Zorla Yaptırılan Hayır da Hayırdır..!

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
peygamberleri birbirinden ayırt etmeyız ayeti müslümanların duasıdır
 

Takiyüddin

Yasaklı
Katılım
17 Kas 2014
Mesajlar
329
Tepkime puanı
9
Puanları
0
onların karşılaştırılmasının gerekçelerinin saçma olduğunu söyleyerek birinci ayeti

kuranda adı geçenlerle geçmeyenleri alarak ikinci ayetini ele alıyorum.

kuranın yaptığı karşılaştırma değil; ikincide peygamberlerin "kendi yaptıklarıyla derecelerinin yükselmesi" ile "allahın derece vermesi"nin aynı olduğu anlamı veriliyor.

tamam o da ayet meali, işin doğrusu o da aklıma geldi ama tam nasıl olduğunu hatırlamadım ve konuyla ve insanların ilginç maslahatsızlıklarıyla ilgili değildi dönüş yapıp bakmadım.

İşin özeti gün ve söz aşırı boş konuşanlara birincisi söylenir, insanlar nasıl aynı olabilir ki diye soran bir kişiye ikincisi söylenir!
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Akıl, insanlara düşünmek ve bu düşünce-tefekkür sonunda, isabetli kararlar vermek için verilmiştir. Şimdi, saksınızı biraz zorayın bakalım! Yeryüzüne gelmiş-geçmiş insanların içinde biribiriyle tıpa-tıp (boy-kilo-semail-kuvvet-zekâ v.s. unsurarında)aynı olan iki var mıdır ? Biz yok diye biliyoruz. O hâlde her şeyleri farkı olan insanların, dereceleri, makamları, imanlarının kuvvet ve halâvetleri nasıl aynı olabilir?
 

Takiyüddin

Yasaklı
Katılım
17 Kas 2014
Mesajlar
329
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Mesele aynı olmalarını iddia etmek luzumsuzluk ve yanlışlığındansa karşılaştırma sûretinde saçma sapan bir yerlere varıp farkında olamamak halidir.

Bunun sakıncası ve zorluğu itikadi problemlere sahip olup, veya öylece üretip, fakat o doğru itikadın da kitabi ve hocasının olmaması kadar derin bir mevzu olmasıdır.
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Bu konuda da hemen her konuda olduğu gibi fıtratı bozarak, sünnetullah'a aykırı düşünme, Allah'ın yasalar ve ilkeler üzerinde bina edilmesi için sayısız vurgu yaptığı, çağlar ve nesiller üstü İslâm'ın nasıl basit, alelade zihin yapıları ile tahrif edildiğini görüyoruz.

"Ben" ci bir yaklaşım ile tabi ki benim tabi olduğum peygamberim en üstünü olacak gibi kaba saba, kalitesiz, basiretsiz bir yaklaşım söz konusu.

Allah'ü Teâlâ elçilerim arasında ayrım yapmayın derken, nübüvvetleri, risaletleri, şerefleri hepsinin İslâm peygamberi olması bakımından elçiliklerine yaklaşım konusunda ayrım gözetmemekten bahsediyor.

Bu hususu yine Resulullah'ın dili ile ben "bunları ilk söyleyen değilim, Allah'ın elçilerinin ilki değilim, ben türemiş bir elçi değilim, ancak Allah'ın elçilerinden bir elçiyim " gibi ifadeler ile söyletiyor.

"Kimini kimine üstün kıldık" ifadesine bodoslama dalanlar, zihinlerinde türettikleri örneğin "Altın/gümüş /bronz" arasındaki değer üstünlüğü bakımından mutlaki üstünlük çıkarımı yapılabilir bir ifade ile benzeştiriyorlar.
Hayır!, ayetin devamında Allah, vasıflar bakımından kimini kimine üstün kıldık diyor ve kimi ile konuştu, kimine çok açık mucizeler verdi, kiminin emrine rüzgarları verdi vs kabilinden birbirlerine nazaran farklı üstünlükler verdik babında söylüyor.
Zaten ayetlerin devamında anladığınız manada bir üstünlük totemi bekliyorsanız bu payeyi başka peygamberlere veriyor gibi bir anlam çıkıyor.
Ama doğru olan bu şekilde bir üstünlük tasavvuru değil, risaleti icra ederken Allah'ın bahşettiği vasıflar üzerinden üstünlük olarak anlamak gerek. Eğer sizin dikte etmeye çalıştığınız manada bir üstünlük anlamamızı istese idi Allah, tabi olduğunuz Muhammed Allah'ın elçilerinin en değerlisidir/üstünüdür diye apaçık der, size takla attırmazdı. Neden Allah'a söylemediği bir şeyi zorla söyletirmeye çalışıyorsunuz.

