mostar
Profesör
- Katılım
- 6 Ara 2009
- Mesajlar
- 1,011
- Tepkime puanı
- 244
- Puanları
- 0
ZARİFOĞLU OKULLARDA!
Zarifoğlu Heidi’yi yazmış mı?
Cahit Zarifoğlu da bir çok edebiyatçı gibi yeni yeni okul kitaplarında okutulmaya başlandı..
26 Kasım 2010 Cuma 14:26
Zarifoğlu’nu bazılarımız tanıdı, bazılarımız okudu ve okumakta, pek azımız da anladı. Şair, yazar, … Zarifoğlu… Ama onunla ilgili bir ayrıntı daha var bilinmesi gereken. Cahit Zarifoğlu, Milli Eğitim ders kitaplarına ve müfredata yeni alınan bir isim aynı zamanda. Vefatının üstünden 23 yıl, edebiyatla iştigal etmesinin üstünden ise çok daha fazla yıl geçmiş olmasına rağmen ancak birkaç yıldır okullarda okutuluyor. Yalnız o mu? Sezai Karakoç, İsmet Özel, Mustafa Kutlu gibi pek çok isim de en az 20 yıldır yetişen nesille tanıştırılmayan, tanışması engellenen, varlıkları, eserleri ve etkileri görmezden gelinen adamlar…
1940’lardan 1950’lerden bıkmadık mı?
Eğitim politikası gereği 50’leri hadi biraz daha zorlayalım Attila İlhan sayesinde 60’ları 70’leri geçemeyen bir müfredatın yetiştirdiği onlarca devre, binlerce öğrenci mezun oldu ilköğretimden, liseden. Eminim yukarıda işaret edilen isimleri ve fazlasını duymayan, “bilim adamı mıdır yazar mıdır” diye alternatifleri ikiye düşürsek bile cevap veremeyen, hiçbir malumat sahibi olmayan çok kişi çıkacaktır. Ne zaman ders kitapları açılsa Orhan Veli “ Anlatamıyorum”, Sait Faik “Semaver”, ... görülürdü. Elbette bu isimler olmalı, edebiyatla temas eden, edebî metinlerle yolu kesişen bir öğrencinin ya da herhangi birinin Attila İlhan’ı, Nazım Hikmet’i, Necip Fazıl’ı, Orhan Kemal’i, Tarık Buğra’yı, Nurullah Ataç’ı tanımaması düşünülemez. Ama Milli Eğitim’in kitaplarında Sezai Karakoç’un “Köşe”sini görünce içimde bir sevinç patlaması yaşadım desem eksik olmaz. Orhan Pamuk, Elif Şafak, Ayşe Kulin, Cihan Aktaş, İsmet Özel, Mustafa Kutlu ve elbette Cahit Zarifoğlu da artık öğrencilerle tanıştırılan isimler arasında.
Cahit Zarifoğlu’yla tanışmak…
Bir takım kanonlaştırılmış isimler dışında edebiyat kitaplarında bu isimleri de görünce ben de bu sevinç ve rahatlıkla hemen gidip Cahit Zarifoğlu kitapları aldım. 5. ve 6. sınıf öğrencilerime “Motorlu Kuş”u, “Serçe Kuş”u, “Yürek Dede ile Padişah”ı dağıttım. Daha önce bu ismi duyup duymadıklarını, tanıyıp tanımadıklarını sordum. Biri hariç kimse ismi duymamıştı. İçlerinden birinden çocukça bir soru geldi: “ Heidi’yi yazmış mı?” Onu yazmışsa iyi yazmamışsa kötü yazardı onlar için. Hemen derse başladık: “Bu kitapların yazarı Cahit Zarifoğlu Heidi’yi, Güliver’in Gezileri’ni yazmadı ama daha güzellerini yazdı. Bu ismi unutmayın.” Lise öğrencilerine sorduğumda ise Cahit Sıtkı’yla karıştırdılar. Hemen bir ders de onlara.
Bütün bu olanlar bir konuda tekrar tekrar tekrar düşündürtmeli insanı. Bazı isimleri tanımak ne kazandırır, başka bazı isimleri tanımak ne kaybettirir? Peki okuyup büyük adam olsun diye okullara emanet ettiğimiz çocuklarımız hangi bazı isimleri tanıdı bu güne kadar?
