Yunus Suresi Ayet 11: 'Hayr' Nedir? 'Şer' Niçin Oluşur?

ŞAKİROĞLU

Asistan
Katılım
16 Nis 2013
Mesajlar
375
Tepkime puanı
3
Puanları
18
Yaş
73
Konum
İSTANBUL
Web sitesi
www.hikayeler.net
Kur'an'ın Yunus Suresi'nin 11'nci ayetinde, anlamı kolay bilinemeyen şu ifade var: ''Ve lev yüaccilüllâhü li'n-nâsi eş-şerre istiacâlehüm bi'l-hayri''. Diyanet bu cümleyi, ''Eğer Allah, insanlara, hayra kavuşmayı hemen istedikleri gibi, şerri de acele verseydi...'' şeklinde Türkçe'ye çavirmiş.

Diyanet'in Türkçe'ye çevirisinden anlaşılan şu: İnsanlar Allahtan hayr istediklerinde Allah, hayrı hemen veriyor. İnsanlar şerri istediklerinde ise, Allah, o isteğin oluşmasını tecil ediyor, ileriye bırakıyor.

Nasıl oluyor bu iş?..

Yunus Suresi'nin başından bu yana konu edilen ''amel-i salih'' unsunun toplumda veya şehirde veya ülkede olmasıyla veya olmamasıyla oluyor.

Burada 'hayr' ve 'şer' sözcüklerinin ne demek olduğunu anlamak gerekiyor.

Hayr: Bu sözcük, Türkçe sözlükte, a) İyi şey... İyi iş... İyilik olarak gösterilmiş. b) Bu sözcük, karşılık beklenmeden yapılan yardım anlamında da kullanılıyor. Ayetteki anlamı 'a' şıkkında olandır.

Hayr sözcüğü Arapça lügatte ise; a) Bir şeyin daha iyisi, en iyisi, olarak belirtiliyor. b) Halkın veya toplumun yöneldiği, rağbet ettiği ve sevdiği şey de 'hayr' imiş. Burada da ayetteki anlam 'a' şıkkına göre.

Şer (re şeddeli): Bu sözcük Türkçe sözlükte; a) Fenalık, kötülük olarak gösteriliyor. b) Kavga, çekişme, nifak olaylarına 'şerr' adı veriliyor.

Arapça lügatte ise kötü, fesat ve bozuk olan her şey 'şer' olarak tanımlanıyor.

Anlaşılıyor ki, 'hayr' sözcüğü 'şer' sözcüğünün zıt anlamlısı. 'Hayr' sözcüğü Arapça lügatteki halkın veya toplumun yöneldiği, rağbet ettiği ve sevdiği anlamında kullanıldığında, sevilen ve rağbet edilen şeyin şer amacı taşımamasına dikkat edilmesi gerekir. Mesela; nehir üzerine kurulan baraj. Yapım sulama ve üretme amacına yönelik olduğunda hayrdır; mutluluğa sebep olur. Aşağı bölgededeki ülkenin suyunu kısıtlama amacı taşıdığında, ortaya mutlaka 'şerri' çıkarır.

Yeryüzünde yaratılan her şey iyi. Dağlar, ovalar, yaylalar, bunların içinde oluşan ağaçlar, bitkiler ve mahsuller hepsi iyi. Amelisalih sonucunda bunlardan menfaatlenme, menfaatlendirme, rızıklanma ve rızıklandırma 'hayr' dediğimiz şeyi ortaya çıkarıyor. Amelisalih oranına göre hayrın topluma gelmesi çabuk oluyor.

Amelisalihin ihmal edilmesi, ya da insanların arasındaki hırs ve tamah, dağların, ovaların, yaylaların ve bunların içindekilerin 'hayırsız' kalmasına ya da bozulmasına sebep oluyor. Hırs, kavgaya; kavga kaosa; ve kaos savaşa dönüştüğünde, hayr olan herşey yanmaya, yıkılmaya ve bozulmaya başlıyor. 'Şer' dediğimiz olay gerçekleşmiş oluyor.

Hayr gibi şerrin acele gelmemesinin sebebi, akil insanların ortaya çıkması, bireylere, topluma, cemaatlere ya da devlet kurumlarına uyarıda bulunmasıdır. Hani Kur'an'ın bir çok yerinde 'resul' diye anlatılan kişiler var ya!.. Toplumda veya ülkede ortaya çıkan, uyarı yapan akil insanların vasfı, işte o anlatılan 'resul' gibidir. Yasin Suresi'ndeki iki kişinin, sonra, üçüncü kişinin topluma gönderildiği ve uyarı yaptığı olaya dikkat edilsin.

Hırs ve tamah ile ya da uyaranı ret etmeyle gelen şerrin sonucu ne olur?

''Le kuzıye ileyhim ecelühüm'' ifadesiyle belirtilen şey olur. Yani, onlara takdir edilen süre bitirilir. Çünkü, ''Fe nezeru ellezine la yercüne likaena fi tuğyanihim yamehün'' ifadesiyle belirtilen olay gerçekleşmiştir. Burada 'ecel' sözcüğüyle işaret edilen süre ömür süresi olabilir. Bu, o toplumun bulundukları coğrafya parçasınından ölerek veya sürülerek temizlenmesidir. 'Ecel' özgürlük süresi anlamında olursa, bunun karşılığı, bulunulan coğrafya parçasının o toplumun veya cemaatin cehennemi olacağıdır. 'likaena' kelimesi topluma hakim olan 'otorite' anlamını taşır. Otorite, belirtilmiş kurallara aykırı davrananları af etmeyecektir.

Tuğyan; kural uygulanmasında ifrat etme, zulme sebep olma halidir. Burada ülke içindeki cemaatler kendi sorumluluklarına dikkat edeceklerine ülkenin kurumlarının sorumluluğunu üstlenirler. Kurumlar lakayt kalırlar. 'Fî tuğyanihim' kelimesi hepsini içine alır. Bir cemaatin veya bir ülkenin ecelinin -ömrünün- hemen sona ermemesi, akil insanların uyarıya başlamasındandır. Dinleyip anlarlarsa ne ala. Yoksa ecel gerçekleşir.

İbrahim Faik Bayav / ŞAKİROĞLU
(15.06.2022 09:05)
 
Üst