K
Kaçak
Guest
Merhaba sevgili günlüğüm diye başlamayacağım bugün! Güya içindeki duyguları aktaramayan insanlar günlük tutarlarmış. Hoş, sanki aktarsam ne oluyor ki? Geride, karalanmış bir sürü sayfa acı tatlı hatıralar. Gelecekte kim bilir daha ne tatlı ve ne acı hatıralar sırasını beklemekte...
Rahmetli dedem hep söylerdi; “Kızım kaderde ne varsa o olur” gerçekten böyle midir acaba, yoksa insanların başlarına gelenleri savuşturmak için uydurdukları bir savunma mekanizması mı? yoksa tembelliklerine biçtikleri bir kılıf mı?
Sevgili günlüğüm, biliyorum sen bu sorulara cevap verecek durumda değilsin. Ama biliyorum ki kader diye bir gerçek var ve bu kader kavramını kullanan ayrı ayrı insanlar var.
Kimisi tembelliğine, kimisi acizliğine birer kılıf olarak kullanıyor. Kimisi de dedem gibi elinden geleni yaptığı halde geldiği noktada nasibimiz buymuş diyerek şükrediyordu. En doğru yön bu olsa gerek!
Üff be!... Sıkıldım yine nereden girdim bu acayip konuya? Sanki hacıya mı gideceğim ne? Ne alakam var benim böyle acayip konularla?
Daha yaşım kaç? Gencim, güzelim hayatın tadını çıkarmam gerekiyor. Hayat çabucak geçiyor. Daha dün ilkokula yeni başlamıştım, bak bugün üniversiteye hazırlanıyorum. Hayat böylesine akıp giderken benim gençliğimin güzelliğimin kıymetini bilmem lazım. Bak geçen sene en sevdiğim arkadaşım Necla"yı kaybettim, sarhoş bir sürücünün hatası yüzünden. Necla benden daha güzeldi. Öldü gitti kızcağız. Ah Necla seni ne kadar özledim bilemezsin. Onun kaderi kısaymış ya benim ki ne kadar acaba, ya bana da böyle bir şey rastlarsa ya bende ölür gidersem, öff be!... Saçmalıyorum galiba niye ölecekmişim? Daha çok gencim, annemin yaşına kadar yaşasam yeter. Daha en az kırk yıl yaşamaya vaktim var. Ama Necla"da bir keresinde böyle demişti, onu korkutmak için terasta ölüm muhabbeti açtığımızda... Aman bee ne diyorum ben nereden geldi bu aptal konu aklıma, ne yani şimdi ne zaman öleceğim belli değil diye, rahibe gibi manastıra mı gireyim? Çok komik görünürdüm doğrusu... Buna en çok rahmetli dedem sevinirdi herhalde, en çok kim üzülürdü acaba? Herhalde okulda sokakta peşimde koşturan erkek arkadaşlarım üzülürdü... Aptal erkekler niye üzülürsünüz ki sanki size ne benim rahibe gibi kapanmamdan?
Heyy Hacer! Ne oluyor sana böyle dindarlar gibi düşünmeye mi başlıyorsun yoksa? Yok be kızım şurada kendi kendime günlüğümle dertleşiyoruz işte. Dur biraz makara yapalım. Hem ben niye rahibe gibi örtüneyim ki, ben Hıristiyan mıyım? Hıristiyanlar öyle örtünür. Benim dedemle ananem hacıya gitti geldi. Biz aydın, dindar bir aileyiz öyle yobazlıklar bizim ailemizde geçmez.