Müslümana yakışan duruşu Allah tanımlıyor zaten "Allah'ın elçileri arasında ayrım yapmayın, Muhammed Allah'ın yalnızca kulu ve elçisidir, İslam elçileri içinde ayrım yapmayın ve fitne çıkarmayın" budur.

Bugün böyle fitneler ile uğraşanlar hristiyanlardan olsa yer gök İsa uğruna yaratıldı, o Allah'ın ilk nurudur diyen hristiyanlardan, yahut Üzeyr o kadar değerli ki Allah'ın oğlu olsa ancak o kadar değerli olurdu diyen yahudilerin fitnelerine balıklama dalan ilk grupta olurlardı, bu çok açık.

Ama hemen her konuda olduğu gibi ayetleri cımbızla sadece kendi kafasındaki doğrulatmak, kendi yolunu üstün göstermek adına kullananlar batıla sapıyorlar.

Bunun adı tahrifdir beyler hiç kusura bakmayın, dininizi tahrif ediyor ve buna alenen kendi elinizle alet oluyorsunuz.
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
Peygamber, Rabbi'nden kendisine ne indirildiyse ona iman etti. Müminlerin de hepsi Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler. «Biz Allah'ın peygamberleri arasında ayırım yapmayız, duyduk ve itaat ettik. Ey Rabbimiz, bağışlamanı dileriz, dönüş ancak sanadır.» dediler.



evvele ayetleri bir birinden koparmadan anlamalıyız yoksa anlamak için bazıları gıbı kırk takla atmak zorunda kalırızda yine anlayamayız
sonra nemi yaparız kendimiz nasıl inanıyorsak nasıl düşünüyorsak tevili o yonde yapmaya başlarız buda rabbımızın nefsini kendine ilah edineni gormedinmi ayetiyle örtüşeceğinden küfre girebiliriz.

ayet açık ve seçik belirtiyor Muminler Allaha meleklere kitaplara peygamberlere iman ettiler

ve o muminler Allahın peygamberleri arasından ayırım yapmadan tümüne iman ettiler neden cunkü peygamberlere iman bunu gerektırıyor yoksa yahudi ve hrıstıyanların durumuna düşebiliriz

ayeter açık kırk dereden su getirmeye gerek yok Allah Ademi nuhu ibrahimi imran ailesini alemlere üstün kıldım diyor bazıları ayete iman edeceğine türlü türlü tevil yolunu seçiyor sen Allahın ayetine iman etsene ama hayır illaki muhalif olacak
 

Serasker

Yasaklı
Katılım
22 Şub 2015
Mesajlar
142
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Zorla hayır nedir? Kanun zoruyla mı yapacaksınız hayırı. İnsanın iradesi nerede imtihan nerede
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,656
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
@Yahayy

Merak ettiğim bir şey var varsayalım ki Musa as. bugün hayatta olsaydı Efendimiz sav'e tabi olacak mıydi?

Biat edecekse neden? Etmeyecekse neden? Nihayetinde kendisi de ulul azam bir peygamber ve peygamberler arasında fark yoksa bu durum neyi gerektirir?
 

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0
Zor kullanmadan önce atilacak adimlar var:

Devlet önce devletcilik taslayan hirsizlardan, yolsuzlardan, hainlerden temizlenmeli fakat bunu siz yapamazsiniz cünkü siz akp`lisiniz, akp li yobazlara göre devlet hirsizlikta yapar, zulümde eder, hukukun icinede eder... bunu islam diye yutturamazsiniz.

Hakiki islam devleti zor kullanmadan önce gercekten islam oldugunu, münafik olmadigini ispat edtmeli, ardindan irsad ve teblig görevini yerine getirmeli, teblig metodunun en önemli sarti tedric usulüdür, adim adim millet irsad oldukca kendi isteyecek, devlette önünü acacak...

Aksi halde "ben islam devletini kurdumk, bundan sonra herkes basini örtecek, namaz kilacak, aksi halde dayak atarim" derseniz cocuguna dini egittim vermemis, neden namaz kilmasi gerektigini, neden örtünmesi gerektigini ögretmemis bir babanin cocuguna artik büyüdükten sonra bunlari zor kullanarak uygulatmaya calismasina benzer, o cocuk ya isyan eder, yada münafik olur, fitneye sebep olur.

