
DEKONJESTAN:Konjesyonu (şişme) azaltan, dekonjessif.
DELİRİUM:Zehirlenmeler, ateşli hastalıklar, epilepsi, histeri ve akıl hastalıklarında görülebilen, titreme, hallüsinasyonlar ve saldırganlıkla birlikte bilincin kaybolması tablosuna verilen isim.
DEMANS:Bunama, muhtelif formları vardır.Senil Demans, Presenil Demans, Toxic Demans.
DEMONSTRASYON:Göstererek öğretme.
DEJENERASYON:Dokuların normal yapılarının bozulup normal fonksiyonlarını yapamıyacak hale gelmeleri.
DEMORALİZASYON:Moral çöküntü.
DEMİYELİNİZASYON:Sinir liflerinin etrafını saran myelin tabakasının kaybı.
DANSİMETRE:Yoğunluk ölçen cihaz.
DEONTOLOJİ:Aynı meslek grubunda olan insanların birbirleri ile olan ilişkilerinde uyulması öngörülen ahlaki, moral değerler.
DEPİLASYON:Kılların çıkartılması işlemi.
DEPRESYON:Ruhsal ve bedensel çöküntü, isteksizlik.
DERMABRAZYON:Deri üzerindeki benler veya yara izlerini ortadan kaldırma amacı ile yapılan kazıma işlemi.
DERMATİT:Cildin iltihabi durumu.
DERMATOLOJİ:Cildiye, cilt hastalıklarını inceleyen bilim dalı.
DERMİS:Ciltte en üst tabaka olan Epidermis'in altındaki tabakaya dermis adı verilir.
DÜŞÜK:Fetusun, gebeliğin 28. haftasından önce ölümü, ve rahmin dışa atılmasıdır.
 

KeRRa

Bir Garip Yolcu
Katılım
14 Ağu 2009
Mesajlar
215
Tepkime puanı
23
Puanları
0
-C- (Tıp Terimleri Sözlüğü)

CADUCEUS:Mitolojide Tanrı'nın habercisi olan Merkür'ün asasıdır. ABD ordusu tıp mensuplarının sembolü olup, tıp biliminin sembolü olan Eskülap asaından farklıdır. Merkür asaının çevresinde iki yılan vardır, Eskülap'ta ise, bir yılan bulunur.
CAISSON HASTALIĞI:Vurgun. Dalgıçlarda ve çok yükselen havacılarda atmosfer basıncının ani değişimlerine bağlı olarak meydana gelir.
CALCANEUS:Topuk kemiği.
CANDIDA:Bir mantar çeşidi.
CERAHAT:Alyuvarlar, bakteri ve yıkılmış doku kalıntıları gibi iltihap ürünlerini kapsayan doku sıvısıdır.
CERRAHİ:Tıbbın en eski dallarından biridir. İlaçla ya da başka tedavi yöntemleriyle iyileştirilemeyen hastalıkların, yaralanmaların, vücuttaki yapı bozukluklarının ameliyatla onarılmasına ya da hastalıklı organı kesip çıkararak iyileştirilmesine dayanır.
CERUMEN:Kulak kiri. İnsan kulağında normal olarak bulunan balmumu kıvamındaki salgıdır. Bu salgının fazlalığı, kulak tıkanması ve geçici sağırlığa yol açar.
CESTODIASIS:Yassı solucan enfeksiyonudur.
CLAVİCULA:Köprücük kemiği.
COR:Kalp.
COXAE:Kalça kemiği.
 

