Sayın Duha ..
Sabıkalarım kabarıktır dogru ...
Mesajım üçüncü tekil şahıs üzerine kurulu dikkat ederseniz ..
Yeni Asyaya uzanmadım , mesajı sizinle sınırlı bırakmıştım ...
Baykal hakkında konuşmak ile , Erdogan hakkında konuşmak arasında bir fark yok kanımca ..
Her ikiside konum olarak siyaset yapan insanlar ve her ikisininde icraatlarını medya üzerinden takip ediyoruz ...
Baykal konusunda risale terbiyesi deyip susmayı tercih ederken ...
Erdogan hakkında konuşmak bence çelişkidir ...
Erdogan hakkında konuşabilirsiniz ama şu şekilde ..
Erdoganın eylemlerinin günlük hayatınıza yansımaları var ...
Dersinizki eskiden şöyle yaşardım , şimdi böyle yaşıyorum ..
Direk kendi gözlem ve deneyimlerinize dayalı bir görüş beyan edersiniz ...
Yoksa Baykalın medya üzerinden yaptıgı açıklamaları şupheli bulup , bunda bir iş var yaklaşımını ..
Erdoganın 60 anlaşmasına da yapmanız gerekir ..
Ondada bir iş oalbilir ..
Onu hayra bunu şerre yormak , zaten siyasetin kendidir azizim ...
Veya Siyaset yapıyor iken , Risalelerin siyaset ögretisine dem vurmayın ...
Veya muhattabınızı sabıkalandırıp yolunuza devam edebilirsiniz ...
Tercihlere saygılıyımdır ...
Haklısın kardeşim kendimi iyi ifade edememdim.
Bana söyler misin, Baykal mevzusunda eleştirilecek somut ne var?
Mesela, zina isnad ediyorlar.
Oysa ayet kaidesi belli: "Dört şahit getirseydin ya" demek lazım. Demek o konuda bir yorum yapılmaz. İstifa etmesinin perde arkasını hiç kimse bilmiyor. Herkez atıp tutuyor. Hak ile batıl karıştı. Bu tabloda ne söyleyeceksin.
Ama Erdoğan ile ilgili meselelerde yazıldığı vakit somut şeyler üzerinde duruluyor. Artık belli ve kesinleşmiş meselelere siyaset üstü yorum yapılıyor.
Mesela, Baykal'ın her bir şeyi anayasa mahkemesine taşıması eleştirilecek bir şeydir. Eleştirilmelidir de . Böyle bir zamanda susmak, dilsiz şeytan olmaktır.
Umarım bu sefer demek istediğimi anlamışsızdır.
...
Bir de şu var:
İsrail ile 60 anlaşma imzalamasını hayır ve şerre yormak gibi bir misyonumuz yok.
ama kalkıp "one minute" diyerek Müslümanaları umutlandırıp, 60 ihale vermek istere istemez şu soruyu sorduruyor:"Sözle böyle fiille böyle. Ne yapıyorsun?"
İşte bunu sormamak siyaset, sormak siyaset üstü olmaktır.
Bir de:
Risale-i Nur'un yüzden 65 imani, yüzden 35 i içtimai ve siyasi meseleleri içerir. Siyasi ölçüler verir. Siyasete dahil olmaz. Siyaseti tamir eder. Meselelerde nasıl tavır takınılması lazım geldiğini öğretir.
Siyasete dahil olmak demek, taraf olarak veya taraf olmayarak içine dahil olup, sanki bir siyasi parti gibi hareket etmektir.
Bakınız, Müslümanlar o kadar siyasete dalmış ki; siyasi rakibi Baykalı vurmak için ayet kaidelerini dahi feda ettiler.
Baykal videosuna "dört şahit yok. REd ediyoruz" diyemedilier.
Siyasetin cazibesi ile Baykalı haklamak için ayet kaidesini çiğnediler.
Heyhat, zafer Kur'an kaidelerinin üstüne basarak mı verilir?
İşte AKP'yi hiç bir Kur'ani ve İslami kaideyi çiğnemeden eleştirmek hak ve cazidir. Siyaset değildir.
Evet biz talebeyiz. Her bir şeye talim ettiğimiz mesleğimiz ile bakarız. Risale-i Nur'u talim ediyoruz. Risale-i nurla bakarız.
Siz de hak olan mesleğinizle baksanın mesele kalmayacak. Ben filan meslekteyim diyerek o mesleğin bütün esaslarını siyaset için çiğnemek siyasettir.