Yeni Türkiye Kuruluyor. Yeni İslam Dünyası Yolda...

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Bugün, görevdeki askerler dahil bir takım az rütbeli-çok rütbeli askerler (kurmay) bir takım iddialarla, özellikle Darbeye teşebbüs suçlamasıyla yargılanabiliyorsa; işte bu 12 Eylül 2010 referandumuyla bizim eserimizdir. Muvaffak kıldığı için/bize ihsan ettiği için Allah'a hamd ediyorum. Sebeb olanlara teşekkür ediyorum. Allah hepsinden razı olsun. Bugüne kadar hiç görmediğimiz günlerdeyiz.

Hatırlayınız: O referanduma uzanan süreçte pekçok bilgi kirliliği, pek çok kışkırtma, pekçok planlanmış numara var idi. Ümidimizin bir tarafı hep titriyordu. Acaba bu tarihi fırsat elimizden kaçar mı deyip duruyorduk. Çok şükür çekindiğimiz olmadı.

Sonuçların açıklanacağı akşam da bir nebze hayal kırıklığı yaşamıştık. Yetersiz ama Türkiye'nin önünü açacak böyle bir temel yasa değişikliği, birilerinin kara propagandalarına kurban gitmişti ve yüzde 47 oranla reddedilmişti! İşin doğrusu, biz bu "mevcut düzen" devam etsin diyen oranı %35'leri aşmaz diye bekliyorduk ya... Neyse, geride kaldı. Kılpayı da olsa referandum gerçekleşti.

Bugün, işte şimdi, darbelerden birileri sorgulanabiliyorsa, bir takım "dokunulmazlara", "asla dokunulamamış olanlara" uzanılıp, derdest edilip alayı mahkemeye sevk edilebiliyorsa işte bu 12 Eylül zaferinin neticesidir. O zaman "göremeyen" gözler bu günleri görememişlerdi. Görselerdi belki farklı düşünürlerdi.

Bugün, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay gibi "Seçilmiş iktidarın" (milletin) koşu yoluna çıkarılmış "Yargı duvarı" büyük ölçüde çatırdamışsa; yargı darbeleri önemli ölçüde azaltılabilmişse, bunu da 12 Eylül zaferine borçlu bu ülke... İnşallah, kısa zamanda o duvarlar yıkılacak; yargı asli işine geri dönecek; seçilmiş iktidara karşı, şedid muhalif bir odak (alet) olmaktan çıkarılacaktır.

Chp ve Mhp ve Darbeci ve de Ulusalcıların, yargı siyasallaşıyor çığlıkları; aslında "yargı'yı kaybediyoruz, onu kendi çarkımıza kalkan olarak kullanamayacağız artık" anlamına gelmektedir.

Balyoz darbesi soruşturması, Özkök paşanın "Asker Başbakan'a bağlıdır, suçlu olan var ise tabii ki soruşturulsun" sözleri bir başlangıç. Mısır'da, Tunus'ta, Yemen'de, Umman'da, Ürdün'de, Filistin'de vs. gibi İslam ülkelerinde yaşananlar da inşallah bir başlangıçtır. Ok yaydan çıkmıştır.

İnşallah, Türkiye prangalarını çözer; "kurtarıcılarından" yakasını kurtarırsa, Allah'ın izniyle bir güç ve önder olarak ayağa kalkacaktır. Bu konularda kim ne derse desin, hangi hakikatsiz vehimlerini pompalarsa pompalasınlar, istemeyenler, çekemeyenler ne kadar çırpınırsa çırpınsın, ağıtçılar ne kadar kara çalarsa çalsın; vakıa budur ve biz inşallah bu atiden ümitliyiz. Ayağa kalkan Türkiye, yüz üstü yere yuvarlanmış İslam dünyasının da elinden tutup kaldıracak inşallah. Ne demiş işi bilenler: Kuyuya nerden girdiyseniz ordan çıkarsınız... Bir de demişler su akar yolunu bulur. İnsanlık tarihi içinde 100 ya da 200 senelik zaman dilimi çok çok kısadır. Akış 100 seneliğine yatağından çıkmış, çok değil...

Bu tarihi gelişmelerin farkında olan çok insanımız var. Onlardan birisi de Şamil Tayyar:

Yeni Türkiye nasıl kurulacak?, Şamil Tayyar - Star, 2011-02-16

Son Balyoz tutuklamaları ve bir internet sitesine yapılan baskınla ilgili tartışmaların yeniden tetiklediği “laik endişe”, modernitenin fantezisi olmaktan öte, sosyolojik ve siyasal travmaya dönüşme riskini kendi içinde barındırıyor.