KeRRa

Bir Garip Yolcu
Katılım
14 Ağu 2009
Mesajlar
215
Tepkime puanı
23
Puanları
0
-B- (Tıp Terimleri Sözlüğü)

BAĞIŞIKLIK:Belirli bir mikroorganizmaya karşı vücudun direncidir. Aktif ve pasif olmak üzere iki tip bağışıklık (immünite) vardır. Aktif immünite, hastalığın, çok hafif de olsa, bizzat geçirilmesiyle oluşur. Hastalığa neden olan organizmalar, vücutta antikor reaksiyonları uyandırırlar ve bu reaksiyonlar, bazı vakalarda, hayat boyu devam eder. Pasif immünite ise, antikor reaksiyonu uyandırıcak nitelikte, fakat kuvveti azaltılmış veya değiştirilmiş olan mikropların vücuda aşılanmasıyla oluşur.
BAKTERİ:Tek hücreli mikroorganizmalardır. Bunlar, mantarlardan küçük, fakat virüslerden büyüktürler. Bazıları hastalık yapıcı, bazıları zararsızdır; bazı bakteriler ise, faydalıdırlar: Örneğin, toprağın nitrojen yapıcı bakterileri. Bakteriler, şekillerine göre sınıflandırılabilirler: Coccus'lar yuvarlak, bacillus'lar çubuksu, vibrio'lar virgül şeklinde, spirillum'lar dalgalıdır.
BAKTERİYEMİ:Bakterilerin veya bakteri toksinlerinin kana geçmesiyle oluşan ateş, titreme ile seyreden klinik tablonun adıdır. Eş anlamlı olarak septisemi de kullanılır.
BALLİSMUS:Kol ve bacakların, istemsiz, şiddetli, atıcı hareketleridir. Bu durum, gövdenin yarısında görüldüğü takdirde, "hemiballismus" adını alır.
BANDAJ:Yara sarmaya veya yaraları kapatan gazları ve tespit edici tahtaları yerinde tutmaya yarayan kumaş parçasıdır.
BARBİTÜRAT'LAR:Sinir sistemini uyuşturucu etkileri olan maddelerdir.
BASİL:Çomak şeklindeki mikroorganizmalardır. Örneğin Tüberküloz'un etkeni Koch adı verilen basildir.
BAZAL METABOLİZMA:Vücut yüzeyi birimine göre hesap edilen, istirahat anında sarf edilen enerji miktarıdır.Vücut yüzeyi şahsın, boyu ve kilosundan hesap edilir.Troid bezinin fazla çalışmasında, bazal metabolizma yükselir.
BATIN:Gövdenin, göğüs ve pelvis bölgeleri arasındaki kısmıdır. Göğüsten, bir kas bölme teşkil eden diafragma ile ayrılmış olan batının, alt kısmında pelvis boşluğu ile devamlılığı vardır.
BELL PARALİZİSİ:Yüz siniri felcidir.
BENCE-JONES PROTEİNİ:Myelomatosis gibi kemik iliğini ilgilendiren hastalıklarda, idrarla çıkartılan bir cins protein.
BENİGN:İyi huylu.
BERİBERİ:B vitamini noksanlığında meydana gelen ağır bir polinevrit.
BİKONKAV:Her iki yüzeyide konkav, iç bükey veya oyuk olan.
BİFİD:İki bölüme ayrılmış durumda olan, çatallı, yarık.
BİFURKASYON:İki dala ayrılma yeri.
BİLATERAL:Her iki tarafa ait olan, iki taraflı.
BİLİRUBİN:Hemoglobinin yıkılmasından açığa çıkan kırmızı boya.
BİLİRUBİNEMİ:Kanda bilüribinin artması.
BİYOPSİ:Canlı bir dokudan muayene edilmek üzere küçük bir parça alınması.
BİSEKSÜEL:İki cinsiyetli, hem erkek hem dişi.
BLEFARİT:Göz kapaklarının, özellikle kenar bölümlerinin iltihabı.
BONE:Kemik.
BOTULİSMUS:Basillus Botulismus toksinleri ile meydana gelen zehirlenme.
BRAKİYALJİ:Kol ağrısı.
BRADİKARDİ:Kalbin dakikadaki atım sayısının azalması.
BRONCHİOLİTİS:Solunum sisteminin en küçük fonksiyonel üniteleri olan bronşiollerin iltihabına denir.
BÜL:Ciltte içi sıvı dolu kabarık oluşumlar. Çapları 0.5 cm'den büyüktür. Küçük olanlarına vezikül denir.
BÜLLÖZ:Büllerden oluşan lezyon.
 
Üst