Yollar ve çizgiler

Alper...

MarmaranınKralı
Katılım
10 Eki 2006
Mesajlar
9,574
Tepkime puanı
452
Puanları
0
Konum
İsLamBol
Web sitesi
cennetsarayi.blogcu.com
YOLLAR VE ÇİZGİLER

Sonu gelmeyen,sonsuzluk mef’umu olmayan yollar,uzun soluklu yollar…Sıra sıra,çeşit çeşit uyarı levhalarıyla donatılmış yollar.Kah yaylaya çıkan,kah sahile inen yollar…

Arabamın camından bakıyorum beyaz çizgilere, kesik kesik devam ediyor ama, ama asla bitmiyor.Bir ayrılık var,bir ritim bozukluğu var ama sırayı bozmuyorlar.Bir ülkenin etnik kökenlere ayrılması gibi.Hep ayrı ayrı ırklardan,milletlerden müteşekkil , hep bir bütünü temsil ediyor.Türkiye Cumhuriyetinin içerisini sorarsan bana,bir çok ırktan oluştuğunu söylerim.Ayrı ırklar ama bir bütünü teşkil ediyorlar.O halkların ,milletlerin birleşmesi T.C’yi oluşturuyor.

Beyaz ve kesik çizgilerin çağrışım yaptığı bu düşüncelerden silkeliyorum kafamı.Tekrar dalıyorum manzaraya.Arabam yavaş yavaş Perşembe yaylasına doğru çıkıyor.Etrafımı aniden bastıran sis,ince ve kıvrım kıvrım olan narin yolumuzu kaplayıveriyor.Mümkünatı yok göz gözü görmüyor.Bir adım sonrası belki de ölüm.Zira yan tarafımız uçsuz bucaksız bir uçurum.

Uçurum bazı zaman evrenin sonsuzluğunu hatırlatıyor bana.Belki de hayattaki seçim şansının tekliğini,yani “iyi düşün ve iyi karar ver,tek hakkın var” demek.Yada uçurum demek, rus düellosu da olabilir.

Bazen kaybederiz,”limitiniz doldu” der bir ses.Kalp çarpıntısı başlar.”Eyvah! Şimdi yandık” dersin.Oysa düelloyu kaybetmişsindir.Hakeza bazen de doğru seçimlerin ile kazanıvermişsindir…

Tabi ”uçurum” kavramı, ölüm ile yaşam arasındaki ince bir çizgi demektir.Ya ölüm, ya yaşam.Yaşamak nasıl hüner istiyorsa,ölmekte marifet gerektirir…yol boyu uçuruma dair mülahazalarım böyleydi.

Bir ara gözüme Karadeniz’in yeşili takılıverdi.Her yanım yeşil fındık ağaçlarıyla doluydu.Hatta bir ara kendimi fındık kurdu sanmıştım.Oysa ben ormanın içinde bir noktaydım ve her yanım yeşillenmişti.Sonra burkuldu yüreğim,insafsızca kıyılıp,bilinçsizce kuraklaştırılan ormanlarımız karşısında, yüreğim burkuldu.

Nefesim,soluğum kesiliverdi.Utanıyordum oksijen almaya.Hani bir atasözünde denilir ya; “İyilik yap,oysun gözünü” Ormanlar vazifelerini yapmalarıyla bizlere iyilik yapıyordu.Oysa insanoğlu ise adeta oyuyordu kökünü…

Alt üst ediyordu tabiatı.Hor kullanıyordu.Nasıl olsa her şeyi ona tahsis etmişti Yaratan,ama eklemişti ;” Düzeni bozmayın!” Kim tuttu,kim anladı bu öğüdü.Aksine kırıp geçirdi,zulmetti ve zalim oldu.

Çevre düzenlemesi adı altında çevreyi kırıp geçirdiler.Böyle yapmayın denildiğinde ise,biz ancak ıslah edicileriz dediler.Oysa kendi çıkarları için ormanlık alanları hektar hektar yakıyorlardı.Bu muydu çevre düzeni?

Sinirlerim yatışsın için Karadeniz’in temiz havasını ciğerlerime çektim.Eşsiz manzarasına takıldı gözlerim.Biliyordum müthiş manzarası karşısında gözlerim bayram ediyordu.O esnada seranat yapan kuşların şen şakrak sesleri de kulaklarımın pasını gideriyordu. Ve ben ,yorgunluğun verdiği etkiyle gözlerimi yumuyordum,Çizgileri sayıyordum,biliyordum elbet bitecekti çizgiler…

12 Muharrem 1432
18 Aralık 2010
Cumartesi
Alper...
 

İstihya

Doçent
Katılım
25 Eyl 2010
Mesajlar
723
Tepkime puanı
122
Puanları
0
Çizgilerin yol güzergahları değişsede hep devam edecek ....

Hani her bitiş yeni bir başlangıç edası ile bakmak belkide...

Ki ölümün aslında sonsuzluğa doğum olması gibi...

Bitişin Başlangıcı...

Tefekkür namına Hoştu vesselam..
 
Üst