Ama kafama şu takıldı, benim rahibe gibi örtünmeme en çok peşimden koşan erkekler üzülür meselesi yani! Hele şu Erkan denen aptal herhalde arkamdan küfreder. Geçenlerde bir gazeteye bakıp kuduruyordu “ulan şu yobazlardan tiksiniyorum arkadaş” diyordu. Şimdi gerçekten merak ettim doğrusu beni kapalı görse, bendende tiksinir mi acaba? Niye tiksinsin ki kapanınca kamburum mu çıkacak, ya da etrafa pis kokular mı yayacağım, yoo! Dedem öldüğünde ananem namaz örtüsünü bana örtmüştü, hani hiçte fena olmamıştı. Peki neden tiksinsin ki benden, tiksinmesini istemiyorum fena çocukta değil hani! Acaba bende ya da örtünen kadınlarda ne gibi değişiklikler oluyor ki? Ben örtünmesem de kalbim temiz. Hem örtünmeyi de bilmiyorum. Dedem bana amentüyü de öğretmişti. Fatiha suresiyle Kevser"i de biliyorum, daha gencim ileride yaşlanınca örtünürüz be! Peki ya Necla gibi bende gencecik ölür gidersem... Yine aptal aptal düşünüyorum işte. Aptalı maptalı yok kızım, kaderde ölmek yok mu sanki, gerçekçi ol sen de biliyorsun ki bu bir gerçek ve bu gerçeğin ne zaman geleceği belli değil. Aman bee!... Yarın ölecekmiş gibi sabaha kadar namaz mı kılayım yani? Yalnız şu konuda hemfikirim, örtünmemden erkekler memnun olmazlar. Acaba neden? Bu soruyu çözmem lazım. Galiba şu tarikatçı babası olan kız biraz doğru söylüyor gibi, kadınlar kullanılıyor sanki, hani diyordu ya: “Televizyon reklamlarında hep kadın metaı öne çıkıyor. Araba lastiği konulu reklamda minili kadın, tıraş köpüğü reklamında şortlu kadın, şampuan reklamında bile yarı çıplak genç kadınlar saçlarını yıkıyorlar, sanki toplumda başka insan yok. Ya da ihtiyar kadınlar hep kel, veya erkekler hep kel(!) doğru be kardeşim ihtiyar kadınlar senede bir gün anneler gününde hatırlanır. Kadını genç ve güzelken kullan, minileri giydir ve sokakta, okulda aç gözlere yem yap. Sonra ihtiyarlat hatta eşitlik sevdasıyla akşama kadar iş yerinde çalıştır. Sonrada sabaha kadar evde çocuk bak, iş yerinde patronun hizmetine bak, akşam da evde kocanın hizmetine bak...
Ne o kız Hacer feminist mi olacaksın ne? Dur be kızım açılmışken döktürelim biraz nasıl olsa biz bizeyiz, hakikaten kız, kadınlar biraz fazla yıpranıyor gibi. Şu, babası tarikatçı olan kızın evine gidip evlerindeki şu garip dini kitaplara bakacağım, bir de şu hep ilgiyle takip ettiğim Çağdaş Kadınlar Derneği"ne gideceğim, sana bilgilerimi aktarırım sevgili ruhsuz ama beni anladığına inandığım günlüğüm...
*****
Devam edecek ....
Rahmetli dedem hep söylerdi; “Kızım kaderde ne varsa o olur” gerçekten böyle midir acaba, yoksa insanların başlarına gelenleri savuşturmak için uydurdukları bir savunma mekanizması mı? yoksa tembelliklerine biçtikleri bir kılıf mı?
Sevgili günlüğüm, biliyorum sen bu sorulara cevap verecek durumda değilsin. Ama biliyorum ki kader diye bir gerçek var ve bu kader kavramını kullanan ayrı ayrı insanlar var.
Kimisi tembelliğine, kimisi acizliğine birer kılıf olarak kullanıyor. Kimisi de dedem gibi elinden geleni yaptığı halde geldiği noktada nasibimiz buymuş diyerek şükrediyordu. En doğru yön bu olsa gerek!
Üff be!... Sıkıldım yine nereden girdim bu acayip konuya? Sanki hacıya mı gideceğim ne? Ne alakam var benim böyle acayip konularla?
Daha yaşım kaç? Gencim, güzelim hayatın tadını çıkarmam gerekiyor. Hayat çabucak geçiyor. Daha dün ilkokula yeni başlamıştım, bak bugün üniversiteye hazırlanıyorum. Hayat böylesine akıp giderken benim gençliğimin güzelliğimin kıymetini bilmem lazım. Bak geçen sene en sevdiğim arkadaşım Necla"yı kaybettim, sarhoş bir sürücünün hatası yüzünden. Necla benden daha güzeldi. Öldü gitti kızcağız. Ah Necla seni ne kadar özledim bilemezsin. Onun kaderi kısaymış ya benim ki ne kadar acaba, ya bana da böyle bir şey rastlarsa ya bende ölür gidersem, öff be!... Saçmalıyorum galiba niye ölecekmişim? Daha çok gencim, annemin yaşına kadar yaşasam yeter. Daha en az kırk yıl yaşamaya vaktim var. Ama Necla"da bir keresinde böyle demişti, onu korkutmak için terasta ölüm muhabbeti açtığımızda... Aman bee ne diyorum ben nereden geldi bu aptal konu aklıma, ne yani şimdi ne zaman öleceğim belli değil diye, rahibe gibi manastıra mı gireyim? Çok komik görünürdüm doğrusu... Buna en çok rahmetli dedem sevinirdi herhalde, en çok kim üzülürdü acaba? Herhalde okulda sokakta peşimde koşturan erkek arkadaşlarım üzülürdü... Aptal erkekler niye üzülürsünüz ki sanki size ne benim rahibe gibi kapanmamdan?
