Yükselen dindar sınıfların modayla imtihanı

Uzak Yollar

Doçent
Katılım
15 Eki 2009
Mesajlar
569
Tepkime puanı
14
Puanları
0
Yaş
53
Yaklaşık 20 yıl evvel tesettürlü kadınlara kıyafet üreten bir firmanın ilk kez podyumda tanınmış mankenlere ürünlerini sergiletmesi, büyük tartışmalar eşliğinde yeni bir döneme girildiğinin işaretlerini vermişti. En temel dinî terimlerden birini markalaştıran firmanın sahibi, gelen eleştirilere dinî söylemle mukabele etmiş; özellikle her tür kostümü sergileyebilen mankenlere birkaç saatliğine bile olsa başörtüsü taktırabildiği için duyduğu mutluluğu cihadının(!) semeresi olarak görmüştü. Bu esnada toplumda tesettür defilelerine yönelik farklı yaklaşımlar da gündeme gelmişti. Seküler yaşam tarzını genelgeçer bir norm olarak benimseyenler, dindar kitle içindeki farklılaşma ve yer değiştirmeleri zaten bir süredir şaşkınlık ve endişe içinde seyrediyorlardı. Tek tip modernlik anlayışını benimseyen bu çevreler, kendilerinden farklı hayat tarzlarının kamusal yüzlerinin belirginleşmesinden duydukları rahatsızlığı dile getirirken defilelerle gündeme gelen dindarların rüküşlüklerinden, zevksizliklerinden, kısaca modadan hiç anlamadıkları ve anlayamayacaklarından dem vuruyorlardı. En insaflıları "Onlar da kadın! Güzel görünmek onların da hakkı!" söylemi üzerinden tesettürlülerin şık görünme isteklerini makul karşılıyor gibi görünseler de kullandıkları dildeki üstten bakışı gizlemek için hemen hiçbir gayret göstermiyorlardı. Öte yandan söz konusu defileler dindar toplum kesimlerinde de farklı değerlendirmelere konu oldu. Bir kısmı Müslümanca ölçülerin gözetilmesi kaydıyla şık giyinmenin sadece dinin izin verdiği bir durum değil aynı zamanda bir gereklilik olduğunu dillendirirken; önemli bir kısmı İslami değerlerin kapitalizme kurban edilişi olarak gördükleri defilelere karşı pozisyon aldı.

Geçen zaman içinde defilelere paralel olarak tesettürlülere hitap eden moda dergilerinde, tesettürlü modacıların sayısında ve tüm bunları ilgiyle takip eden üst-orta sınıf yeni muhafazakâr genç ve orta yaşlı kadınların oranında hızlı bir artış oldu. Bu durum, aslında Türkiye'nin uzun şehirleşme ve sanayileşme hikâyesini takiben küresel kapitalizme dahil olma süreçleriyle alakalıydı. Ancak saplantılı bir laiklik anlayışını benimseyen sivil-askerî-siyasî elit uzunca bir süre toplumdaki dönüşümü anlamakta zorlandı ve dindar kesimleri muhtelif kısıtlamalarla kamusal alandan uzaklaştırdı. Buna rağmen eğitim ve ekonomi sahalarına nüfuz ettikçe kendilik bilincini pekiştiren dindarların hareketliliğine engel olunamadı.