Bir fitneyi engelleyim derken daha büyük Fitneye sebep olan hicbir uygulama islami degildir.
 

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0
Meseleye bir baska acidan bakacak olursak,
Degil islam devleti, SINIRSIZ özgürlügü savunan demokratik ülkelerde bile devlet zor kullanir, örnegin kirlimizi lambadan gecenlere ceza verir, hirsizlik, yalancilik, dolandiricilik yasaktir, tecavüz yasaktir...yani topluma zarar veren eylemler gerekirse devlet zoruyla yasaklanir, ciplaklikta buna dahildir, gerekirse toplumun genel ahlakini korumak icin devlet zoruyla tüm bayanlarin basini örtmesini emredersin ama niyet millete dini sevdirmekse Allahin emirlerini isteyerek uygulamalarini saglayacak adimlar atilmali., irsad, teblig, egitim ...
 

Takiyüddin

Yasaklı
Katılım
17 Kas 2014
Mesajlar
329
Tepkime puanı
9
Puanları
0
@Yahayy

Merak ettiğim bir şey var varsayalım ki Musa as. bugün hayatta olsaydı Efendimiz sav'e tabi olacak mıydi?

Biat edecekse neden? Etmeyecekse neden? Nihayetinde kendisi de ulul azam bir peygamber ve peygamberler arasında fark yoksa bu durum neyi gerektirir?
Peygamberileri gezegenler gibi, süper kahramanlar gibi düşünürsek böyle bir soru sorulabilir. (Şehir kültürünün, bence doğayla hatta insanla kopuk bir kültürün ürettiği süper kahramanlar).Peygamberler şartların ve şeraitin insanlarıdır, ilişki içerisinde oldukları insanlar, geçimler, sosyal durumlar, hatta iklim ve bitki örtüsü ve yeryüzü şekilleri.Bu bakımdan "Aynı yerde ve zamanda olsalardı" diye bir soru farzı muhal olarak sorulamaz.

Gerçi şöyle söylenebilir: Eğer komşu ve dost olsalardı allah kaderde onları başka yerlere gönderip başka yerlerde yaşatırdı veya dost komşu ve birlikte bulunsalar dahi birbirleriyle çakışıp rekabet etmezlerdi, rekabet ettirenlerin de ihtimal ki münafık olacaklarını bilirlerdi, bence. Yapılabilir gördüğüm bi farz-ı muhal bu.
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,656
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
Miraç hadisesinde geçen rivayette Efendimiz savin prygsmberlere imam olarak namaz kıldırması hususunda ne dersiniz?
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Savunmaya bak hizaya gel...
Peygamberlerin arasında ayrım yapmayız dua sı, Müslümanların duasıdır diyor :)

Biz yahudilerin mi demiştik :)
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Miraç hadisesinde geçen rivayette Efendimiz savin prygsmberlere imam olarak namaz kıldırması hususunda ne dersiniz?
Şahsi kanaat olarak Miracın işte bu görüşler üzerinde kurgulandığını düşünüyorum kardeşim, sen sebepten sonuca gidiyorsun ama, meselede sonuçtan sebepleri türetmişler zatı muhteremler.
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
@Yahayy

Merak ettiğim bir şey var varsayalım ki Musa as. bugün hayatta olsaydı Efendimiz sav'e tabi olacak mıydi?

Biat edecekse neden? Etmeyecekse neden? Nihayetinde kendisi de ulul azam bir peygamber ve peygamberler arasında fark yoksa bu durum neyi gerektirir?
İhvanım, Kur'an'da iki tabir var. Bir yerde ''fark gözetmeyiz'' diğer yerde ''birini diğerine üstün kıldık'' der. Şimdi bu ne demek? Burada ki durum ilk bakışta çelişkili olsada o çelişki bakılan zaviye ile alakalıdır. Üç boyutlu zaman ve mekan kutusunda olan bizlere göre aralarında fark vardır. Zira insanız. İnsan olmamız hasebiyle zaten farklı farklıyız biz. Allah burada derecat farkına vurgu yaparken bizim zaviyemize hitab ediyor. Bir de zaman ve mekan ötesi bir zaviye vardır. O sırf Allah'a mahsus. Örneğin General vardır General vardır. Generallik makamı herkese eşittir. Lakin o makama oturan kişinin kazandırdığı bir kalite vardır. O kalite, kişinin kendi karakterine mahsus bir derecedir. Mesele tamamen bundan ibaret dostum.
 