Heyy Hacer! Ne oluyor sana böyle dindarlar gibi düşünmeye mi başlıyorsun yoksa? Yok be kızım şurada kendi kendime günlüğümle dertleşiyoruz işte. Dur biraz makara yapalım. Hem ben niye rahibe gibi örtüneyim ki, ben Hıristiyan mıyım? Hıristiyanlar öyle örtünür. Benim dedemle ananem hacıya gitti geldi. Biz aydın, dindar bir aileyiz öyle yobazlıklar bizim ailemizde geçmez.
Ama kafama şu takıldı, benim rahibe gibi örtünmeme en çok peşimden koşan erkekler üzülür meselesi yani! Hele şu Erkan denen aptal herhalde arkamdan küfreder. Geçenlerde bir gazeteye bakıp kuduruyordu “ulan şu yobazlardan tiksiniyorum arkadaş” diyordu. Şimdi gerçekten merak ettim doğrusu beni kapalı görse, bendende tiksinir mi acaba? Niye tiksinsin ki kapanınca kamburum mu çıkacak, ya da etrafa pis kokular mı yayacağım, yoo! Dedem öldüğünde ananem namaz örtüsünü bana örtmüştü, hani hiçte fena olmamıştı. Peki neden tiksinsin ki benden, tiksinmesini istemiyorum fena çocukta değil hani! Acaba bende ya da örtünen kadınlarda ne gibi değişiklikler oluyor ki? Ben örtünmesem de kalbim temiz. Hem örtünmeyi de bilmiyorum. Dedem bana amentüyü de öğretmişti. Fatiha suresiyle Kevser"i de biliyorum, daha gencim ileride yaşlanınca örtünürüz be! Peki ya Necla gibi bende gencecik ölür gidersem... Yine aptal aptal düşünüyorum işte. Aptalı maptalı yok kızım, kaderde ölmek yok mu sanki, gerçekçi ol sen de biliyorsun ki bu bir gerçek ve bu gerçeğin ne zaman geleceği belli değil. Aman bee!... Yarın ölecekmiş gibi sabaha kadar namaz mı kılayım yani? Yalnız şu konuda hemfikirim, örtünmemden erkekler memnun olmazlar. Acaba neden? Bu soruyu çözmem lazım. Galiba şu tarikatçı babası olan kız biraz doğru söylüyor gibi, kadınlar kullanılıyor sanki, hani diyordu ya: “Televizyon reklamlarında hep kadın metaı öne çıkıyor. Araba lastiği konulu reklamda minili kadın, tıraş köpüğü reklamında şortlu kadın, şampuan reklamında bile yarı çıplak genç kadınlar saçlarını yıkıyorlar, sanki toplumda başka insan yok. Ya da ihtiyar kadınlar hep kel, veya erkekler hep kel(!) doğru be kardeşim ihtiyar kadınlar senede bir gün anneler gününde hatırlanır. Kadını genç ve güzelken kullan, minileri giydir ve sokakta, okulda aç gözlere yem yap. Sonra ihtiyarlat hatta eşitlik sevdasıyla akşama kadar iş yerinde çalıştır. Sonrada sabaha kadar evde çocuk bak, iş yerinde patronun hizmetine bak, akşam da evde kocanın hizmetine bak...
Ne o kız Hacer feminist mi olacaksın ne? Dur be kızım açılmışken döktürelim biraz nasıl olsa biz bizeyiz, hakikaten kız, kadınlar biraz fazla yıpranıyor gibi. Şu, babası tarikatçı olan kızın evine gidip evlerindeki şu garip dini kitaplara bakacağım, bir de şu hep ilgiyle takip ettiğim Çağdaş Kadınlar Derneği"ne gideceğim, sana bilgilerimi aktarırım sevgili ruhsuz ama beni anladığına inandığım günlüğüm...
*****
Devam edecek ....