K
Kaçak
Guest
Hem güzel bir hadiseyi haber vereyim ..
Hemde bir önceki dua konusuyla alakalı bir cümle yakaladım , onu paylaşayım istedim ...
Duanın ne oldugunu anlatan , kısacık bir hadise ..
Buyrun ilgili haber ...
15 Ocak 2011 Tarihinde Bursa’da Pakistan için bir araya geldik. Bursa İHH şubesinin düzenlediği programın amacı Pakistan için yapılacak köylere katkı sağlamaktı. İnşallah bu amaca ulaşılması için ilk adım atıldı. Binlerce lira toplanıldı köy için. Satın alınan biletlerin geliri ve yapılan bağışlar yüreklere serpilmiş su damlaları gibiydi. Serpilmiş su damlası demişken; Pakistan’ın son yüzyılın en büyük sel felâketlerinden birinde mağduriyetini göz ardı etmeyen tüm gönüllülerden Rabbimiz razı olsun.
Allah onlara bir yardım eli uzatmak istediğinde kalplerimize dokunur ve bizleri bir şeylere vesile olmak üzere yanlarına gönderir. Buna gönülden inanıyorum. Kışın ortasında sular altında kalan bir topluluğun bu büyük sınavı atlatmasına yardım edersek Allah da bize sınavları atlatmamızda yardım edecektir düşüncesiyle Pakistan’a gidecek yardımda tuz bulundurmak istedik hepimiz. Bu güzel programda neler oldu peki?
Küçük hafızımız Mehmet Emin, Kur’an tilavetiyle gönüllerimizi ferahlattı. Tüm salon Mehmet’in sesinin güzelliği ve okunan Kur’an’ın hikmetiyle birer Fatiha bağışladı Pakistan’daki müslümanlara…
Yalnız değildik, değiliz!
Ardından konuşma yapmak üzere İHH Bursa Başkanı olan Hüseyin Kaptan programa katılımın çokluğuyla onur duyduğunu, Müslümanları birlik ve beraberlik içinde gördüğünde hissettiklerini dile getirdi. Koca bir kazanda çorba yapmak gibi olan bu faaliyetlere bir tutam tuz atarak ya da pahalı sebzeler ve tahıllar atarak katkı sağlayan herkesin cennette bir arada olmasını tahayyül ettirdi sözleri bana. Nerede bir muhtaç varsa koşa koşa ‘’acil yardım’’ alarmı verip, organize olarak yardım eli uzatmaya çalışan kurumun kardeş kurumlarla muhabbeti de göz dolduruyordu. Bursa’da ne kadar dernek/vakıf varsa hemen hepsi oradaydı. Çünkü iyilikte yarışılırdı ancak zıt gidilmez, düşman olunmazdı; herkes bunun idrakindeydi.
“O benim babam!”
Ardından Bülent Yıldırım’ın yapacağı konuşmayı devralan Hüseyin Oruç beyefendi mikrofonu aldı. Programa katılamayan Bülent Yıldırım adına af dileyerek konuşmasına başlayan Oruç bizleri çok duygulandırdı. “Filistin denilince akla gelen ilk yardım kuruluşu olmak gariptir ki içime huzur ve hamd tohumları serpiyor. Yetim projesinde evlat edindiğim bir çocukla tanışma fırsatı bulmuştum. O çocukla sadece bir kez bir arada bulundum. Bana kaldıkları yurdu gezdirmişti. Bir daha onu görmedim. Sonra Mavi Marmara olaylarında beni televizyonda görmüş ve telaşlanarak ‘O benim babam!’ demiş. Bu hadiseyi duyduğumda tüylerim ürperdi ve gözlerim doldu. Bir evladım olduğunu hissettim. Bana dua eden küçük ellerin varlığını hissettim. Belki de onların dualarıyla İsrail hapishanesinden sağ salim dönebilmişizdir. Yetim projemiz şimdilik binlere ulaştı. Yüz bin, iki yüz bin, milyonlar… Derken bir dua halkası ve hayır dağları oluşacak inşallah. Pakistan’da yapılacak köylere gelecek olursak; bu zor durumu müslümanlar ve tüm hayırseverler hep birlikte atlatacağız inşallah. Yapılacak olan seksen köyün projeleri hazır. Masrafları ise siz hayırseverler sayesinde hazır. Allah kabul etsin.”
Ardından sahne alan küçük ilahi grubumuz “Dilruba Evleri Çocuk Korosu” sevimli ve samimi ilahi söyleyişleriyle hepimizin yüzünü güldürdü.
Çekilişte kazanan Pakistan yolcusu
Kalıcı Konut Projesi’nin hayata geçmesi için atılan bu büyük adımlarla Allah’ın rızasına ilerlemenin hazzını yaşayan Müslümanlar ellerini Pakistan için birleştirdi. Satılan biletlerin uç kısımlarında yer alan numaralar sökülüp bir fanusun içine atıldı. Çekilişle bu fanustaki numaranın sahibi Pakistan’a götürülecek ve olup bitenlere şahit olmasına vesile olunacaktı. “Görmedikçe gönül katlanıyor; görürseniz davanıza daha sıkı tutunacağınıza inanıyorum.” diyen Hüseyin Oruç’un bu sözleri salondaki herkesi heyecanlandırdı.
Salonda kermes köşesi, kitap köşesi gibi reyonlar da mevcuttu. “Boş oturmak yok, hayra devam!” Fikriyle satış standlarında faaliyetlere devam ediliyordu bir yandan.
Allah yardım filosunun yolunu açık etsin. Unutmayalım ki imdadına yetiştiklerimiz ahirette bizim imdadımıza yetişecek kimselerdir.
Öznur Balık “Ümmet için ne yapsak yetmez!” duygusuyla haber verdi.