abdullah birisi

Kıdemli Üye
Katılım
12 Mar 2013
Mesajlar
10,357
Tepkime puanı
517
Puanları
0
Konum
istanbul

İhvanım, Kur'an'da iki tabir var. Bir yerde ''fark gözetmeyiz'' diğer yerde ''birini diğerine üstün kıldık'' der. Şimdi bu ne demek? Burada ki durum ilk bakışta çelişkili olsada o çelişki bakılan zaviye ile alakalıdır. Üç boyutlu zaman ve mekan kutusunda olan bizlere göre aralarında fark vardır. Zira insanız. İnsan olmamız hasebiyle zaten farklı farklıyız biz. Allah burada derecat farkına vurgu yaparken bizim zaviyemize hitab ediyor. Bir de zaman ve mekan ötesi bir zaviye vardır. O sırf Allah'a mahsus. Örneğin General vardır General vardır. Generallik makamı herkese eşittir. Lakin o makama oturan kişinin kazandırdığı bir kalite vardır. O kalite, kişinin kendi karakterine mahsus bir derecedir. Mesele tamamen bundan ibaret dostum.

elli dereden su getirmeye çalışıyorsunuz ama, tutmuyor işte...... cuma günlerin efendisi değilmi, kadir gecesi de gecelerin, recebi şerifte diğer aylardan...sahabe diğer insanlardan, Peygamberlerde sahabe den, fark yoktur, hepsi peygamberdir, üstünlük ise kendi aralarında... ve bunların ve dahi yaratılmış her ne var ise, en üstünü ki burdaki en yetersiz kalır, Efendimiz aleyhisselamdır..... gerisi lafı güzaftır.... saygılarımla...
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
elli dereden su getirmeye çalışıyorsunuz ama, tutmuyor işte...... cuma günlerin efendisi değilmi, kadir gecesi de gecelerin, recebi şerifte diğer aylardan...sahabe diğer insanlardan, Peygamberlerde sahabe den, fark yoktur, hepsi peygamberdir, üstünlük ise kendi aralarında... ve bunların ve dahi yaratılmış her ne var ise, en üstünü ki burdaki en yetersiz kalır, Efendimiz aleyhisselamdır..... gerisi lafı güzaftır.... saygılarımla...
Yaratılmışların en üstünüdür. O başta ki ''yaratılmışların'' olması şart. Zira o kelime olmazsa Hristiyanların düştüğü dalalete düşeriz mazallah.
 

abdullah birisi

Kıdemli Üye
Katılım
12 Mar 2013
Mesajlar
10,357
Tepkime puanı
517
Puanları
0
Konum
istanbul

Yaratılmışların en üstünüdür. O başta ki ''yaratılmışların'' olması şart. Zira o kelime olmazsa Hristiyanların düştüğü dalalete düşeriz mazallah.

Allahu tealadan başka her ne var ise yaratılmıştır.... Alemlerin Efendisini aleyhisselamı üstün bilmeden iman olmaz...
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Allahu tealadan başka her ne var ise yaratılmıştır.... Alemlerin Efendisini aleyhisselamı üstün bilmeden iman olmaz...
Edeple ilişkilidir. İmanla ilişkilendirmek dini tahrif etmek olur. Bu doğru değil. İman, Allah'ın hakkıdır, tevhidi kapsar. Dalalete sapmanın kapılarını zorlamak doğru değil. Eğer her şeyi imanla ilintilendirmeye kalkarsanız bu işin sonu gelmez. Zaten âlimlerimiz sağolsun bu civatayı sıka sıka sonunda yalama yaptılar. Bugün bize ulaşan din algısında ona buna bol bol KAFİR, MÜŞRİK, MÜRTED dememizin sebebi budur. İşin trajikomik tarafı bu yaftaları en çok modernist, reformcu, yenilikçi hocaların(!) kullanmasıdır. Ehli sünnetin geleneklerini tenkit ederken tenkide muhtaç asıl konuyu ıskalıyorlar. Onun için samimiyetlerine inanmıyorum. Bu modernistlerin bütün davası ''benim dediğim doğru'' basitliğinden öteye geçmiyor. Edip Yüselden Yaşar Nuriye kadar geniş bir yelpazedir bu. Hepisinin kullandığı jargon aynı: Şirk, küfür, müşrik.. Hele Edip Yüksel'in s...tir çeker gibi ''bu ŞşşiRrk'tirrr'' demesi yok mu, öldürüyor beni. :)))
 
Üst