Zeyneb İlhan aklına takılanları dile getirdi
Zarifoğlu Heidi’yi yazmış mı?
Cahit Zarifoğlu da bir çok edebiyatçı gibi yeni yeni okul kitaplarında okutulmaya başlandı..
26 Kasım 2010 Cuma 14:26
Zarifoğlu’nu bazılarımız tanıdı, bazılarımız okudu ve okumakta, pek azımız da anladı. Şair, yazar, … Zarifoğlu… Ama onunla ilgili bir ayrıntı daha var bilinmesi gereken. Cahit Zarifoğlu, Milli Eğitim ders kitaplarına ve müfredata yeni alınan bir isim aynı zamanda. Vefatının üstünden 23 yıl, edebiyatla iştigal etmesinin üstünden ise çok daha fazla yıl geçmiş olmasına rağmen ancak birkaç yıldır okullarda okutuluyor. Yalnız o mu? Sezai Karakoç, İsmet Özel, Mustafa Kutlu gibi pek çok isim de en az 20 yıldır yetişen nesille tanıştırılmayan, tanışması engellenen, varlıkları, eserleri ve etkileri görmezden gelinen adamlar…
1940’lardan 1950’lerden bıkmadık mı?
Eğitim politikası gereği 50’leri hadi biraz daha zorlayalım Attila İlhan sayesinde 60’ları 70’leri geçemeyen bir müfredatın yetiştirdiği onlarca devre, binlerce öğrenci mezun oldu ilköğretimden, liseden. Eminim yukarıda işaret edilen isimleri ve fazlasını duymayan, “bilim adamı mıdır yazar mıdır” diye alternatifleri ikiye düşürsek bile cevap veremeyen, hiçbir malumat sahibi olmayan çok kişi çıkacaktır. Ne zaman ders kitapları açılsa Orhan Veli “ Anlatamıyorum”, Sait Faik “Semaver”, ... görülürdü. Elbette bu isimler olmalı, edebiyatla temas eden, edebî metinlerle yolu kesişen bir öğrencinin ya da herhangi birinin Attila İlhan’ı, Nazım Hikmet’i, Necip Fazıl’ı, Orhan Kemal’i, Tarık Buğra’yı, Nurullah Ataç’ı tanımaması düşünülemez. Ama Milli Eğitim’in kitaplarında Sezai Karakoç’un “Köşe”sini görünce içimde bir sevinç patlaması yaşadım desem eksik olmaz. Orhan Pamuk, Elif Şafak, Ayşe Kulin, Cihan Aktaş, İsmet Özel, Mustafa Kutlu ve elbette Cahit Zarifoğlu da artık öğrencilerle tanıştırılan isimler arasında.
Cahit Zarifoğlu’yla tanışmak…
Bir takım kanonlaştırılmış isimler dışında edebiyat kitaplarında bu isimleri de görünce ben de bu sevinç ve rahatlıkla hemen gidip Cahit Zarifoğlu kitapları aldım. 5. ve 6. sınıf öğrencilerime “Motorlu Kuş”u, “Serçe Kuş”u, “Yürek Dede ile Padişah”ı dağıttım. Daha önce bu ismi duyup duymadıklarını, tanıyıp tanımadıklarını sordum. Biri hariç kimse ismi duymamıştı. İçlerinden birinden çocukça bir soru geldi: “ Heidi’yi yazmış mı?” Onu yazmışsa iyi yazmamışsa kötü yazardı onlar için. Hemen derse başladık: “Bu kitapların yazarı Cahit Zarifoğlu Heidi’yi, Güliver’in Gezileri’ni yazmadı ama daha güzellerini yazdı. Bu ismi unutmayın.” Lise öğrencilerine sorduğumda ise Cahit Sıtkı’yla karıştırdılar. Hemen bir ders de onlara.
Bütün bu olanlar bir konuda tekrar tekrar tekrar düşündürtmeli insanı. Bazı isimleri tanımak ne kazandırır, başka bazı isimleri tanımak ne kaybettirir? Peki okuyup büyük adam olsun diye okullara emanet ettiğimiz çocuklarımız hangi bazı isimleri tanıdı bu güne kadar?
Zeyneb İlhan aklına takılanları dile getirdi