Bu süreç iyi yönetilemezse, seçim atmosferi ve yeni Türkiye projeksiyonunu derinden etkileyebilecek bir boyut sergileyebilir. Bu riski ortadan kaldırabilecek veya minimize edebilecek en muktedir yapı ise siyasal iktidardır.

Hükümet olmakla iktidar olmak, tabi ki farklıdır. Çünkü biri şekli, diğeri reeldir. Zira, iktidar sahibi olmak muktedir olmayı gerektirir.

AK Parti, 2002 yılında işbaşına geldiğinde sadece hükümetti, gerçek manada iktidar değildi. Güç merkezinde askeri ve sivil elit bürokrasi oturuyordu, sandık sonuçlarına bakıp iktidarı milli iradeye teslim etmeye de niyetli değildi. Sarıkız ve Balyoz gibi darbe planlarının gerçek nedeni de milletin iktidar talebine dirençtir.

Aradan geçen 9 yılda Sarıkız gelin gitti, Balyoz’un sapı kırıldı, iktidar el değiştirmeye başladı. AK Parti ise bu iktidar değişiminde başat unsurdu.

Parlamento, tüm müdahalelere ve muhtıralara rağmen kendi özgür iradesiyle cumhurbaşkanını seçti.

Tüm eksikliklere rağmen yeni bir anayasa yapıldı, demokratik hak ve özgürlük alanları genişletildi.

Anayasa Mahkemesi, derin devletin siyasi partiler üzerinde oyun kurduğu bir enstrüman olmaktan çıkarıldı.

Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu, yargı tarlasını ihtiyaca göre süren, eken ve biçen bir aygıt hüviyetinden arındırıldı.

Yargıtay, statükonun hukuk koruyucusu kimliğinden kurtarılıyor.

Danıştay, alternatif hükümet gibi çalışmaktan uzaklaştırılıyor.

Ve daha niceleri...

Bir cümleyle özetlemek gerekirse; statüko, yok edilmese de dizlerinin üzerine çökertildi, “pert” oldu...


Allah Teala, Ümmet-i Muhammed'e saadet ve selamet ihsan eylesin.

2011 müjdeler ile başladı. Bu daha başlangıç. İnşallah ati Müslümanlarındır. Allah ve Resulünün vaadidir.

Ey Müslümanlar, nefs u şeytana uymayalım artık. Zikri fikri ibadeti, şükrü, salavatı tekbiri, selamlaşmayı, dualarımızı göz yaşlarımızı ihmal etmeyelim. Her gün daha fazla artıralım. İnşallah. Allah büyüktür ve kerimdir.


Ves'selam.
 
Katılım
19 Ocak 2011
Mesajlar
440
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
35
Allah'ın (c.c.) Hadi ismi en mükemmel surette tecelli ediyor...
Zaten Allah vaad etmiştir, vaadini elbet yapacaktır...
2012 yılında bu tecelli daha aşikar olacak diye umuyoruz inşaAllah, Allah-u alem...
"Fecr'e andolsun, on geceye, çifte ve teke.."(Fecr Suresi 1-3)

"Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca bana ibadet ederler ve bana hiç bir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkâr ederse, işte onlar fasıktır."(Nur Suresi 55)
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
İsrail'i ve Amerika'yı kutsayanların, zalimi ve küffarı otorite ve işlere hakim görenlerin; bu tarzlarından vazgeçmedikleri takdirde, gelecekte doğru safta ve kendisine nimet verilenlerin arasında olmayacaklarını; yıkılacak zulüm düzenlerinin altında kalacaklarını da ekleyelim bu vesileyle... :) Herkes, safını doğru belirlesin, inşallah. Müslümanlarla (Hakkı ayakta tutanlarla) aynı safta olmaya çalışalım. Basit hesaplar ile dengemizi bozmayalım. Ayrıca, Baş değil, ayak olmaya talip olalım; baş olmaya kim layıksa zaten zuhur edecektir. Ves'selam.
 
Katılım
19 Ocak 2011
Mesajlar
440
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
35
İnşaAllah, yanlış yola girmektense o saftakilerin ayağının tozu olalım yeter, nefse pek ağırda...
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
İnşaAllah, yanlış yola girmektense o saftakilerin ayağının tozu olalım yeter, nefse pek ağırda...

Allah razı olsun. Güzel bir temennidir. Biz de inşallah, o "kudsi" atinin ayağının tozu oluruz. Yüzümüzün karasıyla... Başımız açık, ayağımız yalın.
 
Üst