Uzlaşı stratejileri

Çarpıtılmış bir kamusal alan tanımlamasıyla sadece üniversitelerden değil aynı zamanda kimi devlet hastanelerinden ve hatta restoranlardan, kısaca birçok toplumsal alandan tecrit edilen başörtülüler, bir yandan en temel vatandaşlık haklarından olan eğitim vesaire hizmetler için mücadele verirken; diğer yandan kamusal alanda daha kabul edilebilir görünürlük biçimleriyle var olma stratejileri geliştirdiler. Böylece seküler giyim anlayışının uzağına düşen 1970 ve 1980'lerdeki pardösüler yerine daha uzlaşmacı çağrışımlara sahip olan gömlekler, hırkalar ya da pantolonlar tercih edilir oldu. Başörtüsüne yönelik ön yargıları giderme bağlamında zımni bir ikna çabasının hissedildiği bu yeni tarz giyim kuşam anlayışı zamanla çalışma hayatında var olmak isteyen başörtülü kadınların giyim tercihlerini belirler hale geldi. Nitekim bugün çalışan başörtülü kadınların çok küçük bir kısmı pardösü giyinmekte; çoğunluğu ceket etek, pantolon ceket ya da gömlek kombinlerini tercih etmektedir. Bu tercihte belirleyici olan önemli bir diğer etken ise, işverenlerin modern hayatla uzlaşıya açık olduğunu düşündükleri giyim tarzına sahip olan kadınları daha muhafazakâr mesaj verdiğini düşündükleri pardösülü kadınlara tercih etmeleridir. Böylece, dindar kadınlar sadece geliştirdikleri uyum stratejileri nedeniyle değil aynı zamanda toplumsal beklentiler nedeniyle de moda etkisine açık hale gelmişlerdir.

Devamı için lütfen Tıklayınız
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
Aslında bu başlığı; Yükselen din(i)dar sınıfların modayla imtihanı olacaktı.Bunu yanlış atmışlar.:swoon:

Yahu üstü şişhane altı tophane bir giyim tarzından Allah Azze ve Celle Hz.leri razı mıdır değil midir?.Önce bunu sorgulasınlar.



Benim bildiğim, sözde tesettür firmalarından 10 tane var.Bunların hiçbirisi çarşaf üretmiyor ve satmıyor.Hepsi de süslüman hanımefendi kıyafetleriyle, saf ve temiz müslüman kızlarının paralarını israf etmekten başka bir şey değildir.Bu firmalarının hiçbirisi gerçek tesettür firması değildir.Tesettürün mağazası olur ama reklamı olmaz.İşbu din üzerinden menfaat sağlayan gafil fakat kendilerini uyanık zanneden firmalar sadece sömürü çarklarımız dönsün diye süslüman bir moda şekli ürettiler Bunların alayı, giydikleri elbiselerin hepsi haramdır.Zira hakkında hadisler vardır.

Tesettürün kralı, en iyisi ve Allah katında en uygun olanı çarşaftır.Buna itiraz eden olursa ben onun cahil olduğuna hükmederim.Zira İslam'da tesettür tarz değil, farzdır.Öyle nefsine göre bir başkası beni beğenecek diye sokakta vücut hatları belli olan giyimlerin hiçbirisi İslami değildir.BU TARZ OLARAK GİYİLEN SÖZDE TESETTÜR ELBİSELERİ SORGULAMAK AKILLI MÜSLÜMANLARIN İŞİDİR.

Siz bu benim ifadelerime ister kızın isterseniz ne derseniz deyin.Tekrar ediyorum, Allah'ın razı olmadığı bir giyim şeklinde asla hayır yoktur.Ve bu giyim tarzı ile ölürse ona rahmet edilmeyecektir.

GİYİNİK AMA ÇIPLAK OLAN BİR NESLİN DİNİ, DAR OLUR.TESETTÜR KEM GÖZLERDEN KORUNMAK İÇİN ALLAH EMRETMİŞTİR.ALLAH'IN BU EMRİNİ HAFİFE ALIP DAKENDİ KAFASINA GÖRE "BEN YAPTIM OLDU, BU BANA BÖYLE YAKIŞIYOR" DİYE SOKAKLARDA HAVA ATMANIN ANLAMI YOKTUR.HERKES YAŞADIĞI HAYATI SORGULASIN BU YETER ONA...
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
Öncelikle dindarlık nedir onu iyi kavrayamayan dininde ameli bozuk olur.Gerçek dindar kişi dinine halel getirmez, buna çok dikkat eder.Biz dindar kişiyi vasıflarken dini için can vermeye hazır olana diyoruz.Gerisi çakma dindarlardır.
 
Üst