*Hakka Sûresi-11
Hemde bir önceki dua konusuyla alakalı bir cümle yakaladım , onu paylaşayım istedim ...
Duanın ne oldugunu anlatan , kısacık bir hadise ..
Buyrun ilgili haber ...
15 Ocak 2011 Tarihinde Bursa’da Pakistan için bir araya geldik. Bursa İHH şubesinin düzenlediği programın amacı Pakistan için yapılacak köylere katkı sağlamaktı. İnşallah bu amaca ulaşılması için ilk adım atıldı. Binlerce lira toplanıldı köy için. Satın alınan biletlerin geliri ve yapılan bağışlar yüreklere serpilmiş su damlaları gibiydi. Serpilmiş su damlası demişken; Pakistan’ın son yüzyılın en büyük sel felâketlerinden birinde mağduriyetini göz ardı etmeyen tüm gönüllülerden Rabbimiz razı olsun.
Allah onlara bir yardım eli uzatmak istediğinde kalplerimize dokunur ve bizleri bir şeylere vesile olmak üzere yanlarına gönderir. Buna gönülden inanıyorum. Kışın ortasında sular altında kalan bir topluluğun bu büyük sınavı atlatmasına yardım edersek Allah da bize sınavları atlatmamızda yardım edecektir düşüncesiyle Pakistan’a gidecek yardımda tuz bulundurmak istedik hepimiz. Bu güzel programda neler oldu peki?
Küçük hafızımız Mehmet Emin, Kur’an tilavetiyle gönüllerimizi ferahlattı. Tüm salon Mehmet’in sesinin güzelliği ve okunan Kur’an’ın hikmetiyle birer Fatiha bağışladı Pakistan’daki müslümanlara…
Yalnız değildik, değiliz!
Ardından konuşma yapmak üzere İHH Bursa Başkanı olan Hüseyin Kaptan programa katılımın çokluğuyla onur duyduğunu, Müslümanları birlik ve beraberlik içinde gördüğünde hissettiklerini dile getirdi. Koca bir kazanda çorba yapmak gibi olan bu faaliyetlere bir tutam tuz atarak ya da pahalı sebzeler ve tahıllar atarak katkı sağlayan herkesin cennette bir arada olmasını tahayyül ettirdi sözleri bana. Nerede bir muhtaç varsa koşa koşa ‘’acil yardım’’ alarmı verip, organize olarak yardım eli uzatmaya çalışan kurumun kardeş kurumlarla muhabbeti de göz dolduruyordu. Bursa’da ne kadar dernek/vakıf varsa hemen hepsi oradaydı. Çünkü iyilikte yarışılırdı ancak zıt gidilmez, düşman olunmazdı; herkes bunun idrakindeydi.
“O benim babam!”
Ardından Bülent Yıldırım’ın yapacağı konuşmayı devralan Hüseyin Oruç beyefendi mikrofonu aldı. Programa katılamayan Bülent Yıldırım adına af dileyerek konuşmasına başlayan Oruç bizleri çok duygulandırdı. “Filistin denilince akla gelen ilk yardım kuruluşu olmak gariptir ki içime huzur ve hamd tohumları serpiyor. Yetim projesinde evlat edindiğim bir çocukla tanışma fırsatı bulmuştum. O çocukla sadece bir kez bir arada bulundum. Bana kaldıkları yurdu gezdirmişti. Bir daha onu görmedim. Sonra Mavi Marmara olaylarında beni televizyonda görmüş ve telaşlanarak ‘O benim babam!’ demiş. Bu hadiseyi duyduğumda tüylerim ürperdi ve gözlerim doldu. Bir evladım olduğunu hissettim. Bana dua eden küçük ellerin varlığını hissettim. Belki de onların dualarıyla İsrail hapishanesinden sağ salim dönebilmişizdir. Yetim projemiz şimdilik binlere ulaştı. Yüz bin, iki yüz bin, milyonlar… Derken bir dua halkası ve hayır dağları oluşacak inşallah. Pakistan’da yapılacak köylere gelecek olursak; bu zor durumu müslümanlar ve tüm hayırseverler hep birlikte atlatacağız inşallah. Yapılacak olan seksen köyün projeleri hazır. Masrafları ise siz hayırseverler sayesinde hazır. Allah kabul etsin.”
Ardından sahne alan küçük ilahi grubumuz “Dilruba Evleri Çocuk Korosu” sevimli ve samimi ilahi söyleyişleriyle hepimizin yüzünü güldürdü.
Çekilişte kazanan Pakistan yolcusu
Kalıcı Konut Projesi’nin hayata geçmesi için atılan bu büyük adımlarla Allah’ın rızasına ilerlemenin hazzını yaşayan Müslümanlar ellerini Pakistan için birleştirdi. Satılan biletlerin uç kısımlarında yer alan numaralar sökülüp bir fanusun içine atıldı. Çekilişle bu fanustaki numaranın sahibi Pakistan’a götürülecek ve olup bitenlere şahit olmasına vesile olunacaktı. “Görmedikçe gönül katlanıyor; görürseniz davanıza daha sıkı tutunacağınıza inanıyorum.” diyen Hüseyin Oruç’un bu sözleri salondaki herkesi heyecanlandırdı.
Salonda kermes köşesi, kitap köşesi gibi reyonlar da mevcuttu. “Boş oturmak yok, hayra devam!” Fikriyle satış standlarında faaliyetlere devam ediliyordu bir yandan.
Allah yardım filosunun yolunu açık etsin. Unutmayalım ki imdadına yetiştiklerimiz ahirette bizim imdadımıza yetişecek kimselerdir.
Öznur Balık “Ümmet için ne yapsak yetmez!” duygusuyla haber verdi.
*Hakka Sûresi-11
